Ulusal Kurtuluş Savaşımızda "Gazal" römorkörü personeliyle birlikte, Dünya tarihine geçen çok büyük kahramanlıklar yaratarak denizde destanlar yazmıştır. Savaş sırasında, en zor şartlarda bile yoluna devam ederek bütün görevlerini kesintisiz yerine getirm

Ulusal Kurtuluş Savaşımızda "Gazal" römorkörü personeliyle birlikte, Dünya tarihine geçen çok büyük kahramanlıklar yaratarak denizde destanlar yazmıştır. Savaş sırasında, en zor şartlarda bile yoluna devam ederek bütün görevlerini kesintisiz yerine getirmeyi başarmıştır.

Gazal römorkörü, Amasra Üssü'ne bağlı olup, Rusya'nın Tuapse limanından askeri araç gereç ve cephane taşımaktaydı. Gazal, yapılması gereken çok önemli bir sevkiyatın sorumluluğu altında yol alırken, aşırı yüklü olmasına karşın, batma tehlikesini bile göze alarak, karşılaştığı İngiliz savaş gemisini yaralamış ve elinden kurtulmayı başarmıştır. İngiliz'ler de o bölgenin Türk'ler tarafından mayınlandığını düşünerek, aylarca bu bölgeye uğramamışlardır. Römorkörün kahraman komutanı Kıdemli Yüzbaşı Adil Bey (Develioğlu) ve emrindeki personel, Gazal'ın arızalı küçük topuyla üç bin tonluk Yunan şilebini esir almıştır.

1922 Eylül'ünde Adil Bey'e gelen bir emirle Gazal, Romanya sularına doğru yola çıkar ve bayrağını çekmeden seyrine devam eder. Varna açıklarına geldiklerinde bir Yunan şilebi ile karşılaşırlar. Kuru sıkı mermi kullanarak gemiyi durduracaklar ve el koyacaklardır. Ama Gazal gibi eski olan top ateş almayınca, Yüzbaşı Adil Bey hemen Türk bayrağının çekilmesini emreder. Bayrağımızı gören şilebin kaptanı paniğe kapılarak korkudan motorları durdurur ve hiç bir direniş göstermeden teslim olur. Ereğli'ye gitmek üzere birlkte hareket edilir. Seyir anında Gazal, geminin arkasına halatla bağlanarak Ereğli'ye kadar çekilmiştir.

Takalarla, kırık dökük teknelerle, yaşlı ticari gemilerle Rusya'dan taşınan araç ve gereçler, bütün olumsuzluklara ve engellemelere karşın Anadolu'da savaşan birliklerimize ulaştırılmıştır. Türk deniz subayları, diğer askeri personel ve sivil denizciler birbirlerine kenetlenmiş ve canları pahasına mücadele etmişlerdir. Birçok deniz subayımız da kara birliklerimizde görev alarak onlara destek olmuşlardır. Bu zorlu sevkıyatlar sırasında yalnızca üç teknemizi kaybetmiş olmamızda övünülecek ayrı bir başarıdır.

Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında, Türk Deniz Kuvvetleri'nin bütün mürettabatı çok önemli bir görevi üstlenmiştir. Bilindiği gibi Balkan Savaşları, ordularımıza gerekli olan askeri malzemeler zamanında ulaşmadığı için kaybedilmiştir. Eğer Kurtuluş Savaşı'nda da aynı sorunlar yaşansaydı, tarih daha farklı şekilde yazılabilirdi. Türk denizcileri, yalnızca sevkıyatla uğraşmıyorlar, aynı zamanda silah ve mühimmat da buluyorlardı. 

Asker, sivil bütün Türk denizcileri, bütün olanaksızlıklara karşın olmazı başarmışlardır. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda denizlerimizde pek çok olay yaşanmıştır. Ancak çoğunluğu kaleme alınmadığından çok az bilgiye sahibiz. Ama bildiklerimizin ışığı doğrultusunda şu sonuca ulaşabiliriz: Türk Deniz Kuvvetleri ve sivil denizcileri, Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti'nin ve demokrasinin sonuna kadar koruyucusu olacaklardır.

Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın!..