İspanya, küresel ölçekte deniz yaşamını koruma çabalarına güçlü bir ivme kazandıracak tarihi bir adıma imza atarak, Marine Biological Diversity in Areas Beyond National Jurisdiction (Yüksek Denizler Antlaşması veya kısaca BBNJ) olarak bilinen Küresel Okyanus Antlaşması’nı Avrupa Birliği’nde ilk onaylayan ülke oldu. Bu gelişme, deniz ekosisteminin sürdürülebilir yönetimi ve 30x30 hedefi (2030 yılına kadar okyanusların ve denizlerin en az %30'unu koruma altına almak) açısından büyük önem taşıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Ekolojik Geçiş ve Demografik Mücadele Bakanı Sara Aagesen, Birleşmiş Milletler’in New York’taki merkezine bizzat giderek İspanya’nın onay belgesini teslim ettiğini duyurdu. Başbakan Yardımcısı, düzenlediği basın toplantısında İspanya’nın çok taraflılığa, doğal kaynakların korunmasına ve “tüm insanlık için ortak fayda” perspektifine bağlılığını vurguladı. Aynı toplantıya WWF İspanya Genel Sekreteri Juan Carlos del Olmo ve Greenpeace İspanya Genel Direktörü Eva Saldaña da katıldı.
Bu gelişmenin önemi, özellikle iklim krizi ve artan deniz kirliliği gibi sorunların giderek belirginleştiği bir dönemde daha da öne çıkıyor. BBNJ Antlaşması, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) temelinde oluşturulan çevresel hükümlerin kapsamlı bir şekilde genişletilmesi anlamına geliyor. Bu sayede, açık denizlerde gerçekleştirilen faaliyetlerin denetlenmesi, deniz koruma alanlarının belirlenmesi ve deniz genetik kaynaklarının kullanımından doğan faydaların adil paylaşımı gibi kritik konular net kurallara bağlanıyor. Ayrıca, Antlaşma açık denizlerin korunmasında “çok paydaşlı” bir yaklaşım benimsiyor ve sivil toplum kuruluşları, hükümetler, bilim çevreleri ile diğer tüm ilgili aktörlerin ortak çalışmasına olanak tanıyor.
Özellikle “30x30” hedefi, küresel ölçekte biyoçeşitliliğin korunması için atılmış en önemli adımlardan biri olarak kabul ediliyor. 2022 yılının sonlarında Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nde kabul edilen bu hedef, denizleri ve okyanusları iklim değişikliğinin ve çevresel bozulmanın etkilerinden korumak için oldukça kritik. İspanya’nın, Avrupa Birliği içinde BBNJ Antlaşması’nı onaylayan ilk ülke olması, Birlik üyesi diğer devletleri de bu yönde hızlı harekete geçmeye teşvik edebilir.
Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için en az 60 ülkenin onayı gerekiyor. Şu ana kadar Şili (20 Şubat 2024’te ilk onaylayan ülke), Bangladeş, Barbados, Belize, Küba, Maldivler, Mauritius, Mikronezya, Monako, Palau, Panama, Seyşeller, Singapur, St. Lucia, Timor-Leste ve İspanya dahil 16 ülke onay sürecini tamamladı. İspanya, özellikle Avrupa Birliği nezdinde liderlik rolü üstlenerek, Birleşmiş Milletler kayıtlarına da geçen bu çığır açıcı gelişmeye büyük katkı sunmuş oldu.
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, 2023 yılının Eylül ayında, ülkesinin Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürüttüğü sırada BBNJ Antlaşması’nı imzalamıştı. Bu imzanın ardından Ekolojik Geçiş ve Demografik Mücadele Bakanlığı (MITECO) ve Dışişleri Bakanlığı, 9 Temmuz 2024’te Cortes’e (İspanya Parlamentosu) başvuru yaparak antlaşmayı resmen Meclis onayına sundu. Gerekli parlamento süreçlerinin tamamlanmasının ardından, 4 Şubat 2025’te Dışişleri Bakanlığı tarafından Birleşmiş Milletler’e onay belgesi sunuldu. Böylece, İspanya antlaşmanın uygulanmasına öncülük ederek denizlerin korunması için uluslararası arenada sorumluluk almaya hazır olduğunu somut bir şekilde gösterdi.
Bu antlaşma, sadece çevre alanında değil, ekonomik ve sosyal boyutlarda da önemli yansımalar taşıyor. Açık denizler, balıkçılık, mineral ve enerji kaynakları gibi sektörler açısından büyük bir potansiyele sahip. BBNJ çerçevesinde getirilen düzenlemeler, bu alanlardan elde edilecek genetik ve biyolojik kaynaklara ilişkin kazançların, gelişmekte olan ülkeler dahil olmak üzere, hakkaniyetli bir şekilde paylaşılmasını hedefliyor. Böylece, dünya genelinde insanlığın ortak mirası sayılan açık deniz kaynaklarının istismarı önlenerek ekolojik denge ile ekonomik kalkınma arasında daha sağlıklı bir denge kurulması amaçlanıyor.
Antlaşmanın uygulanma sürecinde önümüzdeki en önemli zorluklardan biri, hızlı ve etkin denetim mekanizmaları oluşturmak olacak. Uluslararası sularda yasa dışı balıkçılık, aşırı avlanma ve çevresel kirlilik gibi sorunlar, sadece deniz canlıları için değil, insan sağlığı ve sürdürülebilir gıda güvenliği için de tehdit oluşturuyor. Bu noktada, İspanya’nın attığı liderlik adımının Avrupa’daki diğer ülkelere örnek teşkil etmesi ve Birleşmiş Milletler çatısı altındaki müzakerelerde hızla somut uygulamalara geçilmesi umut ediliyor.
Ayrıca Şili, BBNJ Antlaşması’nın gelecekteki merkezi (sekretarya) için ev sahibi olmaya adaylığını devam ettiriyor. Şili’nin ilk onaylayan ülke olması ve İspanya’nın AB içinde aynı rolü üstlenmesi, iki ülkenin de küresel ölçekte deniz koruma gündeminde aktif ve kararlı bir duruş sergilediğini gösteriyor.
Sonuç olarak, İspanya’nın bu antlaşmayı onaylaması, sadece ulusal ya da bölgesel bir gelişme değil, aynı zamanda denizlerin korunmasına yönelik küresel çabalara güçlü bir destek olarak öne çıkıyor. İspanya’nın AB’de başlattığı bu hareketin, diğer Avrupa ülkelerinin de katılımıyla kısa sürede 60 onay sayısına ulaşarak antlaşmayı yürürlüğe sokması bekleniyor. Denizlerdeki biyoçeşitliliğin korunması, kaynakların adil paylaşımı ve gelecek nesillere sağlıklı bir okyanus bırakma ideali, İspanya’nın öncülüğünde artık çok daha somut bir zeminde ilerliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: