EL WAFD: PETROL, KIBRIS SORUNUNU ALEVLENDİRİYOR
KAHİRE, 30/01(BYE)--- Tirajı günde 350 bin olan ana muhalefet partisi tarafından çıkarılan El Wafd gazetesinin 30 Ocak 2007 tarihli sayısında, Cemal Ebul Futuh imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan yorumun çevirisi şöyledir:
Akdeniz'de olası petrol ve doğalgaz rezervleri, Kıbrıs krizinin iki tarafı arasında gerginliği alevlendirerek, Kıbrıslı Rumlar ile Türkler arasında 23 yıldan beri patlak veren savaşın hayaletini zihinlerde yeniden canlandırdı.
Gerginlik, Kıbrıs Hükümetinin, adanın ekonomik sularında ilk petrol ve doğalgaz arama projesini 15 Şubat 2007 tarihinde ihaleye açmayı planladığını açıklamasıyla tırmandı. Bu açıklama, aralarında Petrol Bakanı Sameh Fehmi'nin de bulunduğu çok sayıda davetlinin yer aldığı özel bir törende yapıldı.
Buna, Kıbrıs Türklerinin lideri sert tonda uyarılarda bulunarak yanıt verdi. Bu süreçte devre dışı bırakılmalarının doğuracağı akıbete vurgu yapan Kıbrıslı Türklerin lideri, Kıbrıs ile petrol alanında işbirliğine ilişkin imzalanan anlaşmaların yürürlülüğe konulması konusunda Mısır ve Lübnan'ı da kapsayan uyarılarda bulundu.
Petrol alanında yetkili Mısırlı kaynaklar, Mısır'ın bu tırmanışı çok temkinli biçimde izlediğine, çünkü bu alanda dostane işbirliği anlaşmalarına bağlı olduğuna ve bu anlaşmaları Petrol Bakanı Sameh Fehmi'nin Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan enerji bakanlarıyla imzaladığına dikkati çekerek, Mısır'ın şu anda sessiz kalmasının ve durumun yatıştırılmasını uluslararası diplomatik çabalara bırakmasının çıkarına olduğunu belirtiyorlar.
Siyasi yorumcular ise, şimdiki krizin verilerinin bölgede barışı tehdit edebileceğini, çünkü çatışmanın bu kez 1974'deki gibi etnik olmayıp dev çıkar ve servetlere bağlı olduğunu belirterek, halen birçok askeri çatışmanın ana dinamosunu petrolün oluşturduğunu, Irak'ın bunun başlıca örneği olduğunu ve özellikle Kıbrıs'ı çevreleyen denizlerde olası doğalgaz ve yakıt rezervinin 400 milyar dolar olarak tahmin edildiğini ifade ediyorlar.
Kıbrıs Ticaret Bakanı Antonios Mikhaledes, son olarak yabancı ülkelerin büyükelçileriyle bir toplantı düzenledi. Mısır Büyükelçisi'nin de katıldığı bu toplantının ardından Kıbrıslı Bakan, Kıbrıs adasının önündeki derin sularda petrol rezervini arama ve şirketlere izin verme yetkisini hükümete veren yasa tasarısının Kıbrıs Parlamentosundan geçtiğini ve ilk aşama tekliflerinin verilmesinin 15 Şubat tarihinde başlayacağını ve 17 Haziran 2007 tarihinde sona ereceğini ve bu konuda ilgi duyacak yabancı firmalara iletmek üzere projenin ilk aşaması hakkında büyükelçileri bilgilendirdiğini açıkladı.
Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgeleri adı verilen bu petrol arama bölgeleri, komşu ülkelerle imzalanan anlaşmalarla belirlenmiş durumda. Kıbrıs, bu bölgeleri konu alan anlaşmayı Mısır ile 2005 yılında, Lübnan ile Ocak 2007'de imzaladı. Bu bağlamda, Kıbrıs Ticaret Bakanı Mısır Büyükelçisi ile bir araya gelerek, petrol ve iki ülke arasında ticaret ve turizm konularını görüştüğünü söyledi. Ekonomik bölgelere ilişkin olarak ilk anlaşmayı Mısır ile imzaladıklarını, çünkü Mısır'ın bazı özellikleri olduğunu ve Mısır'ı Lübnan, Suriye ve İsrail'in izlediğini belirten Bakan bu özelliklere açıklık getirmese de Mısır ile görüşmelerin, münhasır bölgelere ait sınırlarda petrol yatağının olması ve bulunması ihtimalinin yüksek olmasından dolayı kritik geçtiğini kaydetti.
Türkiye, 17 Ocak 2007 tarihinde Beyrut'ta imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması'nı Kıbrıs ve Lübnan nezdinde protesto etti. Bu anlaşma, Mısır ile, Akdeniz'in doğusunda derin sularda arama sınırlarını açıkça belirleyerek imzalanan anlaşmanın bir benzeridir. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Tassos Papadopoulos, Türkiye'nin, Kıbrıs-Lübnan anlaşmasına itirazını reddederek, Kıbrıs'ın sahil bölgelerinde olası petrol veya doğalgaz kaynaklarında Türkiye'nin herhangi bir hakkının olmadığını söyledi. Türkiye ise, Lübnan'ın bu konuda Türkiye'nin de bir payı olduğunu bilmesi ve Kıbrıs ile herhangi bir anlaşma imzalamadan önce görüşünü alması gerektiğini bildirdi.
Kıbrıs'ın bu açıklaması, Kıbrıslı Türklerin de şiddetle karşı çıkmasına yol açtı. Bunun, toplumsal olarak bölünmüş adada gerginliğin yeniden hortlanmasına neden olacağını söyleyen Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumların, olası tüm yararları sadece kendilerinde toplamak istediklerini belirtiyorlar. Kıbrıs'ta her şeyde ortak olduklarını ve çıkarlarına zarar verilmesine müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Kıbrıs Türklerinin lideri Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Türklerin bu anlaşmalardan duyduğu rahatsızlık konusunda Lübnan ve Mısır ile temasları olduğunu belirterek, bu iki ülkenin imzaladığı bu anlaşmaları hayata geçirmeyi kararlaştırması halinde bunun gerginliğinin artırılmasına neden olacağını bilmeleri gerektiğini kaydetti.
Kaynak: Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü BYEGM
Yorumlar
Kalan Karakter: