Ukrayna Rus "Gölge Filosu"nu Vurduğunu Resmen Duyurdu: Kaptan Cahit İstikbal Nokta Atışı Bilmişti
Karadeniz'de suların ısınmasına neden olan ve Türk kara sularına yakın bir bölgede gerçekleşen tanker patlamalarının perde arkası aralandı. Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), Türkiye açıklarında seyreden iki Rus tankerine yönelik operasyonu resmen üstlendi. Bu açıklama, olayın hemen ardından TGRT Haber canlı yayınında değerlendirmelerde bulunan Deniz Emniyet Derneği Başkanı Avukat Kaptan Cahit İstikbal'in analizlerini birebir doğruladı. İstikbal, henüz resmi bir açıklama yapılmamışken saldırının oluş şeklini, kullanılan mühimmatı ve hedef seçimin arkasındaki stratejiyi isabetle öngörmüştü.
Uzman İsim Mayın İhtimalini Eleyip Adresi Göstermişti
Olayın sıcaklığı sürerken ve kamuoyunda gemilerin mayına çarptığı iddiası konuşulurken TGRT Haber ekranlarında Yakup Sağlam'ın sorularını yanıtlayan Kaptan Cahit İstikbal, mayın ihtimalinin zayıf olduğunu vurgulamıştı. İstikbal, bölgede o sırada 50 ila 60 civarında gemi bulunduğunu, bunların arasından özellikle Rusya'nın Novorossiysk limanına giden ve yaptırım listesinde olduğu iddia edilen iki tankerin seçilmesinin tesadüf olamayacağını belirtmişti. Saldırının niteliğini değerlendiren İstikbal, bölgeden gelen bilgilerin drone saldırısını işaret ettiğini ve özellikle Ukrayna'nın "Sea Baby" (Deniz Bebeği) olarak adlandırdığı deniz araçlarının kullanılmış olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu ifade etmişti.
Ukrayna İstihbaratı Saldırıyı ve Gemi İsimlerini Doğruladı
Ukrayna basınında yer alan ve güvenlik kaynaklarına dayandırılan son haberler, Türk uzmanın tespitlerini haklı çıkardı. Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), 28 Kasım tarihinde "Kairos" ve "Virat" isimli iki Rus petrol tankerinin "Sea Baby" adlı deniz dronlarıyla vurulduğunu duyurdu. Açıklamada, Ukrayna Donanması ile ortaklaşa yürütülen operasyonun başarıyla tamamlandığı ve gemilerin kritik hasar aldığı belirtildi. Vurulan gemilerin Kremlin'in "gölge filosuna" ait olduğu, şeffaf olmayan mülkiyet yapıları ve "kolay bayrak" uygulamalarıyla uluslararası yaptırımları delmek için kullanıldığı ifade edildi. İstikbal'in analizinde belirttiği gibi, her iki tankerin de saldırı anında boş olduğu ve yük almak üzere Novorossiysk'e gittiği resmi kaynaklarca da teyit edildi.
Boş Gemilerin Seçilmesi ve Verilen Stratejik Mesaj
Saldırının dolu tankerler yerine boş gemilere yapılması, Kaptan Cahit İstikbal tarafından bilinçli bir strateji olarak yorumlanmıştı. İstikbal, dolu bir tankerin vurulması halinde büyük bir çevre felaketi yaşanacağını ve bu durumun doğrudan Türkiye sahillerini etkileyerek Türkiye'yi kızdıracağını belirtmişti. Saldırganların bu hassasiyeti gözeterek, çevreye büyük zarar vermeden Rusya'ya gözdağı vermek amacıyla boş gemileri hedef aldığı değerlendirmesi, operasyonun detaylarıyla örtüştü. Gemiler boş olsa da makinelerinde kullanılmak üzere taşıdıkları binlerce tonluk yakıt nedeniyle yangınların uzun süre devam etmesi, verilen mesajın şiddetini artırdı.
Şimdi Ne Olacak? Türk Ekonomik Bölgesindeki Saldırının Hukuki Sonuçları
Saldırının Türkiye'nin 12 millik karasularında değil, Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içerisinde gerçekleşmiş olması uluslararası hukuk açısından kritik bir ayrım oluşturuyor. Hukuken uluslararası su niteliğinde olan bu alanda gerçekleşen saldırı, doğrudan Türkiye'nin egemenliğine veya toprak bütünlüğüne yapılmış bir savaş ilanı sayılmıyor. Ancak bu durum, Türkiye'nin haklarının ihlal edilmediği anlamına gelmiyor. Uluslararası deniz hukukuna göre, savaşan ülkeler başka bir ülkenin ekonomik bölgesinde askeri faaliyet yürütebilirken o ülkenin haklarına "gerekli özen"i göstermekle yükümlüdür. Ukrayna bu saldırıyla Türkiye'nin ticaret yollarını tehlikeye atarak ve potansiyel bir çevre kirliliği riski yaratarak bu özen yükümlülüğünü ihlal etmiş durumdadır.
Türkiye'nin bu noktada diplomatik ve hukuki adımlar atma hakkı saklı bulunuyor. Gemilerin depolarındaki yakıtın sızması durumunda oluşacak çevre kirliliğinin temizlik faturası ve kurtarma operasyonu masrafları için Türkiye'nin tazminat talep etme hakkı doğuyor. Ankara'nın, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin uygulayıcısı ve bölgedeki istikrarın teminatı olarak, savaşın ticari sahalara sıçramasından duyduğu rahatsızlığı diplomatik kanallardan iletmesi ve tarafları Türk ticaret sahasından uzak durmaları konusunda uyarması bekleniyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: