Fiberglas Tekneden Dev Bacaya
Mersinli Aşut firması, kelimenin tam anlamıyla uluslararası! Aşut’un ürettiği fiberglas borular Türkiye’den Azerbaycan’a dek ilerliyor, yaptığı fiberglas bacalar Avusturya’da tütüyor, ürettiği fiberglas depolar da Güney Afrika’da doluyor... Burhan Aşut’un kurduğu kendi halindeki fiberglas şirketi, bugün alanında bir dünya markası olmaya doğru koşuyor. İhalelerde şimdiden bir “Aşut standardı” bile oluşmuş! Örneğin Irak’ta proje alan firmalara çöl şartlarına dayanıklılığı nedeniyle deposunu Aşut’tan alma zorunluluğu getirilmiş.
Aşut’un başında Burhan Aşut’un oğulları Şerafettin Aşut ve Fatih Aşut var. Kısa süre önce Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı da olan Şerafettin Aşut şöyle anlatıyor:
“Firmamızın kurucusu babam Burhan Aşut, Türkiye’nin ilk sanat enstitüsü mezunlarından. Türkiye’de ilk çelik boruyu yapmayı kafasına koymuş. 1960 ihtilali döneminde sac bulamadığı için eski varilleri kesip kaynakla birleştirip boru yapmış. Boru işinden sonra kaportacılığa başlamış.
Bu sırada Alman bir arkadaşı kendisini Avrupa’ya davet etmiş. Babam 6 ay Avrupa’yı gezmiş. Amerikalıların İncirlik’te kullandığı gezi teknelerine bir hayranlığı vardı. Avrupa’da da en çok fiberglas ve tekneler ilgisini çekmiş. Dönerken otomobiline fiberglasın hammaddesi reçine ve elyaf koyup döndü. 1966’da da fiberglas tekne üretmeye başladı.”
Mazot furyası yaradı
Burhan Aşut kendi adıyla ürettiği tekneleri 1967’de Yunanistan, Mısır ve Lübnan’a satmaya başlamış. Atölyesinde alt katta kaportacılık, ara katta levha, üst katta da tekne üretimi yapıyormuş.
Aynı yıl işadamı Selahattin Beyazıt, Mersin’de Leyland kamyon üretmeye başlayınca Burhan Aşut dakamyonlara fiberglas şoför mahalli yapmış. Bu ortaklık bir süre sürmüş. Tekne ihracatı ağır ilerlediği için Aşut bir an önce sanayiye geçmek istiyormuş. 1973’te Akdeniz Gübre, PVC boru ihalesi açmış.
Aşut, “Biz boruları PVC yerine fiberglas yapalım” demiş. Denemeler çok başarılı olunca sanayiye adım atmışlar. Siparişlerin arkası gelmiş, Şerafettin Aşut şöyle anlatıyor:
“1979’da 18 yaşıma girince babam bana 10 teneke polyester, 10 top elyaf verip ‘Artık fiberglas işini tek başına yapacaksın’ dedi. Sanayi sitesinde bir dükkâna geçtim.
Çeşitli boru işleri almaya başladık. 1983’te Mersin Soda AŞ’nin boru hattını yapımını biz aldık. İşler ilerledi. 1994’te Organize Sanayi Bölgesi’nden 10 bin metrekare yere geçtik. Küçük kardeşim Fatih’i ABD’ye okumaya yolladık. Bu sırada Irak’tan mazot getirme furyası çıktı. Mazot depoları şeffaf olsun, silah kaçırılmasın diye fiberglas isteniyordu. Yüzlerce tank yaptık, iyi para kazandık. Binamızı tamamladık. Bu sırada Fatih döndü ve ihracat başladı.”
Fuarda Aşut’tan kaçtılar!
1995’te 2 bin euro’luk ilk ihracat Hollanda’ya olmuş. Fuarlara katılınca da dünyaca tanınmışlar. Fatih Aşut şöyle anlatıyor:
“Fuarlara katılınca başımıza komik olaylar gelmeye başladı. Fuar başvurularında ‘Hangi firmadan uzak olmak isterseniz’ diye sorulur. Tüm rakipler Aşut yanımızda olmasın demeye başladı. Çünkü yan yana olursak onlara gelenler kalitemizi görecek diye korkuyorlardı. Fuarda tanıştığımız Alman bir rakibin yöneticisi bizle çalışmak istedi. Mallarımızı pazarlamaya başladı. Almanya’da bir ofis açtık.
Avrupa’ya borunun yanında depo da satmaya başladık. 2005’te Irak’a girdik. 800 su deposu sattık. Aynı yıl Avusturya’da euro’ların içine sentetik ipek ipliğini yapan firmanın sülfirik asit bacasını yaptık. 25 - 30 TIR’la bu ülkeye gittik. Yerinde yaptık. Güney Afrika’da sülfirik asit tesisine bir sistem kurduk. Afşin Elbistan B santralinin bacasını, Bakü - Tiflis - Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın yangın söndürme hatlarını, Erdemir’den Aliağa’ya kadar hemen hemen tüm kimya fabrikalarının ekipman ve borulamasını biz yaptık.
Yunanistan ve Doğu Avrupa’da takip ettiğimiz işlerimiz var. 75 üretim elemanı, 20 ofis personelimiz bulunuyor. Üretimimizin yüzde 35’i ihracat. Bu oran yüzde 60’lardaydı ama Türkiye’de yatırım çok arttı. 2007’nin cirosunu bu yıl 5. ayda yaptık. Tüm firmalarımızın toplam ihracatı 12 milyon euro’yu geçti.”
25 metre çaplı depo ve pervane de yapacak
Aşut, 25 milimetreden 25 metre çapa kadar boru yapabiliyor. Dev boruları taşımak çok zor olduğu için bunlar kullanılacağı yerde inşa ediyor. Fatih Aşut şunları anlatıyor:
“Biz silindire kapak takınca depo, dikince baca, toprağın altına gömünce boru oluyor. Ama dev bir depoyu dağın tepesine götürmek çok masraflı olduğu için yerinde üretim de yapıyoruz. 25 günde tesisimizi kuruyoruz. Biz inovasyonla buralara geldik. Fiberglasta kullandığımız elyafların açısı çok önemli. Bunlar sarılırken borunun kalınlığı ve dayanıklılığı ortaya çıkıyor.
Bizim borularımız ince ancak dayanıklı olduğu için maliyet avantajımız oluyor. Bazı ihalelerde standart haline geldik. Irak’a 800 su deposu sattık. Diğer üreticilerin depoları çöl ortamında yarıldı. Artık Irak’ta projelerde depo kullanılacaksa Aşut olma zorunluluğu var. Türkiye’de 3.4 metre çapında, 14 kilometrelik bir soğutma suyu hattı yapımını almak üzereyiz. Afrika’da da 25 metre çapında dev bir depo yapabiliriz.
Bir yeni projemiz de rüzgâr güllerine pervane üretimi. Bir Alman firma 33 metrelik pervaneler için bizle görüşüyor. Bu sene 50 taneyle başlayabiliriz. Daha sonra 45 - 50 metrelik pervaneler yapılacak.”
Milliyet
Yorumlar
Kalan Karakter: