Akıllı Çocuklar İçin Balığa Yatırım Şart
Yaşar grubunun kurucusu Selçuk Yaşar’a göre, “Önümüzdeki yıllarda dünya üç şeyi konuşacak. Enerji, su ve protein... Küresel ısınmanın ortaya çıkardığı değişim nedeniyle insanların protein gereksinimi giderek ciddi bir sorun haline gelecek. O yüzden Türkiye acil önlem almak zorunda.”
70 yıllık sanayici Selçuk Yaşar, “Ette, sütte de mücadele ettim. Geriye dönüp baktığımda başarılı olduğumu düşünüyorum. Yıllar haklı olduğumu gösterdi. Ama bunlar hiç kolay olmadı. Hep bir muhalefetle karşılaştım, hep değişimin karşısında olanlar oldu” diyor.
Yeni mücadele balık için
Selçuk Yaşar, mücadeleden vazgeçmiş değil. Şimdi de aynı mücadeleyi balıkçılık için yapıyor. Türkiye’nin “Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı”na ihtiyacı olduğunu düşünüyor. “Bu sektöre sahip çıkın. Balıkçılıkta geri kalmayalım” diyor.
Görüşlerini ‘mesaj’ dizisinde toplayan Selçuk Yaşar’ın son yayımlanan mesajı özetle şöyle: Akıllı çocuklar için proteine ihtiyacımız var. Yaşar Holding Onursal Başkanı Selçuk Yaşar’ın sorularımıza yanıtları şöyle:
Pınar Süt’ü, Pınar Et’i hatırladıkça şimdi de balıkçılık için ‘15 yıl sonra dediklerim doğru çıkacak ama çok geç kalacağız’ diye mi düşünüyorsunuz?
15 değil 5 yıl... Ben Türkiye’nin ihtiyaçlarını iyi analiz edebilen bir girişimciyim. Sütte, ette, suda, turizmde ne söylediysem doğruluğu ispatlandı. Bu sefer treni kaçırmayalım diyorum.
‘Bir heyet kurulsun’
Israrla balıkçılık sektöründe yatırım yapılmasını istiyorsunuz...
Evet, istiyorum. Türkiye’de pek çok alanda olduğu gibi kültür balıkçılığında da öncülük yapmış bir sanayiciyim. Yarım asrı aşan iş hayatımda edindiğim deneyimler ışığında kültür balıkçılığı sektöründe geniş tabanlı bir uzlaşma yaratılmasını öneriyorum. Kültür balıkçılığı, Türkiye’nin önümüzdeki 20 yıl için en önemli sektörlerinin başında yer alacak.
Ancak ülkemizde henüz bu alanda ciddi bir planlama yapılmış değil. Bu nedenle Tarım Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, su ürünleri fakülteleri ve sektörde faaliyet gösteren kuruluşların temsilcilerinden oluşturulacak bir heyet kurulmasını öneriyorum.
Bu heyet, Piri Reis gemisiyle Çanakkale’den Mersin’e uzanan kıyı şeridinde kültür balıkçılığı yapılabilecek alanları belirlemeli. Kültür balıkçılığı tesislerinin turizmi etkilemeyecek noktalarda kurulmasını ve işletilmesini savunuyorum.
‘Tamamen iftira...’
Bodrum’daki çiftliklerin bir türlü taşınmaması çevrecilerin tepkisini çekiyor. Sektörün disipline edilmesi konusunda neler düşünüyorsunuz?
Balık çiftliklerinin turizmi kötülediği yönündeki iddiaları tamamen iftira olarak yorumluyorum. 1974’te Türkiye’nin ilk 1100 yataklı tatil beldesi Altın Yunus Çeşme’yi kurdum. Daha sonra da turizmde önemli yatırımlar yaptım. Turizmin Türkiye’nin geleceğinde ne kadar önemli olduğunu bilen işadamlarının başında geliyorum. Ben hiç Çeşme’nin ya da bir başka tatil yöremizin zarar görmesini ister miyim?
Ama çevreyi kirleten bazı tesislerin olduğu biliniyor.
İşini yasalara göre yapmayan, çevreyi kirleten, topluma zarar veren işletmeler denetlenmeli, gerekiyorsa kapatılmalıdır. Balıkçılık sektörünün geliştirilmesinden yanayım. Bunu Türkiye’de ilklere imza atmış, sektörler yaratmış deneyimli bir kişi olarak söylüyorum. Benim bu konudaki haklılığım da çok değil beş yıl içinde anlaşılır.
Denizlerdeki balıklarımız azalıyor. Balık ithal etmeye başladık. Bize özgü balıkları bile unuttuk. Meşhur kalkan balığımızı bile dışarıdan almaya başladık. Nasıl sütçülük ilerledi, nasıl hayvancılık ilerledi, balıkçılığımız da ilerlemeli.
‘Birkaç iş bilmez olabilir’
Balıkçılıkla ilgili çözüm öneriniz nedir?
Türk sanayisine kazandırdığım 21 tane ilkim var. Dikkat edin, hepsi Türkiye’nin ihtiyacı olan konular. Balıkçılık da öyle... Ama birkaç iş bilmez, kural tanımaz için sektör suçlanamaz. Onlar da düzene girecek; girmesi şart. Disiplinin olması gerekiyor. Dünyada farklı uygulamalar olduğunu, Balıkçılık Bakanlığı’nın bulunduğunu nedense ben yeni öğrendim.
Fransa, Danimarka, İspanya, Portekiz, Rusya bu konuyu tek bakanlık çatısı altında toplamış ve çözümler üretiyor. Bizde de bu sektörün tek bir sahibi olması gerekir. Biri gidiyor başka türlü rapor yazıyor, öbürü gidiyor başka rapor yazıyor. Mutlaka bazı sorulara cevap bulmalıyız. Gelişmiş bir balıkçılık sektörü 1 milyon aileyi ilgilendirir. 1 milyon aile 4 milyon oy demektir. Gerisini siyasiler düşünsün.
Hayvancılıkta Türkiye’deki ilkleri yapan biri olarak sektörün bugünkü durumunu nasıl görüyorsunuz?
Hayvancılıkta bazı eksikliklerimiz var. Örneğin süt ırkı gelişti ama et ırkında bazı atılımlar yapmalıyız. Ben çiftliklerime üç farklı ırktan hayvan getirttim. Hereford, Charolais, Angus... Hatta ABD’den özel uçaklarla damızlık getirttim. Angus’ları Türkiye için öneriyorum. Şimdi bu konuda bazı çalışmalar başlatıyoruz ve Yaşar grubu olarak nasıl geçmişte bazı konularda öncülük ettiysek et ırkının geliştirilmesi konusunda da projeler geliştireceğiz.
‘Çiftlikleri Yunanlılar topluyor’
Bu işte çok mu geri kaldık?
Yunanistan’a ilk çipura, levrek yavrusunu satan benim. İlk balık çiftliğini kuran da benim. Yunanlılar Sakız Adası’ndan geldi, yavru balık alıp götürdüler, her yere balık çiftliği kurdular. Şimdi bizim sahipsiz, korumasız, kaderine terk edilmiş balık çiftliklerini topluyorlar. Biz yaptığımızdan daha fazlasını yapamaz mıydık? Yapabilirdik... Yapmalıyız... Bana “Haklıymışsınız...” diyorlar. Ben haklı olmak istemiyorum, Türkiye’nin kazanmasını istiyorum.
Enerji gelecek dönemin en önemli problemlerinden biridir. Enerjiye yatırım yapmalıyız. Suyu artık herkes konuşuyor. Su kaynaklarımızı da iyi değerlendirmeliyiz. Protein de çok önemli bir problem olacak. Çocuklarımızın sıhhatli ve akıllı olması için protein yemesi lazım. Proteini ucuzlatmalıyız. Herkesin faydalanabileceği bir duruma getirmeliyiz. Bizim balık çiftliklerimiz olmasa halkımız çipurayı, levreği nasıl yiyecek?
‘Biz işimize bakalım, gerisi kolay’
Ya ekonomi... Türkiye’nin yakın geleceğinden kaygılı mısınız?
Ekonomide bir dönem duraklama bekliyorum. Ama bu benim gelecekle ilgili karamsar olduğum anlamına gelmemeli. Ben Türkiye’nin geleceğine hep inandım. Yeter ki, istikrar sağlayalım. Türkiye’nin ihtiyacı olan alanlara yatırım yapalım.
Dünyadan kendimizi soyutlayamayız. Bu yavaşlamanın nedeni biraz da ABD’nin sıkıntıları. Amerika’nın başında İsrail, Irak, Suriye, İran gibi dertler var. Biz kendimize bakalım. Antalya, Bodrum turist dolu. Piyasalara bakarsan şikâyet çok ama biz şikâyeti seven bir milletiz. Dediğim gibi yapacak çok işimiz var. Enerjimizi yanlış konulara harcamayalım. Gerisi kolay.
Milliyet
Yorumlar
Kalan Karakter: