Bulgaristan’ın 28 Haziranda transit geçişlerde 271 dolar geçiş ücreti talep etmesinin yankıları sürüyor. Konuyla ilgili olarak Saffet Ulusoy ve Roder Yönetim Kurulu üyeleri, geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenledi.
Bulgaristan’ın Türk TIR’larından transit ve ikili geçişler esnasında talep ettiği 271 Dolar’lık ücrete meslek kuruluşlarından gelen tepkiler çığ gibi büyüyor. Son olarak Roder de konuyla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi. Sektörel ve ulusal basının yoğun katılımıyla gerçekleşen toplantıda Saffet Ulusoy, son günlerde nakliye sektöründen, Türk sanayicisine, ithalatçısından ihracatçısına kadar birçok kişiyi ilgilendiren Bulgaristan’ın uyguladığı transit geçişlerdeki haksız uygulanmaya değindi.
“Roder Bulgar sorununu Başbakanlık düzeyinde çözmeye çalışıyor”
Bulgaristan’ın tutumu hakkında 5 günde 4 milletvekili ile bu konuyu konuştuğuna değinen Ulusoy, Roder’in yeni yönetim kurulunun sorunun sahadan ziyade devletlerarası anlaşma ile çözüleceğine inanmasından dolayı Başbakanlık ve ilgili bakanlıklar düzeyinde görüşmeler gerçekleştirdiğini belirtti.
İki ülke arasında bu sorunun acilen çözülmesi gerektiğine değinen Ulusoy, sorunun ortadan kalkmasıyla birlikte, her geçen gün maliyeti artan nakliyecinin daha fazla darbeyi kaldıramayacağını ve ister istemez kontak kapatmak zorunda kalacağının altını çizdi.
Maliyeti artan nakliyecinin borç içinde yüzdüğüne ve dolaylı yollardan banka kredileriyle yaşadığına; bu borç yükü altına giremeyenlerin ise sektörden çekildiklerine dikkat çeken Ulusoy, sektörün ülke içerisinde de çeşitli darbelere maruz kaldığına değindi. Saffet Ulusoy, Türk lojistik sektöründe çalışan araçlarda 15 bin atıl kapasitenin olduğunu söylerken bu durumun sektör içerisinde rekabet dengelerini bozduğunu dile getirdi. Ulusoy, “Atıl kapasiteyi ortadan kaldırmak için hükümetin yeni C 2 belgelerinin alımına sınır getirmesi gerekiyor. Yeni belge alımlarının sadece ihtiyaç halinde serbest bırakılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Bizi dinlemeyenlerin, bizden gururla söz etmeleri yanlış!”
Hükümetin Türk nakliyesinden gururla bahsetmesini eleştiren Ulusoy, “Sorunlarımızı sürekli dile getirmemize rağmen hiçbir bakan bize gelip ‘Derdiniz nedir gelin bir anlatın’ demedi. Sorunlarımız dinlenmediği müddetçe yurtdışında Türk nakliyecisinden gururla bahsetmesinler. Ulaştırma bakanlığının sürekli ek para talep etmesi yüzünden dünyanın en gelişmiş kara filosunu hasta yatağına mahkûm etmişlerdir” diye konuştu.
Kara yolunda yaşanan sıkıntıların kombine taşımacılık ile çözüleceğine inanan Roder Yönetim Kurulu Başkanı Ulusoy, “Bulgaristan’la olduğu gibi yaşanan diğer sorunlara da çözüm üreten Ro-Ro taşımalarında, uzun zamandan beri yatırım yapılmaması sonucu derneğimizce alınan kararlar doğrultusunda 2010 yılında 2 yeni Ro-Ro’yu hizmete sunacağız” dedi.
Geçiş ücretlerinden kurtulmanın yolunun Ro-Ro gemileri olduğunu belirten Ulusoy, artık Avrupa’ya yönelik olarak karayoluyla yapılan taşımaların zorlaştığının altını çizdi. Ulusoy, “Karayoluyla Avrupa’ya ulaşım süreleri çok fazla. Bu süreyi kısaltmak için kullanmamız gereken Ro-Ro gemilerinin süratli olmaları gerekiyor. Ancak süratli gemiler, sahip oldukları güçlü motorlardan dolayı normalin üzerinde yakıt tüketecekler. Bu durum da taşıma maliyetlerinin artmasına sebep olacak. Bu gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kalmamamız için yük kapasitesi fazla ancak fiyatı düşük olan gemiler almamız gerekmektedir. Türk nakliye sektörünün ayakta kalabilmesi bu koşullara bağlıdır” açıklamasını yaptı.
“Devletleşemeyen Suriye için alınan paralar büyük gelir kaynağı”
Bulgar sorununa çok fazla değinildiğine fakat Güneydoğu sınırında da benzer bir sorunla karşılaşıldığını belirterek Suriye cephesine değinen Saffet Ulusoy “Suriye tam olarak devletleşmeyi sağlayamadı. Bu yüzden Türkiye’den 40 bin araçtan aldığı 700’er dolar geçiş parası onlar için ciddi gelir kaynağı. Ben inanıyorum ki; bu konuyla sayın Başbakan ilgilendiği takdirde sorun ortadan kalkacaktır” dedi.
Bulgar sorunun detaylarını aktarmak için toplantıda söz alan Roder Genel Müdürü Cumhur Atılgan, “Bulgar cephesinden yapılan tüm uygulamalar uluslararası hukuka aykırıdır. Daha önce gümrüksüz sattığı motorine yüzde 25 zam yapan Bulgaristan’ın bu uygulaması Türk nakliyecisinin sırtına ek bir yüktür. Geçiş ücretlerinden alınan para bu rakamın üzerine eklendiğinde ortaya çıkan rakam 74 milyon Euro’dur. Bu uygulamalar AB hukukuna, GATT anlaşmasına aykırı bir durumdur” şeklinde konuştu.
Gelişmiş Türk lojistik sektörüne kıyasla Bulgaristan’ın eski araçlarla düşük fiyatlara taşımacılık yaptığına dikkat çeken Atılgan, Bulgaristan’a yönelik illa ki bir yaptırım uygulanacaksa, bunun zayıf oldukları başka bir sektör içerisinde yapılması gerektiğini dile getirdi.
“Malların serbest dolaşım hakkını halen elde edemedik”
Bulgaristan ile yaşanan sorunların AB üyeliğini de riske edeceğini belirten Atılgan, daha fazla sorun yaşanmaması için bir an önce Yunanistan-Makedonya hattının kullanıma açılması gerektiğini; Karadeniz üzerinden yeni Ro-Ro hatlarının açılması gerekliliğine dikkat çekti.
Cumhur Atılgan, uluslararası nakliyecilerin karşı karşıya kaldıkları ek maliyetleri taşıma ücretlerine yansıtamadıklarını, bundan sebep de taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren firmaların artık ayakta kalma konusunda ciddi zorluklar yaşadıklarını dile getirdi.
Roder ikinci Başkanı Necmi Çobanoğlu ise, yaklaşık on yıldan bu yana gümrük birliğine hizmet eden Türkiye’nin halen daha malların serbest dolaşımı hakkına sahip olmadığından yakındı.
Çobanoğlu, tüm Avrupa’nın serbest dolaşım hakkına sahip olduğunu ancak Türkiye’nin böyle bir uygulamaya tabii olmadığını belirtti. Çobanoğlu, “Devlet bu konuda bize sahip çıkmalıdır” dedi.
Toplantıya katılan nakliyecilerde sorunlarını dile getirdiler. Özellikle Ro-Ro kullanımı konusunda dert yakınan nakliyecilerin çıkışları, Roder Yönetim Kurulu tarafından ivedilikle cevaplandı.
Ro-Ro’ya kıyasla karayolunun çok daha ucuz maliyetli olduğunu savunan nakliyeciler, Ro-Ro işletmecilerinin bu durumun farkına vardıkları andan itibaren sürekli olarak zam yaptıklarını; Ro-Ro’nun taşıma maliyetlerinde ki cazibesinin artık kalmamasına rağmen neden halen bu yönteme teşvik edildiklerine anlam veremediklerini dile getirdiler.
Saffet Ulusoy bu çıkış karşısında; “Ro-Ro, kurulduğu dönemdeki sorunlardan Türk nakliyecisini korumak ve kollamak amacı güdüyordu” açıklamasını yaptı.
“Gemi yanarsa kaybımızı kim telafi edecek?”
Keyfi uygulamalar sonucunda ödemelerin Dolar bazından Euro bazına döndüğünü belirten nakliyeciler, “Arada fark yok diyerek Euro’ya döndüklerini belirttiler. BAFF artırılacak denildiğinde, Ro-Ro işletmecileri de artırıyorlar. Şu anda kullanılan bir gemide bir süre önce araçlarımız yandı. Halen daha bu durumun telafisini alamadık ve bize şu anda da herhangi bir güvence verilmiyor. Bu gemide bir daha böyle bir olay yaşanırsa bizim mağduriyetimizi kim güvence altına alacak?” çıkışında bulundular.
Yanan Ro-Ro gemisi hakkında halen hukuki sürecin işlediğini belirten Necmi Çobanoğlu, Türkiye’de deniz ihtisas mahkemesinin sadece bir tane olduğunu, bundan sebeple de işlerin yavaş yürüdüğünü belirtti. Çobanoğlu, “İtalya’da açtığımız davalar sonucunda yanan gemiye 23 firma olarak ihtar koydurmuş bulunmaktayız. Halen daha UN Ro-Ro yöneticilerinden anlaşma yönünde masaya davet bekliyoruz. İçinde çöp halinde duran treylerlerimizin durduğu suçlu Ro-Ro gemisi, İtalya Trieste limanında demirlemiş durumdadır” dedi.
Deniz yasasında bulunan bir açıktan kaynaklı olarak UN Ro-Ro’nun kendini savunduğunu dile getiren Roder ikinci Başkanı Necmi Çobanoğlu, “UN Ro-Ro’nun sığındığı tek nokta, deniz yasasında bulunan ‘Gemi adamlarının hatası gemi sahiplerine mal edilemez’ ibaresidir. Hukukçularımız bu konu üzerinde çalışmaktadırlar. Biz bu yangının gemi adamlarından değil, gemiden kaynaklandığını sürekli olarak hukuksal çerçevede üsteliyoruz” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: