29 Ağustos 2022’de meydana gelen OS 35 ve ADAM LNG çarpışmasına ilişkin “Report on the investigation of the collision of OS 35 and ADAM LNG and the subsequent grounding of OS 35 on 29 AUGUST 2022” başlıklı resmî inceleme raporunda ortaya çıkan çarpıcı bulgulardan biri, gemilerdeki VDR (Voyage Data Recorder) kayıtlarının eksik ya da yetersiz olmasıdır. Raporda belirtildiğine göre, OS 35’in VDR sistemi kaza anına dair hiçbir veri kaydetmediği gibi, ADAM LNG’nin VDR’ı da sadece sınırlı veri sunabilmiştir. Bu durum, kazanın soruşturulmasında kritik öneme sahip ayrıntıların netleşmesini güçleştirmiştir.
VDR Sisteminin Önemi
VDR, gemilerin “kara kutusu” olarak bilinir ve kaza sonrası geminin konumu, sürati, rotası, makine kumandaları, radar ekran görüntüleri ve köprüüstü konuşmalarına kadar pek çok hayati bilgiyi kaydederek olası bir kazanın nedenlerini aydınlatmaya yardımcı olur. Uluslararası kurallara göre VDR cihazlarının her zaman çalışır durumda olması ve düzenli olarak test edilmesi zorunludur. Ancak OS 35 ve ADAM LNG örneğinde, rapora göre bu sistemlerden beklenen veriler tam olarak alınamamıştır.
OS 35’teki Eksikler
Raporda belirtildiğine göre, OS 35’in VDR cihazının son yıllık performans testi (APT) her ne kadar geçerli olsa da, kazaya dair kritik saatleri kaydetmediği anlaşılmıştır. Teknisyenler, kazadan sonra yaptıkları incelemede 29-30 Ağustos tarihli kayıtların bulunamadığını ve cihazın muhtemelen o esnada kapalı olabileceğini ifade etmişlerdir. VDR’ın kapalı olması, kasıtlı olup olmadığı ya da bir arıza sonucu mu gerçekleştiği soru işaretleri yaratmıştır. Arıza da olsa ihmal de olsa sonuç aynıdır: Kazanın en kritik dakikalarına dair gemi içi konuşmalar ve manevra emirleri kaybolmuştur.
ADAM LNG’deki Kısmi Kayıt
ADAM LNG gemisi ise en azından radar ekran görüntüsü ve köprüüstü ses kayıtlarının bir kısmını sunabilmiştir. Buna rağmen, konum, makine devri, dümen açısı gibi anlık verileri kaydeden NMEA veri akışı eksik çıkmıştır. Yani kazanın tam olarak hangi saniyede nasıl bir dümen veya motor komutunun verildiği net şekilde ortaya konamamıştır. Bu eksiklik, kazayı daha kapsamlı analiz etmeyi imkânsız kılmasa da büyük ölçüde zorlaştırmıştır.
Soruşturmanın Zorlaşması
VDR verileri olmadan yapılan bir kazanın soruşturmasında, gemi personelinin ifadelerine ve radar/otomatik tanımlama sistemi (AIS) gibi dış kaynak verilerine daha fazla bağımlılık söz konusu olur. Rapor, OS 35 kazasında deniz trafik hizmeti (VTS) kayıtları, AIS verileri ve görsel-işitsel delillerin kullanıldığını ancak bunların VDR kadar detaylı bir zaman damgası ve veri bütünlüğü sunamadığını belirtmektedir. “Raporda belirtildiğine göre” personel hatırlamaları ya da radar görüntülerindeki zaman farkları, kaza anına dair belirsizlik yaratabilmektedir.
Bu durum, kazanın gerçek nedenlerini tam olarak aydınlatmayı veya benzer kazaların gelecekte nasıl önlenebileceğine dair daha kesin bir yol haritası çizmeyi zorlaştırmıştır. Özellikle de OS 35’in kaptanının çarpışma anından hemen önce neden tam yol ileri emir verdiği, köprüüstünde nelerin konuşulduğu gibi veriler net şekilde kaybolmuştur. ADAM LNG tarafında da motor ya da dümen hamlelerinin zamanlaması ve büyüklüğü eksik kalmıştır.
Rapordaki Tavsiyeler
Resmî inceleme, gemi sahipleri ve işletmecilerin VDR sistemlerinin periyodik bakımlarını daha titiz yapmaları, mürettebatın da bu sistemleri devre dışı bırakmamaları için gerekli prosedürleri hazırlamaları gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca, VDR’ın kapalı ya da arızalı olması durumunda liman otoritelerine ve klas kuruluşlarına derhal bildirim yapılması önerilmektedir. Aksi halde, kritik kazalarda suç ya da ihmal şüphesi doğabilmekte ve hukuki süreç karmaşıklaşmaktadır.
Bu kaza aynı zamanda, VTS sistemleri ve pilotaj hizmetleriyle yakın koordinasyon içinde olunması gerektiğini de gösteriyor. VDR kayıtları, pilotun ya da VTS’nin gemiye ne zaman ve hangi uyarılarda bulunduğunu kanıtlayabilmek açısından önem taşıyor. Gibraltar gibi yoğun trafiğe sahip limanlarda, bu tür dijital kayıtların sağladığı şeffaflık ve hesap verilebilirlik büyük değer taşıyor.
Sonuç
OS 35 ve ADAM LNG arasındaki çarpışma, VDR kayıtlarının deniz kazası soruşturmalarındaki vazgeçilmez yerini bir kez daha gündeme getirmiştir. Rapora göre, eğer VDR kayıtları eksiksiz alınabilseydi, kazanın oluş şekli ve son dakikalardaki kritik kararlar çok daha net analiz edilebilecekti. Denizcilik sektörünün tüm paydaşları, bu kaza vesilesiyle VDR kullanımına yönelik prosedürleri, testleri ve kontrolleri yeniden gözden geçirerek benzer olayların tekrarlanmasını önlemek için adımlar atmak zorundadır. Aksi takdirde, hem güvenlik hem de çevre açısından büyük riskler devam edecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: