Gemide Kayboldu

Balıkesir Bandırma’dan bindiği RoRo gemisinde kaybolan 24 yaşındaki Şeref İnce’den 3,5 aydır haber alınamıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, birçok bakan ve İstanbul Valisi Vasip Şahin’e dilekçe yazdıklarını söyleyen ağabey Erol İnce, kayıp kardeşi için soruşturma açılmamasından yakınıyor. Savcılardan birinin, ’Ben de sizi başımdan savacağım.” diyerek dalga geçtiğini iddia eden İnce, ’Bir bakanın ya da milletvekilinin oğlu olsaydı o gün bulunurdu.” diyor.

Berber Şeref İnce, Manisa Akhisar’dan aldıkları kavunları İstanbul’a getirmek için 24 Ağustos akşamında kamyonla Bandırma’dan İstanbul’a gelen RoRo gemisine bindi. Ancak İnce’den o tarihten itibaren bir daha haber alınamadı. Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan ağabey Erol İnce, kamyon şoförü Necmettin Güneş’in ilk önce kardeşiyle yemekhane görevlisi arasında yemek dökmeyle ilgili bir diyalog yaşandığını, daha sonra bu ifadesini değiştirdiğini söyledi.

İnce, ’Kamyon şoförüne, ‘kardeşim neden yanında değildi’ diye sorduğumuzda, yemek yediklerini, çay içtiklerini sonra uyuduğunu söylüyor. İstanbul’a gelmeden uyandığını ancak kardeşimin yanında olmadığını söylüyor. Kaptana neden söylemediğini sorunca da ‘aşağıda beni beklediğini sandım’ diyor. Ne olup bittiğini bilemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘SAVCI BENİMLE DALGA GEÇTİ’

Kardeşinin 24 Ağustos’tan beri kayıp olduğunu ifade eden İnce, bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı: ’Ambarlı Limanı’na yakın karakollara gittim. ‘Kayıtlı olduğunuz yerdeki emniyete gideceksiniz’ dediler. Güngören’de karakola gittim, ‘işimiz var’ dediler. Zor olsa da en sonunda kaybolduğuna dair tutanak tutuldu. Bandırma’ya yazışma yapılmasını istedim. Yapacakları bir şey olmadığını söyleyip soruşturmayı Bandırma emniyetine vermemiz istendi. O gün Bandırma’da savcılığa, emniyete gittim. Bu defa ‘Güngören’e gidin’ dediler. Suç duyurusu dilekçesini vermek için Bakırköy’e savcılığa gittim. Savcılık, ‘buradan çok uzun sürer, buna bakacak yer Küçükçekmece’ dedi. Küçükçekmece’deki savcının dediğini hiç unutmuyorum. ‘Herkes sizi başından savmış, ben de şimdi onların yaptığı gibi sizi başımdan savacağım’ dedi. Dalga geçermiş gibi. Tam giderken, ‘dur dur sana yardımcı olayım’ dedi. Beni Avcılar’dan bir tane polise yönlendirdi. Ben savcılığa suç duyurusu dilekçesini vermek istiyorum, savcı beni emniyete polisin yanına gönderiyor. 3,5 – 4 aya giriyor şu ana kadar bir suç duyurusu veremedim. Herkes birbirinin üstüne atıyor. Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yazdım, ses gelmedi. Bir tane milletvekiliyle görüştüm. ‘Bülent Arınç çok vicdanlı bir adamdır size yardımcı olacaktır’ dedi. Bülent Arınç’a faks çektim. Danışmanı beni aradı. Arınç’ın olayla bire bir ilgilendiğini, yardımcı olacağını söyledi. Güngören İlçe Emniyet Müdürü’nün yanına gönderdiler. Gittim, yardımcısıyla görüştüm. O da yapabileceği bir şeyin olmadığını söyledi. ‘Kaymakama git’ dediler gittim yapacak bir şeyin olmadığını söyledi.”

‘İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜ ‘SUÇ BENİM, KARDEŞİNİ GETİRECEĞİM’ DEDİ AMA…’

Çaresiz kalınca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçİşleri Bakanı Efkan Ala, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ve İstanbul Valisi Vasip Şahin’e dilekçe gönderdiğini belirten İnce, ’Ondan sonra beni Emniyet Müdürü Selami Altınok aradı. ‘Bu zamana kadar ilgilenemedik, onların bir suçu yok, suç benim. Kendimi size nasıl affettirebilirim?’ dedi. Emniyet müdürüyle görüşmemin üstünden 1 ay geçti. ‘Kardeşini bulup getireceğim, dükkana çayını içmeye geleceğim’ dedi. O kadar sevindim, heyecanlandım ki kardeşimi bulmuş gibi oldu. Ama ondan da bir şey çıkmadı.” diye konuştu.

‘BAKAN YA DA MİLLETVEKİLİNİN OĞLU OLSAYDI O GÜN BULUNURDU’

’Zaten bir ülkede yargı yoksa hiçbir şey yoktur.” diyen İnce, ’Şirketle görüşmek istedik ama görüşemedik. Emniyete gidip zor görüşüyoruz. Gemide net bir kamera kaydı yok. Olması gereken yerde yok, saçma sapan yerlere, tuvaletlere kamera koymuşlar. Zifiri karanlık, görüntü net değil. Emniyet nasıl hesap soramıyor? İş adamı değil ne olursa olsun. Yargı dediğin herkese hesabını sorabilir. Yok, iş adamıymış, yok bilmem kimin oğluymuş, bakanınmış. Beni ne ilgilendirir bakan? Eş zamanlı operasyonları yapan devlet de kardeşimi bulamayan mı devlet? Devlet istese 1 saatte bu olayı çözer. Necmettin Güneş haricinde bir kişinin bile ifadesi alınmamış. 3,5 aydır herhangi bir şey yok. Maddi manevi zaten bitmiş bir şekildeyiz. Para istiyorlarsa para verelim. Herkes bunu açık açık biliyor. Bir bakanın, milletvekilinin oğluna olsaydı böyle olmazdı. O gün olayı çözmüşlerdi. Aile olarak hepimizin psikolojisi bozuldu. Annem, babam, kardeşlerim perişan. Düzenimiz bozuldu. Allah sonumuzu hayretsin. Devletten bir şey beklemiyorum, artık bir inancım kalmadı. Allah’tan bekliyorum.” şeklinde konuştu.

AVUKAT TURANLI: ŞAHIS BUHARLAŞAMAYACAĞINA GÖRE…BASİT BİR KAYIP HADİSESİ DEĞİL

Olayın basit bir kayıp hadisesi olmadığını kaydeden Avukat Ömer Turanlı, yetkililerin detayla bir araştırma yapmadığını söyledi. Turanlı, ’Şahıs, gemi içerisinde gemi personeliyle tartışıyor. Böyle bir iddia var. Bu iddianın detaylı bir şekilde soruşturulması lazım. Yaklaşık 3,5 aydır bu şahsın yaşadığıyla ilgili aileye hiçbir bilgi gelmiyor. Yaşadığıyla ilgili hiçbir belge, bulgu, emare yok. Bütün bunlar hadisenin daha da şüpheli olduğunu gösteriyor. Adli birimlerin bu şüpheleri gözönüne alarak, detaylı bir araştırma yapması gerekiyor.” diye konuştu. Gemi personelinin tamamının ifadesinin alınması gerektiğini vurgulayan Turanlı, ’Tartışma yaşandı denilen personelin ve beraber yolculuk yapan kamyoncunun detaylı şekilde ifadesinin alınması gerekiyor. Gemi içerisindeki bütün kamera kayıtlarının teknik bilirkişiler vasıtasıyla incelenmesi lazım. Geminin limana yanaşmasından itibaren kamera ve civardaki bütün mobese kayıtlarının incelenmesi gerekiyor. İki alternatif var; ya gemide başına bir hadise geldi, öldü, öldürüldü, denize atıldı ya da tartıştığı kişiye kızdı kendisi çekip gitti. Bunun basit bir kayıp hadisesi gibi değerlendirilmemesi gerekir. Aileyle de görüştüm. Şahsın herhangi bir ailevi problemi yok. Bir anda bu insan buharlaşıyor. Buharlaşmayacağına göre, kuvvetli şüpheyle hareket edilmesi lazım. Kolluk kuvvetlerinin ciddi detaylı bir araştırma yapmadığı görülüyor.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim