DTO Meclis Başkanı Erol Yücel; Kabotaj ve Denizcilik Bayramı nedeniyle Dünya Gazetesi Perşembe Rotası'na verdiği demeçte: "şu an için Türkiye'de bana göre, gerçek anlamda kabotajda bir yük ve yolcu taşımacılığından söz etmek mümkün değil" dedi. İşte röportaj:KOSTER FİLOMUZ BİTTİKabotaj ülkemiz için önemli, her ülke için önemlidir. Yıllardır uğraştığımız gümrüksüz yakıt meselesi vardı. Bu hükümetin en önemli katkılarından biri kabotajdaki bu akaryakıt üzerinden alınan ÖTV'nin kaldırılması oldu. İkincisi liman hizmet tarifelerinde yine bir indirime gidildi. Bu da ikinci önemli olgu. Ama bütün bunlara rağmen, navlun piyasalarında aşırı yükselmeden dolayı belki insanlar, kağıt üzerinde eskiden taşıdıkları rakamla bugünkü rakam arasında bir fark görememiş olabilirler. Eğer yakıttaki ÖTV kaldırılmamış olsaydı, liman hizmet tarifeleri düşmemiş olsaydı bugün kabotajdaki navlunlar uluslararası piyasadaki paralel olarak inanılmaz yükselmiş olurdu. Ama bunların hepsi detay, daha önemlisi bizim kabotajda sefer yapacak gemimiz kalmadı. Gerek tanker olsun, gerek kuru yük olsun çok yaşlı bir filomuz var. Bizim koster filomuz bitti. Taşımanın olabilmesi için o yükü taşıyacak yeterli sayıda geminizin olması lazım. Çok perişan bir filomuz var. Biz Akdeniz'in en genç koster filosuna sahip bir ülkeyiz dediğimiz 1980 yılından bugüne 25 yıl geçti. Yani o gün sıf1r dediğimiz bir gemi bugün 25 yaşında. Dolayısıyla çok yaşlı bir koster filomuz var. Kabotajın yanında Türkiye'nin doğudan başlayıp Karadeniz içinde Gürcistan'la, Rusya Federasyonu'yla, Ukrayna'yla, Bulgaristan'la; aşağı geçtiğinizde Doğu Akdeniz'de Suriye, Mısır, İsrail ile olan deniz taşımacılığı, inanılmaz büyük hareketi var. Türkiye'nin sadece Rusya Federasyonu'yla olan taşımalarına baktığınızda, Rusya Federasyonu bayraklı gemilerle Türk bayraklı gemileri yan yana yazdığınızda iki ülke arasındaki deniz ticaretinin yüzde 50'sini taşıyamıyoruz. Üçüncü ülke gemileri devreye giriyor. Dolayısıyla Türkiye koster filosunu yenilemeli. Bunun çalışmalarını yaptık. Herkes müspet bakıyor olmasına rağmen, bu kez de başka bir sorun çıktı karşımıza; tersanelerimiz.Müsteşarlık gemi ihtiyacını gidermek için erken davrandıTersanelerimize bakalım, bu koster filosunu nerede inşa edeceksiniz? Tuzla'daki tersanelerin hepsi 2007 yılına kadar dolu durumda, yurtdışına gemi yapıyorlar. Bu çok sevindirici bir şey ama biz kosterleri nerede inşa edeceğiz? Denizcilik Müsteşarlığı yine olumlu bir şey yaptı; Türk tersanelerini desteklemek amacıyla 2581 sayılı yasaya göre küçük tonajlı gemilerin ithalatını yasaklayan bir tonaj sınırımız vardı, Türkiye'de de o gemileri inşa edecek kızağınız yok, tersaneler dolu, o zaman tonaj tahdidini kaldırdı. Yani 10 yaşında olabilir, 15 yaşında olabilir, yaşı bir kenara koyarsanız, daha küçük tonajlı gemilerin de, yerli yapılamadığına göre ithal edilmesi suretiyle kabotajdaki gemi ihtiyacının giderilmesi için bir düzenleme yaptılar. O yönden son derece memnunuz. Denizcilik Müsteşarlığı son derece ciddi bir şekilde, gelişmeleri, piyasayı, ihtiyaçları tespit ediyor ve bu konuda geç kalmadan kararlar1 alıyor.Uzun vadede Türk tersaneleri Türk armatörlerine gemi yapabilmeli. Bana göre en önemli şeylerden bir tanesi Türk koster projesidir. Müsteşarlık bu konuda da bir çalışma yaptırıyor; yani uygun tonajların tespiti. Mesela 3 bin tonluk bir gemi mi, 3 bin 200 tonluk bir gemi mi, 3 bin 500 tonluk bir gemi mi, hangi tonajdaki gemiler daha rantabl olabilir. Dolayısıyla model gemilerin projeleri dizaynları belirlenmiş olacak. Bunu için Müsteşarlık, Türk Loydu ile, üniversiteyle bir çalışma yapıyor. Bunlar ortaya çıktıktan sonra da projenin finansmanı, tersanelerin organizasyonu gibi şeyler de imkan dahiline girecek ve bir gün geldiğinde kabotaj taşımacılığından gerçek anlamda bahsedebileceğiz. Ama şu an için Türkiye'de bana göre, gerçek anlamda kabotajda bir yük ve yolcu taşımacılığından söz etmek mümkün değil.(Kaynak: Dünya Gazetesi Perşembe Rotası "Denizcilik Bayramı" Eki)