Römorkör teknolojisinde çok dikkat çekici yeniliklerin meydana gelmekte olduğunu işaret eden Arpaş Genel Müdürü Kaptan Oğuz Cebeci bu teknolojiyi yakalamak için devamlı atılımlar içersinde olan Türk römorkörcülük ve kılavuzluk kuruluşlarını takdirle izlediklerini belirterek şöyle devam etti: “ Teknolojiyi artırıp hizmeti daha güvenli ve hızlı yerine getirecek ve zamanla kendini amorti edebilecek yeni teknolojilere ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyacı uygulamakta olan bizler çok yakından görüyoruz ve yaşıyoruz.
Eğer limanlarımızda gemilerin yanaşıp kalkmasına yönelik hizmet kalitesini, teknolojik yeni yatırımlarla da donatarak artırırsak, böylece Marmara içindeki limanlar olduğu kadar tüm Türkiye limanları uluslar arası kavramda önem kazanır ve faaliyet artar.
Pire’ye yönelik transit yüklerin belirli oranlarda Ambarlı limanlar bölgesine yöneldiğini görüyoruz.Gelecekte daha başarılı olmanın bir bedeli vardır. Biz kendi adımıza bu limanda bu tip sıkıntıları yaşadığımızdan teknolojik yatırımlarla bu baskıyı azaltmaya çalışıyoruz.”
Ambarlı Limanları bölgesinde mevcut iskeleler arasında manevra alanlarının çok dar olduğunu işaret eden Kaptan Oğuz Cebeci bu nedenle römorkör dizaynında bir dünya ustası olan Kanadalı Robert Allan’in çok yeni olan bir dizaynını aynen kabul ettiklerini hatırlatarak açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Tercih ettiğimiz bu yeni dizayn römorkörün boyu 24 metre, Z-drive ve pervaneleri 360 derece kendi ekseni etrafında dönebiliyor, dolayısı ile manevra kabiliyeti çok yüksek ,daha geniş ve çok daha denizci. Altında yalpa omurgası mevcut ve 60 Bollard Pull gücündeki bu römorkör Türkiye’de kendi sınıfında en yüksek çekme gücünü meydana getirecek.İnşa edilmekte olan Arpaş römorkörü Torgem Tersanesi’nde 25 Aralık’ta denize indirilmiş ve donanımı tamamlanmaktadır . Bu römorkörün eşi olan bir römorkörü daha 2005 yılında inşa ettireceğiz.Bu römorkörün çok az sayıdaki benzerleri ancak gelişmiş ülkeler de hizmet verebilmektedirler.
Biz bu römorkörde MedMarine, Sanmar ve Uzmar’ın engin deneyimlerinden yararlandık ve kendileri bize çok yakınlık gösterdiler. Hepsine ayrı ayrı teşekkür etmek isteriz.
Ortaya çok daha yüksek Standardlar da bir römorkör çıkmış olacaktır.Fakat Türkiye’de kullanılmakta olan römorkörler dahi giderek konvansiyonel hale gelmektedir. Almanya’da ve Hollanda’da Rotor Tug dediğimiz üç pervaneli romorkörler giderek artmaktadır.
Halen 25 knots seyir süratine sahip çok daha denizci, alüminyum gövdeli bir Pilot boat ‘u da Tutku Denizcilikte inşa ettirmekteyiz. Pilot Boat 1100 bhp motor gücüne sahiptir. Ambarlı’da Pilot Boat’un daha açık deniz koşullarına uyum sağlayabilecek ve hızlı bir özellikte olması ön plana çıktığından Tutku Denizcilik bize alüminyum gövdeli,süratli bir tekneyi imal etmek suretiyle bir yenilik daha sağlamış bulunmaktadır. Ancak Dekaş-Medmarine Konsorsiyumuna da benzerlik taşıyan pilot boatlarını da inşa ettiğini hatırlatmak isterim.
Dikkat ettiğimiz bir madde de olabildiğince yerli malzeme kullanmaktır. Yardımcı malzeme donanımlarında Türk yan sanayi firmalarının çok üstün kalitedeki üretimlerini daima tercih ediyoruz. Örnek olarak Data’nın ırgatları mükemmelliği temsil etmektedir. Ermaksan,Ensar, Ayvaz ve boya konusunda Jotun takdir ettiğimiz firmalardır.
Eğitime ve ileri teknolojiye değer veriyoruz
Yüksek standardlarda kılavuz hizmeti vermeye çalışırken, römorkörlerimizde ileri teknolojiyi uygulayarak uzmanlık oranını pekiştirmeye ve hizmet kalitesini yükseltmeye çalışıyoruz. Hizmet anlayışımız; tarafsız, ilkeli ve eşit ,bağımsız hizmet vermek doğrultusunda ve bu kurallarımızdan asla ödün vermiyoruz.
2003 kasım ayında IMO’nun almış olduğu bazı tavsiye kararları var. IMO bu tavsiye kararlarında kılavuzlukla ilgili birçok düzenlemeler getirmiştir. Hükümetlere bu konuda ciddi görevler düşmektedir. Bilhassa kılavuz kaptanlar için verdikleri hizmetin şekli ve aldıkları eğitim bakımından yeni birtakım kurallar vardır ki, bunlar A960 kurallarıdır ve Kılavuz Kaptanların Eğitimi ve Belgelendirilmesi hükmü çok büyük önem taşımaktadır.
Maalesef biz ülkemizde yeterli bir adım atabilmiş değiliz. Eski yönetmeliklerle uygulama yürütülmektedir. Bu işten sorumlu kurumların belirtilen düzenlemeleri yapması lazımdır.
Öncelikle kılavuz kaptanların eğitimi konusunda daha geç kalınmamalıdır. Ayrıca Kılavuz Kaptanların belgelendirilmesi hususunda kılavuzluk hizmetinin bir ülkenin kıyısal deniz güvenliği politikalarının ayrılmaz bir parçası olduğu asla unutulmamalıdır. Bu nedenle sadece bir ülkenin gemilerini sadece Kara Liste’den kurtarmak yeterli değildir. Kendi ülkemizde de kıyısal seyir güvenliği politikalarını düzenlememiz ve bunları bu kurallara uygun şekilde uygulamamız gerekmektedir. Dolayısıyla bu anlamda kılavuzluk mesleğini çok önemli buluyorum.
Hükümetler güvenli ve verimli hizmeti sağlamaktan sorumludur. Bu nedenle yetkili kılavuzluk örgütlerine, ulusal veya kılavuz kaptan derneklerine işbirliği içersinde bazı görevler verilmektedir. Bunlar standartları belirliyorlar. Bu örgütler, eğitim ve belgelendirmede, sağlık kurallarını, yeterliliğin devamı ile ilgili her yapılaşmayı A960 Kurallarında öngörülen eğitim müfredatıyla uyumlu hale getiriyorlar. Bence çok daha önemlisi A960 Kurallarında Kılavuz Kaptan Talep Etme yöntemlerinin dahi tavsiye edilmiş olduğunu görüyoruz.
Ambarlı’da gemi trafiği ciddi boyutlarda artıyor
Dolayısıyla bir örnek vermek istersem, Ambarlı limanlar bölgesinde yabana atılmayacak bir gemi trafiğiyle karşılaşıyoruz. İnsan kaynaklarının ve ayni şekilde teknolojik ekipmanın yeterince önceden planlanması gerekmektedir. Bu planlamayı Kılavuzluk teşkilatının yapması lazımdır. Aksi halde ayni anda yığılma olsa hizmet vermek olanak dışı kalacaktır. Kaldı ki doğa koşulları kışın hayli zorlayıcı olmaktadır. Marmara’nın kuzey kıyılarını kış aylarında etkileyen olumsuz deniz etkilerine karşı limanlarımıza gelecek olan gemiler tahmini kalkış zamanı olan ETD’yi ve varış zamanı olan ETA’larını düzenli olarak vermeleri gerekmektedir. Marmara içi bir liman olmamız ve diğer limanlara çok yakın olmamız nedeniyle, ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Neticede geminin limanımıza varışından azami yarım saat öncesinden haberdar olabiliyoruz. Fakat bunu gemi kaptanlarının ve armatörlük şirketlerinin hizmetlerimiz ile ilgili memnuniyetlerini bildirmelerine rağmen, tamamiyle özveri yerine ISO ve IMO Standartlarına göre daha programlı ve daha üst kalitede yerine getirmek istiyoruz.
Ayrıca IMO’nun A 960 kararlarında kılavuzluğu geliştirmekte olan ülkelere atıfta bulunulmuştur. Ben, Türkiye’nin bu kapsam içersinde yer aldığını savunuyorum. Yine kendi, açımdan benden öncekilerin birikimiyle varolanı gözlemlediğimi ifade etmek isterim. Bizden önce birçok yargı ortaya konmuştur. Bunların birçoğunun doğruluğundan şüphe edilemez.
Gelişmiş ülkeler kılavuzlukve römorkörcülük konularında çok derin deneyime sahipler. O halde bazı ufak ve kısa vadeli menfaatler uğruna tehlikeye davetiye çıkartmadan, kamusal bir hizmet olan kılavuzluk ve römorkajda da çağa uygun düzenlemeleri yapmak kaçınılmazdır. Uyum veya anlaşma için uzlaşma kültürüne ihtiyaç bulunmaktadır. Bu da toplumsal uzlaşma ile sağlanabilir. Doğaldır ki deneyim muhtemel hatalara karşı bağışıklık sistemini güçlendirir. İleri gitmiş ülkelerin deneyimlerinden istifade etmesini bilmeliyiz diyorum.
IMO’nun tavsiye kurallarını da AB’nin kapısında olan ülkemiz adına yerine getirmek istiyoruz. Bizim için bu kurallar çok önem ifade etmektedir.
Kaynak: Referans Gazetesi
Yorumlar
Kalan Karakter: