Çanakkale Boğazı'nda son günlerde yaşanan ve balıkçıları da zor durumda bırakan deniz içindeki aşırı köpüklenmenin, petrol, sanayi ve evsel atıklardan kaynaklanmadığı, deniz analarının parçalanması sonucu ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğu bildirildi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Cirik, son günlerde Çanakkale Boğazında yaşanan köpüklenme ile ilgili denizden aldıkları su numunelerinin laboratuar ortamındaki ilk sonuçlarını aldıklarını belirterek, "Bu sonuçlara göre ölçülen ve analiz edilen deniz suyu parametreleri normal değerler arasında tespit edilirken, sadece su sıcaklığının mevsim normallerinin yaklaşık olarak 1-2 dece üzerinde seyrettiğini belirledik. Yerinde yapılan gözlemler ve kimyasal analizlerde sınır değerlerin üzerinde petrol kirliliğine de rastlanılmadı. Bu oluşumun herhangi bir gemi, sanayi ya da evsel atık kökenli olmadığı tespit edilmiş oldu. Yapılan mikroskobik çalışmalarda ise herhangi bir fitoplanktonik veya zooplanktonik türün aşırı artışı (plankton patlaması) tespit edilemedi" dedi. Prof. Dr. Şükran Cirik, denizdeki bu köpüklenmenin büyük ihtimalle deniz içindeki denizanalarının parçalanması sonucu ortayla çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu da belirterek, "Yaklaşık 1-2 hafta öncesine kadar Türk Boğazlar Sistemi'nde (İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı) yoğun denizanası (Rhizostoma pulmo) artışı olduğu bütün medyada yer almıştı. Bu artış neticesinde meydana gelen kitlesel denizanası ölümlerinin ve devamında bakteriyolojik parçalanmanın bu duruma neden olduğu düşünülüyor. Doğal ortamdan alınan deniz suyu ve denizanası örnekleri kullanılarak, laboratuarda benzer koşullar altında, beyaz köpük tabakasının oluşumu ve süreci tespiti üzerine deneylerimiz ise devam ediyor. Bayram sonunda bu sonuçlarda belirlenerek kamuoyuna duyurulacak. Ancak şuradan açıkça söylemek gerekir ki, bu köpüklenmenin petrol, sanayi ve evsel atık ile plankton patlaması olmadığı ortadadır" diye konuştu. Kaynak: Sondakika.com