Kruvaziyer turizminde, Karadeniz’in anahtarı Türkiye’de
Kruvaziyer turizminde Karayip Adaları’ndan sıkılan tatilcilerin gözünü, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’e çevirdiği bildirildi. Deniz Turizmi Birliği Genel Sekreteri Çağlayan, Karadeniz’in turizme açılmasında anahtarın Türkiye’nin elinde olduğunu savundu
Deniz Turizmi Birliği Genel Sekreteri Artun Çağlayan, kruvaziyer turizminde Karayip Adaları’ndan sıkılan tatilcilerin, gözünü, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’e çevirdiğini belirterek, "Karadeniz ülkelerinin turizme açılmasında anahtar Türkiye’nin elinde. Fırsatı değerlendirebilirsek kilit rolü İstanbul oynayacak" dedi.
Çağlayan, Yunanistan’ın limanlarını açmasına rağmen dünyada önde gelen kruvaziyer şirketlerinin İstanbul’u "Home Port-kalkış limanı" seçtiğini söyledi.Kruvaziyer turizmini 11 milyonu ABD, 3 milyonu Avrupa’dan olmak üzere yılda ortalama 14-15 milyon kişinin tercih ettiğini belirten Çağlayan, hedef kitlenin genellikle orta yaşlı üst gelir grubu olduğunu anlattı.
Çağlayan, tatilcilerin artık Karayip Adaları ve Akdeniz’i görmekten "sıkıldığını" ifade ederek, kruvaziyer şirketlerin yüzünü daha önce hiç tur yapmadığı Karadeniz ve Doğu Akdeniz’e çevirdiğini belirtti.
Kilit rol İstanbul’un
Karadeniz ülkelerinin turizme açılmasında en önemli ve güvenilir unsurun yat turizmi olduğunu kaydeden Çağlayan, bu yıl küçük çapta gemi hareketinin Karadeniz’de başlayacağını, burada "kilit rolü" İstanbul’un üstleneceğini vurguladı.
"Napoli’den bir geminin kalkıp Karadeniz’e gelmesi, tatil süreci bakımından uygun değil. O nedenle Karadeniz’in anahtarı Türkiye’nin elinde" diyen Çağlayan, şunları söyledi:
"Çeşitli ülkelerden insanlar, İstanbul Atatürk Havalimanı’na inecek. 1-2 gün İstanbul’u gezdikten sonra, gemilerine binip Karadeniz’i gezmeye başlayacak. Karadeniz deyince de tüm ülkelerden bahsediyorum. Örneğin İstanbul’dan Bulgaristan, Romanya yapılabilir. Türkiye kıyılarından geçip Soçi’ye kadar gidebilir. Haftanın her günü bir gemi kaldırabilirsiniz. Bu da İstanbul ve Türkiye’nin turizmdeki payını ve rolünü çok ciddi artırır."
Çağlayan, dünyanın en büyük 7 kruvaziyer şirketinin İstanbul’u "kalkış limanı" yapmayı düşündüğüne dikkati çekerek, İzmir, Kuşadası ve Didim’de de limanların yapılabileceğini kaydetti.
"Türkiye’ye önemli görev düşüyor"
Karadeniz’deki kruvaziyer turizminde lider ülke olmak için Türkiye’ye önemli görevler düştüğünü belirten Çağlayan, şunları kaydetti:
"Gemi Trabzon’a geldiği zaman bin kişi indiğinde, örneğin Sümela Manastırı’na, Uzungöl’e 500’er kişi gitmek isteyecek. Nasıl gidecek bunlar? 10’ar otobüs lazım. Bizde sorun şu ki; altyapı yok.
Bu nedenle Türkiye, önce kruvaziyer gemi şirketlerinin Türkiye temsilcileriyle görüşüp plan, güzergahlar, ihtiyaçlar, tadilatlar konusunda program yapmalı. Bu yetmez. Cumhurbaşkanımızın davetinde Türkiye, kruvaziyer şirketleri ve Karadeniz ülkelerinin denizcilik ve turizmden sorumlu kişileriyle konferans düzenlemeli. İstanbul’dan Karadeniz’e çıkan kruvaziyer gemileri hangi denizcilik kurallarına uyacak, liman ücretlerinde ne istenecek, vize işlemleri ne olacak ülkeler masaya yatırmalı."
Kruvaziyer şirketlerinin altyapı düzenlemelerine kaynak sağlamaya hazır olduğunu ifade eden çağlayan, Karadeniz Ekonomik İşbirliği’nin gündemine de kruvaziyer turizminin alt yapısının hazırlanmasının gireceğini belirtti.
Doğu Akdeniz’de yeni bir turizm
Bir şirketin Akdeniz’deki 15-20 turunda, Kuşadası’na sadece iki defa uğramasının üzüntü verici olduğunu belirten Çağlayan, Ege ve Doğu Akdeniz’in potansiyelinin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Çağlayan, "İstanbul, İzmir veya Antalya’ya yapılacak bir Home Port’tan kalkacak gemi, Efes, Bodrum, Mersin, Antakya gibi bizim Doğu Akdeniz kıyılarımızı dolaşıp, Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs, Suriye, Lübnan, İsrail, Beyrut, Mısır’a kadar inebilecek. Ama Doğu Akdeniz’in kapısını açabilmemiz için de bizim güney sahillerimizin arka alanlarını düzenlememiz, Akdeniz ülkelerini bir masaya davet edip, denizcilik kurallarının nasıl olacağını tespit etmemiz lazım" diye konuştu.
"Zamlar sektörü başlayamadan öldürmektir"
Artun Çağlayan, limanlara yıl ortalarında gelen zamların ise turizme sekte vurduğuna işaret ederek, "Gemiler, liman ücretleri gibi harcamaları hesaplayarak tur fiyatları belirlediler. 2009 programını dünyaya ilan etmek üzereler. 2009’un Mart veya Haziran ayında liman ücretlerine zam yapılınca, tur operatörleri ’gelmiyoruz’ diyecek" dedi.
Tura Turizmin sahibi Çetin Saraç, Türkiye limanlarının "dünyanın en pahalı ve hiçbir hizmet vermeyen limanları" olduğunu savunarak, şunları söyledi:
"Yunan adalarında 1 ton suyun fiyatı 2,5-3 dolar, Kuşadası limanında 12 dolar. Bir de, liman hizmetlerine yüzde 25 ile yüzde 155 arasında zam yaptılar. Halbuki Türk limanına gelen bir gemi, sadece gemicilik hizmetleri için 100-150 bin dolar para bırakıyor.
Zamlar devam eder, düzenleme yapılmazsa, şirketler istememelerine rağmen Yunanistan adaları, hatta Libya, Arnavut, Adriyatik limanları devreye girecek, İskenderiye Portu oluşacak. Biz de önemli bir fırsatı kaçıracağız. Alarm çalıyor aslında. Bu zamlar sektörü başlayamadan öldürmektir."
Saraç, gemi turistinin, "ayakbastı parası, alışveriş, aldığı turlar ve hediyelerden 5 yıldızlı otelde kalan turistin Türkiye bıraktığı dövizin 5 katını bıraktığını" kaydetti. (AA)
DenizHaber.Com
Yorumlar
Kalan Karakter: