Türk denizciliğinin duayeni Sadun Boro dünya gezgini ilk Türk teknesi “Kısmet”i Rahmi Koç Müzesi’ne veriyor. Boro, Kısmet adlı teknesiyle, eşi Oda ile birlikte 1965-68 yıllarında Hürriyet gazetesi sponsorluğunda dünya turu yapmıştı. Kısmet’in İstanbul’a dönüşüi muhteşem olmuştu. Boro’nun bu öncülüğünden sonra Türkiye’de yelkencilik ve denizcilik daha da gelişti. 10 kadar Türk denizci tekneleriyle dünya turu yaptılar. Müzede Kısmet ile birlikte Sadun Boro'nun dünya turunden derlediği çeşitli anı objeler de sergilenecek. Necati Zincirkıran’ın yazısı...
****
Dostum Sadun Boro ile birlikte önceki gün Rahmi Koç Müzesi'ndeydik. Birlikte hem müzeyi gezdik, hem de bu yıl ortalarında müzeye getirilecek ''Kısmet yelkenlisi''nin konulacağı yeri gördük. Müze yöneticileriyle sohbet ettik.
Uzun bir süreden beri ziyaret etme fırsatı bulamadığım müzeyi çok gelişmiş, zenginleşmiş gördüm. Türkiye’ye böyle bir müze kazandırdığı için denizci dostum Rahmi Koç'u bir kez daha tebrik etmek isterim.
Amacımız Kısmet yelkenlisine ayrılan yeri görmekti.
1965-1968 yıllarında 10 buçuk metre boyundaki Kısmet isimli yelkenlisiyle yanında eşi Alman asıllı Oda olmak üzere dünya turu yapan Sadun Boro dönüşünde Dolmabahçe’de onbinlerce kişi tarafından karşılanmıştı. Aslında karşılama yüzlerce tekne ile Büyükçekmece açıklarında başlamıştı.
1965 yılından itibaren seyahatin sponsoru olan Hürriyet Gazetesinin ele aldığı bu ilk deniz macerası, ulaşan haberler, gelen yazılarla Türk kamuoyunda büyük bir ilgi ile izlenmişti.
Sadece Hürriyet okuyucuları değil, bir süre sonra herkes Kısmet yelkenlisini ve onun cesur kaptan ve miçosunu merak etmeye başlamıştı.
Bir denizci genel yayın müdürü olarak üç yıl bizzat ilgilendiğim bu olay beni de büyük bir merakla adeta bağlamıştı. O zaman iletişim bugünkü gibi değildi.Ne telefonla konuşma imkanı vardı ne de bilgisayar..
Haberleşme aracı mektup ve telgraf idi.
Televizyon da yoktu.
Hürriyet, bu dünya turunu başarılı bir şekilde verdi.
Ardından seyahatle ilgili ''Pupa yelken'' kitabını çıkardı.
Sadun Boro’nun bu dünya seyahati Türk amatör denizciliği için bir milad oldu.
Yelkencilik gelişmeye başladı.
Sahil şehirlerimizde yelken kulupleri faaliyete geçti.
Örgütlenmeler başladı,amatör denizcilikle ilgili bürokratik zorluklar ayıklandı, mevzuat basitleştirildi.
Ve Sadun Boro’dan sonra amatör Türk denizcileri açık denizlere çıkmaya başladı.
Tekne adedi giderek çoğaldı.
10 kadar daha amatör denizcimiz yelkenli tekne ile dünya seyahati yaptı.
Şimdi 82 yaşındaki Sadun Boro bugün Türk denizciliğinin en önemli simgesi olarak kitap, dergilere yazı yazmakta, konferans vermekte, söyleşilerde bulunmaktadır.
Kitapları her yıl yeni baskılar yapmaktadır.
Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Sümerbank hesabına İngiltere’de tekstil mühendisliği okuyan Sadun Boro,dönüşünde mühendis olarak Sümerbank fabrikalarında ve özel sektörde çalıştı.
Emekli olduktan sonra Bodruma yerleşti.
46 yaşındaki Kısmet yelkenlisiyle senenin yedi ayında daha çok Gökovada Okluk koyu merkez olmak üzere yaşıyor, buradan her tarafa gidiyordu.
Yaş ilerledikce tekneye inip çıkmak sorunları da başladığı için düz ayak bir tekne gereksinimi ile karşı karşıya gelindi ve Sadun Boro 12 metre boyunda İngiliz yapısı bir katamaran aldı.
İsmini de ''SONBAHAR'' koydu.
Teknecilikte Kısmet yelkenlisi gibi olanlara monohall denir.
Sadun Boro monohall tekneden multıhall tekneye geçti.
Katamaranlar ikiz tekne üzerinde duruyor denizde..
İçerde ve dışarda da daha düz bir hacim veriyor kullananlar için..
Geçtiğimiz haftalarda Kalamış Marinada Rahmi Koç ile buluşarak Kısmet yelkenlisini R.Koç Müzesi’ne verecegini söylemişti Sadun Boro.
Önceki gün Müzeye gittiğimizde Genel Müdür Ertugrul Duru ile Koleksiyon yöneticisi Yeşim Zengin ve bir de müze restaratörü arkadaşla görüştük.
Kısmet’in muhafaza edileceği yeri gördük.
Sadun Boro kendi görüşlerini onlara aktardı.
İki buçuk saat orada herşeyi konuştuk.
Kısmet Mayıs veya haziran ayında son seferini Bodrum’dan İstanbula yapacak.
Borolar onu Kalamış Marinada Koç Müzesi’nin sorumlularına teslim edecek.
Uzaklar yelkenlisi de aynı yerde karada duruyor.
Üzerinde koruyucu bir tente var.
Sadun Boro dolaştığı anlattığı ve Pasifik Okyanuslarını, gezdiği yedi denizlerin kara parçalarından, ıssız adalardan getirdigi objeleri, görüntüleri, aldıgı ses kayıtlarını, ilginç fotoğrafları da burada sergileyecek.
Biz gezerken müzeye akın akın ögrenci grupları geliyordu.
Onlar için burası öylesine ilginç ki..Kısaca yok,yok..
Denizaltı, yolcu uçagı, askeri uçaklar, helikopterler, romorkör, savaş gemisi, gemi makinaları, hatta şehir hatları vapuru bile var...
Rahmi Koç Müzesi’ni görmeyenler tam bir günü ayırmalı ve sabahtan itibaren gezmeye başlamalı, öğle yemeğini orada yemeli, akşam üzeri çayını da Fenerbahçe şehir hatları gemisinde içmeli ve herşeyi iyice özümseyerek görmeli..
Ben şahsen yakında böyle bir ziyaret yapacagım. Çünkü,tam gezemedim ve herşeyi göremedim.
Yorumlar
Kalan Karakter: