ÇİN EKONOMİSİ VE DENİZ TAŞIMACILIĞI (2014 ilk 9 ay Sonuçları) YAZAN HARUN ŞİŞMANYAZICI Ekonomist  1-GİRİŞ Bilindiği üzere Çin ekonomisi ile Deniz Ticaret Sektörü arasında yakın bir korelasyon bulunmakta ve Çin ekonomisi durduğunda özellikle dökme

ÇİN EKONOMİSİ VE DENİZ TAŞIMACILIĞI (2014 ilk 9 ay Sonuçları)

YAZAN HARUN ŞİŞMANYAZICI Ekonomist 

1-GİRİŞ

Bilindiği üzere Çin ekonomisi ile Deniz Ticaret Sektörü arasında yakın bir korelasyon bulunmakta ve Çin ekonomisi durduğunda özellikle dökme yük piyasası bundan büyük ölçüde etkilenmektedir. 2004-2008 arasında deniz taşımacılığı piyasasındaki köpürme ve özellikle 2008 krizi sonrası 2010 yükselmesi  diğer hususlar meyanında ağırlıklı olarak Çin ekonomisinin büyümesinden ve yarattığı finansal genişlemeden kaynaklanmıştır. Deniz taşımacılığının içinde bulunduğumuz dönemdeki krizi ise bir taraftan aşırı gemi tonajı arzından diğer taraftan ise Çin ekonomisindeki soğumadan neşet etmiştir. Beklentiler ve umutlar Çin de ekonominin yeniden yükselişe geçmesi olmakla beraber  Çin de hala beklenen patlama ne yazık ki olmamaktadır. Bundan böylede eskiden olduğu gibi iki haneli büyüme rakamları bir daha görülmeyecektir.  Bu yıl için beklenen %7.5 büyümenin de IMF beklentileri doğrultusunda bunun altında gerçekleşeceği ihtimali ağırlık kazanmıştır. Önümüzdeki yılda Çin %7 büyüyecektir.  Yapısal ve Finansal tedbirler alındığı taktirde bu büyüme %7 ler civarında  devam edecek sonra daha aşağılara düşecektir. Yapısal ve finansal iyileştirme sağlanmadığı taktirde  ise IMF ‘e göre söz konusu büyüme oranının %3.5 lara kadar düşme ihtimali yada riski mevcut olup bu dünya ekonomisi için büyük bir felaket olacaktır. Ancak bu çok uç bir beklenti olup bundan böyle en az bir 10 yıl ortalama %7 büyümesi ve daha sonra 2030 kadar %5.3 düşmesi beklenmektedir. İçinde bulunduğumuz yıllarda son 2 yıldır Çin  Ekonomisi  daralmamakta ancak hızlı bir büyümede görülmemektedir. Hedeflenen büyüme oranına (%7.5)yavaş büyüme hedefi adımları ile yaklaşılmaya çalışılmaktadır.

Bu durum iki farklı Başbakan’ın uyguladığı ekonomi politikasından kaynaklanmaktadır. Wen Jıabao’nun  yerine gelen Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı  Li Keqıang’ın 18 aydır uyguladığı politika Web gibi finansal genişleme ve iç talebe dayalı bir büyüme modeli değil, Çin endüstrisinde yapısal bir değişme ve finansal politikalarda reform yapmaya dayanmaktadır. Emek yoğun ucuz mallar yerine daha ınnovatif ve daha fazla katma değeri yüksek ürünlerin imalatını yani sanayi ürünlerin hem kalitesinin hem de niteliğinin gelişmesini planlamaktadır. Aşırı üretim kapasitesini düşürmeyi , piyasadaki aşırı finansman ve borçlanma miktarını dikkate alarak borçlanmayı ve kredi almayı daha sıkılaştırmayı, gölge bankacılık ile mücadele etmeyi ve bunları zapturapta almayı, mahalli  hükümetlerin borçlanmasını kontrol etmeyi uygulamaya çalışmaktadır. Diğer bir politikası ise inşaat yatırımlarını azaltmaya çalışmak ve Gayri Menkul varlık vergisi reformudur(Bina ve Arsa vergisi). Ancak tüm  bunlar daha düşük bir büyüme pahasına gerçekleşmektedir. Yani bu ekonomik model sonucu büyüme düşmektedir.(  Bu uygulamalar da IMF ın tavsiyeleri ile çoklukla örtüşmektedir.  Çünkü Çin bunu yapmadığı taktirde çok daha büyük İktisadi çalkantı ve çöküntü ile karşılaşacaktır.) İki haneli büyüme rakamlarından %7-7.5 gibi bir büyüme modeli ise ,jeopolitik ,jeolojik ve meteorolojik riskler ile bütünleştiğinde mevcut tonaj arzı fazlalığı karşısında deniz ticaret sektöründe içinde bulunduğumuz sıkıntıyı yaratmaktadır. Li Keqıang bu yeni ekonomik yapılanmaya giderken bir çok faktör yanında Çin’in uzun dönem demografik yapısını da dikkate almaktadır. İlginç bir şekilde bizim bildiğimizin yada düşündüğümüzün  dışında Çin nüfusu da yaşlanmaktadır.  2030 da Asya Ülkeleri en kalabalık bölge olmakla birlikte ortalama yaş 35.5 olacaktır. Aşağıda Kıtalar itibari ile Milyon olarak nüfus miktarı ve ortalama yaş gösterilmektedir.(2030 tahmini) 

Diğer önemli olan husus ise Çin de Çocuk yapma konusunda sınırlama olduğu ve bunun  ,sıkıntı yarattığı düşünülse de yapılan araştırmalar bunun böyle olmadığını ve genç nüfusun tek çocuk bile yapmak istemediğini ortaya koymaktadır. Fakat diğer bazı kaynaklarda;bu tespitten farklı olarak Çin’in Doğurganlık verilerinin doğru olmadığını kırsal kesimlerde bir çok ailenin çocuklarını sakladıkları iddia edilmektedir.

Li Kegıang Orta Gelir tuzağına yakalanmamak için Finansal genişleme ve kredi-borç ilişkisine dayalı bir model yerine yapısal değişiklik ve endüstriyel transformasyon ile daha yüksek bir gelir düzeyini yakalamayı planlamaktadır. Dikkat edilirse bu model ,emek yoğun mal üretimi yerine daha teknoloji yoğun ve katma değeri yüksek yükte hafif pahada ağır bir üretim modeli olup dökme yük piyasası için olumlu bir gelişme değildir.

Çin’ın bu gün içinde bulunduğu finansal krizin kaynağını ise 2008 krizi  ve bunu aşmak için Wen Jıabao’nun aldığı tedbirler oluşturmaktadır. Piyasayı canlandırmak için o tarihte 586 Milyar usd yi piyasaya enjekte etmiştir. Piyasanın fonlanması ile Çin M2 si ,piyasaya sunulan para ,2008 de Gsyıh nın %150 sinden bu gün için %200 e çıkmıştır.(100 Trilyon CNY)işte asıl sıkıntı budur. Bu nedenle 1.5 ay önce Çin Maliye Bakanı piyasada aşırı bir parasal bolluk olduğunu bunun düşürülmesi gerektiğini savunmuştur.(Bizde bunu daha önceki raporlarımızda belirtmiştik)
Çin ekonomisi için bu gün için iktisaden kötü olan durum o günkü koşullara göre Çin ekonomisi için önemli faydalar yaratmıştır. Wen’in bu genişleme politikası Çin Dış Ticaret hacminin büyümesine ,sağlıklı ve güçlü bir Ödemeler Bilançosu dengesinin sağlanmasına ,büyük iç rezerv miktarının yaratılmasına ,güçlü dış finansal yapı ve kur politikasının oluşturulmasına ,istikrarlı bir ulusal para değerinin korunmasına imkan sağlamıştır. Tabi en önemlisi büyük büyüme oranları sağlanmıştır. Hem de gelişmiş ekonomilerin büyük bir iktisadi kriz içinde oldukları bir dönemde bu  sağlanmıştır.

Bilindiği üzere Dünya Finansal krizi, dünya genelinde varlıkların relatif(izafi)fiyatlarına kayışı tetiklemiştir. Gelişmiş ülkeler aşırı kamu borcu stoku ile karşı karşıya kalmış ,varlık fiyatları ve kurlar düşmüştür. Bu durumda Çin’ın alım gücü ise yükselmiştir. Bu durum Wen’ın teşvik politikaları ile bütünleşerek Çin’ın yatırım ve finans kabiliyetini önemli ölçüde artırmıştır. Yeni Zelanda ve Peru gibi ülkeler Çin ile karşılıklı Serbest Ticaret Anlaşması yaparak aralarındaki ticaret hacmini genişletmişlerdir. Gelişmiş ekonomiler yabancı yatırımlarını kestikleri dönemde  Çin küresel ekonomiye ihtiyaç duyulan finansmanı enjekte etmiştir. Yunanistan’ın da dahil olduğu bir çok ülke , özellikle Afrika Ülkeleri bu sermayeye ulaşabilmek için Çin ile ikili ilişkilerini geliştirmişlerdir.

Örneğin 2009 yılında Jamaika içinde bulunduğu iktisadi krizden kurtulmak için geleneksel müttefiki ABD ve İngiltere ‘den finansal yardım talebinde bulunmuş ancak bir sonuç elde edememiştir. Çin ise bu ülkeye içinde bulunduğu krizi atlatması için 138 Milyon usd   borç vermiştir. IMF ‘e sağladığı fonlarda ayrı bir husustur. Gelecek yıl Çin’ın dış yatırımları yıllık 100 Milyar usd olacaktır. Çin artık net mal ihracından net sermaye ihracına geçmektedir.(Bkz PRF DR ZHANG JUN FUDAN UNIVERSİTY-China’s continued development demands that it continues to enlarge its capacity and influence in foreign assistance)

 Bunu da bu ABD nin bu konudaki politikasını değiştirip üretime ağırlık verdiği bir dönemde yapmaktadır.

 Tüm bu oluşumlar  ise 2008-2009 Finansal krizinin daha da kemikleşmesini önlemiş en azından deniz ticareti açısından rahatlama yaratmış hatta Dünya Ticareti 2010 yılında 2008 ve önceki yıllardan daha fazla artmıştır. Bu gün deniz taşımacılığında görülen durum Çin kaynaklı bir genişlemelerin artık taşan nehrin kendi kaynağına çekilerek normalleşmesinin yarattığı sıkıntılar olup, sektörün bu yeni duruma kendini adapte etmesi gerekmektedir. 
 Girişi bu kadar uzun tutmamızın nedeni bundan sonraki bölümlerde belirteceğimiz hususların altında yatan ekonomik gerçeklerin belirtilmesi amacına matuftur.

Kıtalar İtibari ile Nüfus Miktarı (Milyon)ve Ortalama Yaş 

2-EYLÜL AYI ÖNCÜ PMI INDEKSLERİNE GÖRE ÇİN EKONOMİSİNİN DURUMU

HSBC Öncü Çin İmalat PMI ‘I Eylül ayında 50.5 olmuştur. Beklenti 50 idi Ağustos ayında ise 50.2 idi Ağustos ayına göre nispi olarak çok az da olsa biraz artış görülmektedir . Ancak önemli olan daralma anlamındaki 50 nin altına düşüş olmamasıdır. Genişleme ise 0.5 ile çok sınırlı olmaktadır.(Kesin sonuçlarda ise 50.5 değil 50.2 olarak gerçekleşmiştir.)

Çin İmalat Sanayi Üretim İndeksi ise Eylülde öncü göstergelere göre 51.8 olmuştur. Bu index taktir edileceği üzere daha iyidir. Çin de üretim artışı devam etmektedir. Ancak bir önceki aya göre bir artış da olmamıştır. Ağustos ayında da Index 51.8 idi. Fakat bu son iki ayın en düşük okumasıdır.

Çin İmalat Sanayi Faaliyetleri Eylül ayında böyle bir gelişme beklenmemesine rağmen (düşme beklenmekteydi) artmıştır. Ancak bu olumlu durum istihdam cephesinde aynı şekilde gerçekleşmemiştir. Fabrikada çalışan işçi sayısı bakımından son 5.5 yılın en alt seviyesine inmiştir.

Bu durum bizim açımızdan önemlidir. Çin de talep hala istenilen seviyede olmadığından gerekli hızlı bir büyüme görülmemektedir. Çin hükümeti de ,sonraki bölümlerde açıklanacağı üzere ,ekonominin yavaş bir şekilde inişine göz yummakta ve  canlandırmak için sınırlı teşvik tedbirleri dışında ciddi bir adım atmamaktadır.(Bu konuda belli tedbirlerin alınacağı şeklinde bir sürü söylem olmasına rağmen ,hatta bazen tersi dedikodularda piyasaya girmektedir)ancak bilinen şudur ki Çin politika yapıcıları ciddi bir işsizlik yaratmadıkça ve hedeflenenden daha düşük bir büyüme ihtimali olmadıkça ekonomideki inişi ve soğumayı tolöre edebileceklerini belirtmektedirler. İşte bu gerçekten hareketle ,yavaş yavaş imalat sanayinde  istihdam yaratamama riskleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Fakat bunu önlemek için  kayda değer  bir finansal genişleme için hükümetin elini bağlayan diğer bir husus aşırı iç borçlanma ve finansal risklerdir. Kaldı ki Başbakan Li ‘nin uyguladığı ekonomi politikası buna uygun olmamaktadır. 

Dolayısı ile bana göre sınırlı bir finansal genişleme yapılarak alt yapı ve yol yapımlarına ağırlık verilecektir. Nitekim öyle yapılmaktadır. Ancak tüm bu hususlar Çin de ekonomiyi canlandırmak için bir şey yapılmadığı anlamın da değildir. 

Sözü edilen handikap ve dar boğazlara rağmen ekonomiyi canlı tutmak için Çin sınırlı ve ufak teşvik tedbirlerini uygulamaya çalışmaktadır. Bu nedenle ,söz konusu teşvik ve diğer sosyal yardımlar vb nedeni ile Mart ayı verilerine göre Bütçe açığı %12.5 artışla 221 Milyar usd ye ulaşmıştır. Ancak taktir edileceği üzere bu açıkta Çin’in başına beladır. Bu nedenle çok büyük hareketler yapmadan bu Bütçe açığını, iç borçlanma miktarını ve finansal riskleri dikkate alarak önümüzdeki günlerde hareket edecektir.
 

Çin’deki bu gelişmeler nedeni ile Piyasa Çin ekonomisinin söz konusu bu performansı hususunda endişe etmeye başlamışlardır.( Zaten tüm bu durumlar BDI de Eylül ayının son iki haftasındaki düşüşler  ile fark edilmiştir. Şu an  BDI 963 dedir.)Bu endişenin nedeni Çin verilerindeki  son aylardaki hayal kırıklığından sonra çok ufak bir artış olmasıdır. Ancak bazıları bu artışı bile Euro bölgesi ile mukayese ettikleri zaman olumlu bir gelişme olarak değerlendirmektedirler. 

Endüstriyel üretim Çin de 2008 den beri en düşük seviyesindedir. Ekonomik açıdan hayati olan emlak sektörü Aralık 2013 den beri sürekli düşmektedir. (Aralık 2013 97.21 Ağustos 2014 94.79)Emlak fiyatları ise Ağustos ayında ,birbirini takip eden aylar itibari ile ,4 cü kez düşmüştür. 
Ayıca yeni inşa faaliyetleri azalmaya başlamıştır. Buda Giriş bölümünde de belirttiğimiz üzere Li’nin genel ekonomi politikasının bir parçasıdır.

PMI Alt ındekslerde istihdam piyasası Çin de 46.9 a düşmüştür. Şubat 2009 dan beri en düşük seviye olarak kayıtlara geçmiştir. İhracattaki düşme yaklaşık 10 Milyonarca Çinliyi işsizlik ile tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. (Yukarıda da söylenildiği üzere bu değerlendirmeler piyasa aktörlerinin tespitidir. Çinli resmi otoriteler böyle bir kaygı taşımamakta tam tersi ekonominin yeni iş imkanları yarattığını düşünmektedirler. ) 

Gerçekten de Eylül ayı nihai sonuçları özellikle Servis sektörü için böyle gerçekleşmiştir. Fakat bu yukarıda da açıklandığı üzere bu fabrikalarda çalışan işçi sayısındaki azalma gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Fakat Çin de işsizlik oranı 2002-2014 arası ortalama % 4.14 olmuştur. Bu yılın ilk çeyreği ve ikinci çeyreğinde de %4.1 olmuştur.  2013 de de işsizlik bu orandaydı.)
 

İhracattaki bu düşme 2014 Temmuz ayında görülen yıllık %14 artıştan sonra görülen düşmedir. Çünkü Ağustos ayında beklenti %8 artış iken %9.4 ihracat artışı olmuştur. Mayıs ,Haziran aylarında yıllık ihracat artışı ise sırası ile %7 ve %7.2 olmuştur.  Ağustos ayında ihracat artışına karşın ithalat da %2.4 düşme görülmüştür. Böylece  Çin de dış ticaret fazlası 49.8 Milyar USD olmuştur. Eylül ayında ise yeni siparişlerde ve yeni ihracat siparişlerinde nispi bir artış görülmüştür.

(Ağustos ayında Çin ihracatındaki  önemli artış ekonomi uzmanlarının bir kısmınca küresel iktisadi krizden çıkıldığına yada  bir yükselmeye işaret ettiği şeklinde değerlendirilmişse de, diğer bazıları aksini savunmuşlardır. Nitekim 1 ay sonra ihracat artışı yaklaşık 5 puan düşmüştür. Bu artış muhtemelen envanter yenilenmelerinden kaynaklanmıştır ki buda konteyner navlunlarında nispi bir artış yaratmıştır. Geçen raporlarımda da belirtildiği üzere MAERSK CEO su bu arızı talep artışlarına işaret etmektedir.)

Ağustos ayında İthalat da görülen beklenmeyen düşüş ise mahalli talepteki düşmeden kaynaklamıştır. Bu dönem zarfında şirket yatırımları ve emlak alımlarında  yukarıda söylenildiği üzere bir azalma meydana gelmiştir.  Bu emlak sektöründe ve mülk edinme  indekslerindeki düşme Çin ekonomisinin soğumasındaki en büyük işaret fakat aynı zamanda sıkıntı olarak görülmektedir.  Çünkü Emlak Sektörü Çin ekonomisinin %15ini oluşturmaktadır.

Eylül ayı öncü PMI Indeksi biraz iyi çıkmış olsa ve buda Çin de iktisadi faaliyetlerde nispi bir canlanmaya işaret etse de, hala Çin Merkez Bankasından bazı ekonomiyi canlandırma tedbirlerini alması beklenmektedir. (Eylül ayı nihai kesin sonuçları ise kötü çıkmıştır. Kötü derken yanlış anlaşılmasın hala değerler 50 üstü olup artış yada genişleme miktarı düşmektedir.)

Fakat buna karşın bazı kaynaklar, hatta zaman zaman resmi otoriteler  ekonomideki iyileşmenin yavaş olduğunu, ancak böyle devam ederse bunun işsizliğe yol açacağını belirtmektedirler.(Bazı kaynaklarda bunun tersini söyleseler de) Diğer taraftan bir bütün olarak ekonominin çok kötü olmadığı hala %7.4 gibi bir büyümenin yakalandığı , ancak hızlı büyümek için vites değiştirmek bakımından problem bulunduğunu ileri sürmektedirler.(Ekonomiyi canlandırmak için yapılacak parasal genişleme şu an Çin ‘in karşı karşıya bulunduğu iç borç miktarı problemini  ve bütçe açığını daha da artıracaktır. )

Şu an Çin’ın Sosyal Politikaları nedeni ile GSYIH nın %73 üne yükselen bir iç borç problemi  ve piyasa da aşırı bir para arzı bulunmaktadır. IMF EN FAZLA 2 YIL İÇİNDE YAPISAL FİNANSAL REFORMLAR İLE  BUNU DÜŞÜRMEYİ ÖNERMEKTEDİR)
Hükümet yetkililerinin görüşüne göre istihdam bir kenara bırakılırsa PMI ve diğer kriterler nispeten iyi gerçekleşmiştir. Toplam yeni siparişler artmış yeni ihracat talepleri Mart 2010 dan beri en üst düzeye ulaşmıştır. Çin politika yapıcıları Çin ekonomisi hususunda umutludurlar.(Bu tespit ve değerlendirmenin  Eylül 2014 Kesin PMI sonuçlarının gelmesi ile Ekim başında değiştiği  yönünde piyasaya haberler girse de  Ekim ortalarında Çin resmi otoriteleri eski politikalarında ve görüşlerinde ısrarcı olmuşlardır )

Çin Başbakanı Li Keqıang 10 Eylül 2014 tarihinde  Tıanjın de yapılan Dünya Ekonomik Formunda yaptığı konuşmada  Çin’in Ekonomik durgunluk ve yavaşlama ile mücadele   önlemlerini çok daha agresif bir şekilde uygulayacağı hususunda bazı dedikodular bulunduğunu ,( Bunları bizde   daha önceki raporlarımızda  dile getirmiştik)bunların doğru olmadığını , mevcut tedbirlerden memnun olduklarını ancak bunun vaat edilen  ve uygulamada olan teşvik tedbirleri gerçekleştirmekten de geri kalmayacaklarını belirtmiştir. Nitekim  Çin Merkez Bankası 5 Büyük Çin Bankasına geçtiğimiz ay 81 Milyar usd Para enjekte etmiştir.

İlaveten aşağıdaki beyanatta bulunmuştur.

‘’Global ekonomideki krize rağmen Çin ekonomisi sert bir şekilde düşmeyecektir. Çin ekonomisi olukça dirençli/elastik ve büyüme konusunda çok büyük imkanlara sahiptir. Aldığımız reform önlemleri bu gün için yeterli ve iyi olup, ekonominin hızlı düşüşünü engelleyecek mahiyettedir. Bu yılın ilk başında Çin ekonomisi %7.4 büyümüştür. Enflasyon %2.3 dür. Alınan tedbirler ile ekonomi üzerindeki aşağı yönlü baskılar azalmış ve daha fazla iş imkanı yaratılmıştır. 

Dolayısı ile uygulanan tedbirlerden hükümet memnundur.( Ancak Çin Başbakanı’nın istihdam ile ilgili bu değerlendirmesi yukarıda belirtilen gerçekler ve istatistiki veriler ile örtüşmemektedir. Sanırım burada söylenmek istenen mukayeseli olarak yeni iş imkanlarının yaratıldığıdır. Ama buna rağmen bazı alanlarda bu yeni iş imkanlarının yaratılmasında zorlanılmaktadır. Belki alınan  önlemler işsizliğin artış hızını düşürmüştür. )

Önemli reformlar yoldadır. Bunlar ; Şirket  tescillerinin  basitleştirilmesi (Sımplıfıcatıon of Busıness registratıon), vergi düşürme hedeflerinin tutturulması, İdari faaliyetlerin daha etkin hale getirilmesi( streamlınıng admınıstratıon ). Bunlar gerek tarım gerekse servis sektörlerinde büyümeyi artıracaktır.’’

Başbakan Çin ekonomisini  ihracat için imalat sanayi üretimine  odaklanmak ve sabit sermaye yatırımlarına ağırlık verilmesi noktasından ,daha dengeli ve sürdürülebilir bir tüketim modeline dönüştürmek için ınnovatıon’unun  (yaratıcılık)önemine  vurgu yapmıştır. 900 Milyonluk bir iş gücünün bu konuda her türlü inanç ve şevke sahip olduğunu ,yaratıcılık kanının ,engellenmelere tabi olmayan toplumlarda akacağını (ne kadar inanarak söylüyorsa)belirterek, küçük ve orta ölçekli firmaların sermayeye ulaşmakta problemleri olduğunu bu firmaları ınnovatif faaliyetlerde bulunmak için gerekli sermaye ile buluşturmak için önlemler alacaklarını izhar etmiştir. 

(Bilindiği üzere Çin öce Küresel ekonomi içinde bir montaj ülkesi iken , daha sonra montaj edilen parçaları üretmeye başlamış ,bilahare son yıllarda kaliteli ürün üretmek için dünyanın bir çok yerinde yatırım yapmış ortaklıklar tesis etmiş,(Örneğin Moda ve tekstil konusunda İTALYA da yaptıkları gibi)daha sonra ile ARGE çalışmaları ile ınnovasyon ve marka yaratma faaliyetleri işine girişmiştir. Önceleri  emek yoğun ucuz malların ihracatına ve teşvik ve kredi ile iç talebe dayalı bir kalkınma modeli benimserken bilahare son yıllarda sürdürülebilir ve dengeli kalkınma için endüstriyel transformasyon ile kaliteli ve katma değeri yüksek sanayi ürünü ve sağlıklı finansal yapıya dayalı ekonomi modeli benimsemiştir. Ancak ,hala iç talep önemini korumakla birlikte , yukarıda da açıklandığı üzere burada daha önce halka verilen krediler, gölge bankacılık sistemi, emlak balonu , lokal hükümetlerin borcu (local hükümetlerin çok büyük borcu bulunmaktadır)ve bunun GSYIH ya olan yüksek oranı vb gibi finansal riskler nedeni ile bu finansal riskleri  kontrol eden dengeli ve kontrollü bir büyüme modeli benimsemiştir.  Alınan Makro ekonomik politikalar sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. Çin ‘in kalkınmasında kaynak yaratmak bakımından   iç tasarruf oranın yüksekliği  GSYIH nın %50 önemli bir unsur olurken, diğer taraftan iç talebe dayalı bir kalkınma bakımından ise çok olumlu bir etki yaratmamaktadır. Çin dünyanın en büyük tasarruf oranına sahip olan ülkesi olup bunun nedenleri ayrı bir makale konusu olacaktır. )

Yukarıdan da anlaşılacağı üzere Çin deki Ekonomi politikasını yönlendirenler ekonomiyi canlandırmak için büyük tedbir paketleri veya hızlı bir büyümeyi düşünmemektedirler. Ufak hedefler ile, kontrollü bir şekilde önünü göre göre bunu yapmak istemekte ve bunu yaparken de emlak sektöründeki daralma ve parasal yeni dengeleri görmezden gelmeyi tercih etmektedirler. (ABN AMRO)

Çinli ekonomistlere göre ekonominin şu an tali sağlamlaştırıcı politikalara ihtiyacı bulunmaktadır. İkinci viteste olsa da hala ekonomi büyümektedir. Hedeflenen ve uygulanan önlemler ideal olmaktan biraz uzak olsa da, Çin ekonomisi şu an bir daralma alanında bulunmamaktadır. Çin ekonomisi yavaş ve geçici bir zayıflamayı aşmaya çalışmaktadır. Böylece ekonomi kurmaylarının elindeki ağır silahlar (ÖRNEĞİN FAİZ ORANLARI ,RRR (MUNZAM KARŞILIK ORANLARI)bulunmakla beraber şu an için buna ihtiyaç duyulmamaktadır. Yani ekonomiyi canlandırmak için faiz oranlarını ve  mevduat munzam karşılık oranlarını düşürmek gibi)(Ancak  bu görüşler  geçen 1-2 ay önce söylenilmiş olsa da ,Eylül ayında Çin Başbakanı’nın söylemleri ile uyuşmaktadır. Fakat bilindiği üzere benim daha önceki raporlarımda yine piyasadaki analist ve uzmanların görüşlerine ve yapılan istihbaratlara dayandırılarak, Çin hükümetinin ekonomiyi  canlandırmak için munzam karşılık oranlarını ve , küçük esnafa uygulanan bazı vergileri düşüreceğinden , alt yapı yatırımlarına ağırlık vereceğinden bahsedilmişti. Bu hususlar aşağıda açıklanacağı üzere bölgesel kalkınmanın teşviki bakımından Nisan 2014 de uygulamaya konmuştur. )

Çin hükümeti bölgesel kalkınma politikası olarak, kredi ve büyümeyi teşvik etmek üzere Kırsal Bölgelerdeki Bankaların Munzam Karşılık Oranlarını %2 Kırsal Kredi Kooperatiflerinin Munzam Karşılık Oranlarını ise %0.5 düşürmüştür. (Bu 25 Nisan 2014 tarihinden itibaren effektif olmuştur)(Bkz Chına Cuts Reserve Ratıo for Rural Banks)Ancak çok daha fazlasını parasal genişleme ile yapma imkanı bulunmayıp tam tersi iç borçlanma ve özellikle local hükümetlerin bono çıkarmalarını ve borçlanmalarını kontrol edecek yeni mali tedbirler almak zorundadır .

 Bu reformlarda gecikmesi halinde IMF e göre Çin de önemli bir bankacılık krizi ortaya çıkacak ve Çin’in önümüzdeki yıllarda büyümesi  BEJING’in tahminlerinin çok altında olarak 2020 ye kadar %3.5 a kadar düşebilecek ve önümüzdeki yıl  büyüme %7.5 değil %6.5 -%7 arasında olacaktır. (Bkz IMF Warns of Slower Chına Growth Unlessd Beıjıng Speeds up Reforms)Goldman Sacks ise önümüzdeki 5 yıl Çin Gsyıh’ nın %7 nin biraz üstünde olacağını vurgulamaktadır.(BKZ Chına Lıkely to Lower 2015 Growth Target to %7)

Şu an içinde bulunulan durum ve yukarıdaki açıklamalarımızdan anlaşılacağı  üzere

i)    Çin hükümeti kontrollü bir iyileştirme politikası uygulamaktadır
ii)    Bejing bu yılki büyümenin mın % 7.5 olmasını planlamaktadır. Ancak IMF tahmini %7.4 Goldman tahmini ise %7.3 dür.(Son gelen veriler ile Bejıng’ın tahminin gerçekleşmeyeceği hükümet yetkililerince de kabul edilmiştir.Kaynak Bloomberg Türkiye 2 Ekim 2014.Fakat daha sonra bu konuda başka bir yerde böyle bir söylem yada habere rastlanılmamıştır.)
iii)    Alt yapı yatırımları yol yapımları devam edecektir. Bu ekonomiyi canlandırmak ve büyümeye katkı sağlamak bakımından önemli olacaktır. Nitekim IMF daha yeni yaptığı açıklamada (Bloomberg)Gelişmiş Ekonomilerin büyüyememe problemini alt yapı yatırımlarının azlığına bağlamakta ve gerek Gelişme Yolundaki Ülkelerin gerekse Gelişmiş Ülkelerin büyümeleri için alt yapı yatırımlarına ağırlık vermelerini tavsiye etmektedir. Bir anlamda Keynezyen bir politika önermektedir. Çin de bilindiği üzere alt yapı yatırımlarına ağırlık vermektedir.
iv)    Ağustos ayında İhracatın fazlalaşması ve ihracatın düşmesi Dış Ticaret fazlası yaratmıştır. Bunun eninde sonunda Yuan üzerinde etkisi olacağı ve değerinin artacağı düşünülmektedir. Bu ise ihracatı ters yönde etkilerken ithalatı teşvik edecektir.

 Ancak Çin toplumu geliri yada sahip olduğu paranın satın alma gücü arttığı zaman teoride olduğu gibi bunu hemen harcamaya dönüştürmemekte tasarruf yapmaktadır. Bu Yuan ‘ın değer kazanması hane halkı tüketimine çok fazla yansımayacaktır. Ancak üretici iç piyasa yerine dış piyasadan alımı tercih edecektir. Zaten Çin dışında emtia fiyatlarının çok düşmesi nedeni ile üstelik kaliteli malın daha düşük fiyatla ithal edilmesi ulusal mallara talebi düşürmüş buda diğer mallarda olduğu gibi demir cevheri üreticilerini de vurmuş ve bu şirketler üretimlerini  ya azaltmış yada askıya almışlardır. Şimdi güçlü YUAN ve düşük dış dünya malları fiyatları ile ulusal ürünler yerine ithalat tercih edilecektir. Bu deniz taşımacılığına ilave talep yaratacaktır. Ancak içeride üretimin durması işsizlik demek olacaktır. Çin’de işsizlik sigortası da olmadığından bu talep yaratacak gelirin olmaması demektir. 

Talep bir müddet biriktirilen tasarruflar ile yaratılsa da bu durum daha sonra nihai tüketim malları için ilave bir iç talep  daralmasını  yaratacaktır.

 Deniz taşımacılığı bakımından bu talep düşüşünün negatif etkisi beklenen  ihracat artışı ile karşılanmaz ise (Dünya ekonomisinin yataya geçişi ve hala çok kırılgan oluşu),pek karşılanacak gibi görünmemektedir. İç talepteki daralmanın yaratacağı hammadde  ithalatındaki  düşme navlun piyasalarında da  nispi bir daralmaya neden olabilecektir.

v)    Ancak dikkat edilirse Yuan da beklenen bu değer artışı FED faiz leri artıracağı dedikodusunun olduğu ve usd’nin bir çok para birimi karşısında değer kazandığı döneme rastlamaktadır. 

 Yani Yuan usd karşısında değer kazanırken usd de zaten Yuan karşısında değer kazanmaya başlayacaktır. Bu iki ters yönlü hareket Yuan’ın çok fazla artışına neden olmayabilir. Kaldı ki Çin çok uzun süredir uyguladığı politika gereği güçlü Yuan dan hoşlanmamakta ve her gün piyasadan USD satın alarak Doların değerinin Yuan karşısında yüksek olmasına gayret etmektedir.(+- %2 lik bir bantta hareketine müsaade etmektedir. Hedef %1 dir)  Buda IMF’in Çin ekonomisinin problem ve riskleri olarak ileri sürdüğü husus olmakta ve Dövizi baskılamaması ve serbest bırakmasını tavsiye etmektedir.(Exchange rate lıberalization)IMF e göre Yuan olması gereken değerin %5-10 altında bulunmaktadır.

vi)    Ayrıca iç talep daralmasına bağlı ve aynı zamanda Yuan’ın değer kazanması ile ihracattaki potansiyel düşme riski Çin de işsizliğin yukarda söylenildiği üzere  artması anlamına gelecektir. Çin Hükümeti buna asla müsaade etmez. Çünkü Çin için istihdam büyüme kadar  önemli bir hedeftir. Dolayısı ile bu konjonktürde Yuan da çok önemli bir yukarı hareketin olmayacağı düşüncesindeyim.(Kur Politikasında bir liberalizasyon olmaz ise)

vii)    Bu tahlile göre Yuan’ın değeri artmaz ise yada çok düşük oranda artarsa ,2015 ortalarında ABD de faiz artırımına bağlı olarak USD ‘nin değerinin artması  ve buna bağlı olarak emtia fiyatlarındaki düşme  Çin’in ham madde ithalatını* ve mamul madde ihracatını artırabilir. Bu ise deniz taşımacılığı için türev talep demektir.

*Normalde tersinin olacağı düşünülse de bizim varsayımımız USD artışı nispetinde emtia fiyatlarında düşme olacağı ve ihracat artışının ham madde talebini artıracağı düşüncesine dayanmaktadır.
viii)IMF Çin’in ekonomik kalkınma modelinin daha çok tüketici talebine (iç talebe) ve daha az ihracat ve sermaye yoğun endüstrilere dayandığını ileri sürerek bunu eleştirmektedir.  Kısaca daha basit tüketici malları yerine yani emek yoğun üretim modeli yerine daha teknoloji yoğun üretim modeline geçmesinin gerektiğini savunmaktadır. Li hükümetinin ekonomi politikası da bu paraleldedir. IMF’ın önerdiği emlak vergilerini de uygulama çalışmaları içindedir.

 Aslında  elektromekanik ürünler  Çin ihracatının %57sini oluştursa da bunların parçaları Japonya, Tayvan gibi ülkelerden gelmekte ve Çin de montajı yapılmaktadır. Çin katma değeri %30 lar düzeyindedir. (Bu durum ise taktir edileceği üzere Çin Başbakanının yukarıda sözü edilen söylemleri ile şimdilik  pek uyuşmamaktadır)

IX)IMF’in burada belirtilen eleştirilerine Çinli yetkililer ve ekonomistler karşı çıkmakta  ve iç borçlanmayı düşürmek içinde gerekli tedbirleri aldıklarını emlak balonu ve bankacılık krizi gibi bir krizin Çin de olmayacağını çünkü emlak piyasasında mülkün bedelinin %50sının peşin ödendiğini ve bankaların taşıdığı risk miktarının çok fazla olmadığını ,Çin tasarruf oranın yüksek olması nedeni ile yüksek borç GSYIH oranının diğer ülkelerde olduğu gibi Çin için problem yaratmayacağını ileri sürmektedirler.

IMF’İN ÇİN GSYIH ‘NIN ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA ARTIŞ ORANI İLE İLGİLİ TAHMİNİ

 IMF tahmini gerçekleşirse bunun Özellikle dökme yük taşımacılığı için yaratacağı türev talep azalması izahtan varestedir. Çünkü 2004-2008 Deniz Taşımacılığı köpürmesinin arkasında  yukarıda da açıklandığı üzere diğer hususlar meyanında özellikle Çin bulunmaktadır.

X-Çin’ Bloomberg Türkiye’de Ekim başında verilen haberlerde Eylül ekonomik verilerinin kötü çıkması nedeni ile hedeflenen büyüme hızının yakalanamayacağı endişesi ile Çin hükümetinin emlak sektörünü teşvik tedbirleri aldığını belirtmiştir. Bu tedbirler içinde Emlak alımlarında(ilk alımlarda ) peşin ödeme miktarlarının ve  Morgıç ratelerinin düşürüldüğü ,2 ci ve 3 cü alımlarda da bazı iyileştirmeler yapıldığı belirtilmiştir. Ancak Ekim ortasında piyasaya giren haberlerde Çin resmi otoriteleri bu teşvik tedbirlerini Eylül sonunda uygulamaya koyduklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca gerek Çin Merkez Bankası Yetkilileri gerekse ,Maliye Bakanlığı sözcüleri 8-12 Ekim tarihlerinde yaptıkları beyanatlarda ufak teşvik tedbirleri dışında ne emlak sektöründe nede ekonominin diğer alanlarında büyük teşvik tedbirleri uygulamayacaklarını buna bu gün için ihtiyaç duyulmadığını belirtmişlerdir. Bunu büyük bir konut fazlasının olduğu ı ve yeni inşaat miktarının düştüğü dönemde belirtmişlerdir. Ben daha önceki tahminlerimde Çin’deki emlak stoku fazlalığını ve Li hükümetinin Emlak sektörünün ekonomi içindeki ağırlığını düşürme politikasının bulunduğunu bilmediğimden. Emlak sektöründeki bu soğumanın mutlaka Çin hükümetini harekete geçireceğini teşvik tedbirlerini uygulamaya zorlayacağını ve bunun sonucunda bu sektörün yeniden canlanarak bunun deniz taşımacılığına olumlu katkısının olacağını ön görmüştüm. Sektördeki genel beklenti yada düşüncede bu yönde olmuştur.

Beklentilere  paralel olarak bu teşvik tedbiri gelmiş ancak kapsamı çok büyük olmamıştır. Buna göre bu yeni politikanın deniz taşımacılığı açısından etkilerinin ne olacağı aşağıda incelenmiştir.

a)Çin de Ev sahibi olmak kültürel, sosyolojik ve mevcut rejim politikası bakımından önemli olmaktadır. Çin de işsizlik sigortası yada sağlık sigortası olmadığından (Halk sağlık giderlerini kendi karşılamaktadır)vatandaşlar tasarruf yapmakta ve bir ev sahibi olmaya çalışmaktadırlar bunu kendi gelecekleri için bir sigorta olarak görmektedirler. Ev sahibi yada bir odası olmayan gençlere kız verilmemektedir.

Gençler evlenmeleri için gerekli olan ev yada odaya sahip olmak için ilk peşinat miktarını ödemek üzere tasarruf yapmaktadırlar. Bu eskiden mülk bedelinin %50 si idi. Şimdi teşvik politikası ile bu miktar düşürülmüştür. Bunun doğal olarak yeni konut taleplerini artıracağı aşikardır.

b) Ancak (a) de belirtilen talep artışı fiyatların düşmediği bir ortam için geçerlidir. Son 4-5 aydır emlak fiyatlarının sürekli düştüğü bir ortamda fiyatların yarın daha da düşeceği ihtimali ile vatandaş ev almak istemeyecek ve bekleyecektir. 

c)Buna karşın hükümetin bir şey yapmasını ve bu fiyat düşüşünü durdurması beklense de , Maliye Bakanlığı bunu kontrol için ellerinde bir çok enstrüman olduğunu ancak şu an için bunları devreye sokmaya gerek olmadığını, piyasanın kendi kendine bunu sağlayacağını ,arz ve talebe göre piyasada fiyatların oluşacağını, zaten fiyatlarda çok fazla şişme olduğunu ,emlak fiyatlarındaki düşmenin bir normalleşme olduğunu ileri sürmektedirler. Fakat taktir edileceği üzere buda bir risktir. Çünkü evi pahalı olarak satın alan vatandaş kredi borcunu ödeyemediği zaman banka bu mülkü düşük bir fiyattan nakde  çevirerek zarar edecektir. Ancak Çin maliye bakanı bu bakımdan bankaları sürekli olarak takipte tutuklarını ve geri ödenmeyen riskli kredi miktarının  sadece %1 olduğunu belirtmektedirler. 

d)Bu durumda bu teşvik tedbirleri ,emlak piyasası tam istikrara kavuşmadan beklenen talep artışını yaratmayacaktır. Talep artışı sınırlı miktarda olacaktır.

e)Bu sınırlı talep ve piyasa dengeye kavuştuktan sonra oluşacak gerçek talep artışı mevcut stokları eritmeden yeni inşa artışına talep olmayacaktır. Bu nedenle  söz konusu teşvik tedbirlerinin yaratacağı talep artışının inşaat girdi talebini  artırması (Çimento,Demir,Cam vb) bunun sonucu olarak Demir Cevheri ,Kömür , Bakır ,Kılınker talebinin artması ve en sonunda bunun deniz taşımacılığında yaratacağı türev talep artması mevcut stokların ne kadar sürede eriyeceğine ve ilave emlak talebinin miktarına bağlı olacaktır. İşte bu nedenle Emlak sektöründeki bu yeni sınırlı teşvik tedbirleri hemen önümüzdeki 1-2 ay içinde deniz taşımacılığında olumlu bir etki yaratmayacaktır.

3-EYLÜL AYI KESİN PMI SONUÇLARI VE ÇİN HÜKÜMETİNİN MUHTEMEL POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ

Yukarıda açıklanan tüm hususlar Eylül ayı öncü İmalat Sanayi İndeksleri ve Üretim indekslerine ve Ağustos ve Eylül ayı içinde Çin yetkililerinin çeşitli vesileler ile yaptıkları beyanatlara göre hazırlanmıştır.

2 Ekim 2014 Tarihinde Piyasaya giren haberlere göre İmalat Sanayi PMI İndeksinin kötü gelmesi üzerine HSBC İmalat Sanayi PMI ı ,bizim yukarıda belirttiğimiz  öncü İndex figürü olan 50.5 a göre daha düşük olarak 50.2 olarak gerçekleşmiştir. 
Bu Son 3 ayın en düşük Ağustos okuması ile aynı olmuştur. Oysa öncü index hatırlanacağı üzere biraz umut yaratmıştı. Üretim artışındaki düşme ise son 4 ayın en düşüğü olarak gerçekleşmiştir.  HSBC Çin Bileşik Üretim Indeksi  Ağustos ayındaki 17 ayın en büyük okuması olan 52.8 den 52.3 e gerilemiştir. Ancak son 5 aydır peş peşe artmaktadır.  Servis Pmı da kötü çıkmıştır. Yani Servis PMI ın daki genişlemede de düşme görülmektedir. Ancak buna rağmen servis sektörü hala güçlü durumdadır. HSBC Çin Servis Faaliyetleri Indeksi Ağustos ayındaki 54.1 den 53.5 a düşmüştür. Dolayısı ile  Eylül ayında gerek imalat gerekse servis sektöründeki faaliyetlerde zayıf bir büyüme yada genişleme görülmüştür. Eylül ayında gerek İmalat gerekse servis sektörlerinde yeni iş yada sipariş alımları devam etmiştir. Fakat İmalat Sanayindeki artış çok yavaş az olmuştur. Servis sektöründeki yeni siparişler güçlü bir şekilde artmaktadır.

 Fakat buna rağmen Ağustos ayındaki son 19 ayın en üst noktasına göre düşük kalmıştır. Meseleye istihdam açısından baktığımızda Servis sektörü yeni iş imkanları yaratmaktadır. İmalat Sanayinde ise bu bakımdan çok az artış olmuştur. Bileşik girdi fiyatları ise 5 aydır ilk defa düşmüştür. 

Yukarıdan da anlaşılacağı üzere tüm Index değerleri 50 nin üstündedir. Yani bir daralma küçülme yoktur,  ancak artış yada genişleme oranı özellikle İmalat sanayinde düşmektedir. 
Tek olumlu gelişme  İhracat ile ilgili taleplerin Mart 2010 dan beri en hızlı artışı olmuştur. Bu yıl Çin’in aşağıda belirtilen demir cevheri ithalindeki artış da iç talep düşmesine rağmen ihracatındaki artıştan kaynaklanmaktadır.  İşte bu istisna dışında, diğer olumsuz veriler karşısında  2 Ekim de Bloomberg Türkiye tarafından  Bejıng’ın  bu yıl büyümenin hedeflenen miktarda gerçekleşmeyeceği hususunda kani olması nedeni ile  (IMF %7.4 GOLDMAN ise %7.3 olarak tahmin etmektedir.)Emlak piyasasını canlandırmak için tedbirler almaya karar verdiği duyurulmuştur. Bu habere göre  ev alımlarında peşinat miktarı düşürülecek faizler de nispi bir indirim uygulanacak ikinci ve üçüncü ev alımlarında bazı kolaylıklar sağlanacaktı. Bunun deniz taşımacılığına olan etki ve katkısı ise yukarıda belirtilmiştir.

Hal böyle olmakla beraber ;Ekim ayı ikinci haftasında Çin yetkililerince yapılan açıklamalar  Bloomberg Türkiye’nin Ekim başında belirttiği ve bizde de sevinç yaratan Emlak Piyasasının yeniden canlandırılacağı haberlerinin  umduğumuz gibi olmadığını ortaya koymuştur.

 Bloomberg haberleri doğru olmakla beraber  Çin yetkililer bu tedbirleri Eylül sonunda aldıklarını beyan etmişler ve bu sektöre şimdilik  daha fazla bir teşvik uygulamayacaklarını belirtmişlerdir. Piyasaya verdikleri resmi imajda bizim bu yazının başında belirttiklerimiz ile paralel olmuştur.

Yani büyüme hedefleri yakalama imkanının azalması nedeni ile paniğe kapılarak emlak sektörünü ihya edecekleri gibi bir resmi politika piyasaya yansımamıştır. (Buradan da görüleceği üzere gerek Çin gerekse Dünya ekonomisi bakımından gündem ve bilgiler haftalık olarak değişmeye ve bazen birbirleri ile çelişkili olmaya başlamıştır.)

Ekim ayında günümüze kadar Çin yetkililerinin Çin ekonomisi ile ilgili olarak yapmış oldukları beyanatların bir özeti aşağıda verilmiştir.

i)Çin Merkez Bankası Baş Ekonomisti Ma jun’un  12 Ekimde basına yapmış olduğu açıklama ;(Bkz China – PBOC economist says no need for big stimulus)
‘’Çin’ın yavaşlayan ekonomisinin ,bu yavaşlama nedeni ile büyük teşvik paketlerine ihtiyacı yoktur. İş piyasası hala güçlüdür. Ülkenin aşırı ısıttığı emlak sektöründe keskin bir düşme olsa da, bunun istihdam üzerinde henüz ciddi bir etkisi görülmemiştir. 
 Büyüme rakamları bakımından keskin bir düşmede beklenmemektedir.’ ’Dikkat edilirse bu beyanat Ekim ayı başında Çin yetkililerine atfen büyüme endişeleri ile örtüşmemektedir.
‘’Emlak piyasasındaki soğuma Çin ekonomisinin geleceği  ve büyüme oranı hususunda endişelere neden olsa da, servis sektörü özellikle Internet , sağlık sektörü hızla büyümektedir. ‘’
Bilindiği üzere Çin de Elektronik alış veriş ve bu alanda yaratılan istihdam giderek artmaktadır.

ii-Çin Maliye Bakanı yardımcısı Zhu Guanguyao ise aşağıdaki beyanatı vermiştir.(Bkz China sees no need for big stimulus for property, economy)11 .Ekim 2014 
‘’Çin hükümeti Emlak Sektörünü dikkatli bir şekilde takip etmektedir. Ancak ne bu sektörde nede ekonominin diğer alanlarında bu gün için büyük teşvik programlarına gerek bulunmamaktadır.
 Emlak fiyatlarındaki son aylardaki sürekli düşmeye rağmen bu bir problem değildir. Çünkü daha önce emlak fiyatları çok fazla şişmiş olup, şimdi normalleşmeye başlamıştır. Geçmişte Çin hükümeti bu alandaki fiyat dalgalanmalarını kontrol etmek istedi. Ancak bunu etkin bir şekilde gerçekleştiremedi. Biz bu piyasayı ve fiyat düşmelerini sıkı bir şekilde kontrol ediyoruz ,ancak piyasanın kendi mekanizmasına müdahale etmiyoruz. Piyasanın kendi arz ve talep kanunlarının işleyişine ve buna göre Emlak Fiyatlarının belirlenmesine müsaade ediyoruz. Biz bu konuda çok sayıda makro ekonomik araçlara ve imkanlara sahibiz ,ama bu gün için bunları kullanmaya istekli değiliz.’’

Bankaların bu Emlak Krizi piyasasından ne derece etkileneceği sorulduğunda  Zhu aşağıdaki cevabı vermiştir;

‘’Bankaları sıkı bir şekilde takip etmekteyiz. Bankalar bir kriz durumunda buna karşı koyacak önemli kapital imkanına sahiptirler*. Ayrıca kredi miktarının geri ödenmesi konusunda sıkıntı çekilen  toplam kredi miktarı sadece %1 dir.’’

*Burada kastedilen Çin deki yüksek tasarruf oranıdır. Çin dünyanın en büyük tasarruf yaratan ülkesidir. Gsyıh nın %50 si nispetinde tasarruf yaratmaktadır. Bunun nedenleri ;Çin de emeklilik maaşlarının çok düşük olması ve bu para ile geçinememeleri bunun için çalışırken gelecek için kaynak oluşturmaları, Konfüçyus Felsefesi( Çok tüketmemek ve israfa kaçmamak ilkesi), Gençlerin evlenebilmek için ev sahibi olma gereği, Devletin sağlık giderlerini karşılamaması ve işsizlik sigortasının olmaması ,Mao rejiminin bankaları kaldırmasından sonra belli bir dönem sonra liberalleşme politikası ile kırsal kesimlerde bankaların açılması ve halkın bu bankaları kullanmaları yönünde eğitilmeleri vb)

Diğer taraftan bilindiği üzere Çin hükümeti emlak sektöründeki aşırı ısınma  ve mahalli hükümetlerin harcamalarını karşısında yeterli vergi geliri toplayamaması üzerine tabi kaynaklara sahip bölgelerde bunun üzerinden olmayan bölgelerde ise emlak ve arsa üzerinden vergi alınması ile ilgili olarak bir reform paketi hazırlamıştır.  Çünkü Emlak Sektöründeki çarpık vergi sistemi spekülasyona yol açmakta ve belli bir zümrenin kısa sürede buradan sermaye kümülasyonu sağlamasına fırsat tanımaktaydı. Burada amaç bu spekülasyonu önlemek ve Emlak Sektöründe anormal fiyat artışını kontrol altına almak  olmuştur.  Bununla ilgili olarak bir kanun taslağı hazırlanarak Ulusal Halk Konseyi Daimi Komisyonuna bu yılın sonuna doğru sunulacaktır. 2016 yılına kadar bu taslak kanunlaşacak ve 2017 de yürürlüğe girecektir. Çin emlak sektöründeki soğuma Çin hükümetinin Emlak Vergisi reformlarını hızlandırmasını teşvik etmiştir. 

Şimdilik bu konuda iki pilot bölge olarak2011  Shanghaı ve Chongqıng seçilerek sistem deneme maksadı ile burada uygulanmaya başlamıştır. Zaten bilindiği üzere en fazla ev fiyatı artışları bu şehirlerde olmaktaydı. Çin de ev alımlarında satış işlemi yapıldığında vergi ödenmekte ondan sonra her yıl evin bedeline göre bir vergi ödenmediği için spekülatif işlemlere zemin hazırlamaktaydı. Çin hükümeti bu nedenle emlak fiyatlarındaki balonu da ortadan kaldırmak için IMF önerisini de dikkate alarak bu reform üzerinde çalışmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere sistem emlak fiyatlarındaki aşırı şişmeyi düşürmeye yönelik olarak çalışmaktadır. Bu ise halkta daha fazla nereye kadar düşecek beklentisi yaratmaktadır. Bu durum alımları durdururken ,doğal olarak beklemeye tahammülü olmayan ve kar realizasyonu yapan spekülatörlerin malı ellerinden çıkarmasına buda fiyatların daha düşmesine neden olmaktadır. İşte tüm bu nedenler ile Çin de Emlak Sektörü bir dengelenme ve stabilite kazanma problemi yaşamaktadır. Bu olduktan sonra tedricen yeniden ayağa kalkacaktır. (Bkz China Focus: China advances property tax reforms amid slowdown)

SONUÇ;

Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere Çin ekonomisinde geriye kalan 2 ayda ufak ve sınırlı teşvik tedbirlerinin yaratacağı bir canlanma görülecektir. Buda hedeflenen %7.5 luk büyüme oranının gerçekleşmesine matuf olacak belki de bu bile yakalanamayacaktır. %7-7.5 arası bir rakamda yıl kapanacaktır.(Beklenti %7.3 dür) Çin’ın alt yapı ve yol yapımlarındaki faaliyetleri belki biraz canlanma getirebilecektir Fakat tüm bunlar çok sınırlı oynamalar yaratacaktır. Aslında bu gibi sınırlı iyileştirme tedbirlerinin  Bu yıl piyasaya giren Cape Tonajının Panamax ve Handymax’a göre daha ılımlı olması nedeni ile hem BDI yi yükseltmesi  hem de Cape’lerin ratelerini artırması beklenmekle birlikte şimdilik böyle olmamış  ve gerek Panamax’ların gerekse Capelerin rateleri düşük kalmıştır. BDI de 1000 in altında seyretmeye başlamıştır. 

Platou’nun Eylül raporuna göre 2014 ün ilk 8 ayında yıl bazında Çin’in demir cevheri ithalatı %16.7 artmıştır. Temmuz 2014 de artış %12.8 olmuş ancak Ağustos ayında %8.5 artmıştır. Demir cevheri ithalatındaki bu artış iç talepteki artıştan değil, çelik ihracatındaki artıştan kaynaklanmıştır.

Çin de demir cevheri stokları 1 Ağustos ile biten hafta da birbirini takip eden 3 hafta Limanlardaki demir cevheri stok seviyesi düşmüştür. Haftalık düşüş seyri 113.6 Milyon ton, 111.95 Milyon ton ve en nihayet 111.55 Milyon ton olarak seyretmiştir. Fakat uzun dönem ortalamalarına göre bu miktar hala oldukça fazla olmuş ve  Temmuz başındaki 113.7 Milyon ton ile rekor seviyeye çok yakın olmuştur. Bu stoklardan kullanma Çin deki haddeleneler bakımından piyasadan yeni alımlara göre %4-5 daha ucuza mal olmuştur. Çünkü Temmuz ayında demir cevheri fiyatları Haziran ayına göre biraz yükselmiştir.

Stoklardaki bu aşağı doğru düşme eğiliminin müteakip aylarda çok fazla olmayacağı ve stokların hala yüksek seviyelerde kalacağı tahmin edilmiştir. Ancak böyle olmamış ve limanlardaki demir cevheri stok seviyesi  17 Ekim’de 107.9 Milyon tona düşmüştür. Bu Yuan’la ödeme yapan küçük şirketlerin taleplerindeki artıştan kaynaklanmıştır.

Limanlarda Stok seviyesinin  Haziran ayında yükselmesi ise demir cevheri fiyatlarının çok fazla düşmesinden kaynaklanmıştır. Bundan sonra ise çelik şirketleri limanlardaki bu stok seviyelerine de güvenerek stok yapmak yerine düşük fiyattan piyasadan alım yapmayı tercih etmişlerdir. Piyasa dan taze alımlar yaparak seaborne trade için düşük bir talep yaratmışlardır. 

Limanlarda da stoklar fazla olduğundan ilave stok yapılmamıştır. Bunun diğer bir nedeni ise kredi sağlama güçlükleri nedeni ile mevcut CASH parayı stoklara bağlamama düşüncesinden kaynaklanmıştır.

Ancak toplam kuru dökme yük bakımından Temmuz ayında yıl bazında %0.7 artış olmuş, Ağustos ayında %-4.2 azalma olmuş 2014 8 ay boyunca ise 2013 aynı dönemine göre %6.7 artış olmuştur.

Bu gelişmelere bağlı olarak son haftalardaki Çin’ın demir cevheri talebindeki düşme ve genel kömür taşıma talebindeki artış hızındaki düşme nedeni ile navlunlar CAPE ve Panamax  tonajı için düşmüştür.

Supramax ve Handy Sıze Segment için ise Asya çelik ihracatındaki artış, ABD ve Rusya ‘dan yapılan tahıl ihracatındaki artış nedeni ile navlunlar biraz artmıştır. Son birkaç ayda Güney Amerika’dan olan Gübre taşımaları da artmıştır.