HASAN NAİBOĞLU 'Global kriz navlunu da etkiler'
Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu , ABD ' de başlayıp , dünyaya yayılma tehlikesi gösteren global bir ekonomik krizin denizcilik sektörünü ve navlun piyasasını olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu .
Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, Türkiye 'nin denizcilik alanında sözü geçen bir ülke olması için Uluslararası Denizcilik örgütü ' nde etkin olması gerektiğine dikkat çekerek , " Çünkü kararlar orada alınıyor ve uygulanıyor . Orada etkin olursanız , ülkeniz , bayrağınız ve filonuz için önemli kararları aldırabilirsiniz . Değilse başkalarının koyduğu kurallara tabi olursunuz . Türkiye, bu yeteneğe sahip ama daha çok yol almak gerekiyor " diye konuştu .
Denizcilik Müsteşarı Naiboğlu , Transport ' a denizcilik sektörüne ilişkin son derece önemli açıklamalarda bulundu .
Denizcilik Müsteşarlığı ' nın personel yapısı , sektörün isteklerine , özlemlerine yanıt verebilecek özellikte mi ?
Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldı rım 'ın ve önceki Müsteşarımız İsmet Yılmaz ' ın çalışmalarıyla denizci kadrolar getirildi . Bu çabalar sonunda denizci personel sayısı artırıldı . Denizci personel oranı yüzde 6 ' dan , yüzde 24 ' e kadar çıktı . Bu kadrolar güzel hizmetler üretti . Sektörle aynı dili konuşan insanlar , sektörün söylediğinden anlayan , sorunları iyi teşhis eden ve onlara tedaviler uygulamaya çalışan insanlar yönetime geldi . Büyük adımlar da atıldı . Ben , sektörde işlerin iyi gittiğini düşünüyorum .
Somut örnek verebilir misiniz ?
Kilo ile metreyle ölçülür gibi somut bir gelişme . Türk bayraklı gemiler , kara listede , kara listenin de en kötü yerinde bulunuyordu . Bu dönemdeki çalışmalarla kara listeden gri listeye geçildi . Bu ne zaman açıklandı ? 2007 yılının haziran ayında açıklandı . Türk bayraklı gemileri , Avrupa limanlarında alıkoyuyorlar , tutuyorlardı . Bu neye yol açıyordu ? Geminizin eksik malzemesini oradan tedarik etmek zorunda kalıyordunuz . Bu durumda normal zamanda 3 liraya alacağınız bir malzemeyi orada 13 liraya almak zorunda kalıyorsunuz . İkincisi , gemi çalışacaktı ve para kazanacaktı . Alıkonulduğu için buradan da bir kayıp oluyordu . Yük ve sigorta şirketleri , kara bayraktaki gemilere yük vermekte ya da sigorta yapmakta isteksiz davranıyordu . En önemlisi de Türk bayrağı dolayısıyla filo , ülke aşağılanmış oluyor . Bu tabii insanın ağrına gidiyor . Türkiye , ne zaman beyaz listeye geçecek ? Japonya bile gri listede . Beyaz listeye önümüzdeki yıllarda geçeceğimizi öngörüyorum . Ama bir miktar gri listede kalıp sonra beyaz listeye geçmenin daha iyi olacağını düşünüyorum ( bunu biz beyaz listeye geçmeyelim anlamında söylemiyorum ) . Kara listeden gri listeye geçiş bir süreç işiyse , gri listeden beyaz listeye geçiş de bir süreç işidir . Bu önceki kara listeden gri listeye geçiş kadar zor olmayacak .
Son dönemi dikkate alırsak bir özeleştiri yapılırsa , neleri başardınız , hangi noktalarda başarısız oldunuz ?
Denizcilik otoritesinde görevli olan elemanların kaliteleri önemli ; ama , sektörün otoriteye destek vermesi de bir o kadar önemlidir . Bu desteği sağladık . Sektörde , bu işi iyi bilen insanlar var . Bizim ne yapmak istediğimizi gördüler ve anladılar . Karşılıklı olarak birbirimizi anladık .
Tabii , navlun piyasası da iyi seyretti , öyle değil mi ?
Şansımıza navlunlar iyi seyretti . Bu , armatörün ve gemi sahiplerinin bizim söylediklerimizi yerine getirirken nazlı davranmamasına yardımcı oldu . Zaman zaman ' Efendim , işte navlun iyiydi , şansınız vardı ' deniliyor . Evet , navlun iyi olur , bu bir şanstır . Ama bu şansı da iyi değerlendirmek gerek . Biz , bu şansı iyi değerlendirdik . Iskalamadık .
ABD ' de başlayıp , dünyaya yayılma tehlikesi gösteren ekonomik kriz , navlunu olumsuz etkiler mi ?
Şüphesiz . Hepsi birbirine bağlı . Ben , ekonomist değilim , gemi inşa mühendisiyim ama sonuçta her şey gidiyor paraya dayanıyor .
Dünyada denizcilik sektörünün ekonomik büyüklüğü nedir ? Bu pastadan Türkiye ' ye düşen pay nedir ?
Dünyada 300 milyar dolarlık bir pasta olduğu belirtiliyor . Bu sadece taşımacılık değil . Bunun içinde navlun , tersanecilik faaliyeti , bakımonarım , denizlerden elde edilen hak ve menfaatler var , balıkçılık ve transit taşımacılık var . Türkiye , 3 milyar dolar alıyor . Yani yüzde 1 dolayında . Türk armatörlerinin yabancı bayrak çekerek , taşımacılık faaliyeti yürüttüğü biliniyor . Neden ? Bu soruyu Türk bayrağından kaçış mı var diye de sorabilirsiniz . Aynı şey bu alanda son derece güçlü olan Yunanistan ' da da var . Buna kaçış denilemez . Armatör , karı yada çıkarı neredeyse oradadır . Dünyada bu anlamda bir taşıma tonajı var . Bunun yüzde 85 ' i kolay bayrak ülkelerinde bulunuyor . Kalan yüzde 15 ' i kendi ülkelerinde . Bu oran Japonya ' da yüzde 90 , Almanya ' da yüzde 80 . Türkiye , bunlara göre yine iyi konumda . Türk bayraklı gemilerin yarısı kadar Türk sahipli ama yabancı bayraklı gemi var . Siparişte olan gemiler var . Bunlar tamamlanınca şu andaki Türk bayraklı gemiler kadar Türk sahipli ama yabancı bayraklı gemilere sahip olacağız . Çok önemli şirketlerivar . Yabancı bayrakla çalışıyor . mız Adam dış kredi alıyor . Üçüncü ülkelere taşıma yapıyor . Bu daha çok işine geliyor .
Bu alanda anlaşılıyor ki ulusal kaygılardan daha çok ekonomik yarar , çıkar ve kar öne çıkıyor . Öyle mi ?
Doğru , ama insan istiyor ki Türk bayrağında olsun gemiler . Ülkemizin itibarı daha da yükselsin . Türkiye limanlarının , Singapur yada Rotterdam ' daki gibi transit taşımacılıkta veya bu alandaki diğer faaliyetlerde öne çıkma olasılığı nedir ? Türkiye , transit yüklerde önemli bir ülke olabilir . Türkiye ' nin limanlarının fiziki ya pısının yanı sıra transit yüklerin gelmesini engelleyen gümrüklerden de kaynaklanan bazı sıkıntılar var . öncelikle limanlarımızın fiziki yapısının iyileştirilmesi gerekiyor . Türkiye , dünyadaki her bölgeye yakın , örneğin Türkiye ' de büyük ana limanlar olabilir . Şimdi kapıdan kapıya taşıma başladı . Kişi , yükünü kutuya koyuyor , getiriyor limana ve bırakıyor . Bu yükler ya daha küçük gemilerle yada trenle yerine ulaştırılıyor . Türkiye ' ye konteynırlarla yük taşınır . Oradan Karadeniz ' e küçük gemilerle yükü yerine ulaştırabilirsiniz .
Gemi inşa sektöründe durum nedir ?
Bu sanayi emek yoğundur . Türkiye ' de çok sayıda işsiz var . Gemi inşa sektörü çok güzel istihdam yaratır , örneğin , bir fabrika açılıyor . 200 kişi çalışıyor . Ne kadar çok adam çalışıyor diye düşünüyoruz . Ünye ' de , 2004 yılında bir tersane açıldı . Bu , küçük ölçekli bir tersaneydi . Sanırım , genel seçimlerden önceydi ; gemi indirme törenine gittim . Kaç kişi çalıştığını sordum . 500 kişinin çalıştığını söylediler . Tersanelerin çok sayıda iş koluyla doğrudan ya da dolaylı irtibatı vardır . Ortalama , bir tersanenin 6 yan sanayiye etkisi oluyor . Bir de kendisi var yedi . Tersanede çalışan 500 kişiyi , 7 ile çarpmak gerekiyor . Marangozu , borucusu , elektrikçisi ve diğer elemanları . . . Bu 3 bin 500 kişiyi aileleriyle hesaplarsak 14 bin kişi bu tersaneden ekmek yiyor demektir . Tersane yatırımlarının böyle olumlu etkisi var . Sacı , makineyi dışarıdan alıyoruz denilebilir . Ne kadar çok yerli katkı yapılırsa , ülkemiz için o kadar yararlı olacaktır . Gemi sacını Türkiye ' de üretsek , gemi makinesi üreten fabrikalar kurabilsek bunlar ekonomimize ve istihdamımıza olumlu etkide bulunur . Türkiye , 2002 yılında gemi inşada 22 ' inci sıradaydı . Şu anda 4 ile 5 " ınci sıralarda gidip geliyor . Bu aldığı yeni sipariş ve teslim ettiği gemiye göre değişiyor . İsveç ' e , Norveç ' e , Danimarka ' ya hatta Yunanistan ' a gemi yapıyoruz . Bu sadece fiyatla olmuyor . Teslim süresi kadar kalite de önemli . Sen , çok ucuz da yapsan kalitesizse müşteri sana sipariş vermez . Türkiye ' nin özgüveni oldu . ' Ben , İsveçliye , Norveçliye , Danimarkalıya ve Yunanlılar ' a da gemi yaparım ' özgüveni oluştu .
TRANSPORT Dergisi
Yorumlar
Kalan Karakter: