TA NEA: BOZBABA ADASI VE TÜRKLER
ATİNA, 09/03(BYE)--- Tirajı günde 66 bin olan Ta Nea gazetesinin 09 Mart 2007 tarihli sayısında, Panteion Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Aleksis İraklidis imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan yorumun çevirisi şöyledir:
Ankara'ya göre askerden arındırılmış bölgede bulunan Bozbaba adasının NATO tatbikatına dahil edilmemesine ilişkin Türk talebi nedeniyle, kısa bir süre önce Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir sarsıntı yaşandı.NATO tatbikatlarında, Bozbaba adası gibi Limni adası için de aynı talep masaya getirilmişti. Doğu Ege'nin askerden arındırılması üç hukuki düzenlemeye dayanıyor: Birincisi Limni ve Semadirek, ikincisi Midilli, Sakız, Sisam ve Karyot adalarıyla, üçüncüsü de Onikiadalar'la ilgilidir.
Yunanistan bu adalara asker yerleştirmiş bulunuyor. Türkiye de bunu uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklere karşı ihlal sayıyor. Belirtilere göre, hukuki düzeyde ülkemizin birinci kategorideki adalar için argümanları daha güçlü, ikinci kategorideki adalar için Türkiye'nin argümanları daha güçlü, Onikiadalar için ise argümanlar "yarı yarıya".
Gelelim Bozbaba adasına... Neredeyse büyük ün kazanacak olan bu adacık 1923 yılında Lozan'da pek de önemli sayılmamış, heyetler (büyük Venizelos dahi) Yunanistan'ın eline geçecek olan adalardan söz ederken bundan da kesinlikle söz edilmesini gerekli saymamışlardı. Ayrıca, Taşoz ve Psara adalarından da kesin bir şekilde söz etmeyi unutmuşlardı. Böylece bu üç ada askerden arındırılma yükümlülüğü dışında kaldı. Her halükarda, Lozan Antlaşması (12. madde) bu üç adanın Yunanistan'a geçmiş olduğunu bilinen ifadeyle belirtiyor: "Asya kıyılarından 3 milden daha az mesafede bulunan adalar Türk egemenliği altında kalıyor". Başka bir ifadeyle, 3 milden daha uzak mesafede olan adalar Yunan egemenliğine geçiyor.
Şimdi, bakalım Ankara ne diyor: Lozan Antlaşmasında sözü geçmemesine rağmen Bozbaba adasının 1914 yılından beri işgal altında olması, Ankara'nın ise Lozan'da, askeri tahkimatların yapılmayacağı şartıyla adadaki Yunan egemenliğini kabul etmiş olması nedeniyle, Yunan adası olduğunu kabul ediyor. Tabii, bazı "şahin" Türk hukukçular tarafından son zamanlarda öne sürülen başka iki görüş de var:
1- Sadece Lozan Antlaşmasında isimleri kesinlikle yer alan ve 3 milden daha uzak mesafede bulunan adalar Yunanistan'a aittir, ancak diğerleri ait olmayabilir.
2- Doğu Ege adalarının askerden arındırılmış olmaları zorunluluğu, bu düzenin olası ihlali durumunda Yunanistan'ın bu adalar üzerindeki egemenliğinin itilaf konusu olmasına neden olabilir.
Ege sürtüşmesinin karmaşıklığını ve konuya ilişkin farklı yorumları bilmeyen sokaktaki Yunanlı, "Peki bu aşırı tepki neden? İşte, Türkiye'nin Ege'de yayılmacı politika uyguladığının kanıtı burada" diyebilir. Türk teşviklerini biraz daha iyi bilenler bu değerlendirmenin yanlış olduğunu söyleyecekler. Türklerin hedefi Ege'nin, yarısı (kıta sahanlığı bağlantısında) ve hepsi Yunan nüfuslu olan Yunan adalarının, kendi egemenlikleri altına geçmesi değil. Türklerin bir tek hedefi var: Ege bir "Yunan gölü" olmasın (özellikle kara sularının 12 mile genişletilmesiyle), Türkiye de denize çıkışı olmayan bir ülkeye dönüşmesin, yani Ege'den dışlanmasın. Adaların askerleştirilmesine gelince; bunu sadece yasa dışı saymıyorlar, tehdit edici de sayıyorlar, adaları Türkiye'nin Asya kıyılarını vurmak için "atlama tahtaları" ve "bıçaklar" gibi görüyorlar.
Türk kaygılarını -bunlar ne kadar mantık dışı olursa olsun- anlayışla karşılayacağımız zaman geldiğinde, Ege'deki sorunları çözmek ve iki ülke arasındaki ilişkileri düzene sokmak konumunda olacağız. Andreas Papandreu'nun "diyaloga hayır" ya da Petros Molivyatis'in "diyalog, balık kavağa çıktığı zamana ertelensin" mantığı çerçevesinde geciktikçe, Kardak, Bozbaba; Bozbaba ise bir kayalık olacak, bizler de GSMH'nın yüzde 5'ini savunmaya harcamaya devam edeceğiz. Bu da özellikle, zaten bir sürü sorunları olan eğitimin aleyhinde olacak. Sonunda Avrupa'nın kuyruğu olacağız ve bu sadece bizim hatamız olacak.
Kaynak: BYEGM Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü
Yorumlar
Kalan Karakter: