Denizcilik ve çevre hukuku uzmanları, denizcilikte alternatif yakıtların kullanımının artmasıyla birlikte, amonyak gibi tehlikeli maddelerin deniz kazalarında yaratabileceği çevresel felaketlere karşı uluslararası düzeyde yeterli bir sorumluluk ve tazminat sisteminin bulunmadığı konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Bu durum, 1967'de İngiltere açıklarında yaşanan ve büyük bir petrol sızıntısına yol açan Torrey Canyon faciasına benzer bir "amonyak felaketi" yaşanabileceği endişesini gündeme getiriyor.
Torrey Canyon kazası, yaklaşık 119.000 ton ham petrolün denize sızmasına neden olmuş ve bu olay, Uluslararası Petrol Kirliliği Tazminat Fonları'nın (IOPC Funds) kurulmasına zemin hazırlamıştı. Ancak günümüzde, amonyak gibi alternatif yakıtların deniz taşımacılığında kullanımı artarken, benzer bir tazminat mekanizmasının eksikliği dikkat çekiyor.
IOPC Funds, petrol kaynaklı deniz kirliliği için tazminat sağlarken, amonyak gibi tehlikeli ve zararlı maddeler (HNS) için benzer bir sistem henüz yürürlüğe girmemiştir. 1996 yılında kabul edilen HNS Sözleşmesi, bu tür maddelerin deniz kazalarında yaratabileceği zararlar için tazminat öngörse de, yeterli sayıda ülkenin onaylamaması nedeniyle henüz yürürlüğe giremedi.
Amonyak gibi alternatif yakıtlar, çevreye olan etkileri açısından farklılık gösterir. Bu maddeler, deniz ortamında daha az kalıcı olsalar da, toksisite, patlayıcılık ve yanıcılık gibi özellikleri nedeniyle ciddi sağlık ve güvenlik riskleri taşırlar. Bu nedenle, potansiyel bir amonyak sızıntısı, hem çevresel hem de insan sağlığı açısından ciddi sonuçlar doğurabilir.
Uzmanlar, denizcilik sektörünün yeşil yakıtlar gibi alternatiflere yönelmesiyle birlikte, bu yeni risklere karşı uluslararası düzeyde etkili bir sorumluluk ve tazminat sistemi oluşturulması gerektiğini vurguluyorlar. Aksi takdirde, olası bir "amonyak felaketi" durumunda, çevresel ve ekonomik zararların telafisi büyük bir sorun haline gelebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: