04 Kasım 2021 Perşembe günü Demokrasi ve Özgürlükler Adası Kongre Salonu'nda gerçekleştirilen İMEAK Deniz Ticaret Odası 8. Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nda konuşmak üzere kürsüye çıktı.

‘’Toplantımızı acı hatıralarıyla bilinen Demokrasi ve Özgülükler Adası’nda yapıyoruz!’’

Katılımcıları selamlayan İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran şu ifadeleri kullandı; ‘’Covid-19 salgını nedeniyle 7. toplantımızı odamızın Mart Ayı Meclis Toplantısı’yla birlikte video konferans yöntemiyle yapmıştık. Salgında arzu ettiğimiz sonuca henüz ulaşamadık ama pandemi koşulları kapsamında gerekli tüm tedbirleri almak suretiyle 8. toplantımızı bugün burada fiziki olarak gerçekleştirebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bugünkü toplantımızı eski adıyla Yassı Ada, bugünkü adıyla Demokrasi ve Özgülükler Adası’nın kongre salonunda yapıyoruz. Burası acı hatıralarıyla bilinen, 10 yıllardır kimsenin uğramadığı adeta kaderine terk edilmiş bir adaydı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve odamızın da dahil olduğu 137 oda borsa ortaklığıyla kurulmuş olan Gümrük ve Turizm işletmeleri anonim şirketi vasıtasıyla gerçekleştirilen çalışmalar sonucu bu ada yerli ve yabancı misafirlerin kalacağı, ağırlanabileceği, ziyaret edenlerin Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesine tanıklık edecekleri dev bir esere dönüştürüldü. Bu vesileyle demokrasi şehitlerimiz, dönemin başbakanı Adnan Menderes ile bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yu rahmet ve saygıyla anıyor, ülkemizin huzuru ve güvenliği için canını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Küresel ekonomide çalkantılı günlerden geçiyoruz!

Biraz önce bahsettiğim gibi yaklaşık 2 yıldır dünyayı etkileyen Covid-19 hala ciddiyetini korurken küresel ekonomide de çalkantılı günlerden geçmeye devam ediyoruz. Dünyadaki tedarik zincirlerindeki sorunlar maliyet baskısını arttırırken, yükselen enerji fiyatları küresel enflasyonu daha da yukarıya çekiyor. Dolayısıyla böylesi bir ortamda bugünü yönetebilmek ve geleceğin dünyası için gerekli dönüşümleri hayata geçirmek her zamankinden daha da önemli hale geliyor.

Uluslararası Denizcilik Örgütü 2050 yılı için karbon nötr bir endüstri hedefliyor!

Bu günlerde dünyanın odaklandığı ve önümüzdeki süreçte büyük değişimlere öncülük etmeye aday en önemli konu hepinizin bileceği gibi ikim değişikliği olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda aralarında sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yer aldığı dünya liderleri İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen G20 zirvesinde bir araya gelerek küresel ısınmayı 1,5 derecede sınırlama ana hedefine bağlılıklarını teyit ettiler. Bu toplantının ardından İskoçya’nın Glasgow kentinde başlayan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nden çıkacak sonuçları da hep beraber merakla bekliyoruz. İklim değişikliği ile mücadele çalışmaları kapsamında uygulamaya konulması planlanan düzenlemelerden en geniş şekilde etkilenecek sektörün başında hiç şüphesiz denizcilik sektörü geliyor. Hatırlayacağınız üzere Uluslararası Denizcilik Örgütü mevcut sera gazı kısıtlama çalışmalarını başlatmış, 2018 yılında stratejik hedefler olarak 2030 yılı ile birim yük ve taşıma mesafesi için 2008 yılına kıyasla yüzde 40 azaltma, 2050 yılı için toplam sektör sera gazı salınımlarını 2008 yılına kıyasla yüzde 50 azaltma hedeflerini belirlemiştir. Aradan sadece 3 yıl geçmesine rağmen bu yıl temmuz ayında Uluslararası Denizcilik Örgütü hedeflerini revize ederek 2050 yılı için karbon nötr bir endüstri hedefini destekler pozisyona geldi.

‘’Yeşil mutabakat stratejisi daha ağır kurallar ve yaptırımlar içeriyor!’’

Avrupa Birliği’nin benimsediği yeşil mutabakat stratejisi ise daha ağır kurallar ve yaptırımlar içermektedir. Avrupa birliği 2030 yılı ile sıfır karbon emisyonlu gemilerin geliştirilip pazara sürülmesine, mevcut gemilerin enerji verimlerinin geliştirilmesine, emisyonlar için karbon fiyatlandırılmasının yürürlüğe konulmasını, çevreci yakıtların altyapı sisteminin geliştirilmesi ve desteklenmesine, Akdeniz ve Karadeniz’de emisyon kontrol alanı kurulmasını, fosil yakıt kullanımı ile oluşan sera gazı salınımının kirleten öder prensibiyle emisyon ticaret sistemiyle fiyatlandırılmasını hedeflemektedir. Eğer Avrupa Birliği’nde emisyon ticaret sistemi devreye girerse ülkemizde de aynı sistemin kurulması gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Tüm bu gelişmeler mevcut gemilerin kısa bir sürede kullanılamaz hale geleceğini göstermektedir. Şu an içinde bulunduğumuz en büyük çıkmaz ise her ne kadar araştırma ve geliştirme çalışmaları hızla devam etse de emisyon hedeflerine ulaşacak yakıtla çalışacak gemi motorlarının henüz icat edilmemiş olmasıdır.

‘’Sektörümüzü ve hayat anlayışımızı buna göre geliştirmek zorundayız!’’

İklim değişikliği sorunu geçtiğimiz haftalarda TBMM’de onaylanan Paris İklim anlaşmasıyla beraber artık ülkemizde de devlet politikası haline gelen bir konu olmuştur. Her ne kadar hali hazırda hükümetlerin fosil yakı üretimine destekleri aynı ülkelerin karbon azaltımına yönelik hedefleriyle uyumsuzluk gösterse de bundan sonraki süreçte kaçışı olmayan bu yolda ilerlemek işlerimizi, sektörlerimizi, sektörümüzü, hayat anlayışımızı buna göre geliştirmek zorundayız. Ancak bu sürecin sadece sektörlerin çabalarıyla yürütülmesi mümkün değildir. Nasıl Covid-19 salgınında sorunun çözümü için devletler ortak hareket ettiyse bu konuda da özel sektör kamu, hatta devletler arası iş birliği büyük önem arz etmektedir. Küresel ısınmaya karşı denizcilik endüstrisi teknoloji geliştirme, tedbir alma konusunda üzerine düşen görevleri yerine getirmektedir. Gelişmeler iş dünyasına büyük sorumluluklar yüklerken bu konuda devlet desteklerini de elzem kılmaktadır. Avrupa birliğinin bu konuda kendi gemileri ve denizcilik firmalarına ARGE ve uygulama desteği sağladığını da görmekteyiz. Ticaretinin yarısına yakınını AB ile gerçekleştiren ülkemizin Avrupa yeşil mutabakatı göz önünde bulundurularak uluslararası rekabetçiliğini koruyabilmesi ve yeşil ekonomi dönüşümünü tamamlayabilmesi hayati önem taşımaktadır. Deniz Ticaret Odası olarak Avrupa yeşil mutabakatında belirtilen hususlar doğrultusunda uygulanacak tedbirler karşısında deniz ticaret filomuzun ne durumda olduğunu tespit emmek amacıyla bir çalışma yürütüyoruz. Neticesinde sizlerle paylaşacağız.

Diğer taraftan yeşil dönüşüm konusundaki gelişmeleri yakından takip ediyor, öngörülen değişimler hakkında denizcilik sektörümüzü bilgilendirmeye çalışıyoruz. Türk sahipli deniz ticaret filomuzu, gemi inşa sanayimizi, limanlarımızı kısaca denizciliğimizi bir bütün olarak düşünüp getirilmek istenen değişiklikler nedeniyle büyük ekonomik maliyetlerle karşılaşmamak için tüm sektörlerimizde olduğu gibi denizcilik sektöründe de her alanda desteklenmesi büyük önem arz etmektedir.

Editör: TE Bilişim