Obama Bir Siyah Değil
Kendisi aynı zamanda yarı beyaz. ABD Başkanı siyah değil. Biz (ya da kendisi) onu siyah olarak tanımlıyoruz, çünkü bizler modası geçmiş bir dil ve mantık kullanıyoruz. 300 yıldan fazla bir süre ve oldukça zorlu bir tarihi geçmişin ardından, eski ırkçı kurala uyuyoruz: Kısmen siyahlar, tümüyle siyahtır. Yüzde elli eşittir yüzde yüz. Bunun arasında başka bir seçenek yok.
Seçimin ertesinde bu gazetenin ilk sayfasında yer alan, "Obama Tarih Yapıyor: ABD Kararlı Bir Biçimde İlk Siyah Başkanını Seçti," şeklindeki manşeti gördükten sonraki tepkim böyleydi.
Bu ifadeler bir birine benzer şekillerde farklı medya organlarında tekrarlanıyordu. Sanki bir adımımız gelecekte, diğeri ise Eski Güney'e saplanmış kalmış gibi. Irk anlamında beyaz olmayan birini seçerek, zaten yeterince sofistike bir iş yapmış oluyoruz, ama ırklara ilişkin o kadar geri bir durumdayız ki, Obama'yı siyah olarak tanımlamakta ısrar ediyoruz. İlerleme, söz dağarcığının önüne geçmiş durumda.
Obama gibi, ben de beyaz Kansas'lı bir anne ve Obama'nın babası gibi Cambridge'te okumaya gelmiş yabancı bir babanın çocuğuyum. Anne babam İkinci Dünya Savaşı sırasında tanışmış, bir birine âşık olmuş ve evlenmiş. Daha sonra, doğum yerim, babamın ülkesi olan Peru'ya gitmişler.
Hispaniklerin beyazlığı
ABD'de Latinlerin ırklarını tanımlamaları her zaman zor olmuş. 1960'ların sonundan önceki dönemde, nüfus sayımı formlarında kendimizi hep beyaz olarak nitelendirdik. 1970'ten sonra, nüfus sayımı formlarına Hispanikler için işaretlenebilecek ayrı bir kutu konulmasının ardından, kendimizi Hispanik şeklinde ayrı bir ırk olarak nitelendirmenin aptalca olduğunu bilmemize rağmen, kutuyu işaretliyorduk. Ama 2000 yılından bu yana yurttaşların birden fazla ırka ait olarak kayıt yapılabilmesinin olanaklı olmasıyla birlikte, birçoğumuz seçeneklerin tümünü birden işaretlemeye başladı: Yerli, beyaz, Asyalı, Afrikalı.
Peki, niçin günümüzdeki gelişmeyi, olduğu şekliyle bir devrim dalgası olarak görmüyoruz? Niçin bunu tanımlayan kelimeler bulamıyoruz? Niçin melezleri siyah olarak tanımlayan eski ve yorgun paradigmaya başvuruyoruz?
Kuzey Amerika melez ırklarını kabul etmekte yavaş kaldı. Almanya'da Naziler döneminde ve Güney Afrika'da apartheid rejimi sırasında geçerli olan "ırkların karışmasını" yasaklayan yasal düzenlemeler, ABD'de 1967 yılına kadar bir dizi eyalette hala geçerliydi.
ABD'de geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca "azınlıkların" patlaması, ırklar arasındaki karışımın kaçınılmaz olmasını sağladı. 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre, ABD'de 1,5 milyon dolayında Hispanik-beyaz, yarım milyon Asyalı-beyaz ve 250 binden fazla siyah-beyaz evliliği söz konusuydu.
Barack Obama'yı görenlerin çok azı, yüzde 50 beyaz Kansas'lı olduğunu kavramış gibi görünüyor. Kendisinin ikinci kuşak Kenyalı olduğunun ne anlama geldiğini anlayanların sayısı daha da az. Bu durum bana sosyolog Troy Duster ve biyo-etikçi Pilar Ossorio'nun bir zamanlar söylediğini anımsattı: Derinin rengi çok ender olarak göründüğü gibidir. Beyaz gibi görünenlerin kayda değer ölçüde ağırlıklı Afrikalı, siyah görünenlerin ise ağırlık olarak Avrupalı olan atası olabilir.
Diğer bir deyişle, müstakbel bir başkanın derisinin rengi, aslında fazla bir şey ifade etmiyor. Deri rengi güvenilmez bir belirleyici, aldatıcı bir durum. Irk ayrımlarını onaylayan etiketleri kullanmayı durdurmanın zamanı gelmedi mi?
Yorumlar
Kalan Karakter: