Okumadığım bir sitede benden söz edildiğini söyledi bir tanıdığım.

Ama kimliksiz bir şekilde.

Üstelik bunu yakın zamanda adını WomenTV koyduğu bir TV kanalı açmış birisinin kaleme aldığını söyledi.

Kadına "kadın" demenin doğru olacağının konuşulduğu zamanlarda erkeğin bacısı hitabını uygun gören bir zihniyetin TV'sine Women adını koyması ilginç geldi bana, BağyanTV diyemediğindendir büyük ihtimalle...

Kadınlar ‘kadın’ yerine kendilerine ‘bayan’ diyen zihniyete bayrak açmış durumda. Toplumuzda “erkek” demenin cinsiyeti çağrıştırdığı düşünülmezken veya gurur verici hir hitap olarak değerlendirirken, "kadın"ın cinsiyeti çağrıştırdığı ve bunun çekingenlik yarattığı konuşuluyor, bu tabii sosyolojik bir olgu onu uzmanlarına bırakalım, "kadın" hitabını da zamana... 

"Kadının adı yok" demişti, Duygu Asena.. Benim de payıma, "Cahit'in bacısı" olmak düştü. Demek ki kadının -sözde- isminin yabancı dilde de olsa verildiği yerlerde de adı yok. Kadını bir "eşya" olarak gören zihniyet için o, "filancanın bacısı" "filancanın kızı" "filancanın karısı" olmaktan öteye gidemez. Toplumların bu zihniyetten uzaklaşmalarının ölçüsü ise aynı zamanda uygarlaşmanın da göstergesi olarak kabul ediliyor günümüzde. 

Denizciler  (çevremde gördüğüm ve dünya ile entegre yaşadıkları için olacak diye düşündüğüm) toplumun aydın kesimini oluşturuyor. Bu tarz cahil-i eçhel insanlara prim vermediklerini, vermeyeceklerini de biliyorum. 

Gelelim Sayın Kurumahmut ile yaptığımız röportaja...

Yine malum cahil-i eçhel insanlar gibi kendime " Boğazlar Uzmanı", “Denizci Gazeteci” diyecek değilim. Edebiyat Fakültesi mezunu öğretmenlik de yapmış, uzun yıllar Maliye Bakanlığında çalışırken insanları gözlemlemiş, öğretmen çocuklarından birisi  olarak sadece öğreniyorum.

Çok şanslıyım, Cahit Kaptan kardeşim, hem kalemi hem bilgisi kuvvetli çalışmayı seven bir insan.

Tabii Sayın Ali Kurumahmut gibi konusunda ve bir çok konuda uzman, bilgi birikimi olan bir kişiye, kamuoyunun merak ettiği konuları sorarken Cahit Kaptandan yararlanacağız. Yine Sayın Ali Kurumahmut röportaj vereceği kişileri seçerken ortalığı bulandırmak amacı güden dedikoduları soru diye sormaya çalışan zihniyeti seçmeyecek.

O nedenle, uzun yıllardır yapılması beklenen ve yeni yapılan Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği, Türk Boğazları Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri ile Montrö Anlaşması ilişkisiyle ilgili, kamuoyunca merak edilen soruları sorduk ve Sayın Ali Kurumahmut içtenlikle cavapladı, bu vesile ile kendisine tekrar teşekkür ederiz.

Ülkemiz kontrastlar ülkesi. "Hişt Bağyan" zihniyeti, adı nedense yabancı dilden olan bir kadın temalı TV kanalına oturabildiği gibi, bu tuhaflıktan da cesaret alan aynı zihniyetin seviyesiz dedikodulardan ibaret sorularını ciddi bir devlet adamına sorabileceği sanısı da, bunları seviyeli sorular gibi kamuoyuna sunabilmesi de ayrı bir kontrast. 

Hayatta sorular bitmez elbet, bizler de kamuoyunun samimi sorularına samimi cevaplar aramaya devam edeceğiz. Yunus Emre'nin şu dizelerini hatırlayalım hep birlikte:

İlim ilim bilmektir, 
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen,
Bu nece okumaktır.

Sevgiyle kalın.