Denizcilik Sektörü tarafından,çok büyük bir bölümü KOBİ niteliğinde olmasına rağmen nispeten az bilinen finansal destek sistemleri açısından KOBİ destekleri , Kredi Garanti Fonu ,Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı ve Köprü finansmanı ile sağlanan uluslar arası krediler sırasıyla inceleyecek olursak ;
KOSGEB’in KOBİ’lere sağladığı destekler şunlardır;Danışmanlık Desteği : İşletmelerin, yeni girişimcilerin, girişimcilerin ve işletici kuruluşların, yatırım yönlendirme, atıl kapasitelerini değerlendirme, kalite ve verimliliklerini artırma, idari ve teknik mevzuat uygulaması, ürün - yöntem geliştirme ve benzeri hususlarda yapacakları çalışmalar kapsamında planlama, yatırım, modernizasyon, teknolojik araştırma - geliştirme ve teknoloji adaptasyonu, üretim, pazarlama, enformasyon, yönetim ve benzeri konulardaki bilgi ve becerilerini geliştirmek, amacı ile gerekli danışmanlık ihtiyaçlarına destek verilmektedir.
Eğitim Destekleri : İşletmelerin, yeni girişimcilerin, girişimcilerin ve işletici kuruluşların, yurtiçi - yurtdışı pazarlarda rekabet edebilir düzeye gelmelerini temin etmek, istihdamı ve katma değeri artırabilmek için; planlama, yatırım, modernizasyon, teknolojik araştırma geliştirme, teknoloji adaptasyonu, üretim, pazarlama, finansman, enformasyon, yönetim, mevzuat, girişimcilik gibi konulardaki bilgi ve becerilerini geliştirmek amacı ile eğitim ihtiyaçlarının karşılanması için destek verilmektedir.Teknoloji Araştırma Ve Geliştirme Desteği : Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip işletmelerin, ulusal ve uluslararası platformlarda rekabet edebilecek teknolojik düzeyde kurulması, gelişmesi ve yeni ürün üretilmesi veya geliştirilmesi amacı ile bu işletmelere teknolojik araştırma ve geliştirme desteği verilmektedir.
Sınai Mülkiyet Hakları Desteği : İşletmeler tarafından yapılan çalışmalar neticesinde, patent belgesi, faydalı model belgesi veya endüstriyel tasarım tescili ile sonuçlanan bir buluş veya tasarımın ortaya çıkması durumunda, yurtiçi ve yurtdışından; patent, faydalı model belgesi, endüstriyel tasarım tescili belgesi ve entegre devre topografyaları tescil belgesi alınması için yapılan giderlere destek verilmektedir.Bilgisayar Yazılımı Desteği : İşletmelerin ulusal ve uluslararası platformlarda rekabet güçlerini artırmak ve kalite düzeylerini yükseltmek amacı ile bilgisayar yazılımı temini için destek verilmektedir.
E-Ticarete Yönlendirme Desteği : İşletmelerin dünya pazarlarına açılmaları ve rekabet düzeylerini yükseltmeleri amacı ile, e-ticarete yönelmelerine destek verilmektedir.Genel Test-Analiz, Kalibrasyon ve Ce İşaretlemesine İlişkin Test-Analiz Desteği : İşletmelerin ürün kalitelerinin artırılması, yeni ürün geliştirmeleri, uluslararası pazarlarda talep edilen ürün belgelerinin temini için; KOSGEB laboratuarları dışında belirlenen kriterler çerçevesinde KOSGEB tarafından uygun bulunan yurtiçi/yurtdışı kamu veya özel sektör kurum/kuruluş laboratuarlarına yaptırdığı test-analiz, kalibrasyon hizmetleri ve CE işaretlemesi uygunluk değerlendirme faaliyetleri kapsamındaki test-analiz ve denetim giderlerine destek verilmektedir.
Yuriçi-Yurtdışı Fuar Katılım Desteği : İşletmelerin; yurtiçi ve yurtdışı pazar paylarını artırma, rakiplerini tanıma, yeni ürünler ve teknolojiler hakkında bilgi edinme ve ürünleri için marka imajı oluşturmalarını teminen, yurtiçi ve yurtdışı fuarlara katılımlarına destek verilmektedir.Tanıtım Desteği : İşletmelere; işletmelerini ve ürünlerini, özellikle yurtdışında tanıtmaları için gerçekleştirecekleri faaliyetlerine destek verilmektedir.
Markaya Yönlendirme Desteği : İşletmelerin kendi markaları ile ulusal ve uluslararası pazarlarda marka imajı oluşturmalarının özendirilmesi amacı ile yurtiçi ve yurtdışında markaya yönlendirilmeleri için gerçekleştirecekleri çalışmalara ilişkin giderlere destek verilmektedir.İhracat Amaçlı Yurtdışı İş Gezisi (İYİG) Programı Katılım Desteği : İşletmelerin hedeflerine yönelik olarak doğrudan ihracat, dolaylı olarak teknik/teknolojik, ortak yatırım, mali ve benzeri işbirliği imkanları için araştırma, potansiyel ithalatçı işletme temsilcileri ile doğrudan ikili iş görüşmeleri yapma, tüketici tercih ve ürün fiyat düzeyi hakkında yerinde tespit, ekonomik yapı ve sanayi durumu ile ilgili bilgi edinme ve böylece uluslararası işbirliği ortamına açılabilmeleri amacı ile; KOSGEB tarafından uygun görülen ülkelere, sektörel kuruluş/meslek kuruluşlarınca organize edilen ihracat amaçlı yurtdışı iş gezisi programlarına katılmaları hususunda destek verilmektedir.
Eşleştirme Desteği : İşletmelerin; dış ticaret, ortak üretim/yatırım ve benzeri uluslararası işbirliğine yönelmeleri, uluslararası pazarlarda rekabet edebilmeleri ve pay alabilmeleri için hizmet vermek üzere KOSGEB eşleştirme merkezi modelleri kapsamında yurtdışında açılan ve KOSGEB tarafından onaylanan eşleştirme merkezlerinden alacakları aşağıda belirtilen hizmetlere ilişkin giderlere destek verilmektedir.Yerel Ekonomik Araştırma Desteği : Yörelerdeki doğal kaynaklar, mevcut altyapı ve üstyapı, ekonomik durum, sanayi envanteri ve benzeri çalışmalarla, analizlerin yapılması ve uygun yatırım alanlarının tespit edilerek, uygun ve karlı yatırımların gerçekleştirilmesi, ekonomik, sosyal gelişme ile ulusal ve bölgesel kalkınmaya esas teşkil edecek stratejik planların oluşturulması ile ilgili araştırmalara destek verilmektedir.
Ortak Kullanım Amaçlı Makine-Teçhizat Desteği : Aynı iş kolunda ve/veya birbirini tamamlayıcı iş kollarında faaliyet gösteren işletmelerin ve meslek kuruluşlarının işletmeler ile müştereken kuracakları bir işletici kuruluş marifeti ile, tek başlarına veya topluca alamadıkları üretimin ve/veya tasarımın bir/birkaç işlemini gerçekleştirecekleri, müştereken yararlanacakları ortak kullanım atölyeleri (ORTKA) ve ortak kullanım laboratuarları (ORTLAB) için satın alacakları makine ve teçhizat giderlerine destek verilmektedir.Altyapı Ve Üstyapı Uygulama Projesi Desteği : Üretimin ve istihdamın artırılması ve teknolojilerin geliştirmesi amacı ile yeni yatırımlara altyapı ve üstyapı proje giderlerine destek verilmektedir.
Nitelikli Eleman Desteği : İşletmelerin teknoloji düzeyinin yükseltilmesi, ürün kalitesinin ve yeni ürünlerin geliştirilmesi, verimliliğin ve yurtiçi-yurtdışı pazarlarda rekabet gücünün artırılmasının sağlanması amacı ile işletmelere/işletici kuruluşlara ve KOSGEB ile işbirliği içinde yürütülen ulusal/uluslararası projelere nitelikli eleman temini için destek verilmektedir.Yeni Girişimci Desteği : Ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının çözümünün temel faktörü olan girişimciliğin desteklenmesi, yaygınlaştırılması, başarılı İşletmelerin kurulmasını sağlamak amacı ile destek başvuru tarihi itibariyle son bir yıl içinde işletmesini kurmuş olan yeni girişimcilere destek verilmektedir.
İş Geliştirme Merkezi Desteği : Yerel ekonomik ve sosyal gelişmeye katkıda bulunmak üzere, yeni ve başarılı küçük işletmelerin tesisini sağlamak için işletici kuruluşlar marifeti ile kurulan ve işletilen iş geliştirme merkezlerinin (İŞGEM) etkinlik ve verimliliğinin artırılmasına yönelik olarak destek verilmektedir.Girişim Sermayesi A.Ş nin sağladığı destekler;
Bir ülkede geliştirilen yeni fikirler, ürünler, hizmet ve proseslerin (inovasyon) sayısı doğrudan o ülkelerin gelişmişlik seviyelerini gösteren en iyi göstergelerden biridir. Yani bir ülkede ne kadar çok inovasyon yapılıyor ise o ülkenin gelişmişlik seviyesi o kadar yüksek anlamı çıkmaktadır. Tabi burada inovasyondan ne anladığımız önem kazanmaktadır. İnovasyon en kısa ve özlü tanımı ile “ekonomik ve sosyal alanda yeniliklerin başarılı kullanımı, özümsenmesi” yani “para kazandıran yaratıcılık ve yenilikçiliktir” diye tarif edilmektedir. Eğer yapılan herhangi bir yenilik toplumun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılmıyor veya toplum tarafından kabul edilmiyorsa bu yeniliğin hiçbir önemi kalmamakta sadece bilimsel makalelerde veya bir müddet sonra da tozlu raflarda yerini almaktadır. Bu nedenle bir girişim sermayesi yöneticisi olarak inovasyondan yani yenilikçilikten anladığımız şey şayet inovasyon ticarileştirilebiliyor ve nihayetinde rakiplerine göre farklı bir ürün, hizmet ve süreçler ortaya konarak pazarda farlılık sağlanabiliyorsa inovasyon olmaktadır.İnovasyon dendiğinde illa ki akla devrim yaratacak yeni bir ürün ya da laboratuarlarda geliştirilmiş veya Ar-Ge yoluyla geliştirilmiş yeni sihirli bir formül anlamı da çıkarılmamalıdır. İnovasyon şirketinizi veya ürününüzü diğerlerinden farklı kılarak daha çok satış ve daha çok gelir elde edebilmenizi sağlayan yeniliklerin tümüdür diye toplamak en doğru tanım olacaktır. Bu yeni bir ürün ya da yeni bir teknoloji yoluyla olabileceği gibi, yeni bir pazarlama yöntemi, yeni bir iş modeli, yeni bir süreç gibi çok farklı alanlardaki yenilikler yoluyla da olabilmektedir.
İnovasyonun finansmanı ise her zaman kolay olmamaktadır. İnovasyon şayet büyük şirketler tarafından gerçekleştiriliyor ise finansmanında fazla sorun çıkmamaktadır. Ama yeniliği veya buluşu gerçekleştirenlerin genelde küçük boy işletmeler veya hiç işletmesi olmayan şahıslar olduğunu düşünecek olur isek yeniliğin finansmanında ciddi sorunların olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır. Ülkemizde, diğer ülkelerde de durum pek farklı değildir, mevcut finansal kaynaklardan yani bankacılık sektöründen fikir veya çekirdek aşamasındaki yenilikçi projelere kaynak sağlamak mümkün değildir. Çünkü inovasyon sonucu üretilecek ürünlerin pazar başarıları ve getirileri tahmin edilemediğinden, inovasyon’un soyut bir kavram olması nedeniyle herhangi bir değerleme yapılmasının oldukça zor olmasından, inovasyonun hurda değerinin olmamasından dolayı girişimcilerin mevcut finansal kaynaklardan faydalanabilme şansları pek bulunmamaktadır.Ülkemizde proje sahipleri veya yenilikçi KOBİ ler; özellikle ürün geliştirme, prototip oluşturma ve bu ürünleri pazara sürme aşamasını ya kendi öz kaynaklarından, arkadaş veya aile üyelerinden ya da devlet destekli bazı programlardan özellikle KOSGEB-Tekmer, TTGV, TÜBİTAK-TEYDEB gibi kurumların desteklerinden de giderlerinin bir kısmını karşılayabilme imkanına sahiptirler. Tabi buradan sağlanan kaynaklarda çoğu zaman projenin hayata başarılı bir şekilde geçirilmesi için yeterli olmamaktadır.
Gelişmiş batı ülkelerinde ise yenilikçi iş fikrini daha fikir aşamasından itibaren destekleyerek yenilikçiliğin girişimciliğe dönüşmesinde önemli rol oynayan iş melekleri “Business Angel” adı verilen bir sınıf mevcuttur. İş melekleri genelde emekli olmuş zengin profesyonel yöneticiler den oluşmaktadır. Bu kişiler gelecek vaat ettiklerine inandıkları projelere sadece para koyarak değil sahip oldukları şahsi bilgi, tecrübe ve iş bağlantılarını da koyarak projeyi hayata geçirmekte önemli rol oynamaktadırlar. İş melekleri Amerika’da 2007 yılında 48.000 adet projeye toplam 22.5 milyar dolarlık yatırım yapmışlardır. Bu ise proje başına ortalama 225.000 dolarlık bir yatırım anlamına gelmektedir. İngiltere’de ise sayıları 20.000 ila 40.000 arasında değişen iş melekleri her yıl ortalama 3.000 ile 6.000 arasında projeye yatırım yapmaktadırlar. Böyle bir sınıfın varlığı gelişmiş ülkelerde daha çok inovasyon ve Ar-Ge’nin yapılmasında önemli bir etmen olmakta insanların yeniliğe daha fazla vakit ayırarak inovasyon gerçekleştirmelerini teşvik etmektedir.İş melekleri projeyi belirli seviyeye getirdikten sonra genelde projeyi girişim sermayesi fonlarına devrederek yatırımdan çıkmaktadırlar ya da projede azınlık hissesine sahip olarak devam etmektedirler. Girişim sermayesi ise dinamik, yenilikçi, üretken ama yatırım ve büyümenin gerçekleştirilmesi için gerekli finansal kaynakların temininde sıkıntı çeken küçük boyutlu girişimcilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak geliştirilmiş bir finansman yöntemidir. Yapılan finansal ortaklıklar; çekirdek, başlangıç, erken aşama, gelişme, köprü ve yönetim satın alma gibi sınıflara ayrılmaktadır. İş melekleri ile girişim sermayesi fonları arasındaki en büyük fark iş meleklerinin bu işi fobi olarak bireysel tatmin olarak yapıyor olmalarına rağmen girişim sermayesi fonlarının ise daha profesyonel kurumlar olmalarıdır.
Aşağıdaki tablo’da hepimizin yakından tanıdığı dünyaca ünlü kitap satıcısı Amazon.Com adlı şirketin kuruluşundan itibaren 4 senelik yaşam eğrisi sunulmuştur. Amazon.com bir projenin fikir aşamasından halka arz aşamasına kadar hangi kaynaklardan finansman sağlanabildiğini görmek için iyi bir örnektir. Yani 10.000 dolar ile başlayan bir iş fikrinin rahatlıkla 4. sene sonunda piyasadan nasıl 300 milyon doların üzerinde borçlanabildiğini göstermesi açısından irdelenmeye değerdir. 
Yukarıda da belirttiğimiz gibi genellikle çekirdek ve başlangıç aşamasındaki projeleri İş Melekleri finanse ederken, Girişim Sermayesi (Venture Capital) fonları erken aşama ve gelişme aşamasındaki şirketleri tercih etmektedirler. Proje belirli bir aşamaya geldikten sonra ise Özel Sermaye (Private Equity) fonları devreye girmekte ve ileri aşamadaki şirketlere gelişme, köprü ve yönetim satın almalarla yatırım yapmaktadırlar. Bu ilişkiyi en iyi şekilde anlamak için aşağıdaki grafiğide iyi analiz etmek gerekmektedir.
Amerika da girişim sermayesi fonları 1970-2007 yılları arasında toplam 16,278 şirkete 273 milyar dolarlık girişim sermayesi yatırımı yapmışlardır. Bu şirketler ise 2007 yılı itibariyle 8.6 milyon insanı istihdam etmiş ve 1.3 trilyon dolarlık ciroya ulaşmışlardır. Bu da ABD iş gücünün %5.9’u ve GSYH nın %13.1 ine karşılık gelmektedir.
Diğer gelişmiş ülkelerde de yenilikçi iş fikirlerinin hayata geçirilmesinde yaygın olarak kullanılan iş melekleri, girişim sermayesi ve özel sermaye gibi muhtelif fonlar maalesef Türkiye’de henüz emekleme aşamasındadır. Örneğin Avrupa Birliği ülkelerinde yıllık yapılan girişim sermayesi yatırımları ortalama GSYH larının % 0.4, ABD’de % 0.8’i hatta İsrail’de % 1.6’sına ulaşmış iken bu oran Türkiye’de maalesef % 0.003 civarındadır. Yani yok denecek kadar azdır.
Ülkemizdeki bu konudaki düzenlemeler ilk 1993 yılında yapılmış ve daha sonra 1998, 2003 ve 2004 yılında yapılan düzenlemelerle son halini almıştır. Fakat şu anda SPK dan faaliyet izni alarak kurulmuş olan sadece 3 adet Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (GSYO) bulunmaktadır. Bunların dışında 4 adet yabancı menşeli Private Equity (P/E) fonu ile GSYO olmayan Türk firmaları veya holdingler bu alanda faaliyet göstermektedirler. Yabancı fonlarla birlikte sektörde toplam 400 milyon dolarlık bir fon büyüklüğünden söz edilmektedir.. Ülkemizdeki P/E veya girişim sermayesi yatırımlarının yıllık toplamı 100 milyon doları geçememektedir.
Tabi bu sektörün gelişmemesinde bu alanda yatırım yapacak birikmiş sermayenin yetersizliğinin yanı sıra ülkemizdeki siyasi ve ekonomik şartlarında el verişsiz olması, sunulan projelerin kalitesinin yetersiz olması yani yenilikçilik yönünün bulunmamasının da önemli etkisi bulunmaktadır.
Girişim sermayesinin diğer finansman kaynaklarından ayrıldığı noktaları veya diğer bir değiş ile farklılıklarını şöyle sıralayabiliriz;
- Girişimci şirketlere ortak olarak finansman sağlarlar.
- Sağladıkları finansman kaynağı uzun vadeli, geri ödemesiz ve faizsiz dir.
- Ortak oldukları şirketlere yeni ürün ve hizmet geliştirme konusunda yardım ederler.
- Şirketlerin yönetimlerine katılarak şirket stratejisini belirler ve şirketin kurumsallaşma sürecini hızlandırırlar.
- Azınlık hissesini tercih ederler (Max. %49).
- Yeni ve hızlı büyüyen sektör ve şirketleri tercih ederler.
- Yüksek getiri beklentisi nedeniyle yüksek risk alırlar.
- Yatırımdan genelde 5 ila 7 yıl arasında çıkarlar.
Şirketin yatırım kriterlerini ve ortak olacağı şirketlerde neler aradığını ise şöyle sırlayabiliriz;
Dünyada Kredi Garanti Sistemi ve KOBİ’ler
Dünyada birçok ülkede küçük işletmelere finansal alanda destek politikalarının bir aracı olarak kredi garanti programları uygulanmaktadır. Kıta Avrupa’sında bu, daha çok sivil toplum yapılanmasına bağlı çok taraflı kredi garanti kuruluşları tarafından gerçekleştirilirken, gelişmekte olan ülkelerde ise bir devlet destek programı olarak uygulanmaktadır. Kredi garanti uygulaması bu destekler içerisinde en az kamusal maliyetle en çok KOBİ’ye ulaşmak imkanı veren bir teşvik mekanizması olup KOBİ’lerin serbest ve rekabetçi piyasa anlayışı içerisinde desteklenmesidir. Kredi garantisi hizmeti sayesinde, yeterli teminatı gösteremeyen girişimcilerin de banka kredisine ulaşması mümkün olmaktadır.Garanti kuruluşları endüstrisinin toplam iş hacminin yaklaşık 40 milyar Euro olduğu Avrupa’da İtalya, İspanya, Fransa ve bizim model olarak örnek aldığımız Almanya’da köklü bir garanti sistemi varlığını sürdürmektedir. Eski doğu bloğu olan ülkelerde de kredi garanti kuruluşları kurulmuştur. Bu kurumlar gerek milli devletleri gerekse Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir. Öte yandan uzak doğuda, özellikle Japonya, Tayvan ve Güney Kore’de, çok büyük kredi garanti uygulamaları bulunmaktadır.
Dünya ekonomisi içinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin önemi her geçen gün artmaktadır. Üretim ve istihdamda önemli bir yer tutan KOBİ'ler, küreselleşen ve çetin bir rekabetin yaşandığı dünyada finansman sıkıntısı çekmektedir. Bu finansal sorunlar arasında en önemlilerinden birisi KOBİ'lerin ticari bankalardan kredi arayışında kredilere karşılık bankalar tarafından istenilen nitelikte ve miktarda gösterememeleridir. Küçük işletmelerin banka kredisine ulaşmada en önemli sorunu çoğu kez bankaca talep edilen teminatı gösterememek olmakta, kredi başvurularının önemli bir bölümü sadece teminat yetersizliği sebebiyle reddedilmektedir. Dünya Bankasının bir araştırmasına göre bu sorun, milli gelir büyüme hızında % 2 bir azalmaya sebep olmaktadır.Bu engellerin aşılabilmesi için çağdaş, demokratik gelişmiş ülkeler çeşitli enstrümanlarla KOBİ’leri teşvik etmekte ve desteklemektedir. Ülkemizde ise, KOBİ'lerin finansman ihtiyacını karşılamak üzere kurulan Kredi Garanti Fonu A.Ş. bu destekleme mekanizmalarından bir tanesidir
Öte yandan kredi garanti sisteminin kaldıraç etkisi bulunmaktadır. Bankaların teminat sorumluluk fonuna bir katsayı uygulaması kredi garanti kuruluşuna kaynaklarının katsayı kadar fazlasına kadar işlem yapma imkanı vermektedir. Diğer taraftan kredinin tamamına değil, belli bir nispetine kadar kefalet verilmesi kaldıraç etkisini artırmaktadır. Kredi garanti sistemi kaldıraç etkisiyle belli bir kaynakla yüksek miktarda kredi kullanımını mümkün hale getirmektedirKGF Kimdir, Ne İş Yapar, Hangi Bankalarla Çalışır?
1991 yılında kurulan ve ilk faaliyetine 1994 yılında Halk bankası’yla başlayan Kredi Garanti Fonu başarı vadeden genç, yaratıcı girişimcilerle, küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyüme ve gelişmelerine destek vererek, iyi iş fikirlerinin önündeki teminat yetersizliği engelini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Yeni iş kuranlar, mevcut işini büyütmek isteyen girişimciler KGF kefaleti sayesinde banka kredisi kullanabilmektedirler. Yeni projelerle işini geliştirmek isteyen müteşebbislerin banka kredi limitlerini artırmada da KGF kefaleti etkili olmaktadır. Ayrıca KGF’nin amaçlarından biri de KOBİ’lerin uygun koşullu ve uzun vadeli kredilere ulaşabilmelerini mümkün hale getirmektir. KGF, KOBİ’lerin işletme ve yatırım ihtiyacına dönük her türlü kredi ihtiyacı için garanti vermekte olup, kredi türü konusunda bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu uzun vadeli bir yatırım kredisi olabileceği gibi, kısa vadeli bir işletme kredisi ya da akreditif ve teminat mektubu gibi gayri nakdi bir kredi de olabilmektedir. Amaç KOBİ’lerin daha fazla ve daha uzun vadeli kredi imkanına kavuşmalarıdır.Kredi garanti sisteminin ek kredilendirme yaratma fonksiyonu, serbest piyasa koşullarında çalışmanın zorunlu bir sonucudur. KGF, kendi kefaleti ile kullandırılması şartına bağlı bir kredi çeşidi için kefalet oluşturmamakta, bankaların KOBİ’lere kullandırdıkları bütün kredi türlerine teminat sağlamaktadır. Banka KGF’na ancak ihtiyaç duyduğunda başvurmakta, böylece küçük işletmenin başka bir şekilde ulaşamadığı kredinin kullandırılması mümkün hale gelmektedir. Hizmetimize olan talep piyasada serbestçe oluşmaktadır. KGF’nun fonksiyonu değerlendirilirken bu temel noktanın her zaman göz önünde tutulması gerekmektedir.
KGF’nin Halk Bankası’yla başlayan kefalet faaliyeti 25 banka ve finans kuruluşu olan bu sayı, gün geçtikçe artmaktadır. KGF, bugüne kadar 4.306 adet kredi talebini karşılayarak, 560 milyon TL kefalete onay vermiştir.Kredi Garanti Fonu’nun Kurucuları ve Bugünkü Ortakları
KGF’nin kuruluşunda TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu), TOBB (Türkiye Odalar ve Borsaları Birliği), MEKSA (Mesleki Eğitim ve Küçük Sanayi Destekleme Vakfı) ve TOSYÖV (Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı) kurucu ortak olarak yer almış, daha sonra Türkiye Halk Bankası A.Ş., ve KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) de bu ortaklığa katılmışlardır. Mevcut durum ise şöyledir. TOBB %50,04, KOSGEB % 48,54, TESK 1,29%. Diğer ortaklarımız ise MEKSA, TOSYÖV ve Halkbank’tır.Kredi Garanti Fonuna Nasıl Başvurulur?
KOBİ’lerin KGF hizmetlerinden daha fazla yararlanmaları için, KOBİ’lerden ziyade aracı bankaların onları bu hizmetten haberdar etmesi önem taşımaktadır. Zira KGF garanti taleplerini doğrudan KOBİ’lerden almamakta, ancak aracı bankalardan gelen talepleri kabul etmektedir. KGF teminatından yararlanabilmek için; bankaya, KGF kefaletinden yararlanmak istenildiğinin bildirilmesi ve dosyanın KGF'na gönderilmesine muvafakat edilmesi yeterlidir. Kredi başvurusu uygun bulunan firma, bankaca talep edilen yeterli teminatı gösteremezse banka, müşterisinin muvafakatini de alarak eksik kalan teminat için KGF’na başvurur. Yapılan bir ön incelemeden sonra bir KGF uzmanı firmayı ziyaret ederek inceleme raporu hazırlar. Olumlu bir görüş Genel Müdürlükçe oluşursa, karar Onay Komisyonuna sunulur ve onaydan sonra kefalet kararı uygulamaya geçer. Bu süreç yaklaşık 2-3 hafta sürmektedir.KGF uygulamasında, bütün banka şubeleri KGF’na başvuruya ücretsiz aracılık etmekte ve bu uygulama hakkında bilgi vermektedir. KGF, firmadan bankaya verilen belgeler dışında ayrıca belge talep etmez. Ancak güncel hale getirilmesi gereken belge ve bilgi varsa bunların KGF'na iletilmesi gerekir.
Kefalet talebinde bulunan firmaların değerlendirmeye alınabilmesi için KGF maktu bir inceleme ücreti alır. Talebin uygun bulunması ve kredinin KGF’nin kefaleti ile kullanılması durumunda da, kredi vadesi boyunca her yıl peşin olarak, kefalet bakiyesi üzerinden, kefaletin nakdi veya gayri-nakdi olmasına göre, yıllık %1,5 ile %3 arasında değişen oranlarda komisyon alınır.Kredi Garanti Fonunun Kefaleti, Şartları, Değerlendirme Kıstasları ve Öncelikleri
KGF, sadece küçük ve orta ölçekli işletmelere kefalet hizmeti vermektedir. Çalışan sayısı 250’den az olan işletmeler KOBİ olarak kabul edilmekte olup, imalat sanayii yanında hizmetler ve madencilik sektöründeki girişimcilerin de talepleri karşılanmaktadır. Yani sektörel bir kısıtlama olmayıp bankaların KOBİ’lere kullandırdıkları bütün kredi türlerine teminat sağlanmaktadır. Ancak KGF, yüksek teknoloji içeren küçük girişimcilerin projelerinde daha yüksek risk üstlenmektedir. Genç girişimciliğin, kadın girişimciliğinin desteklenmesi de KGF’nun önceliklerindendir. Az gelişmiş yörelerdeki yatırımlarda daha fazla risk yüklenilmektedir. Bunun yanında ihracata yönelik girişimler de tercih edilen alanlardır. Türkiye’nin bütün yörelerinden KOBİ’ler KGF kefaleti için başvurabilmektedir. KGF kefaleti, yeni yatırımlar, tevsi ve modernizasyon yatırımları, ileri teknoloji yatırımları, ihracatın finansmanı, işletme kredileri, KOBİ’lerin kullandıkları diğer nakdi ve gayrı-nakdi krediler için verilebilmektedir.KGF, aşağıdaki amaçlar için garanti vermektedir :
KGF’nin bir KOBİ’ye kullandıracağı kefaletin toplamı hiçbir şekilde 400.000.-EURO veya muadili TL’yi geçemez. KGF kefaletinin maliyeti, nakdi kefaletler için %3, gayrı-nakdi kefaletler için %2’dir.
Kefalet başvurusunun olumlu değerlendirilebilmesi için yapılabilir ve kârlı bir proje söz konusu olmalıdır. Bunun yanında yönetim yeterliliği ile firmanın ve ortakların liyakatı ve moralitesi değerlendirmede öncelikli hususlardır. İşletmede ve projede uygun bir özkaynak katkısı da aranmaktadır.Kamu çeşitli yollarla KGF’nin faaliyetini desteklemektedir. KGF Kurumlar Vergisinden muaf tutulmuş, faaliyetleri ise KDV ve Damga Vergisinden istisna edilmiştir.
KGF, 18 Kasım 2004 tarihinde Avrupa Yatırım Fonu (AYF) ile imzaladığı anlaşma çerçevesinde, AYF’nin Girişim ve Girişimcilik ve özellikle Orta Boy İşletmeler (KOBİ’ler) için Çok Yıllı Programı kapsamında verdiği karşı garantiden yararlanmaya başlamıştır.İmzalanan anlaşma AYF’nin Türkiye’de başlattığı ilk işbirliği olup, 2007 yılı sonuna kadar devam etmiştir.Bu çerçevede KOBİ’lerin, 3 yıl ve daha uzun vadeli yatırım kredileri için olan nakdi ve aynı şartları taşıyan gayri nakdi garanti talepleri AYF kapsamına alınmakta ve %50’ye varan oranlarda AYF kontr-garantisi ile desteklenmektedir.
AYF kontr-garanti anlaşması ile 24 milyon Euro kredi kullandırılmış, esas olarak KOBİ’lerin daha çok ve daha uzun vadeli kredi kullanmaları ve istihdamlarını artırmaları amaçlanmaktadır. KGF, AYF’nin desteğini KOBİ’lere kefalet komisyonunu düşürerek yansıtmaktadır. AYF kontr-garantisi çerçevesinde kullandırılan kefaletlerde komisyon oranı nakdi krediler için %3’ten %2’ye, gayri-nakdi kredilerde ise %2’den %1,5’a düşürmüştür. AYF, Avrupa Yatırım Bankası’nın bir alt kuruluşu olup, Avrupa Birliği kararları çerçevesinde Birliğe üye ve aday ülkelerdeki kredi garanti fonlarını desteklemekte ve risk sermayesi konusunda faaliyet göstermektedir. AYF, AAA reytingi olan bir kredi kuruluşudur.Rakamlarla KGF
Faaliyetine başladığı günden 01.02.2009 tarihine kadar KGF tarafından 4306 adet kefalet verilmiştir. Verilen kefaletin tutarı 99,5 milyon Euro ve 560 Milyon TL’dir.ULUSLAR ARASI NİTELİKTEKİ KOBİ KREDİLERİ
Ayrıca Türkiye’de bankalar aracılığı ile köprü finansmanı yoluyla KOBİ’ lere sağlanan yabancı menşeili kredileri inceleyecek olursak ; DÜNYA BANKASI KOBİ KREDİSİ;İmalat sanayi, tarıma dayalı sanayi, turizm, eğitim, sağlık, çevre koruma, yenilenebilir enerji bilgi ve iletişim teknolojileri sektörleri ile bu sektörlere doğrudan hizmet veren sektörlerde faaliyet gösteren, Dünya bankası’nın belirlediği KOBİ büyüklük kriterleri içinde yer alan, firmalar bu krediden yararlanabilecektir.
% 25 Özkaynak katkı payı ile kullandırılır.
| LİMİTİ | VADESİ | FAİZ ORANI |
| Alt limit 250.000 Euro Üst Limit 2 500 000 Euro | İşletme= 1 yıl Ödemesiz Dönemli 7 yıl Yatırım-2 yıl Ödemesiz Dönemli 7 yıl | Euribor+Marj+2,5 |
ORTA VE UZUN VADELİ AYB (Avrupa Yatırım Bankası ) DÖVİZ KREDİSİ
Özel sektörde; kendisi ya da aracı ihracatçı ile ihracat yapan, imalat ve tarıma dayalı sanayi ile döviz kazancı olan turizm sektöründe faaliyet gösteren, konusunda bilgili, tecrübeli yönetici kadroya sahip bulunan, kredi değerliliği olan, yapılacak yatırımın ekonomik – mali ve teknik yönden yapılabilir bulunduğu ve döviz kredisini ödeyebilecek performansa sahip olduğu tespit edilen firmalara kullandırılabilecektir. %50 Özkaynak katkı payı ile tesis, katkı payı aranmaksızın İşletme kredisi şeklinde kullandırılır.
AYB (Avrupa Yatırım Bankası ) SANAYİ SEKTÖRÜ GLOBAL V KREDİSİ
İmalat, tarıma dayalı sanayi, turizm sektörü, eğitim, sağlık sektörü ve bu sektörlerle ilgili hizmet sektöründe faaliyet gösteren AYB’nin belirlediği KOBİ büyüklük kriterleri içinde yer alan, projenin toplam sabit yatırımı 500.000 ile 25.000.000 EUR olan firmalar bu krediden yararlanabilecektir.% 25 Özkaynak katkı payı ile kullandırılır. Sadece işletme kredisi olarak kullandırılmaz.
| LİMİTİ | VADESİ | FAİZ ORANI |
| Alt limit 250.000 Euro Üst Limit 12 500 000 Euro | 2 yıl Ödemesiz Dönemli 7 yıl | Euribor+Marj+3 |
İmalat, turizm, eğitim, sağlık, ticaret, enerji, bilim ve iletişim teknolojileri sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelere kullandırılabilen bir kredi ürünüdür. Firmaların komple yeni yatırımları, ve yenileme yatırımları ile işletme sermayesi ihtiyaçları finanse edilmektedir.
| LİMİTİ | VADESİ | FAİZ ORANI |
| Yatırım Kredisi alt limit USD 750.000 İşletme Kredisi alt limit USD 500.000 Olmak üzere azami USD 3.000.000 | İşletme= 1 yıl Ödemesiz Dönemli 7 yıl Yatırım-2 yıl Ödemesiz Dönemli 7 yıl | TRLibor, Libor ve Euribor baz alınarak belirlenir. |
Yorumlar
Kalan Karakter: