Poyraz: Mevzuatsız bir mesleğin üyeleriydiniz
Denizcilik Müsteşarlığı’nın kılavuzluk hizmetlerini hukuki bir zemine oturtmak amacıyla 28 Kasım 2006’da yürürlüğe koyduğu “Kılavuz Kaptanların Eğitimi, Yeterlikleri, Belgelendirilmeleri ve Çalışma Usulleri” hakkındaki mevzuat, genelde olumlu karşılandı.
Ancak, özellikle yönetmeliğin 21/C maddesinde yer alan ‘kılavuz kaptanların da, cezalandırılabileceği’ hükmüne, camiada büyük tepki var. Deniz Ulaştırma Genel Müdürü Dr. Kaptan Özkan Poyraz, eleştiriler karşısında, 21/C’yi siz yazın bize getirin” diye konuştu.
Eleştiriler karşısında oldukça şaşırmış gözüken Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, Deniz Ulaştırma Genel Müdürü Dr. Kaptan Özkan Poyraz, yönetmeliğin Türk kılavuz kaptanlarına mesleki profesyonelliklerini vermek, onları İdare ve Liman Başkanlığı yoluyla devletin kamu niteliğindeki görevlerine daha yaklaştıran bir çerçeveye oturtmak için hazırlandığını belirtti.
Poyraz, yönetmeliğin çıkış gerekçesini de şu sözlerle açıkladı: “1997 yılında yayımlanmış yönetmelik, Danıştay 10. Dairesi’nin iptal kararları nedeniyle, bir hukuki boşluğa düşmüştü. 2001-2002 ve 2003 yıllarında çeşitli değişikliklere maruz kaldığı için de, mevzuatsız bir mesleğin üyeleri durumundaydınız. İlk düşüncemiz mesleği hukuki bir zemine oturtmaktı. 5310 sayılı bana göre çok çağdaş yönetmelik, yeni bir hukuki dayanak oluşturularak yürürlüğe konuldu. Eski yönetmelikte hiç söz edilmemiş IMO ve IMPA’nın tavsiyelerini bu yönetmelik içerisine sokma gayretindeydik. Hepsinden önemlisi de, yabancı gemilere ‘güvenli liman’ sunma kapsamında İdare’nin Liman Devleti sorumluluğuydu.”
Kararlar iki dudağımız arasında değil
Amaçlarının, kılavuz kaptanları sadece belgelendirmek olmadığını vurgulayan Kapt. Özkan Poyraz, “Hizmet içi eğitimlerini, çalışma usul ve esaslarını, görev yaptıkları teşkilatların onlarla olan ilişki ve sorumluluklarını da ön plana çıkarmak çabasında olduk. Hedefimiz, Avrupa Birliği’nde olduğu gibi, kendi oda ve meslek kuruluşlarını da işin içine alarak kararlara katılmalarını sağlamaktı. Yani kararlar İdare’nin iki dudağı arasında değil. Bu yönetmelikten önce iki dudağının arasındaydı. Herhangi bir kaza vukuunda liman başkanı sizi çağırır ve cezayı uygulardı. Bundan önce ceza verilmiyordu demek doğru değil. 4922 sayılı kanun ve 618 sayılı Limanlar Kanunu’muz var. Açın bakın, liman başkanı ne yapıyor orada. Hiç idari tahkikat yapmıyor muydu? Tabi ki, yapıyordu. Biz bunun içerisine meslek odalarını ve AB’ye uyum için bazı maddeler ekleyerek, işi otonom bir sisteme döndürdük. İdare’nin hizmet verme sorumluluğu başka türlü tesis edilemez. Bir kılavuz kaptan, içkili olarak kılavuzlamaya çıkıyorsa İdare, ‘safe port’ garantisini kaybetmiştir. Dolayısıyla, İdare bu sorumluluğu sahiplenmek durumundadır” şeklinde konuştu.
21/C’deki EMSA etkisi
Deniz Ulaştırma Genel Müdürü Dr. Kaptan Özkan Poyraz, bu maddenin yönetmeliğe eklenmesindeki AB etkisini de şöyle açıkladı: “Avrupa Birliği’nin deniz güvenliği ile ilgili en önemli kuruluşu EMSA, Türkiye’de 3 tane ‘short coming’ buldu. (Kibarlık yapmışlar, sizde eksiklik yok ya da düzeltilemez sorun var dememişler.) Demişler ki, Türkiye’de kılavuzlar ve gemi adamları ile ilgili bir cezalandırma ve disiplin hükmü ve mevzuat düzenlemesi yoktur.’ Biz bu ‘short coming’leri AB’ye uyum açısından en kısa sürede düzeltmek zorundayız. Dolayısıyla, böyle bir düzenleme yaptık. Her şey, İdare’nin iki dudağı arasına gelmemiştir. Öyleydi, değiştirdik. Meslek insanlarının karar vereceği bir etik düzenleme haline dönüştürdük.”
21/C’yi siz yazın
Özkan Poyraz, cezalandırmada kasıt unsurunun önemini vurgulayarak, “Burada düzenlemek istediğimiz; seyir, çevre, can ve mal emniyetini ilgilendiren mevzuatla belirlenmiş bir konuya kasti ya da kusurlu olarak olumsuz bir yaklaşım getirene yönelik bir cezalandırmadır. Yoksa, biz şunu çok iyi biliyoruz ki, kılavuz kaptanın yapmış olduğu teknik uygulamalardan dolayı, kaptanın sorumluluğunu, kılavuz kaptanla paylaştırma gayreti içinde değiliz. Tabi ki, yönetmelikte de eksiklikler olacaktır. Yönetmelik, değişmez bir kural değildir. Değişimin yolları vardır. Eksiklikler giderilebilir. Bütün sorunların 21/C’de kilitlendiğini görüyorum. 21/C’yi siz yazın bize getirin” diye konuştu.
Yönetmelikteki farklılıklar
Mesleğin tanımını “Aslında siz kaptana ücreti karşılığında danışmanlık hizmeti veriyorsunuz” şeklinde yapan Poyraz, kılavuz kaptanın gemide gördüğü eksiklikleri bildirme göreviyle ilgili de şu noktaya dikkat çekti: “Gemiyi, Liman Devleti kontrolörüne amiyane tabir ile ispiyon etmek kılavuzluk görevini ne kadar ilgilendirir? Bu nedenle o maddeyi ‘Kılavuzluk hizmetlerinin ifası sırasında gözlemleyebildikleri seyir emniyeti eksikliklerini Liman Başkanlığı’na bildirir’ şeklinde yumuşattık.”
Gemiye çıkmayı reddetme hakkı
Yönetmelikle birlikte ilk defa, hizmet vermeyi reddetme hakkı getirdiklerini ifade eden Özkan Poyraz, “Geminin kılavuzluk hizmet bölgesinde seyir emniyeti ve çevre emniyeti bakımından tehdit oluşturduğu halleri gözlemleyen bir kılavuz kaptan, gemiye çıkmayı reddetme hakkına sahip oldu” diye konuştu.
Kılavuz kaptanlara, ilk kez kıyafet ve teçhizat zorunluluğu da koyduklarını belirten Poyraz, “Yani 150 kiloluk bir sedye ile sizi kaldırabilecek bir donanım zorunluluğunu koyduk. Teşkilatlara kişisel teçhizatların ne olacağı sorumluluğunu getirdik. Onların da bunu yapmalarının takipçisi olacağız” dedi.
Kaynak: Selçuk Onur- Dünya Gazetesi Perşembe Rotası
Yayın Tarihi: 28 Aralık 2006 Perşembe
Yorumlar
Kalan Karakter: