Malakka örneği ve Somali korsanları
Bugünlerde dünyanın gözü Somali açıkları ve Aden Körfezi'ndeki korsan faaliyetleri üzerinde odaklanmış bulunuyor. Bu da tabii normal; zira bu bölgedeki faaliyetler son günlerde cüretkâr bir tarzda artmış durumda.
Oysa, üç yıl öncesine kadar gözler Malakka Boğazı ve çevresindeki bölge üzerindeydi; çünkü buradaki korsanlık faaliyetleri dünya ticaretini tehdit edecek boyutlara ulaşmıştı.
Malakka Boğazı, malum Malezya Yarımadası ile Endonezya'nın Sumatra Adası arasında bulunan yaklaşık 900 kilometre uzunluğunda oldukça dar ve fazla derin olmayan (25 metre civarında) ve hem ticarî ve hem de stratejik bakımdan çok önemli bir boğaz. Hint Okyanusu'ndan Pasifik Okyanusu'na geçişi sağlayan bu boğazdan her yıl yaklaşık 70.000 ticarî gemi dünya ticarî mallarının dörtte birini taşıyor. Boğazdan yılda 15 milyon ham petrol Körfez'den Japonya, Güney Kore, Çin ve diğer ülkelere ulaştırılıyor.
Boğazdan geçen gemiler 1990'lardan bu yana korsanların saldırılarına uğruyordu. 1994 yılında sadece 25 olan saldırı sayısı 2004'e gelindiğinde artarak 200 civarına yükselmiş, bu da boğaza kıyıdaş ülkelerin harekete geçmelerine yol açmıştı. Bunun sonucunda Endonezya, Malezya ve Singapur donanmaları ortak devriye ve saldırı önleme harekâtları başlatmış, bunu kararlılıkla sürdürmüş ve sonuçta söz konusu boğaz ve çevresindeki korsanlık faaliyetlerine son vermeyi, boğazdan geçişleri güvenli hale getirmeyi başarmışlardı. Bu donanmalar bugün de harekâtlarına devam ediyorlar ve bu yüzden de korsanlar kafalarını kaldıramıyorlar.
Anlattığım bu 'Malakka Harekâtı' bugünlerde pek çok kişini aklına gelmiş bulunurken aynı şeyin Somali açıkları ve Aden Körfezi'nde tekrarlanıp tekrarlanamayacağı da soruluyor. Bu sorulara cevap o kadar zor değil: 'Aynı şekilde tekrarlanamaz'; zira her şeyden önce coğrafî özellikler ve kapsanacak alan çok farklı. Malakka Boğazı ve çevresinde kapsanacak alan çok fazla değilken Somali açıkları ve Aden Körfezi bağlamında kapsanacak alan çok büyük ve geniş. Bu alan neredeyse Türkiye'nin yüzölçümünün üç katı kadar. Yaklaşık 2,5 milyon kilometrekare kadar çok geniş bir alan bu.
Nitekim, bu yüzden ne bölgede görev yapan Amerika'nın 5. Filosu'nun ne de bölge ve NATO deniz görev gücünün imkânları buna müsait. Bugün NATO'nun bölgede Türk fırkateyni Gökova dahil 4-5 savaş gemisi bulunurken Rus destroyeri Neustrashimi (Korkusuz) de aynı bölgede görev yapıyor. Açıklamalara göre, Rusya'nın önümüzdeki günlerde bölgeye başka savaş gemilerini de göndermesi bekleniyor. Bu gemilere ilaveten Hint donanmasına ait Tabar destroyeri de bölgede bulunuyor. Bu gemi geçen hafta kendini savunma hakkını kullanarak korsanlara ait bir ana gemiyi açtığı ateşle batırmıştı.
Bu gemilere ek olarak önümüzdeki ay bir AB deniz görev gücünün de bölgeye intikali bekleniyor. İngiliz donanmasının komutası altında görev yapacak ve adı 'Atalanta Operasyonu' şeklinde konan bu gücün harekât plan ve kuralları geçen hafta İngiltere'nin donanma üssü olan Nortwood Limanı'nda bir araya gelen yetkililerce ele alınmıştı. Aralıkta resmen göreve başlaması beklenen bu deniz gücünde 10 AB ülkesinin savaş gemileri yer alacak. Bu gemiler görevlerine başlayınca da NATO deniz gücü faaliyetine son verecek.
Korsanlığı önleme faaliyetlerine katkıda bulunması gereken Mısır, Suudi Arabistan, Yemen gibi bölge ülkelerine gelince; bunlardan askerî bir katkı henüz ufukta görünmüyor. Bu ülkeler geçen hafta Kahire'de yaptıkları toplantıda bölgedeki korsan faaliyetlerine karşı ortak stratejinin mutlaka koordine edilmesi ve ortak mekanizmaların kurulması üzerinde karar kıldılar, o kadar...
Bu durumda da tabii iş 5. Filo ve AB gücüne kalıyor. Bunlar ne kadar etkili olur, doğrusu söylemesi zor; ancak Somali korsanlarını önlemede bunların yeterli olamayacağı da bugünden belli sayılır.
Yorumlar
Kalan Karakter: