Prof. Dr. Mesut Savcı'yı anarken

Gemi İnşa Sanayicileri Birliği yönetim kurulu üyeleriyle tanışmam, henüz tersanelerin Haliç'te olduğu senelere rastlar. Yüksek Mühendis Celal Çiçek, o yıllarda Yönetim Kurulu Başkanı'ydı ve tersanesi de Balat-Fener kıyı çizgisinde yer alıyordu.

Katıldığım ilk genel kurul toplantısı, Tepebaşı'nda o yıllardaki Etap Oteli'nin konferans salonunda yapılmıştı. Belleğimde kalan en berrak fotoğraf Ord. Prof. Ata Nutku olmuştur.

Kendisiyle daha önceki yıllardan tanışıklığımız vardı. Babası Abdülhamid devri deniz subaylarından Süleyman Nutku idi. Onbir defteri dolduran el yazısıyla kaydedilmiş anılarını Ata Nutku Bey bana Caddebostan'daki evlerinin çoğu kez balkonunda oturduğumuz saatlerde okuyarak yeni yazıya çevirmemi sağlamıştı. Anıların çoğunluk kısmını Hayat Tarih Mecmuası'nda ve Ertuğrul Zekai Ökte'nin yayınladığı "Belgelerle Türk Tarihi" dergilerinde neşrettim. Yakın yıllarda Deniz Müzesi uzmanlarınca hazırlanarak çok daha kapsamlı şekilde yayınlanmıştır.

Osmanlı İmparatorluğunun beceremediği sanayi devrimi gibi, kültürel devrimlerden yoksun kalışı, ülkede gemi inşa sanayini de yabancıların tekeline bırakmıştır. Bu bakımdan gemi inşa sanayi çok yakın yıllara kadar Haliç'te biryerlere itelenmiş, herbiri birer destan olacak değerdeki gemi inşa mühendisleri küçümsenmiştir.

Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Mesut Savcı'nın kendi anlatımıyla çizdiği resimlerdeki anılar beni derin hayranlığa sürükledi. Tüm mesleki yaşamını özetlediği anlatımına "Resimlerdeki Anılar" adını vermişti.

Anlattıkları salt kendi özgeçmişi değil, aslında tüm Türk gemi inşa sanayimizin yaşamsal resmidir. Bu nedenle, her cümlesi dünden bugüne ve yarınlara uzanacak renklerle yüklüdür. Bir makale için ayrılan sütunlara sığmayacak kadar uzun olan bu anlatım aynı zamanda Türk gemi inşa sanayinin üniversitelerdeki tarihini olduğu gibi tüm Türk gemi inşa sanayiini kapsayacak değerdeki anılardan oluşmaktadır.

Bugünlerde kendisiyle sohbet ederek, anılarına biraz daha yaşamsal belgeler katmak isterdim. İki hafta önce telefon ettiğimde muhterem eşi Bedriye Savcı Hanım cevap verdi. Hocamız rahatsızlanmıştı ve hastanede yoğunbakım ünitesinde tedavi görüyordu.

Seksendört yaşındaki o yüce çınar diyeceğimiz Prof. Dr. Mesut Savcı'ya olan hayranlığımızı kalbimizde saklayarak acil şifalar dilerken duraladım.. Umud ile "İyileşecek, evine dönecek inşallah..." diyen muhterem eşine güç vermek istedim. Yüreğimdeki korkuyu ise sakladım! O sıralarda birşeyler herhalde sona yaklaşıyordu. Birkaçgün sonra öğrendim ki, akıbet gelip çatmış. Rahmete kavuşmuş olan Prof. Dr. Mesut Savcı'yı Resimlerdeki Anılar'da yer alan yaşamından ancak çok özet bir kısmı, Teknik Üniversite'den mezun olduğu güne kadarki olan satırlarıyla anlatmayı görev sayıyorum.

Mesut Savcı 6 Aralık 1923'de İstanbul'da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde yaptıktan sonra 1942 yılında Yüksek Mühendis Mektebi'nin Makine-Elektrik Bölümü'nde öğrenime başladı. Anılarında şöyle der;

"Galatasaray Lisesi'nde aldığım öğrenimimden dolayı Yüksek Mühendis Mektebi'nin birinci sınıfı bana çok kolay geldi. Halbuki diğer liselerden gelen arkadaşlarım zorlanmışlardı. Daha sonra Yüksek Mühendis Mektebi, Teknik Üniversite oldu. Makine- Elektrik Bölümü, Makine Fakültesi halini aldı. İTÜ de o zaman dört fakülte vardı: Makine, Elektrik, Mimarlık ve İnşaat Fakülteleri. Makine mühendisliği bana çok kalıplaşmış gibi göründü. Makine Fakültesi'ne bağlı Gemi İnşaatı şubesi açıldı ve 6 kişi bu şubeye geçtik. Kemal Kafalı, Teoman Özalp, Lütfü Hızlan, Haşmet Tan, Semih Ergin ve ben bu bölümde öğrenimimize devam ettik. Bu bölümü tercih etmem yakınlarım tarafından hayretle karşılandı. Türkiye'de gemi yapılmadığını ve çalışma imkanlarımızın zor olduğu söylenerek hevesimiz kırılmaya çalışıldı.
 
Ord. Prof. Ata Nutku

Bu bölümde, derslere ilk başladığımız zaman bize ilk ders veren Ord. Prof. Ata Nutku hocamız gemi inşaatı mesleğini o kadar candan ve içten anlattı ki, bizi bu mesleğe bağladı ve mesleğimizi bize sevdirdi. Derslerimiz dışında da hepimizle tek tek ilgilendi. Yaz tatillerinde, stajlarımızda bizi yanına alarak kendisinin o zaman görev yaptığı Taşkızak Tersanesi'nde bize iş verdi. Hatta bazı arkadaşlarımız altı haftalık staj döneminden sonra yaz tatili boyunca da tersanede çalıştı. Ata Nutku hoca bize mesleğimizin uygulama yönünü de öğretti.

Gemi İnşaatı Bölümü'nün kurulması kararından sonra, Almanya'da Berlin'de Prof. Horn'un baş asistanlığını yapmış olan Gemi İnşaatı Y. Mühendisi Harun İlmen'e müracaat edilerek bu şubeyi kurması istenmişse de bu görevi reddetmiş. Buna zamanın Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün canı sıkılmış. Birgün Gölcük tersanesini gezerken mühendislerle yaptığı bir konuşmada "Ben Gemi İnşaatı Şubesi'ni Harun'suz da açarım" demiş. Bu sırada hocalarımızdan Muhittin Etingü ve Ata Nutku bu konuşmayı dinliyorlarmış. Muhittin Etingü, Ata Nutku'ya dönerek "Bu işe biz talip olalım" demiş.
 
Şubeyi kuruyorlar

Yakınlarını araya koyarak Gemi İnşaatı şubesinin kurucu hocalığına talip olmuşlar. O zaman yarbay rütbesinde olan bu iki subay Taşkızak Tersanesi'ne tayin edilerek Gemi İnşaatı şubesinde öğretim görevlisi olarak işe başlamışlar. Bunlarla birlikte deniz subayı olan Faruk Erler ve Saffet Kıyasi öğretim kadrosuna alınmışlar. Ayrıca Denizcilik Bankası'ndan Y. Müh. Rahmi Güran da öğretim görevlisi olarak şubeye atanmış. Biz derslere başladığımızda adlarını belirttiğim öğretim üyeleri görev yapıyordu.

Fakülte Dekanı Prof. Ratip Berker bir yabancı hoca getirmek üzere teşebbüse geçti. İngiltere'ye giderek burada çok tanınmış bir araştırmacı olan Telfer'i Gemi İnşaatı şubesine getirtti. Kendisine Türkiye'de Prof. ünvanı verilerek şubede bulunan iki kürsünün; Gemi İnşaatı I ve II' nin başkanı yapıldı. Prof. Telfer çok büyük bir araştırmacı olmasına rağmen daha önce üniversite elemanı olmadığından dersleri kendisine göre ayarladı. Özellikle üniversite yasalarına önem vermeyerek kendisine göre bir düzen kurdu.

Bununla beraber biz kendisinden çok yararlandık. 1948 de çıkan Üniversiteler Kanunu'na göre on sene müddetle akademik yükseltilmeler dışında dışardan da profesör atanabiliyordu. Bundan yararlanmak isteyen Ata Nutku ve Muhittin Etingü profesör olmak üzere müracaat ettiler. Profesör Telfer'in başkanlığında kurulan bir komisyon Ata Nutku ve Muhittin Etingü'nün profesörlüğe yükseltilmesi için bir rapor verdiler.

Bunun üzerine her iki öğretim görevlisi profesörlüğe atandı. Her iki yarbay da Milli Savunma Bakanlığı'ndan izinli olarak göreve başladılar. Fakat üniversitedeki görevlerinde bir değişik olmadı. Çünkü her iki kürsünün de başkanı yine Prof. Telfer'di. Ord. Prof. Ata Nutku, Gemi İnşaatı II kürsüsünün, Prof. Muhittin Etingü Gemi İnşaatı I kürsüsünün elemanı idiler.
Bu arada ben üniversiteden 1948 yılı Haziran döneminde mezun oldum.(*)

(*) Prof.Dr. Mesut Savcı'nın tüm yaşam öyküsü 2010'da yayınlanacağına inandığım "Yarına Selamlar" başlıklı eserimde yer alacaktır.

Editör: TE Bilişim