Kanal İstanbul Projesi Küresel Ticaretin Geleceği İçin Kaçınılmaz
Prof. Dr. Kerem Alkin, Boğazların Kapasite Sınırının Aşılacağını ve Türkiye'nin Alternatif Çözüm Üretmesi Gerektiğini Vurguladı
İSTANBUL - Türk Loydu Vakfı ile İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen "Bilim ve Endüstrinin Kesişiminde Denizcilik: Vizyon ve Uygulamalar" sempozyumunda konuşan Prof. Dr. Kerem Alkin, Kanal İstanbul projesinin küresel ticaretin gelecekteki ihtiyaçları açısından kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Pendik Marriott Otel'de gerçekleştirilen ve sektör temsilcileri ile akademisyenleri bir araya getiren sempozyumda söz alan Prof. Dr. Alkin, projenin salt bir inşaat projesi olarak değil, küresel ekonomideki stratejik konumu itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Boğazların Kapasite Sınırı Aşılacak
Prof. Dr. Alkin, mevcut durumda İstanbul ve Çanakkale boğazlarının yıllık güvenli geçiş kapasitesinin 43-45 bin gemi civarında olduğunu belirterek, önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde bu rakamın 100-120 bin gemiye ulaşacağını öngördüğünü ifade etti. Bu projeksiyon doğrultusunda Türkiye'nin küresel ticarete "kapasite yetersizliği" gerekçesiyle olumsuz yanıt veremeyeceğini vurgulayan Alkin, "Küresel sistemde Türkiye'nin çok önemli bir lojistik ve deniz taşımacılığı ağı ülkesi olacağı hedefinin peşinde koşuyorsak, bu konuyla ilgili olarak düşünmeye devam etmemiz lazım" dedi.
Rusya-Ukrayna Savaşı ve Derin Deniz Limanı Stratejisi
Konuşmasında Rusya-Ukrayna savaşına da değinen Prof. Dr. Alkin, bu çatışmanın aynı zamanda bir "derin deniz liman savaşı" olduğunu ileri sürdü. Rusya'nın Kırım Yarımadası başta olmak üzere Ukrayna topraklarının bir kısmını ele geçirme stratejisinin arkasında derin deniz limanlarına erişim hedefinin yattığını belirtti. Bu değerlendirme, Karadeniz'in artan jeostratejik önemini ve bölgedeki deniz taşımacılığının geleceğini doğrudan ilgilendiriyor.
Dünya Denizcilik Ekonomisinin Devasa Boyutu
Prof. Dr. Alkin sunumunda dünya denizcilik ekonomisinin büyüklüğüne ilişkin çarpıcı rakamlar paylaştı. 2024 sonu itibarıyla gemi inşa endüstrisinin 162-165 milyar dolar büyüklüğe ulaştığını, 2024 yılında dünya genelinde sipariş edilen gemilerin toplam değerinin 204 milyar dolar seviyesinde olduğunu aktardı. Dünya denizcilik endüstrisinin toplam varlık değerinin ise 2 trilyon doları aştığını belirten Alkin, sektörün küresel taşımacılığın yüzde 80'inden fazlasını üstlenmeye devam edeceğini vurguladı.
Jeopolitik Gelişmeler ve Yeni Ticaret Rotaları
Küresel ve bölgesel jeopolitik gerginliklerin geleneksel deniz geçiş koridorlarını etkilediğine dikkat çeken Prof. Dr. Alkin, ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci döneminde uyguladığı gümrük politikalarının küresel denizcilik ağını ciddi şekilde etkilediğini belirtti. Çin'den Amerika'nın Pasifik limanlarına taşımacılığın yüzde 33 oranında daraldığını aktaran Alkin, bu durumun konteyner dağılımında dengesizliklere ve maliyet artışlarına yol açtığını ifade etti.
İklim değişikliğinin yarattığı yeni fırsatlara da değinen akademisyen, Kuzey Buz Denizi'nin Pasifik'ten Atlantik'e mal sevkiyatında daha yoğun kullanılmaya başlandığını ve bu rotanın 16-18 günlük süre tasarrufu sağladığını belirtti.
Üç Deniz İnisiyatifi ve Türkiye'nin Stratejik Önemi
Prof. Dr. Alkin, Polonya'nın NATO askeri gücünün Polonya sınırına taşınması kararı sonrasında Varşova'ya davet edildiklerini ve Üç Deniz İnisiyatifi'ne Türkiye'nin stratejik ortak olması yönünde çağrı aldıklarını açıkladı. Bu girişimin Baltık Denizi, Karadeniz ve Adriyatik'i birbirine bağlayarak, Basra Körfezi ve Hint Okyanusu'na kadar uzanacak bir koridor oluşturacağını belirten Alkin, Türkiye'nin stratejik öneminin katlanarak artacağını vurguladı.
Deniz-Demiryolu Entegrasyonunun Önemi
Konuşmasının sonunda deniz ve demiryolu entegrasyonunun önemine değinen Prof. Dr. Alkin, Avrupa'nın 2030 ve sonrası için demiryolu-liman ağ bağlantısında yüzde 30 oranına ulaşmayı hedeflediğini hatırlatarak, Türkiye'nin de benzer hedefler belirlemesi gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Kerem Alkin'in Kanal İstanbul'a yönelik açık desteği ve projenin küresel ticaret açısından taşıdığı stratejik önem üzerine yaptığı değerlendirmeler, sempozyum katılımcıları tarafından dikkatle dinlendi. Türkiye'nin denizcilik sektöründeki geleceğine yönelik vizyon ortaya koyan bu konuşma, Kanal İstanbul tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: