AB’nin yeni yılla birlikte gerçekleşen en son genişlemesi ülkemizde pek de fazla ses getirmedi. Umursamazlığımızın nedeni belki bayram ve yeni yıl telaşından, belki de AB ile ilişkilerde en iyimser ve en AB taraftarı vatandaşlarımızı bile küstüren AB’nin mevcut üyeleri ve organlarında ülkemize karşı geleneksel bir politika halini alan ikiyüzlülük ve samimiyetsizliğin verdiği bıkkınlık ve karamsarlıktan olabilir. Fakat bu son gelişme ile AB ile kara ve deniz sınırımız biraz daha uzadı. Karadeniz’den Ege’ye çepeçevre batımızda AB ile sınırdaş olduk. Romanya ve Bulgaristan’ın katılımıyla genişleme süreci yeni bir coğrafyaya açılmış oldu. Eski sosyalist blok ülkelerinin dışında Karadeniz’de siyasi ve ekonomik olarak (soğuk savaş yıllarında anladığımız anlamda) batıya en yakın ülke Türkiye iken, yeni yılın ilk gününden itibaren AB’nin artık Karadeniz’de limanları var. Bulgaristan ve Romanya yirmi altıncı ve yirmi yedinci üyeler olarak Avrupa Birliği’ne girdiler. Denizcilikle ilgili neler olabilir? Basındaki bu konudaki değerlendirmelerde denizcilik çoğu kez pek hesaba katılmayan bir konudur. Ya hiç sözü edilmez, ya da genel ulaştırma politikaları içinde, kara hava ve demiryolu ulaşımından sonra üstünkörü geçiştirilir. Hâlbuki çok sözü edilen vize uygulamalarındaki olası değişikliklerden en çok etkilenen grupların başında gemiye katılmaları, ayrılmaları veya limanlarda gezmek veya diğer ihtiyaçları için dışarı çıkmaları çalışma süreçlerinin doğal bir parçası olan gemiadamları gelir. Limanlardaki uygulamalar, AB’ye paralel Liman Devleti Kontrollerinde olabilecek kural veya uygulama değişiklikleri, ya da ceza veya yaptırımların arttırılması gemileri, belki de en çok bu yakın limanlara sıkça sefer yapan bizim gemilerimizi etkileyecektir. Deniz çevresinin korunması ve denizlerin gemilerce kirletilmesinin önlenmesine yönelik olası yeni kurallar ve tedbirler, bunların uygulanması ve denetlenmesi, Karadeniz’de sefer yapan tüm gemileri, beraberinde de Türk gemilerini etkileyecektir. Karadeniz’e kıyıdaş olan AB’nin Türk Boğazları ile ilgili yaklaşımı ve görüşleri, hiç değişmese bile yeni coğrafyasıyla AB konunun daha çok muhatabı ve alakadarı olacağı için, daha içerden bir tona dönüşecektir. AB’nin tam üyesi sıfatıyla yeni yatırım ve dış ticaret olanaklarına kavuşacak Romanya ve Bulgaristan’ın buna bağlı olarak limanlarındaki hareketliliğin, taşınacak yük miktarının artması da beklenen bir sonuç olabilir. Türk denizciliği bu fırsattan nasıl faydalanabilir? Bu konuda denizcilik sektörünün veya Devletin bir hazırlığı veya geliştirdiği bir strateji var mı? Bütün bu sorular denizcilik çevrelerinde tartışılmaya aday konular. Bilindiği gibi üyelik için aday sıfatıyla kapısında beklediğimiz AB, Kıbrıs’ta Türk toplumunun varlığını reddederek, tüm adanın tek devleti olma iddiasındaki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni, Kıbrıs adıyla bir önceki genişlemede sınırlarına katmıştı. (Böylelikle de adadaki Birleşmiş Milletler çabalarına en büyük darbeyi vurarak, çözümsüzlüğü müzminleştirmişti. Ya da kendince çözümü, kültürel, etnik, siyasi bir soykırımla adadaki Türk varlığını tümüyle yok etmeye endekslemişti.) Hatta daha sonra, bu sözde devletin bayrağını taşıyan gemilerin limanlarımızı kullanması konusunda ülkemize yönelik her türlü baskıyı ve dayatmayı birlik politikası haline getirdi. AB’nin, Yunanistan’ın ardından ikinci ve üçüncü büyük deniz ticaret filolarına sahip olan, fakat her ikisi de elverişli bayrak (FOC) olarak isimlendirilen açık sicil ülkeleri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Malta geçen genişleme sürecinde AB’ye katılan ülkelerdi. Bu ülkelerin ardından AB Deniz Ticaret Filosu Romen ve Bulgar bayraklı gemilerle, çok kayda değer bir değişim yaşamasa da toplamda yaklaşık 2 milyon gros tonajlık bir ilave ile biraz daha büyümüş oldu. Aslında küçük ve yaşlı ticaret filosuna sahip bu ülkelerin limanlarındaki ticaretteki olası artışlar belki Türk gemileri için de yeni navlun fırsatları oluşturabilir. Vize Uygulamaları Nasıl Olacak? Bulgaristan vatandaşları 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren AB ülkelerine sadece kimlik kartları ile girebiliyorlar. Bulgaristan'ın AB’ye üye olmasıyla birlikte pasaport kullanmaya gerek kalmadı. Sınır kontrolü ise 2009 yılına kadar devam edip, Bulgaristan’ın Shengen üyesi olmasıyla sona erecek. Daha ilk günlerden basına yansıyan bazı sorunlar var. Türk vatandaşlarının Bulgaristan'a girişlerinde ortaya çıkan sorunlar yüzünden, Kapıkule Gümrük Kapısı'nda yüzlerce araçlık kuyruk oluştuğu belirtildi. Bulgaristan İçişleri Bakanlığı, sorunun, 1 Ocak'ta AB üyesi olan Bulgaristan'ın Türk vatandaşlarına uyguladığı vize rejiminden kaynaklandığını açıkladı. "Taviz yok. Bulgaristan AB'nin güvenilir dış sınırıdır" denilen açıklamada, yılbaşından itibaren, transit geçiş yapanlar dahil, tüm Türk vatandaşlarının Bulgaristan'a ancak vizeyle girebileceği anımsatıldı. Ayrıca, "Ülkeye giriş yapmak isteyen Türk vatandaşlarının, Türkiye'deki herhangi bir Bulgar konsolosluğundan vize alabileceği" kaydedildi. Bulgaristan İçişleri Bakanlığı yetkilileri, Bulgaristan'ın AB'ye katılımıyla meydana gelecek sınır geçişindeki değişiklikleri altı ay önce Türk tarafına ilettiklerini söyledi. Tüm Türk vatandaşlarının olduğu gibi Türk gemiadamlarının da yabancı ülkelerde karşılaştığı en sıkıntılı ve onur kırıcı uygulama gittikçe yaygınlaşan ve zorlaşan vize uygulamalarıdır. Gemiadamlarının işleri gereği, gemiye katılmalarının, ayrılmalarının veya limanlarda dışarı çıkmalarının, çalışma hayatlarının doğal bir parçası olarak dünyanın herhangi bir yerinde olabileceği düşünülürse, bu zorluktan en çok etkilenen meslek guruplarından biri oldukları daha iyi anlaşılabilir. Mütekabiliyet adı altında parasını bastıran yabancıya havaalanında vize vermek, bu konu biraz eleştirildiğinde ise turizmden, yabancı yatırımdan vs.den söz edip konuyu işin içinden çıkılmaz hale getirmekte üstümüze yok. Fakat Türk vatandaşlarına karşı tüm dünyada yaygınlaşarak çekilmez bir hale gelen vize sorunu en nihayetinde ülkemizin itibar sorunudur. Konuya çok uygun bir deyim var. Kilit hırsızı durdurmaz. Vize de insan kaçakçılığı yoluyla, yasa dışı yollardan göçle bir ülkeye geçişe engel değildir. En çok yasalara uygun seyahat edenlerin işini zorlaştırır. Türk denizcileri olarak devletimizden, Dış İşleri Bakanlığımızdan beklentimiz, AB üyesi olmasak bile vize eziyetine son verilmesi için gerekli girişimlerin yapılmasıdır. İsteğimiz özellikle meslekleri uluslararası özellik taşıyan gemiadamları için ulaşım, seyahat ve çalışma haklarına zarar verecek veya zorlaştıracak her türlü uygulamaya karşı gereken tedbirlerin alınarak ulusal itibarımızın zedelenmemesidir. Türkiye AB İlişkileri Türkiye Avrupa Birliği üyesi olsun ya da olmasın Avrupalıdır. Avrupa tarihinin kurucu ve belirleyici unsurlarından biridir. Vaktiyle coğrafya olarak Polonya ile bile sınır komşusu olmuşuz. Avrupa’nın oldukça geniş topraklarını yalnızca yönetmemiş, yurt edinmişiz. Bu gün bile izleri, tarihsel ve kültürel mirasıyla tüm Avrupa’da, özellikle Balkanlar’da, Akdeniz’de ve Karadeniz’de her an yaşayan ata mirası için manevi bir sorumluluğu taşıyan ve gerektiğinde de bu sorumluluğun bedelini ödeyen bir milletin çocuklarıyız. AB eninde sonunda siyasi bir oluşum. Pek mümkün görünmese de katılımımız bizi olduğumuzdan daha az ya da daha çok Avrupalı yapmayacak. Fakat AB üyesi diğer Avrupalı ulusların önyargı ve ırkçılıktan, dinsel bağnazlıktan uzak düşünebilmeleri halinde varacakları sonuç şu olmalıdır: Türkiye’nin AB’den elde edebileceği kazançlardan çok AB’ye kazandırabileceği katkıları olacaktır. Fakat her geçen gün Türk milletinin bu konudaki istekliliğini azaltmakta, yeni siyasi seçenekleri gündemine taşımak zorunda bırakmaktadır. Bizim AB ile ilişkilerimizi bu duygularla yorumlamamız biraz sanki kıskançlık kokuyor gibi görünse de aslında olan biten karşısındaki genel tavrımız galiba biraz umursamazlık. Komşu ülkelere birlik içinde iyi şanslar dileyerek onları biraz da denizcilikleri açısından tanımaya çalışalım. Romanya’nın Denizciliği ve Limanları Lloyd’s Register of Shipping kaynaklı bilgilere göre Romanya 100 GT üzeri ortalama yaşı 25 olan 76 gemi ile 0.6 milyon grostonajlık bir deniz ticaret filosuna sahip. 
Romanya’da, ticari taşımacılık için ağırlıklı olarak kullanılan deniz yolları, Yugoslavya’ya yapılan NATO müdahalesinden olumsuz etkilenmiştir. Ülke içinde 1 075 kilometre boyunca uzanan Tuna nehri ve Karadeniz kıyısındaki Köstence Limanı, Karadeniz’den Avrupa’nın içlerine dek deniz taşımacılığı açısından fırsatlar sunmaktadır. Karadeniz’deki en önemli limanları sırasıyla, Köstence, Mangalia ve Sulina, Tulcea ve Tuna üzerinde Galati, Braila, Giurgiu’dır. 1992 yılında Tuna-Ren kanalının açılmasıyla Karadeniz-Kuzey Denizi arasında doğrudan bağlantı sağlanmıştır. Türkiye ile Romanya arasında halen Derince-Köstence ro-ro hattında taşımacılık yapılmaktadır. Trabzon-Köstence ro-ro hattı talep yetersizliğinden dolayı işletilememiştir. Giresun-Köstence ro-ro hattında taşımacılığa yakında başlanacaktır. Samsun-Köstence feribot hattında ise yolcu taşımacılığı yapılmaktadır Bulgaristan’ın Denizcililiği ve Limanları Lloyd’s Register of Shipping kaynaklı bilgilere göre Bulgaristan 100 GT üzeri ortalama yaşı 22 olan 108 gemi ile 1.1 milyon gros tonajlık bir deniz ticaret filosuna sahip. Bulgaristan denizcilik işletmesi özelleştirilme programında olup halen kamu tarafından işletilmektedir. Bulgaristan’ın Karadeniz’de, Burgaz ve Varna Limanları bulunmaktadır. 
Varna Limanı : Varna Limanı, ana karanın 30 km. içine kadar sokulan Varna Körfezi’nde bulunmaktadır. Varna Limanı; Batı ve Doğu Varna, Balçık Limanları ile Varna Elektrik Santralı Terminali’nden oluşmaktadır. Batı Varna Limanı ile Balçık Limanı arasındaki mesafe yaklaşık olarak 70 km.dir. Varna Batı ve Doğu Limanları ise 30 km. uzunluğundaki bir kanal ile birbirine bağlı olup, kanal içerisinde derinlik 16 m.dir. Varna Doğu Limanı : Varna Doğu Limanı’ndan genel kargo, konteynır, makine, metal, gübre, tahıl yükleme ve tahliye işlemleri yapılmaktadır. Limanın 2.200 m. uzunluğunda rıhtımı bulunmaktadır. Bulgaristan’ın Karadeniz’de yolcu hizmeti veren tek limanıdır. Liman içerisinde derinlik 11.5 m.dir. 107.370 m2 alana konuşlanmış limanda, 39.142 m2 lik kapalı depolama sahaları ile 30 elektrikli kreyn bulunmaktadır. Limanın güney tarafında 6.000 m. uzunluğunda tali, doğu tarafında 1.000 m. uzunluğunda ana mendireği mevcut olup, içerisinde gemilere hizmet eden üç rıhtım bulunmaktadır. Varna Batı Limanı : Varna’nın 30 km. batısında yer almakta olup, Karadeniz’e iki kanal üzerinden irtibatlanmaktadır. Limanda dökme yük, kömür, fosfor, çimento, şeker ve diğer kimyasal ürünlere hizmet verilmektedir. Limanın 3.432 m. uzunluğunda 17 rıhtımı bulunmaktadır. Liman içerisinde derinlik 11.5 m.dir. Limanda 347.000 m2 açık, 37.000 m2 kapalı depo sahaları bulunmaktadır. Yükleme hizmetleri 10-32 ton kapasiteli 30 adet elektrikli ve iki adet 30.5 tonluk gantry kreyn (raflar üzerinde hareket eden kreyn) ile sağlanmaktadır. Limanın güney kısmında yanaşılacak rıhtım mevcut olmayıp, liman ortasında 300 m. genişliğinde ve 700 m. uzunluğunda bir dil iskelesi bulunmaktadır. Limanın kuzey kısmındaki rıhtımın uzunluğu 850 m. olup, rıhtım boyunca derinlik 7.5–11.5 m. arasındadır. Limanın güneydoğusunda bir feribot iskelesi mevcuttur. Balçık Limanı da Varna’nın 40 km kuzeyinde yer almakta olup, limandan kargo ve tahıl yüklemesi yapılmaktadır. Limanda 7 m. derinliğe sahip iki adet rıhtım ile bunlar üzerinde 10 ton kapasiteli iki adet kreyn bulunmaktadır. Varna Elektrik Santralı Limanı aynı zamanda kömür ithali için de kullanılmakta olup, 610 m. uzunluğunda üç rıhtımı mevcuttur. Rıhtımlar üzerinde 16-40 ton kapasiteli dört adet elektrikli kreyn bulunmaktadır. Limanın 2020 yılına kadar modernizasyonu planlanmakta olup, Varna Batı Limanı’na sıvı kimyasal madde ve çimento terminalleri inşa edilecektir. Ayrıca Varna Limanı girişinde bulunan Varna Adası’na da konteynır terminali inşa edilmesi öngörülmektedir. Terminalin iki safhada inşa edilmesi planlanmakta olup, birinci safhada yıllık 120.000 ton kapasiteli bir rıhtımın, ikinci safhada ise yılda 120.000 tonun üzerinde işlem hacmine sahip ikinci bir rıhtımın inşası planlanmaktadır. Varna Kanalları : Doğu Varna Limanı’nın güneyinden 1 Numaralı Kanal ile Varna Gölü’ne girilmekte ve ardından 2 numaralı kanal ile Batı Varna Limanı’na ulaşılmaktadır. Burgaz Limanı : Burgaz Limanı, Rusya Federasyonu, Orta Asya ve Kafkasya petrollerinin Ege ve Adriyatik Denizleri’ne nakletmeyi amaçlayan Burgaz-Dedeağaç ve Burgaz-Üsküp-Vlore petrol boru hatları için de bir başlangıç noktasıdır. Burgaz Limanı yılda ortalama 1.300-1.900 gemiye hizmet etmektedir. Limanda yıllık olarak 6.5-9.5 milyon ton genel kargo ve 12-18 milyon ton petrol ürünü hizmet görmektedir. Burgaz Limanı’na 2015 yılına kadar 4.000 m uzunluğunda ve dört ayrı hizmete mahsus terminalden oluşan rıhtım inşa edilmesi öngörülmektedir. Söz konusu terminaller şunlardır: (1) 1 numaralı terminal: Sıvı ve genel yüklerin boşaltıldığı iskele olacak ve dalgakıranı bulunacaktır. (2) 2 numaralı terminal: 100.000 DWT, 260-270 m. boyunda ve 13-15.5 m. drafta sahip gemilerin yanaşabileceği dökme yük iskelesi olarak kullanılacaktır. (3) 3 numaralı terminal: Ro-Ro ve feribot terminali olarak hizmet verecektir. (4) 4 numaralı terminal: Konteynır terminali olarak hizmet verecektir. Terminal 1 ve 2’nin arasına hububat terminali, 3 ve 4 numaralı terminallerin arasına da soğuk hava deposu inşa edilecektir. Fizibilite çalışmaları neticesinde liman için 270 milyon dolar yatırım yapılması gerektiği değerlendirilmiştir. Anılan limanı genişletmek ve derinleştirmek amacıyla Eylül 1999 ayında başlayan proje çalışmaları Mart 2000 ayında Japon Pacific Consulting International Firması tarafından tamamlanmış ve aynı firma genişletme çalışmalarına başlamıştır. Eylül 1998 ayında Bakü Deklerasyonu ile ilan edilen, Avrupa ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni birbirine bağlayacak olan TRACECA Ulaştırma Projesi, VIII no.lı Avrupa Trafik Koridoru ile bağlantılı olmasının yanı sıra, deniz ulaşımını da içermektedir. Burgaz Şehri bu projede kilit rol oynayacak olup, bu amaçla Burgaz’da 380 milyon dolara mal olacak dört yeni liman inşa edilecektir. Japonya bu projeye 120 milyon dolar kredi vermeyi kabul etmiştir. Burgaz Limanına yeni dalgakıran inşası için ihale hazırlıkları da devam etmektedir. Gürcistan’ın Poti Limanı’nın demir yoluna bağlanmasıyla 1999 Şubat ayından itibaren Varna, Poti ve Ukrayna arasında yük taşımacılığına başlanmıştır. Batum/Gurcistan’a gerçekleştirilecek feribot seferleri ile İran’a taşımacılık yapılması da planlanmaktadır. Bizim Görüşümüz: Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği olarak yakın coğrafyamızda oluşan her türlü siyasi ve ekonomik değişimin Türk Denizciliğini ve Türk Denizcilerini olumsuz etkilememesi için her türlü tedbirin devletimizin ilgili birimlerince alındığından emin olmak istiyoruz. Gerekirse bu konuda uyarıcı ve yönlendirici olmak sorumluluğunu da taşıyoruz. Aynı şekilde bu tür değişimlerden ortaya çıkabilecek olumlu fırsatların da uygun şekilde değerlendirilmesinin, her durum için uygun plan ve stratejilerin hazır edilmesinin, uluslararası ilişkilerde duygusalca değil akıllıca yaklaşımın her zaman yarar getirdiğinin de akıldan çıkarılmaması gereğini denizcilik kamuoyumuza bir kez daha hatırlatıyoruz. Kaynaklar: 1. Romanya Ülke Raporu KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Pazar Araştırma ve İhracatı Geliştirme Merkez Müdürlüğü Hazırlayan: İnan KOÇAK 2. Bulgaristan'ın Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri, T.C. Sofya Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği 2006 Sofya 3. Lloyd Register Fairplay 2006 4. http://www.euractiv.com/en/enlargement/eu-bulgaria-relations/article-129603 5. http://www.smh.com.au/news/World/Parties-welcome-Romania-Bulgaria-to-EU/2007/01/01/1167500041651.html 6. http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=56012&KTG_KOD=209&ForArsiv=1 7. http://www.hurriyet.com.tr/dunya/5704098.asp?sd=5 |
Yorumlar
Kalan Karakter: