SERMAYENİN YABANCI OLMADIĞI ÜLKE

Türkiye yabancı sermaye girişinde yakaladığı yükseliş trendini koruyabilecek mi ?

Bugün global sermaye , ABD ' de temmuz ayının sonlarında başlayan ve etkisini halen aralıklarla hissettiren bir sarsıntı ile sıkıntılı günler yaşıyor .

Sarsıntının boyutlarının ne olacağı ve ne kadar devam edeceği ise hiç kimse tarafından kestirilemiyor .

İç içe geçmiş ekonomik ilişkiler ise bu sarsıntının dünyanın her köşesinde hissedilmesine neden oluyor . Uluslararası piyasalarda kırılganlık artıyor . Gelişmiş piyasalar , sarsıntının kaynağına farklı enstrümanlarla fazlasıyla bağlı olduğu için yaranmaya çok fazla güven vermiyor .

Öte yandan gelişmekte olan piyasalar , sermayenin her çeşidini kendine çekebilmek için tüm imkanlarını kullanıyor .

Bu piyasaların başında da Türkiye geliyor . 2000 yılından önce yılda sadece 1 milyar dolar yabana sermaye çeken Türkiye ' de bugün artık ilerleyen yıllar için 100 milyar dolar gibi bir he def telaffuz edilebiliyor .

Peki bu rakam çok mu iyimser ?

Aslına bakılırsa pek sayılmaz .

Dünyada bugün 1 trilyon dolar hacmi olduğu tahmin edilen bir yatırım dolaşıyor ve uygun koşullar arıyor .

Bu sermayenin büyük bir kısmını da Türkiye ' de gelişmesi muhtemel sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere yatırım yapmayı planlayan girişim sermayesi oluşturuyor .

Ekim 2007 itibariyle 20062007 yıllan içinde toplam 4 . 5 milyar do Girişim sermayeleri 1ar övannda bir yatırım Türkiye yatırım gerçekleştirdi .

Girişim sermayelerinin 2008 yılı içinde Türkiye ' ye çok daha fazla ilgi gösterecek olması .

Zira girişim sermayeleri , fonlarını oluşturdular ve Türkiye ' de adeta alışverişe çıktılar . Cariyle , Kohlberg Kravis Roberts ( KKR ) , Texas Pasific Group gibi büyük girişim sermayeleri , yatırım yapmak için Türkiye ' de arayış içinde olan sermayelerinin başında geliyor .

UN Ro Ro gibi bir devin KKR tarafından satin alınması bu arayışın ilk sonuçlan . Aynca Carlyle ' ın Sabah - ATV için girişimde bulunması bu sermayelerin çok geniş bir alanda yatırım planladıklarını gösteriyor .

Bu yatınmlann devam edeceğine inan Bedminster Capital Managemet Türkiye Fon Yöneticisi Ercan Ergül , " Bu hacmin 2008 yılından başlayarak 2010 yılına kadar sürebilecek bir dönem içerisinde yaünma dönüşecektir " diyor .

Öte yandan girişim sermayeleri , yatarım yapmak için uygun koşullara sahip işletme bulma konusunda çok da rahat değiller .

Özellikle şirketlerin iç yapılanmalan ve mali yapıların yeterince şeffaf olmaması girişim sermayelerinin işini zorlaştırıyor . Ancak elbette artan rekabet ortamında büyüme zorunluluğu hissedecek olan şirketlerin , yapılanmalarını yatınm yapmaya uygun bir hale getirmek için harekete geçtikleri göz ardı edilmemeli .

UYGUN ORTAMI YARATMAK

Peki yatınmlann artarak devam etmesi için Türkiye , yaranmaya daha uygun koşullar sunmayı başarabiliyor mu ?

Dünya Bankasının 178 şirket arasında yaptığı araştırmanın sonuçlanna göre ; Türkiye kolay iş yapılan ülkeler sıralamasında 91 . sıradan 57 . sıraya yükseldi . Fakat halen bu alanda sıkıntılar mevcut .

Özelleştirme süreci içerisinde yatırımcılar pek çok sorun veya süreci yavaşlatan prosedür ile karşılaşıyor .

Bununla birlikte makro anlamda pek çok reform gerçekleştirildi Oysa hedeflenen yabana yatarım rakamlarrna ulaşmak için Türkiye ' nin , makro reformlardan daha uzun vadede hayata geçen ve daha pahalıya mal olan mikro reformlan da gerçekleştirmesi gerekiyor . Özellikle reel sektöre hareket kabiliyeti sağlayacak ve yabana için şirketleri daha cazip hele getirecek olan mikro reformlar , uluslararası arenada Türkiye ' nin kaba ekonomik kazanımlar konusundaki ısrara bir politika izlediği yönünde kanaati arttırabilir .

Tabii Türkiye ' nin üzerine düşeni yapmış olacağı farz edilse bile , global piyasaların da bu trendi destekler bir havada olması büyük önem taşıyor . 2007 yılanda başlayan dalgalanmanın 2008 yılı içerisinde de devam edeceği gelişmekte olan ülkelerin sermaye sıkıntısı yaşamasına neden olabileceği halen bir gerçek . Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Yönetici Ortağı Hüseyin Gürer , " Türkiye , özel fonların hâlâ gözdesi ama buna rağmen gelişmiş ülkelerin ellerindeki fonlarda meydana gelen daralma bizi de etkileyecektir " diyor . Bu etkinin ne kadar olacağını ve yabana sermaye girişini ne kadar etkileyeceğini ise zaman gösterecek .

Yabancı sermayenin Türkiye macerası artan bir ivme ile devam ediyor .

Türkiye bir zamanlar 2 milyar dolar dış ticaret hacmi olan ülkeden 200 milyar dolar dış ticaret tacmine ulaşan bir ülke haline geldi

Ancak cari açığın büyüklüğü düşünüldüğünde bu rakamlan yeterli görmek mümkün değil .

Gidilecek daha çok yol var , üstelik bu işlerin çok olumlu olmayan global ekonomik bir havada tamamlanması gerekiyor .

 Sinan Koparan | BW | BUSINESSWEEKTÜRKİYE 16 ARALIK 2007

Editör: TE Bilişim