Kocaeli‑1 Kılavuzluk İhalesinde Rekor Pay: %89,5 ile HAS 20 Yıllık Hak Devraldı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün 3 Temmuz 2025’te Ankara’da gerçekleştirdiği Kocaeli‑1 Bölgesel Hizmet Sahası Römorkör ve Kılavuzluk Hizmeti ihalesi, Türk denizcilik sektöründe uzun süre tartışılacak bir sonuca sahne oldu. Safi Deniz Hizmetleri A.Ş. (HAS), brüt hasılatın %89,5’ini kamuya bırakmayıtaahhüt ederek 20 yıllık işletme hakkını kazandı. 1996’dan bu yana İzmit Körfezi’nde faaliyet gösteren Deniz Kılavuzluk A.Ş. (DEKAŞ) ise %89’luk teklifle ikinci sırada kaldı ve yaklaşık otuz yıllık hizmet sahasını kaybetti.
İhalenin çerçevesi ve rakamlar
-
Hizmet süresi : 20 yıl
-
Taban pay oranı : %40 (açık artırma bu rakamdan başladı)
-
Geçici teminat : 17 814 000 TL
-
Doküman bedeli : 50 000 TL (iadesiz)
-
Son başvuru : 1 Temmuz 2025 — 15.00
-
Başvuru açılışı : 3 Temmuz 2025 — 10.00
İhale 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu çerçevesinde pazarlık usulü + açık artırma metoduyla düzenlendi. Artırmalar kısa sürede %80 bandını, ardından da %89 eşiğini aşınca komisyon %89,5 oranlı HAS teklifini nihai, %89 oranlı DEKAŞ teklifini ise yedek olarak tutanak altına aldı.

Sektör neden şaşkın?
İzmit Körfezi, Türkiye’de gemi trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerden biri; yıllık 40 000’e yaklaşan seyrin gerçekleştiği tahmin ediliyor. Sektör, Samsun Bölgesel Hizmet Sahası ihalesinde görülen %58’lik rekorun uzun süre kırılamayacağını öngörürken, %89,5 düzeyi kamu‑özel gelir paylaşımı tartışmasını bambaşka bir düzleme taşıdı.
Mevzuata göre kılavuzluk‑römorkör gelirleri ilk olarak UAB Döner Sermaye İşletmesi hesabına yatırılıyor; ardından tutarın yarısı Hazine’ye, yarısı döner sermayede kalıyor. %89,5’lik oran, fiilen brüt hasılatın %44,75’inin Hazine’ye, %44,75’inin döner sermayeye aktarılması anlamına geliyor. Şirket payı sadece %10,5 ile sınırlı kalacak.
“Aşırı düşük kâr, aşırı yüksek kamu payı” polemiği
Eleştiriler üç ana başlıkta özetleniyor:
-
Finansal sürdürülebilirlik : Yüksek kamu payı, işletmeciyi yatırım ve bakım bütçelerini karşılayamayacak bir kâr marjına, hatta zarar riskine itebilir; bu durumda deniz emniyeti zayıflayabilir.
-
Deneyim kaybı : DEKAŞ’ın 30 yıla yaklaşan bölge tecrübesi, hidrografik veri arşivi ve pilotaj prosedürleri bir gecede devre dışı kalacak. “Ülkenin böyle bir lüksü yok” görüşü öne çıkıyor.
-
Şeffaflık eksikliği : Döner sermaye kaynaklarının hangi projelere, hangi performans göstergeleriyle harcandığı açıklığa kavuşmuş değil; özellikle fener modernizasyonu ve kılavuz kaptan eğitim gelirlerinin zaten başka kalemlerle finanse edildiği hatırlatılıyor.
Kamu İhale ilkeleri bu dosyaya nasıl yansır?
Kılavuzluk‑römorkör ihaleleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na doğrudan tabi değil; fakat Kanun’un 38. maddesindeki “aşırı düşük teklif” mantığı hâlen emsal kabul ediliyor. İdare, finansal sürdürülebilirlikten şüphe duyarsa yükleniciden ayrıntılı açıklama isteyebilir; açıklama yetersiz kalırsa nihai onayı vermeyebilir. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 20. maddesi de “edimin gereği gibi yerine getirilemeyeceği” hallerde fesih imkânı tanıyor.
Gözler şimdi UAB’de: İdare, %89,5’lik pay teklifini onaylayacak mı, yoksa izahata mı davet edecek? Karar ne olursa olsun, sektör için emsal teşkil edecek.
DEKAŞ’ın kaybı, HAS’ın sorumluluğu
DEKAŞ, 50’yi aşkın kılavuz kaptanla yılda 15 000’in üzerinde manevra yürütüyordu. HAS ise bölgedeki römorkör‑terminal işletmeciliği tecrübesini pilotaj alanına taşıyor; ancak kılavuzluk operasyonu için yeni pilot botları ve sertifikalı personeli ne hızda devreye alacağı merak konusu. Şirketin kamuoyuna ayrıntılı yatırım planı açıklamadığı biliniyor.
Sektörde “Deneyim margarindir; ısıtıp yeniden kullanamazsınız” benzetmesi dolaşıyor. Son iki yılda kurulan sekiz yeni kılavuzluk‑römorkör şirketinin çoğunun sahada geçmişi olmadığı vurgulanarak “yüksek pay uğruna emniyet riske atılmasın” deniyor.
Döner sermaye gelirleri gerçekten deniz emniyetine mi dönüyor?
2024’te kılavuzluk‑römorkör hizmetlerinden elde edilen brüt hasılat yaklaşık 13 milyar TL idi; bunun 3,2 milyar TL’si Hazine’ye, benzer tutarı da döner sermayeye aktarıldı. UAB, bu kaynağın VTS modernizasyonu, deniz kirliliği müdahale filosu, kılavuz kaptan eğitimleri gibi projelere yönlendirildiğini belirtiyor. Ancak:
-
Fener modernizasyonu Türk Boğazları’ndan tahsil edilen fener‑tahlisiye resimleri ile finanse ediliyor.
-
Kılavuz kaptan eğitimleri için katılımcılardan alınan ücretin %75’i idareye aktarılıyor; eğitim maliyeti esasen kursiyerler tarafından karşılanıyor.
Bu nedenle “kaynak deniz emniyetine dönüyor” iddiasının ancak ayrıntılı, proje bazlı harcama raporlarıyla desteklenmesi gerektiği ifade ediliyor. Sayıştay denetim raporları da döner sermaye hesaplarının performans odaklı izlenmesini tavsiye ediyor.
Hukuki süreç: AYM ve Danıştay dosyaları beklemede
-
Anayasa Mahkemesi : 7519 sayılı Kanun’un gelir paylaşım hükmü, “milli servet niteliğindeki liman gelirlerinin bütçe dışına çıkarılması” gerekçesiyle iptal istemiyle gündemde.
-
Danıştay : Kılavuzluk Yönetmeliği’nin “yüksek pay rekabeti” ilkesine karşı açılan davada, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği davacı.
Her iki yargı sürecinin kararı, yürürlükteki ihaleleri geriye dönük etkileyebileceğinden sektör “bekletici mesele” uygulamasını tartışıyor.
İdare hangi yolu seçerse denge sağlanır?
-
Onay + sıkı sözleşme : %89,5 pay kabul edilir, ancak HAS’a ağır yatırım ve performans kriterleri getirilir; teminat artışıyla kamu payı riski dengelenir.
-
İzahata çağrı + iptal : Finansal fizibilite sunulamazsa ihale iptal edilir veya ikinci teklife (DEKAŞ) dönülür; bu, “yüksek pay yarışı”nın sınırlarını pekiştirir.
Her iki senaryoda ortak payda deniz emniyeti. Ücretin temel amacı gemileri ve çevreyi korumak; kamu geliri hedefi bu amacı gölgeleyecek noktaya geldiğinde tartışma “gelir mi, güvenlik mi?” eksenine kayıyor.
Sonuç: Fırtına öncesi sessizlik mi, dengeli reform mu?
Kocaeli‑1 ihalesi, %89,5 pay oranıyla yeni bir dönüm noktası. Onay gelirse diğer bölgesel ihalelerde çıta daha da yükselebilir; iptal hâlinde “hasılat payı yarışı”nın sürdürülebilir sınırları çizilmiş olacak. Türkiye denizcilik sektörü, “pilotaj parayla değil, tecrübeyle yapılır; hata payı sıfırdır” ilkesini yeniden masaya yatırıyor.
Gözler şimdi UAB’nin kararında: Kamu, Hazine geliriyle deniz emniyeti arasındaki dengeyi nasıl kuracağına dair belki de en kritik sınavını vermek üzere. İzmit Körfezi’nde dalgalar şimdilik sakin; fakat rotayı emniyet koordinatına sabitlemek, ekonomik rüzgârdan daha önemli olacak.
Yorumlar 4
Kalan Karakter: