Türk Boğazlarında "Durumsal Farkındalık" Sempozyumu Yapıldı
Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’de gerçekleştirilen sempozyuma Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, Ulaştırma Bakanı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırma Müdür Yardımcısı Hakan Fikircioğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı, TDİ Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Küçük; İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği Başkanı Selçuk Şenkal; DEFAV Başkanı Saim Oğuzülgen; DEKAŞ Genel Müdürü Aykut Erol, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Şükrü Arık, IALA VTS Komite Başkanı Tuncay Çehreli, Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği Başkan Yardımcısı İsmail Akpınar, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevvelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli, Çanakkale Bölge Müdürü Ender Kurt, Kıyı Emniyeti VTS Daire başkanı Olcay Özgürce, Gemi Kurtarma Daire Başkanı Arslan Dede, Bahçeşehir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Azize Gökmen, İstanbul Liman Başkanı Mustafa Azman, DTO Yönetim Kurulu Üyesi Alev Tunç ile birlikte öğrenciler, VTSoperatörleri ve denizcilik sektöründen katılımcılar hazır bulundu.
Sempozyum açılışında konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Azize GÖKMEN , “Düzenlemiş olduğumuz bu sempozyum, Türk boğazlarında güvenliğin sağlanmasında ve geliştirilmesinde işbirliği yaparak, özveri esaslı hizmetleri yürüten tüm paydaş kamu kurum ve kuruluşlarının, özel sektör temsilcilerinin, denizcilik sektörü akademisyenlerini ve sivil toplum örgütlerini buluşturmayı amaçlamıştır. İlki gerçekleştirilen bu sempozyum, Türk Boğazlarına hizmet veren kurum kuruluş ve kişilerin karşılıklı fikir alışverişi yapmaları, çözümlemelerde bulunmaları için ortak bir platform oluşturma hedefine de odaklanmıştır” dedi. Gökmen; “Denizcilik sektörü büyük bir camia. Bu camiada tersanede kaynak yapan taşeron işçisinden, takasıyla ağ atan balıkçısına, tankeriyle Süveyş Kanalından geçerken milli sancak dolaştıran süvarisine, armatörüne, Türk Boğazlarından geçen gemilerin formalitelerini yapan acentelerimize, sektörümüzü her boyutta yöneten en üst düzey yöneticisine kadar binlerce insan omuz omuza çalışıyor. Hepsinin farklı durumlara karşı faklı çözümlere ihtiyacı var. Ama hepsinden önemlisi eğitimli ve nitelikli iş gücüne ihtiyacı var. Bu anlamda, eğitim kurumları olarak bizler siz sektör temsilcileriyle omuz omuza hareket etmek durumundayız” şeklinde konuştu.
İkinci olarak söz alan Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel; “Bahçeşehir Üniversitesi genç bir üniversite, kurulalı 11 yıl oldu, 10 bini aşkın öğrencisiyle Türk Milli eğitimine hizmet etmektedir” dedi.
Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Hakan Fikircioğlu; “Eşsiz güzelliklere sahip, kültür başkenti İstanbul’da, kıtaları birbirine bağlayan biyolojik bir koridorun kapısı niteliğindeki Türk Boğazlarıyla, tüm kurumların işbirliği içerisinde çok güçlü bir yapılanma gerçekleştirilmiştir” dedi.
İşbirliği yapılması gereğine dikkat çeken Fikircioğlu, yapılan sempozyumun bu alanda katkıları olacağına inandığını belirtti.
Daha sonra söz alan Kıyı emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün yaptığı çalışmaları tanıttı.
“Risklerin azaltılmasında en önemli aktörün gemi ve onun üzerindeki kaptan olması gerektiğinin” altını çizen Orakçı; “gemiye baktığımızda da, geminin kondisyonunun, özellikle Türk Boğazları açısından değerlendirdiğimizde, başta gelen birinci unsur olmaktadır” dedi.
Mesleğe ilk başladıklarında kendilerine meslek büyüklerinin öğüt olarak “Gemi, limanda batar” dediklerini söyleyen Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı, “Bizler o zamanlar bu sözü tam anlayamamıştık ama bugün yönetim kademesinde bunu çok iyi anlıyoruz” dedi.
Karadeniz’deki bir limandan kalkan bir geminin, Boğaz girişine 40 mil kala yakıtının bittiğine tanık olduklarını söyleyen Orakçı; “Bu yakıtın bitmesi değil, bir anlamda mesleğin bitmesidir” şeklinde konuştu.
Genel Müdür Orakçı Türk boğazlarında ortalama 1,6 günde bir makine veya dümen arızası görülmekte olduğunu söyleyerek, “riskin bu kadar büyük olduğu bir ortamda gemi kaptanı ve personelin tecrübesi de son derece önemli” dedi.
Salih Orakçı; “Türk Boğazları bölgesinde riskin azaltılmasında en önemli faktör, kılavuz kaptan alınması ve römorkör kullanılmasıdır” dedi.
Daha sonra söz alan Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, “Böylesi sıcak bir ortamda, meslektaşlarımın arasında kendimi misafir gibi değil ev sahibi gibi hissediyorum” diyerek başladığı konuşmasında Boğazların önemine vurgu yaptı. İstanbul’un fethiyle Türklerin eline geçtiğinden bu yana çok savaşlar yapıldığı, çok anlaşmalara imza atıldığına dikkat çeken Suat Hayri Aka, bu anlaşmaların hemen hepsinde Boğazlardan elde edilecek ticari tavizler ve askeri gemilerin geçişleriyle ilgili düzenlemeler olduğunu, hiçbir anlaşmada can ve mal emniyeti ile çevre güvenliği ile ilgili bir madde bulunmadığını söyledi.
Açılışta son konuşmayı Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu yaptı. Naiboğlu, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın başarı, selam ve sevgi dileklerini getirdiğini söyleyerek; denizciler olmasa dünyanın yarısının açlıktan, yarısının da soğuktan donarak öleceğini hatırlattı. Denizcilerin bir millet olduğunu söyleyen Naiboğlu; dünyanın her yerinde denizcilikle ilgili kuralların aynı olduğunu, bu nedenle denizcilerin aynı dilden konuştuğunu ve denizciliğin evrensel bir meslek olduğunu söyledi.
Gerek Ulaştırma Bakanının, gerekse kendisinden öndeki Müsteşarın denizci olduğunu kendisinin de denizciliğin içinden geldiğini hatırlatan Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu; kadroların da aynı şekilde denizci kadrolar olduğunu vurguladı. Denizcilik Müsteşarlığında denizci oranının %4’lerden %27’lere çıkardıklarını söyleyen Naiboğlu; takım oyununun önemine vurgu yaptı.
Paris MOU liman devleti kontrollerinde önce gri listeye, sonra beyaz listeye geçtiklerini; iç hatlarda kullanılan yakıttan ÖTV almayarak karadaki trafiğin denize aktarılmasına katkıda bulunduklarını söyleyen Naiboğlu, çalışmalarına takım ruhuyla devam edeceklerini belirtti.
Naiboğlu; boğazlar bölgesindeki VTSsistemi dışında önemli körfezlerde de İzmit körfezi başta olmak üzere VTS kurulması çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
"Durumsal Farkındalık" Paneli
Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu'nun konuşmasından sonra sempozyumun ilk oturumuna geçildi. İlk oturumun başkanlığını Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli yaptı.Oturumda ilk konuşmayı yapan İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezer Ilgın, "Tarihsel Gelişimi İçerisinde Türk Boğazları'nın Hukuki Statüsü" konulu bir sunum yaptı. Ilgın sunumunda Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tarihi gelişimini anlattı ve tarihten beri boğazlarla ilgili 5-10 yılda bir anlaşma imzalandığının altını çizdi.
TBGTH Daire Başkanı Olcay Özgürce "Türk Boğazları'nın Dinamik Değişenleri ve Rakamlarla İstatistik Analizi" konulu bir sunum yaptı. Sunumunda Türk Boğazları'nı tanıtan Özgürce özellikle arıza ile ilgili istatistiklere dikkat çekti.
"Türk Boğazları'nda Kılavuzluk Hizmetleri ve Gelişen Teknolojinin Hizmetlere Yansıması" adlı bir sunum yapan Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Şükrü Arık, kılavuz kaptanların hizmetlerinden ve yaşadığı tehlikelerinden bahsetti. Arık, "Kılavuz kaptanlık teknolojik gelişmeler ile gelişen bir meslek değildir,ne gelişme olursa olsun kılavuz kaptanın tecrübesi önemlidir" dedi.
IALA VTS Komite Başkanı Kaptan Tuncay Çehreli, sempozyumda "Türk Boğazları'ndaki Trafik Rejimine Uluslararası Bir Bakış" konulu sunumunda "Türk Boğazları'nda güvenliğe yönelik durumsal farkındalık oluşmalı. Bunun için ilk olarak algılama çok önemlidir. İkinci aşamada kavramalı ve son olarak da iyi analiz etmeliyiz. Bu aşamalardan sonra uygulamaya geçilmelidir. Durumsal farkındalık da oluşturulduktan sonra devamlılığı sağlanmalı. Böylece tam olarak durumsal farkındalık oluşabilir. Kazaların yanı sıra kazaya yakın olaylarında incelenmesi gerekmekte. Kazaların az olması oranın güvenli olduğu anlamına gelmez. Boğazların verimliliği o boğazı ne kadar açık tuttuğunuzla doğru orantılıdır. Deniz trafik emniyetini olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında gemi ve gemi personelinin standart kalitesi, yoğunluk, arıza ve ihlal, bölgesel denetlemeler ve fiziki yapı geliyor. Bunların giderilmesi için mevzuatların düzenlenmesi, uluslar arası ilişkilerin güçlendirilmesi, eğitim, tanıtım yapılması konuları önem arz etmektedir" ifadelerine yer verdi.
İlk oturumun son konuşmacısı Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan Alev Tunç ise Türk Boğazları'nın Ulusal Ticaretimize Faydalık ve Verimlilik Endeksini Artırabilmek İçin Neler Yapmalıyız başlığı altında bir sunum gerçekleştirdi. Tunç sunumunda, Montrö Sözleşmesi'ne vurgu yaptı. Boğazlarda meydana gelen kazalar hakkında istatiski bilgiler veren Kaptan Tunç, "Marmaray çalışması ile boğazlarda meydana gelen kazalarda yüzde 70 azalma meydana gelmiştir. Bunun boğaz trafiğinin tek yönlü olarak yapılmasının bir yararı olarak görüyorum. Gemi sahipleri, armatörleri, acenteler gemilerinin geldiği geçmesini ister. Bu riskleri ve kazaları arttırır. Biz DTO olarak Marmaray çalışmasından sonra da tek yönlü trafiğin devam etmesini istiyoruz. Ayrıca gemiler kılavuz kaptan alma konusunda teşvik edilmeli" dedi.
İkinci oturumun başkanlığını Bahçeşehir Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Azize Gökmen yaptı. İlk olarak İstanbul Liman Başkanı Mustafa Azman "Türk Boğazları'nda ulusal mevzuat ve uygulamalar" konulu bir sunum yaptı.
İstanbul Bölge Müdürlüğü Sörvey Kurulu Başkanı Haktan Demirboğa "Türk Boğazlarında Uğraklı / Uğraksız gemilerde yapılan sörvey işlemleri" konulu bir sunum yaptı.
İDO Güverte Enspektörü Bilal Akbulut " Türk Boğazları'nda yerel trafik konulu bir sunum yaptı.
Hudutlar ve Sahiller Genel Müdürlüğü Tele Sağlık Baş Tabibi Dr. Turan Özbilen "Türk Boğazları'nda can güvenliği ve toplum ve insan sağlığı alanında verilen hizmetlerin analizi" konusunda bir sunum yaptı.
Çevre Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğünden Müh.Gönül Su " Türk Boğazları'nda gemi kaynaklı çevre kirliliğiyle mücadele çalışmaları" konusunda bir sunum yaptı.
FOTOĞRAFLAR







































































Yorumlar
Kalan Karakter: