"Biri çıksın kral çıplak desin"

Perşembe günü yapılan DTO Meclis Toplantısının  başkanlığını yapan Furtrans Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Ürkmez yaptığı açılış konuşmasında “Bu sıkıntılı günlerin selamete ermesi için duadan başka yardımcımız yok. Onun için hepimize Allah selamet versin” dedi.

“Çıkın erkekler gibi söyleyin”

Deniz Ticaret Odası faaliyetlerinin anlatılmasından sonra söz alan Deniz Ticaret Odası Eski Meclis Başkanı Erol Yücel, müşterek konsey toplantısında DTO Yönetim Kurulu Başkanı sözün bittiği yerdeyiz sözünü hatırlatarak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a teşekkür etmek istediğini belirtti. Yücel, “Başbakan Yardımcısı Ali Babacan çıktı bir televizyon programında “Ey denizciler, tersaneciler bizden bir şey beklemeyin. Sizi teşvik kapsamına almıyoruz” şeklinde konuştuğunu dile getirdi.

Yücel, “Bu hükümet hepimizi yanılttı. Bu konu beni ilgilendirmiyor. Benim tersanem yok. Niye 47 tane tersanemiz varken bu sayıyı 156’ya çıkarttık. Sonrada Başbakan Yardımcısı çıkıp AB’nde böyle bir şey yok gelmeyin karşıma diyor. Ben buradan soruyorum AB’nde tersanecilere teşvik var mı? Yok mu? Benim bildiğim AB’nde 86 kalemde teşvikler var. Ya bakan yanlış biliyor ya da bakanı yanlış yönlendiriyorlar veya hükümet bizi yanlış yöne yönlendirdi” diye konuştu.

Erol Yücel sözlerine şöyle devam etti:

“Ben tersanecilere acıyorum. Cengiz Kaptanoğlu ile birlikte Karadeniz’deki tersaneleri gezdik ve yapılan yatırımları gördük. Niye kötülük ettik bu insanlara? Niye Hopa’dan İskenderun’a kadar yurdun her tarafını tersanelerle çevirdik? Aynı hükümet değil mi? Aynı Başbakan değil mi? Yönetim kuruluna sesleniyorum Ali Babacan’ın yaptığı gibi çıkın erkekler gibi sizde söyleyeceğinizi söyleyin hükümete. Böyle acı bir gerçekle karşı karşıyayız. Geldiğimiz noktaya bakın".

 

 

“Ulaştırma Bakanı takım kaptanımız”

DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Erol Yücel’in farklı bir tonla konuştuğuna değinerek “Elbette zor günler geçiriyoruz” diyen DTO Başkanı, “Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı verdiği mücadeleden dolayı bu olayların dışında tutuyorum” şeklinde konuştu.

Kalkavan, olaylara sadece tersane olarak bakılmaması gerektiğini ifade ederek, bu işin içinde tersaneler kadar yan sanayinin de olduğunu söyledi.

Yan sanayinin çok büyük sıkıntılar içinde olduğun hatırlatan Kalkavan, “Aslında en zor durumda olanlar çalışanlarımız. Çalışanlar işlerini kaybetme durumunda. İşini kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu işini kaybeden anlıyabilir. Belli kesimlerin birikmiş kazançlarından dolayı rahat etmiş olabilirler. Ama onlarında büyük sıkıntıları olduğunu biliyoruz” dedi.

Ekonomik krizin en büyük etkisinin deniz taşımacılığına, gemi inşa sanayiye ve yan sanayiye büyük etkileri olduğuna değinen Kalkavan, “Bir kere daha söylemek istiyorum, Denizcilik Müsteşarlığımızın kadrosu dahil Sayın Bakanımız inanılmaz bir efor sarf ediyor. Başbakanımızda inanıyor. Fakat bugün geldiğimiz durumda maalesef bütçe açığından dolayı henüz somut bir adımı göremedik” şeklinde konuştu.

 

“Biri gelsin kral çıplak desin”

İlk olarak Erol Yücel’e teşekkür ederek sözlerine başlayan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Odabaşı, özellikle gemi inşa sanayi, genel olarak da denizcilik sektörü bugüne kadar sesiz kaldığını savundu.

“Bir ara hızlı bir çalışma bakanımız geldi ve genelev kapatır gibi tersane kapatmaya başladı” diyen Odabaşı, buna karşılık tersanelerin sessiz kaldığını belirtti.

Böylece ortada kriz yokken bizim krizimiz başladı diye sözlerine devam eden Odabaşı, “Böylece bankalar müşteriler bizlere sorular sormaya başladılar. Sonrada ruhsat sorunları ortaya çıktı. Arkasından kriz geldi ve bu kriz alışılagelmiş bir kriz değil. Bu kriz finans kurumlarına itimadın yok olduğu bir dönem. Maalesef sektör bu konuda sessiz kaldı. Denizcilik sektörü kriz önce Türkiye’nin çok iddialı bir konuma geldiği bir sektördü.  Dünya 5’incisi olduk diye sesimizi yükseltiyorduk. Şimdi başarıdan pay alıyorsan, problemden de pay almayı öğren. Sektörün ihtiyaçları belli. Sektörün içinden gelen bir bakanın ve müsteşarlığın sektörün ihtiyacını bilmemesi gibi bir şey yok” dedi.

Odaşı sözlerine şu ifadelerle son verdi:

Sektörün dönebilmesi için kredi şart. Biri kalkıp Maliye Bakanı para bulamıyor diyorsa ve bunu da savunmaya kalkıyor ise, ortada bir yanlışlık var. Sizlere bir örnek vermek istiyorum. Kore Yatırım Ajansı şu ana kadar 17 büyük konteyner gemisini satın almış. Yani Kore hem deniz nakliyatını koruyor hem de tersaneleri kurtarmış. 40 gemi içinde pazarlığa oturmuş. Yani koreye sipariş verilmiş de satın alınmamış gemileri tersanelerin elinden alıyor. Yine aynı haberin devamı Kore, Koreli armatörleri yeni gemi siparişinde Kore tersanelerine sipariş vermeleri durumunda 1,6 milyar Dolar kredi veriyor. Bizim konuştuğumuz rakamlar bunlar değil. Bunun yüzde 10’nu, 20’si bizi alıp götürüyor. Maalesef biz sesi kısık karakter olduk. DTO Yönetim Kurulu Başkanı sorumlu mevkide olduğu için konuşmalarında dikkatli olmak zorunda ama bu sektörün susmasını gerektirmez ve sesini çıkarmayana kimse mama vermez. Artık zamanı geldi, biri gelsin kral çıplak desin”

Öte yandan toplantının öncesinde TURMEPA ve Lloyd's Register tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen proje meclis üyelerine anlatıldı.

TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı konuşmasına Deniz Ticaret Odası'na kendilerini ağırladığı için teşekkür ederek başladı.

Bizim gibi sivil toplum örgütleri böyle kurum ve kuruluşlarla hitap etmeye geldiği zaman genelde bir şey istemeye gelirler diyen Yaramancı, kendilerinin bir şey istemeye gelmediğinin altını çizdi.

Tam tersine denizcilik camiasının da yakın zamanda karşı karşıya kalacağı, Türkiye için çok büyük yarar ve önem ifade eden bir uygulama hakkında meclis üyelerini bilgilendirmek istediklerini dile getiren Yaramancı, AB uyum yasaları çerçevesinde uzun zamandır ISO 9000 uygulaması yapıldığını hatırlatarak, buna benzer uygulamaların Türkiye’ye gelmeye başlayacağını söyledi.

Bunun için tesislerimizin ve ürünlerimizin çevre ile uyumlu oluşunun teminatı olan ISO 14001 standardının fazla konuşulmadığını savunan Yaramancı, iki sene sonra ISO 14001 standardının tesis ve ürünlerde aranmaya başlayacağını ifade etti.

Yaramancı, “ Bu konuda uygulamaya geçildiği zaman ihtiyaç duyabileceğiniz meslek hizmetlerini vermeye amade olduğumuzu bilmenizi istiyorum” dedi.

TURMEPA ve Lloyd’s Register'dan ortak proje

14001 Standardının uygulaması hakkında Lloyd Register ile Deniz Temiz Derneği'nin ortaklaşa oluşturduğu projeden bahsedildi.

Bu projeyi Lloyd Register temsilcisi Bahar Şen şöyle anlattı: “Uluslararası belgelendirme kurulu ile sivil toplum örgütü bir araya gelerek bu projeyi gerçekleştirdi. Bu proje nedir? Tüm Deniz Temiz Derneği üyelerine hatta onunla ilişik diğer kurumlara denetleme yaparak ISO 14001 belgesini vereceğiz. Yayınlanacak belgede her iki kurumunda logosu bulunacak. Bu belge hem Avrupa Birliği çerçevesinde hem de Türkiye’de ki kanunlar çerçevesinde kıyı tesislerinde getirilen zorunlulukları karşılayan bir belge olacak” dedi.

Şen, bu proje ile çevreye verilen zararı en aza indirileceğini ve çevre yasalarına uyumu sağlanabileceğini söyledi. Belgenin Uluslararası saygınlığı olduğunu da sözlerine ekledi.

 “Durum reklama döndü”

Sunumdan sonra konuyla ilgili olarak söz alan Dünya Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Suay Umut, “Cevap vermek istemezdim ama bizler armatörüz. Öncelikle Deniz Temiz Örgütü ile Lloyd Register’ın iş birliğine teşekkür ediyoruz. Yalnız şunu belirtmek gerekir ki bizler armatörüz ve klas kuruluşlarının ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Buradaki arkadaşlarımızın birçoğunun ISO 14001 belgesi vardır. Bu sertifikayı Türk Loydu, ABS gibi klas kuruluşları da verebiliyor. Burada durum biraz Loyd’s Register’ın döndü” dedi.

Güvenlik sistemleri kapsamında üç yeni cihaz

Kalyon Güvenlik ve Danışmanlık Sistemleri şirketinin sahibi Emekli Kurmay Albay Mehmet Kalyon denizde güvenlik sistemleri kapsamında dünyada geliştirilen üç cihaz hakkında sektör temsilcilerine bilgiler verdi

Bunlardan ilki “Mobilarm – V100 Vpırm” cihazı, bu cihaz denize adam düştüğünde çevresindeki tekne, gemi, helikopter ve sahildeki telsiz alıcılarına VHF Kanal 16’den “voice” olarak ve VHF Kanal 70’den acil durum sinyalleriyle haber veren bir cihaz olduğunu söyledi.Cihaz suya girdikten 5 saniye sonra çalışmaya başladığını bununda sebebinin yanlışlıkla çalıştırıldığında durdurulması için olduğunu ifade etti.

Kalyon sözlerine şöyle devam etti:” Sonuç olarak “MOBİLARM – V100 PIRB” cihazı herhangi bir denize adam düşme vakasında kazazedenin kurtarılması için büyük kolaylık sağlayan pratik bir can kurtarma aracıdır. “MOBİLARM CREWSAFE” cihazının teknik özelliklerinden bahseden Kalyon, “Bu cihaz herkesin üzerinde taşıdığı “Mobil Tag” ile gemi veya botta bulunan teşhir panel/konsolu, kablosuz bir iletişim sistemiyle sürekli irtibat halindedir. Denize düşme veya menzil dışına çıkma halinde temas kesilir ve sesli, ışıklı alarm verir.” dedi.

Son olarak da “Navtracker” uydudan takip etme sisteminden bahseden kalyon denizdeki unsurların (gemi, bot, tekne) konumlarını günde üç defa, internet vasıtasıyla enlem – boylam, coğrafi mevki şeklinde ve “google map”ten otomatik olarak gönderdiğini anlattı.

Editör: TE Bilişim