Ekim ayında kabul edilmesine haftalar kala, dünya denizcilik sektörünün en büyük isimlerinden bazıları,Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) amiral gemisi niteliğindeki Net-Sıfır Çerçevesi’ne (NZF) karşı harekete geçti.
John Fredriksen’in Frontline’ı, George Economou’nun TMS Group’u, Evangelos Marinakis’in Capital Maritime & Trading’i, Angelicoussis Group ve Suudi devi Bahri; anlaşmanın mevcut haliyle “aşırı mali yük” getirme riski taşıdığını ve bunun hem sektörü hem de tüketicileri olumsuz etkileyeceğini belirten güçlü tanker ve dökme yük çıkar grupları arasında yer aldı.
İsyana; Dynacom, Dynagas, Centrofin, GasLog, Hanwha Shipping, Seapeak ve Stolt Tankers da destek verdi. Böylece, anlaşmayı doğrudan reddeden ABD’nin yanı sıra klas kuruluşları ABS ve DNV’nin temkinli mesajlarıyla büyüyen tepkilere yeni bir halka eklenmiş oldu.
“Mevcut haliyle IMO NZF’nin denizcilik sektörünün karbonsuzlaşmasına etkili biçimde katkı sağlamayacağına ve hedeflenen eşit rekabet ortamını güvence altına almayacağına inanıyoruz,” diyen armatörler Reuters’a ortak bir açıklama yaparak, kabul edilmeden önce “kritik değişiklikler” yapılmasını talep ettiler.
Yunanistan Denizcilik Bakanı Vassilis Kikilias da Londra Uluslararası Denizcilik Haftası’nda IMO Genel Sekreteri Arsenio Dominguez’e benzer kaygılar iletti ve değişikliklerin şart olduğunu vurguladı.
Ancak Dominguez, Londra’daki toplantıda kararlı bir tavır sergileyerek çerçevenin kabul edileceğinden emin olduğunu söyledi. “Bunu örgütün geçmiş başarısına, iş birliğimize ve hâlâ bazı zorluklar olsa da ortak anlayışımıza dayandırıyorum,” dedi.
Gelecek ay yapılacak olağanüstü Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC) oturumunda kabul edilmesi beklenen Net-Sıfır Çerçevesi, IMO’nun 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi kapsamında 2027’den itibaren yeni karbon ücretlerini hayata geçirecek.
Sürpriz bir çıkışla, dünyanın üçüncü büyük klas kuruluşu ABS’nin ayrılmaya hazırlanan CEO’su Christopher Wiernicki de bu hafta IMO’nun planına karşı olduğunu açıkladı.
“Denizcilik ve IMO farklı yollarda ilerliyor. Yeşil yakıtların bulunabilirliği, ölçeklenebilirliği ve altyapı desteği için net bir yol haritası yok. LNG ve biyoyakıtlar başarının kritik unsurlarıdır; göz ardı edilmemeli, aşırı cezalandırılmamalı ya da net sıfır düzenlemesinden çıkarılmamalıdır,” dedi. Londra’da ABS’nin 2025 Sürdürülebilirlik Görünümü raporunun lansmanında konuşan Wiernicki, “Açıkçası, 2050’ye kadar denizcilikte net sıfıra ulaşmak bir joker gibi görünüyor,” ifadelerini kullandı.
Nisan’daki MEPC toplantısından çekilen ABD ise şimdi müttefiklerine ve rakiplerine IMO anlaşmasını reddetmeleri için baskı yapıyor. Washington, önerilen çerçeveyi kabul eden ülkelerin tarifelerden liman harçlarına ve vize kısıtlamalarına kadar uzanan misillemelerle karşılaşabileceği uyarısında bulundu.
Yıl sonunda ABS’den ayrılacak olan Wiernicki, IMO’ya “zaman aşımı” çağrısında bulundu:
“Sektörün bir çerçeveye ihtiyacı var ama bu çerçevenin iddiaları gerçeklerle dengelemesi gerekiyor. Mekanizmanın daha iyi düşünülmesi lazım. Şu anda olmamız gereken yerde değiliz. Emisyonlar hâlâ 2008 baz seviyesinin %121 üzerinde, uyum maliyetleri katlanıyor, yatırımları şekillendiren sinyaller – düzenleme, yakıt fiyatları, cezalar, bulunabilirlik, ölçeklenebilirlik – farklı hızlarda ilerliyor,” dedi ve LNG’ye köprü yakıt olarak daha fazla destek verilmesini istedi.
Wiernicki; “2030’lara yaklaşırken köprüyü korumamız lazım. Bu da LNG’nin metan sızıntı kontrolleriyle ve güvenilir biyolojik/e-LNG yollarıyla mümkün,” dedi.
Rakip klas kuruluşu DNV’nin geçen hafta kendi 2050 denizcilik öngörü raporunu sunarken benzer LNG yanlısı söylemler kullanması ise, Londra’daki UCL Enerji Enstitüsü’nden enerji ve taşımacılık profesörü Tristan Smith’in sert eleştirisine yol açtı. Smith, DNV’nin IMO üzerinde baskı kurarak net sıfır çerçevesini değiştirmeye çalıştığını ileri sürdü.
Öte yandan, aralarında dünyanın en büyük ve en tanınmış armatörlerinin de bulunduğu 180’den fazla şirketi kapsayan Getting to Zero Coalition ise bu hafta çerçevenin kabul edilmesi yönünde çağrı yaptı.
“Belirsizliğin uzaması, küresel ticaretin geleceği için kritik olacak çok büyük yatırımları riske atabilir,” diyen şirketler ortak açıklamalarında, “Küresel düzenleyici rehberliğin olmaması, değişimin maliyetlerini uzun vadede artıracaktır. Bu maliyetleri sektör, ülkeler ve tüketiciler üstlenecektir,” ifadelerini kullandı.
Birçok uzman, önümüzdeki ay anlaşmaya varılamaması halinde bölgesel düzenlemelerin gündeme geleceği uyarısında bulundu. Londra’daki bir konferansta konuşan Uluslararası Limanlar ve Rıhtımlar Birliği Genel Müdürü Patrick Verhoeven, “Çerçevenin kabul edilmemesi, yatırımlar için mutlak bir belirsizlik yaratır,” dedi. “IMO’nun net sıfır hedeflerine ulaşması imkânsız hale gelir.”
Ekim’deki karar, uzlaşmaya varılamazsa 176 üye devletten ilgili sözleşmeyi onaylamış 108’inin – yani üçte ikisinin – oyunu gerektirecek.
IMO nadiren oylamaya başvuruyor, ancak tarafların tutumları sertleştiği için bu kez resmi bir oylama ihtimali giderek artıyor. Splash, gelecek ay bu süreci yakından takip edecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: