UN Adriatica
ADININ İtalyanca olduğuna bakmayın siz ; Türk bandırasıyla çalışan bir geminin adıdır bu .
Bir " roro " gemisi . Yani , onlarca tonluk " TIR " ların köprüye girer gibi girdikleri ve uzak limanlara taşındıktan sonra parkingden çıkar gibi çıkıp yollarına devam ettikleri bir gemi tipi.
Kısacası , şehir hatlarındaki araba vapurlarının , yolcu da taşıyan orta büyüklükteki feribotların azmanı bir gemi .
UN. Adriatica , geçen gün adını taşıdığı denizde Trieste ' ye giderken yandı .
Niçin yandığı bilinmiyor .
TlR ' larla birlikte " tehlikeli " denen bir yük de taşıdığı bildiriliyor ama, yükün ne olduğu bilinmiyor .
Asıl bilinen ve haber olarak dünyaya duyurulan, bir " Türk " gemisinin yandığıdır .
Zaten bandırası da öyle , adları gazete sütunlarına geçen mürettebat da Türk .
Herhalde dünyanın denizcilik çevrelerinde, Türkleri denizciliğe yakıştırmayan ve " Malta ' yı bulamayıp geri dönmüş Türk kaptan-ı deryası " hikâyeleri uyduranlar , etekleri zil çala çala konuşmaya başlamışlardır bile ; " Türkler nasıl ro-ro işletmeciliğine kalkışırmış , sonuç meydanda ! " diye .
Oysa , yakın zamana kadar , UN . Adriatica ' yla birlikte Akdeniz ' in en büyük , en yeni , en iyi işletilen bu ro-ro filosu , artık Türklerin değil , U . N . D ' yi satın alan K . K . R adlı bir Amerikan şirketinindir .
U . N . D , " umum nakliyecileri dernek olarak birleştirip Ulusoy ' un öncülüğünde koskoca bir filoya dönüştüren başarılı bir girişimdi .
Avrupa’nın çeşitli yerlerine gidecek TIR ' lar gemiyle Trieste ' ye taşınırken şoförlerin bir kısmı bu gibi konforlu gemilerle, bir kısmı uçakla o limana götürülürdü.
Herhalde , şimdiki sahipleri de öyle yapıyor ve dünyanın parasını kazanıyorlardı.
Peki , niçin satılır böyle bir şirket ?
Üstelik yabancılara ?
Belki , birtakım sıkıntılar vardı . Belki satış geliriyle daha kârlı başka işler yapmak düşünülmüştü .
Belki de " Artık yeter " diyerek yana çekilmek isteyenler çıkmıştı kurucular arasında .
Ticaret dünyasıdır, hikmetinden sual olmaz .
Hele denizciliğe duygusallıkla bağlanıp Asyalı bir kavimden denizci bir halk yaratarak dünya denizlerine açılmayı bir ulusal rüya sayanlardansanız .
Böyle düşününce , ister istemez , bu ülkede tarifeli Akdeniz , Kuzey Avrupa , Uzakdoğu seferleri gibi ro-ro ' culuğu da başlatan ve bir bakıma ticaret denizciliğinin okul filosu gibi çalışan D . B . Deniz Nakliyatı TAŞ ' yi anımsamadan edemezsiniz.
Yetmiş küsur gemisi sadece 59 milyon dolara " özelleştirilmiş " o şirket " kamu " sahipliğinde kalmış olsaydı , şimdiki gibi " özel " nedenlerle elden çıkarılır mıydı Adriatica gibi gemiler ? özelle kamusal arasındaki fark bu olduğu gibi,
Türk halkına bir türlü anlatılamayan da budur .
Mümtaz Soysal/Cumhuriyet
Yorumlar
Kalan Karakter: