Yatta dünyaya meydan okuyoruz
Denizcilik sektöründeki büyümeye paralel olarak , yat üretimi de pupa yelken gidiyor . Koç' tan Sanko 'ya kadar büyük grupların yatırım yaptığı alanda Türkiye, dünyada ilk sıralarda .
Son birkaç yılda, yatçılık Türk sanayicisinin gündemine girdi Kısa dönemde yapılan akılcı yatırımlar meyvelerini verdi. Bugün artık dünyada iddia sahibi Türk yat sektöründen bahsedebiliyoruz.
Sektörün iki önemli ayağı var.
Birincisi marinalar. . .
Bir yandan, yeni canlanan tekne merakı, diğer yandan yat turizminin gelişmesi yeni marinalara duyulan, ihtiyacı artırıyor, pek çok büyük grup bu alana yatırım yapıyor.
Bu diğer önemli ayak ise yat imalatı. . .
Türkiye, siparişle yat üretiminde dünyada besinci, mega yat üretiminde ise dördüncü sırada yel alıyor.
Standart kompozit malzemeyle yapılan vat üretiminde ise 11 inci durumda. Türkiye’nin adı. Şimdiden, yat sektöründe iddialı olan İtalya, Fransa, İngiltere, ABD ve İspanya gibi ülkelerle birlikte anılmaya başlandı.
Geçtiğimiz yıl sektör. 200 milyon dolara yakın ihracat gerçekleştirdi. 2000 yılında Yıldız Gemi taralından tamamlanarak sahibine teslim edilen dünyanın en büyük yelkenli yat Malta Şahininin tek başına değeri ise 80 milyon doları aşıyor. Türk sanayicisinin yakaladığı bu trendde, dünyada lüks yatlara son dönemde oluşan yoğun ilgi de önemli bu unsur olarak göze çarpı yor . Dünya ekonomisindeki büyüme trendinin birkaç yıl istikrarlı bir biçimde sinmesi. petrol, alim gibi emtia fiyatlarının yükselmesi ve likiditenin artarak paranın belirli ellerde toplanması lüks yatlara ilgiyi artıran bir diğer faktör oldu. Bugün dünyada yat teslimatlarında, iki yıla varan sıralar söz konusu.
Büyükler yatırım yapıyor
Yat sektöründe ilk yatırımlar 1980li yıllarda başladı.
Sektörün butik üretici şirketlerinden Navalis Yatçılık ' m kurucusu Levent Yılbar, "1980lerde işe ilk başladığımızda Türkiye, işçiliklerin ucuz olması nedeniyle tercih ediliyordu " diyerek yatçılığın gelişim dönemindeki durumunu aktarıyor.
Aradan geçen 20 yılda sektör, özellikle işgücü kalitesi ile on plana çıktı. Bugün Türkiye ' de 200 dolayında üretici bulunu yor . Sektörde öne çıkan firmalar şöyle özetlenebilir:
3E Yat, Vicem Yacht . Heniz Yatçılık . Egemar . Mat Yatçılık , Mengi Yat, Numarine . Orion Yatçılık . Viking Marine ve YıldızTersanesi .
Ancak, son birkaç yılda yapılan yatırımlar ile bu listeye başka üretici ve tersaneler de eklenmeye başladı . Son biriki yılda sektöre çok ciddi yatırımcılar girdi.
Örneğin, Koç Grubu. RMK Tersaneleri bünyesinde yat üretme kararı aldı.
Buna göre. RMK Marine dünyaca ünlü İngiliz yat markası Oyster ile anlaşarak yelkenli süper yat üretimi gerçekleştirecek.
İngiliz tasarımcı Ed Dubois tarafından tasarlanan yatlar ; RMK Marine ' de üretilerek Oyster tarafından 01S milyon dolar arasında değişen fiyatlarla pazarlanacak.
Lüks markalara üretim
Bu yıl lüks yat üretimine giren bir başka grup da İnan Kıracın sahip olduğu Kıraça Şirketler Topluluğu. . .
Grup bünyesindeki Sirena Marine , dünyanın en tanınmış tekne markalarından İtalyan Azimut adına Bursa'da yat üretecek.
Sirena Marine, şimdiden 500 bin dolar değerinde yatları üretip teslim etmeye başladı bile .
Sanko da, yat üretime giren bir başka grup oldu .
Sanko . Antalya ve İstanbul ' da dünyaca ünlü Vicem markası için yat üretiyor. Öte yandan Hayati Kamhi de bir süredir yal inşa sektöründe faaliyet gösteriyor. Kıraça, Koç ve Sanko örneklerinde de görüldüğü üzere, Türk şirketleri Avrupalı tanınmış lüks yat markalan için üretim yapmayı tercih ediyorlar. Bu strateji, bir taraftan yüksek teknoloji ve tasanın imkanı sağlarken, diğer taraftan da pazarlama ve satış sorununu çözüyor. Bu stratejinin en başarılı örneklerinden biri olarak İtalyan Ferini Navi Grup adına Türkiye ' de yat üretimi yapan Yıldız Gemiyi söyleyebiliriz. Şirket, geçtiğimiz yıl . dünyanın en büyük yelkenli yatı Malta Şahinini üreterek bütün dünyada yat sektörünün ilgi odağı olmuştu.
Çin ' in altında fiyat
Türkiye'de yat üretiminin merkezi İstanbul olsa da Antalya, son yıllardaki performansı ile göz kamaştırıyor . Bugün Antalya Serbest Bölgede yat üretimi yapan 40 dolayında şirket var. Lüks yat üretimine bundan sekiz yıl önce başlayan Antalya ' da bugüne kadar 80 milyon dolara yakın yat üretimi yapıldı. Bu yatların tamamına yakını da ihraç edildi.
Yat üretiminde atağa kalkmaya hazırlanan bil başka il de İzmir. Egeli tekne imalatçıları Aliağa Çaltıdere ' de imalat bölgesi kurmaya hazırlanıyor.
Bünyesinde 78 tekne üreticisini barındıran Ege Tekne İmalatçıları Derneği yetkilileri, özellikle mega yat üretiminde söz sahibi olmayı hedeflediklerini kaydediyor. Kurulacak bölgenin 5 bin dolayında istihdam sağlaması bekleniliyor. Sektörün en tanınmış şirketlerinden biri de Ogem Grup . Şirketin yönetim kurulu başkanı Murat Özdil, yat ve tekne üretiminde ulaştıkları noktayı şöyle aktarıyor : "Şirket olarak, yat sektöründe 2 bin 700 ürün çeşidine sahibiz. Bir tekne sahibinin hemen her ihtiyacını temin ediyoruz. Fransız Çatana. Harmony . Diva ve Kek gibi tekne markaları ile kendi kategorisinde Amerika' nın en ünlü markası olan J-Boat ' un Türkiye temsilcisiyiz. Tekne satış fiyatlarımız- 40 bin Euro ile 4 milyon dolar arasında değişiyor. Bünyemizde kurduğumuz Tetramarin ile lüks yat üretimine başladık. Tetramarin bünyesinde ayrıca, can kurtarma botu ve ekipmanları üretimi yapıyoruz. İç pazardan önce Rusya'ya satışlar yaptık. Bugün Çin ' in bile altında fiyatlar veriyoruz. Üstelik üretimimizde Çin ve Uzakdoğu malı kullanmaktan kaçınıyoruz. "
“Farkımız Kişiye Özel İmalat”
Türkiye ' de son dönemde özel, butik üretim yapan imalatçılar ön plana çıkmaya başladı. 1996 ' da Navalis Yatçılık' ı kuran Levent Yılbar da, sektörün önde gelen uzmanlarından. Yılbar, sektöre dair şu değerlendirmelerde bulunuyor :
“Şirket olarak custom design yani kişiye özel tasarım ve imalat yapıyoruz. Bu süreçte 10 müşteriye özel yat yaptık. Yat tasarım ve üretiminde bilgi birikimi çok önemlidir. Tekne üretimi ise; tecrübe, dünya standartlarını yakından takip etme, teknoloji , konfor ve kalite istiyor . Çünkü standart dışı uygulamalar bazen tecrübesizliğin olumsuz sonuçlarını da beraberinde getirebilir. Türk yat sanayinin son yıllarda büyük bir atılım içinde olduğu herkesin malumu. Eğer dünya pazarında rekabet etmeyi amaçlıyorsak o zaman dünyanın ulaştığı tasarım, kalite ve üretim standardına ulaşmalıyız. 1980 ' li yıllarda Türkiye, işçilik maliyetinin ucuz olması nedeniyle tercih ediliyordu. Ancak, artık bu yeterli değil.”
ŞUBAT 2008 PLATİN
Yorumlar
Kalan Karakter: