'Alaçatı'da deniz dolduruldu'
Dünyanın önemli sörf ve yelken merkezlerinden Alaçatı ile ilgili uydu görüntüleri üzerinden yürütülen çalışma, bölgede yaklaşık 80 bin metrekare dolgu yapıldığını ortaya koydu.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Fakültesi Hidrolik Ana Bilim Dalı Başkanı kıyı ve liman mühendisliği uzmanı Prof. Dr. Yalçın Yüksel, YTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü'nce desteklenen “Alaçatı Örneğinde Sürdürülebilir Kıyı Alanı İzleme Modeli” başlıklı projeye ilişkin yaptığı açıklamada, projenin, 1963 yılında Corona uydusu, 1987 yılında Landsat uydusu, 2000 yılında Landsat uydusu ve 2007 yılında Aster uydusu görüntüleri üzerinden yürütüldüğünü, ayrıca bölgede gerçekleştirilen çalışmayla da uydu görüntülerinin bugünkü durum ile karşılaştırıldığını anlattı.

Prof. Dr. Yüksel, ABD'nin ilk keşif uydusu olan Corona'nın 1963'de çektiği Alaçatı görüntüsünün, daha sonra Landsat ve Aster uydularınca alınan görüntülerle karşılaştırıldığını, böylece bölgenin 44 yıllık değişiminin incelebildiğini belirtti.
Alaçatı hakkında, “Denizin doğa etkisiyle dolduğu ve belirli bir sürenin ardından sörf ve yelken merkezi özelliğini kaybedebileceği” yönünde iddialar bulunduğunu anımsatan Prof. Dr. Yüksel, ancak çalışmalarının söz konusu tezleri doğrulamadığını söyledi.
KIYI ÇİZGİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
1963-2007 yılları arasındaki uydu görüntülerinin Prof. Dr. Zafer Şeker, Yrd. Doç. Dr. Bülent Bayram, araştırma görevlileri Uğur Acar ve Anıl Arı tarafından geliştirilen, bu yıl uluslararası endekse girmiş bir dergide yayımlanan, “Kıyı çizgisinin otomatik olarak belirlenmesi” algoritması ve yazılımı kullanılarak karşılaştırıldığını bildiren Prof. Dr. Yüksel, uydu görüntülerini üst üste çakıştırdıklarında değişimi saptadıklarını ifade etti.
Prof. Dr. Yüksel, şöyle devam etti:
“Alaçatı'da kıyı çizgilerinin dalgalar, akıntı, rüzgar gibi doğal etkilerle değişmediği, ancak insan eliyle denizin doldurulduğunu belirledik. Koyun yapısı yıllardır aynı. Çünkü buradaki doğal sirkülasyon dolguyu engellemiş. Tam tersi burayı dolduğu zaman boşaltıyor, öyle bir doğal dengesi var. Koydaki sığlık alanın yıllara göre ölçümleri de bu alanın boyutlarının belirli dalgalanmalar yaşadığını, ancak sürekli bir artış göstermediğini ortaya koydu. Sığlık alanın kıyıdan en uzak noktasının 1963'de 351 metre, 1987'de 343 metre, 2000'de 344 metre, 2007'de ise 342 metre olduğu belirlendi.
Fakat yeni liman ve balıkçı barınağının olduğu yerde insan eliyle yapılmış dolgular var. 1963 ile 2007 yılları arasındaki veriler karşılaştırıldığında, toplam 81 bin 119 metrekare alanın deniz doldurularak kazanıldığı belirlendi. 2007 yılındaki kıyı çizgisi ile 1963 yılı uydu verisindeki kıyı çizgisi arasındaki denize doğru mesafe 42 ile 132 metre arasında değişiyor.”
YAPILAŞMA ARTTI
Bölgedeki arazi kullanım oranlarındaki değişimini de yıllara göre incelediklerini ifade eden Prof. Dr. Yüksel, “Arazi kullanım ölçümlerine göre, bölgede yapılaşma 1963'de binde 37 iken, bu oran 1987'de yüzde 3,04, 2000'de yüzde 6,71, 2007'de yüzde 8,75'e yükselmiş. Tarım ve boş arazi toplamı 1963'de yüzde 66,98'den 1987'de yüzde 59,90'a, 2000'de yüzde 57,48'e, 2007 yılında ise yüzde 54,19'a düşmüş” diye konuştu.
Denizin doldurulmasıyla kazanılan bu alanların, kıyı boyunca yoğunlaşan yerleşim taleplerinin bir kısmını karşılamak amacıyla konut ve turizm projeleri kapsamında kullanıldığının anlaşıldığını anlatan Prof. Dr. Yüksel, “Dolgu alanı dışında koyun batı kıyısında, özellikle Alaçatı limanı etrafında artan yapılaşma, yapılan çalışma sonucunda ortaya çıkmıştır. Bölgede, en güncel uydu verisi ile şu anki durumu yansıtan yersel incelemeler sonucu elde edilen veriler karşılaştırıldığında, denizdeki yapay dolguya devam edildiği ve bu alanın 2007'den bu yana da arttığı anlaşıldı” dedi.
Prof. Dr. Yalçın Yüksel, projenin ilk çıktısı olarak inşaat mühendisi İhsan Doğan'ın Yrd. Doç. Dr. Bülent Bayram danışmanlığında, “Alaçatı Örneğinde Uzaktan Algılama Verileri İle Kıyı Çizgisi Değişiminin Zamansal Olarak Belirlenmesi” başlıklı bir yüksek lisans tezi hazırladığını, tezin kısa süre önce gerçekleştirilen “Kent Yönetimi İnsan ve Çevre Sorunları Sempozyumu”nda da bildiri olarak sunulduğunu söyledi.
“KIYI MODELLEMESİ” YAPILACAK
Prof. Dr. Yüksel, projede bundan sonraki aşamada çalışmalarını daha küçük ölçeklere yönelteceklerini ve uydu görüntülerini de kullanarak, akıntı ve rüzgar hızı, yönü gibi fiziksel ölçümler yapacaklarını ve “kıyı modellemesini” oluşturacaklarını ifade etti.
Turizm merkezi ve birçok doğal canlı türünün uğrak yeri olan bölgede yapılan dolguyla birlikte buradaki sazlıkların yok olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yüksel, şunları söyledi:
“Sazlıklarla birlikte buradaki doğal hayat da ortadan kalkmış. Burada bir akarsu var, gerek yapay dolgular gerekse Alaçatı barajının etkisiyle akarsu çıkışı bataklık olmuş. Kıyı modellemesi yapıldığı zaman, bu dolgunun etkileri araştırılmış olacak. Yani bu dolgu 5-10 yıl sonra akıntı, rüzgar ve mevsim özelliklerine bağlı olarak kıyıda başka ne gibi tahribata neden olacak, bunu araştıracağız. Kıyı modellemesi ile mevcut durumu göz önünde bulundurarak geleceğe yönelik kestirimler yapmaya ve etkin bir kıyı yönetimine altlık oluşturacak yöntem geliştirmeye çalışacağız.”(aa)
Yorumlar
Kalan Karakter: