WASHINGTON TIMES: TÜRKİYE PETROL REZERVLERİ KONUSUNDA MEYDAN OKUYOR
ANKARA, 03/02(BYE)--- Amerika'da yayımlanan The Washington Times gazetesinin
03 Şubat 2007 tarihli sayısında Andrew Borowiec imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir makale yayımlanmıştır. Internet’ten sağlanan Lefkoşa çıkışlı makalenin çevirisi şöyledir:
Muhtemelen 400 milyar dolar değerindeki petrol ve doğalgaz rezervleri nedeniyle Doğu Akdeniz'de Türkiye ile yaşanan gerginlik, kendisinin ve Kuzey Kıbrıslı Türklerin çıkarına olmayan sondaj çalışmalarını engelleme tehdidinin ardından daha da arttı.
Dün Kıbrıs Rum basınındaki manşetlerde Kıbrıs'ın güney sahili boyunca Türk savaş gemilerinin beklenmedik hareketleri duyurulurken, Türkiye petrol ve doğalgaz arama çalışmalarıyla bağlantılı olarak "güç gösterisinde" bulunmakla suçlanıyor.
Türk televizyon kanalı NTV'de savaş gemilerinin Ankara'nın bölgedeki haklarını koruyacağına dair bir uyarı mahiyetinde bölgeye gönderildiği haberi yer aldı.
Türkiye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt yaptığı açıklamada, söz konusu hareketin Akdeniz'deki rutin bir devriye görevi olduğunu söyledi. Türk basını Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarını aktarırken, "Yeni savaş gemileri gönderme gereksinimi duyulmamaktadır" ifadesini kullandı.
Kıbrıs Rum Yönetimi son dönemde Lübnan ve Mısır ile, Kıbrıs ve Akdeniz'in güney sahili arasındaki 125 millik bölgede ortaklaşa sondaj çalışması yapılması amacıyla bir anlaşma imzaladı.
Norveç enerji danışmanlık şirketi bölgede tarama çalışmalarına başlamış durumda, değeri 400 milyar doları aşan bir enerji rezervi bulunduğu tahmin ediliyor.
Türk hükümeti tarafından yapılan açıklamada, Kıbrıs Rum Yönetiminin "adanın tamamını temsil etmediği" ifade edilerek, "Rum yönetiminin diğer ilgili taraflarla yapacağı anlaşmaların kendileri için bir geçerliliği olmadığı" konusunda uyarıda bulunuluyor.
Kıbrıslı Türk lider Mehmet Ali Talat yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin "adadaki ve civarındaki tüm enerji kaynakları üzerindeki haklarını saklı tuttuğunu" ifade etti.
Talat, "Kıbrıs'ta olan biten her şeye ortağız ve çıkarlarımızın zarar görmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Kıbrıslı Rum hükümet sözcüsü Türkiye'nin Kıbrıslı Türklerin açıklamalarını "kabul edilemez bir provokasyon" olarak nitelendirerek, bölge barışına tehdit teşkil ettiğini söyledi.
Kıbrıs Rum gazetesi Alithia manşetinde, "Türkiye sadece tehdit ediyor" diyor. Adadaki komünist yayın organı Haravgi "Çılgınca küstahlık" diye sesleniyor.
Atina'daki Yunan hükümeti kısa süre içerisinde Kıbrıslı Rumlara arka çıkarak önemli bir krize doğru gidildiği uyarısında bulundu. Olası sonuçları arasında Türkiye'nin hassas yapıdaki belli belirsiz Avrupa Birliği üyelik sürecinin daha zora girmesi ve Ege Denizi'nde tatbikatlarda gerginlik de var.
1970'lerin ortalarında Türk ve Yunan petrol araştırma gemilerinin bir anda eşzamanlı olarak ortaya çıkmaları Ege'de askeri anlamda gerginliğe neden olmuştu; taraflar birbirlerini atış menzilleri içinde takip etmişlerdi. Nihayetinde her iki taraf da geri adım atılmasının öngörüldüğü BM kararını kabul etmişti.
Son olayların çıkış noktasını, birbirinden farklı iki etnik grup arasında bölünen Kıbrıs'ın paylaşımı sorununun çözümüne yönelik müzakerelerin sekteye uğraması ve Kıbrıslı Rumların uluslararası tanınma unsurundan sonuna kadar yararlanması oluşturuyor.
Kaynak: Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü BYEGM
Yorumlar
Kalan Karakter: