Bilgi, bilim, üretim ve teknoloji odaklı "Küresel Deniz Egemenliği" nin çekim merkezinin önümüzdeki yıllarda Asya ülkelerine doğru kayması bekleniyor. Bu nedenle 21.nci yüzyılın denizleri, AB ve Asya ülkeleri ile ABD arasındaki kıyasıya rekabete sahne

Bilgi, bilim, üretim ve teknoloji odaklı "Küresel Deniz Egemenliği" nin çekim merkezinin önümüzdeki yıllarda Asya ülkelerine doğru kayması bekleniyor. Bu nedenle 21.nci yüzyılın denizleri, AB ve Asya ülkeleri ile ABD arasındaki kıyasıya rekabete sahne olacak gibi görünüyor. Denizler üzerinde artarak yoğunlaşacak ve kontrol edilemeyecek olan bu ağır baskılar, küresel rekabet ile küresel felaket arasında sıkışıp kalan denizlerde acımasızca, sorumsuzca ve haince sürdürülen tehlikeli bir yarışında önünü açacaktır. İnsani duygulardan ve çevre bilincinden yoksun sınır tanımayan bu vahşi, bencil ve yok edici boyutlara ulaşan küresel hırs sonucu Dünya denizlerindeki canlılık süratle azalacak, kirlilik artacak ve verim düşecektir. İşte bu tehlıkeli yükselen gelişme de insanlığın geleceği için çok büyük tehdit unsuru oluşturacaktır.
 
Denizlerin ve deniz canlılarının korunmasına ilişkin alınmış olan ülkesel ve ülkeler arası kararların, caydırıcılık, kontrol ve yaptırım gücünün zayıflamasından veya uygulamadaki eksikliklerden kaynaklanan ihmaller zincirinin neden olduğu çevre sorunları şimdiden tehlikenin ne kadar büyük boyutlarda olacağının siyallerini vermeye başlamıştır.
 
İnsanoğlunun denizlerde hiç bir kural tanımadan başlattığı bu azılı küresel paylaşım kavgasının, "daha çok nasıl sahip olurum" egosunun sarhoşluğu içindeki inanılmaz çılgınlıklarına artık dur!!  demenin zamanı gelmiştir.  Ürkütücü ve korkutucu boyutlara ulaşan küresel maskeli saldırıların ağır yenilgisine uğrayan denizler, Evrensel acılarıyla birlikte yalnızlığa terk edilmişlerdir. Denizlerin ve okyanusların içinde bulundukları tehlikeli gerilimin perde arkasında izlenen felaket rotasının talihsiz yansımalarını görmek, ne acıdır ki insana utanç veriyor.

İnsanoğlu, doğaya karşı uzun yıllar öncesinden karadan, havadan ve denizden olmak üzere üç boyutlu eksen üzerinden, sözde çağdaşlaşma adına başlattığı teknolojik saldırıların yaratmış olduğu acı senaryoların her zaman değişmeyen baş aktörü olmuştur. Denizlerin ve okyanusların geleceğindeki en büyük tehdit, Evren'in en aç gözlü, en yıkıcı, en saldırgan ve de en bencil canlısı olan insanoğludur. Ama o, şunu kesinlikle çok iyi bilmelidir ki doğa, ona yazacağı en son senaryoyu bitirme fırsatını asla tanımayacaktır.