Gemileri sadece denizlerde, koylarda, göllerde görmeye alıştıysanız, size değişik bir müzeyi -her ne kadar adına merkez deseler de, ben müze demeyi uygun gördüm- gezmenizi salık vereceğim.

İzmir’de açılan Arkas Deniz Tarihi Merkezi’nden söz ediyorum.

Lucien Arkas, hazırlanan katalog/kitabın Önsöz’ünde gemi maketleri konusunda bilgi veriyor ve bu maketleri yapanları bize tanıtıyor:

“Deniz ve denizle ilgili her konu hayatım boyunca ilgimi çekmiştir. Yıllar önce bir sergide gördüğüm Engin Alsan’ın yaptığı HMS Victory isimli gemi maketi beni çok etkiledi. Zaman içinde tutkuya dönüyen bu ilgim 30 yılın sonunda beni tarihte izler bırakmış 400 adet geminin maketinden oluşan bir koleksiyonun sahibi yaptı. 

Her biri usta ellerinde şekillenen maketler, temsil ettikleri dönemin efsane gemilerine tekrar hayat verdi. Maket üstatlarımız Metin Gürkan, Bedri Selay, Ergin Bürge, Azme Beydeş, Nezih Bekat, Alpay Türekul, Coşkun Güreli ve Merhim Engin Alsan’a bir kez daha teşekkürlerimi iletmek istiyorum. (...)

Bu koleksiyonu, denizcilik mirasının yüzlerce yıllık tanıklarını somutlaştırarak hem tarihe ışık tutmak hem de denizcilik sektöründeki gelişimi göstermek adına çok önemsiyorum. Bu nedenle sadece çalışan ve ziyaretçilerimiz ile sınırlı bir grupla bu eserleri paylaşmanın yeterli olmadığı düşüncesiyle bu koleksiyonun özel bir mekânda hayat bulmasını arzu ettim.”

Merkez üç kattan oluşuyor.

Merkez’de 89 gemi maketi, 126 parça gemi antikası ve 67 tablo yer alıyor.

Giriş katında, 20. yüzyıl gemilerini bulursunuz.

Bandırma Vapuru, Savarona Yatı, Kristof Kolomb’un keşif gemileri...

İkinci katta 17. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan zaman dilimindeki gemi maketleri. Bu maketler size denizcilik tarihinin en önemli nesnelerinin görsel tarihini sunuyor.

Maketlere; ünlü deniz ressamları Dixon, Molsted, Roux, Sami Yetik’in tabloları eşlik ediyor.

Zemin kattaki gemi antikaları, denizcilik mesleğinin ne kadar meşakkatli olduğunu gösteriyor.
 
 
Bu bölümde savaş gemilerini de inceleyebilirsiniz.

CUTTY SARK gemisinin maketi önünde durdum, altındaki açıklamayı okudum: “CUTTY SARK çay ticaretinde Thermopylae yelkenlisinden daha iyi verim sağlayabilmek amacıyla ve rakip olarak inşa edilmiş bir sürat gemisidir.

Mottosu da şöyle: “İstenirse bir yol bulunur.”

Gülcemal vapurunun öyküsü de merkezde öğrenilebilir.

Mecidiye, Hamidiye kruvazörlerinin bizim tarihimizdeki yerini bilenler, maketlerini merak ediyorlarsa buraya gelsinler.

Yavuz’u çoğunuz anımsarsınız, savaş tarihindeki yerini bilirsiniz, bu geminin terk edilip sökülmeye gönderilmesinden önce Ara Güler, o geminin filmini yaptı, nedense gösterilmesini önlediler.

Midilli de savaş sırasında önemli işler başardı.

Nusret gemisini de gördüm.

Paşabahçe, savaş gemisi olacakken, savaş bitince şehir hatları vapuru oldu.

İki maketi daha yazmalıyım.

Biri haçlarıyla, dikkati çeken kilise gemisi; ki Ekim İhtilali’nde gemiyi yok etmişler. 

Diğeri de Çar’ın gemisi. Çok süslü, çok görkemli, güvertede bir kuyruklu piyano. Ancak tekne o kadar ağırmış ki, pek hareket edemiyormuş. Olsun orada oturmak da güzel.

Konumuzu uzatmak istemedim, yoksa denizle ilgili o kadar çok dize, o kadar çok satır belleğime düştü ki.

Editör: TE Bilişim