Avni Nuri Meserretçioğlu Eski Antalya Limanı’ndaki II. Dünya Harbi batığı Saint Didier şilebini satın almıştı.
Yazan: Osman Öndeş
Antalya eski limanının yamaçlarından500 metre kadar ötede batık bir gemi vardır. Adı Saint Didier’dir ve yıllardır dalış kulüplerinin gözdesi sayılmaktadır.
Ben, Saint Didier ile 30 metre derinlikte 1960 yılında tanıştım. Avni Nuri Meserretçioğlu’nun oğlu Aslan Nuri Meserretçioğlu, babasının yaşam öyküsünü anlatırken, Antalya’da batık Saint Didier’i de satın aldığını söyleyince şaşırmıştım...
II. Dünya Harbi yıllarında Vichy Hükümeti’ne ait olan iki nakliye gemisinden biri olan Saint Didier isimli olanı Antalya’da eski liman önünde İngiliz torpido bombardıman uçakları tarafından torpido isabetiyle batırılmıştı.
Aslan Nuri Meserretçioğlu Bey şöyle anlatmıştı; “Babam bu batık gemiyi satın aldı!” Avni Nuri Meserretçioğlu Bey batık bir gemiyi neden satın almıştı?
Bunun öyküsünü sonra nakledeceğim.
Hessle’de Saint Didier denize indirilirken. Kaynak: Shipping & Shipbuildings.
Eski Antalya Limanı’nın 500 metre batısında bir şamandıra görürsünüz. Saint Didier; Hull, Livingstone & Cooper, Hessle inşa İngiliz yapımıydı. İngiliz torpido uçakları tarafından batırıldı!
Fransız Société Navale de Quest, La Havre firması adına sipariş edilmiş üç eş gemiden biri olarak 1920’de inşa edildi. 31 Temmuz 1920’de denize indirildi ve Kasım 1920’de hizmete hazır edildi.2,778 grt., 1670 nrt. ve Tam boy: 324.5 ft., Genişlik: 44.1 ft., Derinlik: 23.2 ft. idi. , South Shields- Grey T.& Co. Ltd, üretimi ana buhar makinesi 3 genişlemeliydi ve 234 nhp. azami güç üretiyordu. Balta kafa denilen dört ambarlı kırkambar tip yük gemisi idi. İlk armatörlük firması Le Havre adresli Société Navale de L’Ouest idi.
Diğer eş gemilerden Saint Basile 14 Haziran 1944’de U - 457 borda numaralı Alman denizaltısı tarafından Takoradi Boğazı’nda batırıldı. Üçüncü gemi Saint Dominique 1921’de hizmete girdi ve zamanla Hong Kong’lu bir firmaya satıldığından hurdaya çıkartılıncaya kadar çalıştırıldı.
Seferoğlu – Ex- Saint Stanislas.
Le Havre -Société Navale de L’Ouest isimli armatörlük firmasının gemilerinden ikisi yıllar içinde Türk armatörleri tarafından satın alınmıştır. Bunlardan biri 1923 inşa Saint Stanislas idi. 1954 yılında Seferoğlu firması tarafından satın alınmış ve “Seferoğlu” adı verilmiştir.
Ufuk- Ex- Muzaffer Pehlivan, Ex- Umran… Ex- Saint Eduard.
Diğeri 1924 inşa Saint Edouard idi ve 1957’de “Umran” , 1960’da “Muzaffer Pehlivan” ve 1962’de “Ufuk” adı verilmiştir.
Saint Didier kırkambar tip bir genel yük gemisiydi ve harp koşulları içersinde Vichy Hükümeti emrinde sefer yapıyordu. Son seferinde de Selanik’ten hareket ederek Kuzey Afrika’daki Rommel ordularına, cephane, silah, zırhlı ve tekerlekli araçlar ve bir takviye birliği götürmekteydi. Görevi; Suriye ve Lübnan’daki Alman Ordu birliklerine asker, silah ve para malzeme ikmali yapmaktı. Saint Didier ve beraberindeki Qued Yquem isimli genel yük gemisine Antalya Adrasan açıklarında İngiliz Swordwish bombardıman uçakları hücum ettiler. Qued Yquem aldığı isabet sonucu battı. Saint Didier ise Antalya Limanı’na doğru rota verdi ve Türk bayrağı toka ederek salimen Türk karasularına girebildi.
Gemi, tarafsız Türkiye bayrağı toka etmesine rağmen Saint Didier olarak tanımlanmıştı. Uçaklardan atılan torpidolar gemiyi ıskaladı, ancak Saint Didier ana makinesi arıza yapmıştı, sorunları yaşıyordu. Antalya’ya çok yaklaştıklarında Gümrük Muhafaza botuyla Saint Didier’e giden askeri yetkililer, geminin Antalya Limanı’nda demirlemesini ve savaş kuralları gereğince enterne edileceğini ve güvende olacağını açıkladılar. Gemi süvarisinin tereddüdüne rağmen, yapacağı başka bir çözüm şekli olamazdı ve Antalya limanı sahiline kadar sokuldu ve baştaraftan demir atarak, kıçtarafını falezlere verdi ve liman önünde bağladı.
Fairey Albacore Mk I of 820 Naval Air Squadron torpido bombardıman uçağı.
Antalya limanı kayalıkları önünde demirlediklerinde mürettebat üniformalarını çıkardı ve ayrıca geminin kimliğini gizlemek için gemiye aceleyle gemiye Societe adını verdiler. Ancak, Antalya eski liman kayalıkları önünde demirledikten bir buçuk saat sonra, 826 ve 829 İngiliz Fairey Albacore torpido uçakları, Saint Didier’e Antalya Limanı'nın hemen önündeki dik kayalıklara sığınmış halde hücuma geçtiler.Türk bayrağı çekmesi geminin kurtulmasına yetmedi. Limanın 500 metre açığında demirleyen gemi, aynı gün İngiliz uçaklarının hedefi oldu. Batan Saint Didier’deki 5 asker yaşamını yitirdi, 15'i yaralı 275 asker limandaki balıkçılar sayesinde kurtulmayı başardı. Bu olay 3 Temmuz 1941 gününe rastlamaktadır.
Geminin personeli II. Dünya Harbi sonuna kadar enterne edilmiş olarak Türkiye’de kalacaklardır.
4 Temmuz 1941 Cuma günü İngiliz dört Albacore torpido bombardıman uçağı, tarafsız Türkiye semalarında belirdiler ve hiç aldırmadan Konyaaltı istikametinden Antalya limanına kadar yaklaşarak Saint Didier’i hedef aldılar. Uçakların bıraktıkları ilk torpido hedef yerine liman içinde karaya giderek infilak ederken, ikinci torpido Saint Didier’in sancak kıçtaraf ambarları hizasından isabet ederek geminin batmasına neden oldu...
1960 yılı Şubat- Mart gibi dalış yaptığımız günlerde karaya vurmuş ve infilak etmemiş olan torpido, fünyesi çıkartılmış olarak yokuşun başındaki merdivenlerin yanında duruyordu.
Antalya’da batık Saint Didier’i II.Dünya Harbi sonrasında La Havre merkezli Fransız armatörlük firması Société Navale de Quest’ten satın alan İzmir’li ünlü armatör Avni Nuri Meserretçioğlu.
II.Dünya Harbi sonrasında bu gemiyi Fransız armatörlük firmasından Avni Nuri Meserretçioğlu satın alıyor... Ancak bu batığın daha sonra Avni Nuri Meserretçioğlu’nun avukatı Nimetullah Kuşçuoğlu’na devredildiği anlaşılmakta. Ben tanıştığımda Av. Nimettullah Kuşçuoğlu’nun Bürosu Karaköy Vapur İskelesi’nin tam karşısındaki binadaydı. Gemiyi yüzdürmeyi hayal ediyordu ve batık hakkında rapor hazırlamak amacıyla 1960 yılı Şubat ayında balıkadam bir arkadaşım ile Saint Didier’e dalış yaptım. Bu geminin sualtı fotoğraflarını o yılların çok basit imkanları doğrultusunda çekebildik. O yıllarda deniz son derece berraktı!
Saint Didier’e dalış fikri nereden çıkmıştı?
Araştırma Görevisi Coşkun Kumru ve Araştırma görevisi Dr. Çağdaş Yüksel 10 Eylül 2020 tarihli “Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Dergisi”indeki “Antalya Tarihi’nin Derin Tanığı Saint Didier” başlıklı tez kaynaklı makalelerinde bu konuda şöyle anlatmışlardır;“St. Didier gemisinin kaptanı Martin, geminin son seyrini bütün detaylarıyla anlatan bir rapor hazırlayarak 19 Kasım 1941 tarihinde Fransız yetkililere sunmuştur. Raporda dikkat çeken önemli noktalardan biri batığın artık yüzdürülemez olduğudur. Nitekim bu olaydan 16 yıl sonra Çubuklu’daki Deniz Kuvvetleri Kurtarma ve Sualtı Komutanlığı’ndan Albay Vedat Dora, St. Didier batığını çıkarmak için bir ekip oluşturmuştur. Osman Öndeş ve Ergin Edgü ’den oluşan ekip, batığın vaziyetini değerlendirmek amacıyla birden fazla dalış gerçekleştirmişlerdir. Bu dalışlardan sonra sundukları rapor ise, Saint Didier’in kaptanı Martin’in yıllar evvel hazırlamış olduğu rapordan farksızdı. Yani batık yüzdürülemez bir durumdaydı. Günümüzde dalış turizmi amaçlı kullanılan Saint Didier batığı, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Kaleiçi Yat Limanının 1 mil açığında 20-32 metre derinlikte bulunmaktadır.”
Yaptığım dalışa ait gözlemlerim o yıllarda Hayat Tarih Mecması’nda yayınlanmıştır.
Hayat Tarih Mecmuası arşivini araştıranlar bu makaleyi bulabilirler.
Aradan bunca seneler geçtikten sonra bu geminin Türkiye’deki ilk sahibinin müteşebbis bir işadamı ve Armatör Avni Nuri Meserretçioğlu olduğunu öğrenmek, hem şaşırtıcı ve hem de çok hoş bir rastlantı olmuştur.
Türk Armatörleri Tarihi başlıklı 7 cilt olan eserim için Avni Nuri Meserretçioğlu’nun yaşam öyküsünü oğlu Aslan Nuri Meserretçioğlu’ndan dinlemiş olmak hudutsuz bahtiyarlıktı.
Aslan Nuri Meserretçioğlu Saint Didier konusunda şöyle anlatmıştı; “Babam bu gemiyi 1946 yılında, batığın sahibi Fransız armatörlük şirketi Société Navale de Quest’den satın alıyor. Bu gemiye yaptırdığı dalışlardan çıkarttıklarını değerlendirme yoluna gidiyor. Haliyle top, tüfek ve cephane gibi silahlar Milli Savunma Bakanlığı tarafından sahiplenilmiştir. Seneler sonrasında bana Maliye’den bir yazı gelmişti. Bu gemiyle olan ilişkimiz soruluyordu. Oysa artık bizim alâkamız kalmamıştı ve gemi babamın avukatı Av. Nimetullah Kuşçuoğlu’na devredilmişti.
Hayli sonraki senelerde Selçuk Kolay aradı. Bu gemiye dalış yapmışlar ve filme çekmişler. İz TV’de yayınlayacağı belgesel için benden babamdan kalan fotoğrafları istedi ve belgeselde ve kitapta kullandı”
Aslan Nuri Bey bunları anlatırken şaşırmamak elde değildi; 1960 yılında Saint Didier’e dalışı isteyen ve organize eden kişi olan Av. Nimetullah Kuşçuoğlu, demek ki seneler sonrasında öğrendiğim üzere Avni Nuri Meserretçioğlu’nun avukatıydı. Yazıhanesi, Karaköy Vapur İskelesi’nin tam karşısındaki handaydı. Avni Nuri Meserretçioğlu’ndan bu gemiyi avukatlık ücreti karşılığı olarak aldığını belirtmiştir.
Bana anlatırken, Saint Didier’in ozalit üzerine basılı teknik tasarımı olan bir paftayı açtı.
Av. Nimetullah Kuşçuoğlu gemi yüzdürme konularını hiç bilmediğinden, batık bir gemiyi kolaylıkla çıkartabileceğini zannediyordu. Avni Nuri Meserretçioğlu Bey ise yıllar öncesinde bu gemiye dalgıç daldırmış ve birçok malzeme, top, araçlar çıkartmıştı. Topların kızakları yokuşun üst başındaki Gümrük binası civarına konulmuş. O günlerde, Eski Liman’a giden yokuşun duvarına takozlarla sabitlenmiş olan hafif hava savunma toplarının sadece kızakları durmaktaydı.
Aslan Nuri Meserretçioğlu’nun arşivindeki albümlerde babası Avni Nuri Meserretçioğlu’nun çıkarttığı topların yerinde durduğu görülmektedir. Aslan Nuri Meserretçioğlu’na babasından intikal etmiş son derece düzenli dosyalarda bu gemiden çıkarttığı top, tüfek, askeri araç, uçak vesair malzemenin Milli Savunma Bakanlığı’na bedel karşılığı devrinden 3.5 milyon lira kazandığı yazılı bulunmaktadır.
Günümüzden geleceğe Saint Didier öyküsü
Dünyaca ünlü Antalya turizmi, aynı zamanda dalış turiziminin de gözde bölgelerinden biri olmaktadır. Böyle olunca da Saint Didier dalış kulüplerince yakın aralıklarla gündeme gelmekte, videolar çekilmekte ve dalış kulüpleri,üyeleriyle ve ayrıca turistler için Saint Didier’e dalış turları düzenlemektedirler.Yine limanda bulunan turistik dalış amaçlı denizaltı Nemo Primero ile her gün iki kez batığa sefer yapıldığı belirtilmektedir.
***
Yorumlar
Kalan Karakter: