Denizcilik sektöründe uluslar arası ilişkilerde etkin ve rekabetçi olabilmek, olası küresel krizlere karşı direnç gösterebilmek için "bilginin" en değerli üretim unsuru olduğunun farkındalığına varmalıyız. Türk denizcilik sektörünün kurumsal kültür odaklı

Denizcilik sektöründe uluslar arası ilişkilerde etkin ve rekabetçi olabilmek, olası küresel krizlere karşı direnç gösterebilmek için "bilginin" en değerli üretim unsuru olduğunun farkındalığına varmalıyız. Türk denizcilik sektörünün kurumsal kültür odaklı yapılanmasında yaşadığı sıkıntıların temelinde doğru bilginin üretilememiş olması, içeriğinin, anlamının ve öneminin yeterince kavranamamış olması yatmaktadır. Bunun en belirgin nedeni ise kurumlar arası organizasyon kopukluğudur. Denizcilik sektörümüzün bilgiye dayalı yönetim anlayışından uzak duruşu, onu bir çok değeri üretmekten, paylaşmaktan ve kullanmaktan yoksun bırakmaktadır. Katılım, diyalog ve yaratıcılık kavramlarında sorunlarla karşılaşmak istemiyorsak, bilginin, doğru zeminde yeterli insan kaynaklarınca en verimli düzeyde kullanılarak üretilmesinin gerekliliğini bilmek durumundayız. "Enformasyon Denizci Toplumu" olabilmenin stratejik yapılanmasındaki sektörel yüksek teknolojik bilgi, insan unsurunun yaratıcı ve inovatif kapasitesinin sinerjik kombinasyonundan oluşmaktadır. Denizcilik sektörümüzün diğer önemli eksikliğide toplanan bilgilerin değere dönüştürülerek üretime ve dolayısıyla ekonomiye kazandırılamamış olmasıdır. Bu sıkıntının en belirgin nedeni ise, sektörel firmaların bilgiye dayalı yönetim anlayışına halen sahip çıkamamış olmalarıdır. Denizcilik alanında uygulanan yüksek seviyedeki kaliteli eğitim ile oluşacak geniş bilgi kültürünün, üretim, yatırım ve sermaye alanlarındaki olumlu tepkilerini görmemezlikten gelemeyiz.

Modern enformasyon-üretim-teknolojilerinin sermayeyi de yanına alarak, bilgili ve yetenekli personel ile birlikte sektöre en iyi hizmeti sunabilmenin heyecanını ve gururunu yaşamalıdır. Sektörün evrensel boyutlardaki dinamizmine etki eden diğer önemli faktörleri, AR-GE desteğine ayrılan payın gayri safi yurt içi hasılata oranı, sektörel bazda alınan patent sayısı, yüksek teknoloji üretme ve ihraç etme kapasitesi ile branşlarındaki bilim adamlarının sayısal değeri olarak düşünebiliriz. Denizcilik sektörümüzün alt kültür tanımlamasının olumsuzluklarından kurtulabilmesi için, taktik ve stratejik boyutlardaki sürec içinde şirketlerin kendilerine uluslar arası alanda rekabet edilemez bir pazar boşluğunu yaratması kaçınılmazdır. Bu fırsat rakiplerine karşı önemli bir üstünlük sağlayacaktır.

Denizcilik sektöründeki firmaların rekabeti anlamsızlaştırabilmeleri için pazarda yeni talepler yaratmalı ve onları yakalayabilmelidirler. Buna bağlı olarak değer ve maliyet özverisini kırarak, şirketlerin işleyiş yapısını farklılaşma ve düşük maliyet hesapları üzerine kurmalarının ayrıcalıklı bir avantajı olacaktır. Bütün bu gelişmelerin ana kumanda merkezinde oluşturulacak inovatif bir organizasyon içinde şeffaflık sağlanmalı, bilgi ve fikirler serbestçe paylaşılmalı ve tartışılmalıdır. İnsan-süreç-yatırım-kültür ve sermayenin oluşturduğu unsurlarca geliştirilen ve muhafaza edilen bilgiye dayalı sektörel yönetimin, bu değerler bağlamında kombinasyon oluşturacağı gerçeğinden kaçamayız.

Denizcilik sektörünün inovasyon, organizasyonel kültür ve öğrenme, üretme, bilgi ve teknolojik yaratıcılık gibi temel unsurlara dayanan şirket bilgi yönetimi, organizasyon ve paydaşlarının ihtiyaçlarını zamanında ve yerinde karşılayabilmek için onların arasında sürekli ve dinamik bir bağ görevi yapmalıdır. Aksi durumda bilgide eksiklikler ve karar mekanizmasında aksaklıklar yeni sorunların kaynağını oluşturur.

Ş. Ünal BENLİALPER

Kaptan-Denizci Yazar