DEPREM EGE'YE GELDİM BEN BURADAYIM DİYOR

Dokuz Eylül üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Prof. Günay Çifçi, "Deprem artık ben buradayım diyor" dedi

İzmir'de TÜBİTAK ve Dokuz Eylül üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü'nün 2008 yılında hazırladığı ve ödenek yetersizliği nedeniyle yenileyemediği, 'İzmir Körfezi'nin 3 boyutlu incelenmesi' projesi, İzmir faylarındaki hareketliliği ortaya koydu.

3 yıl önce İzmir Körfezi'nde yapılan inceleme sonucunda, körfezde bulunan ve 6-7 şiddetinde deprem üretebilecek Uzunada ve İzmir faylarından yoğun gaz ve sıvı çıkışının meydana geldiği belirlendi. Çalışmaların kaynak yetersizliği nedeniyle 2011 yılında yenilenmediği, bu nedenle fayların son durumu hakkında detaylı bilgi sahibi olunmadığı açıklandı.

1974'TEN BERİ 

Dokuz Eylül üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Prof. Günay Çifçi, 2008'de TÜBİTAK ile birlikte körfezin dibini araştırdıklarını belirterek, fay çevresinde sürekli depremciklerin meydana geldiğini söyledi.

Prof. Çifçi, "İzmir Körfezi'nde 2008'de yaptığımız çalışmalarda fay hatları boyunca hareketlilik gözledik. Bu hareketlilik körfez tabanındaki diğer fayları etkiliyor. İzmir'de son büyük deprem 1974 yılında meydana geldi. Körfezdeki sismik hareketlenme deprem sinyali veriyor. Deprem artık ben buradayım diyor" dedi.

ARAŞTIRMA AZ

Prof. Çifçi, 2008 yılında yapılan çalışmalardan sonra elde edilen verilen 2011 yılında güncellenmesi gerektiğini kaydederek, "İzmir'de sadece normal atımlı fayların olduğu düşünülüyordu. Ancak yaptığımız incelemelerde körfez tabanında doğrultu atımlı olan Uzunada ve İzmir aylarını ortaya çıkardık.

Bu faylar 6-7 şiddetinde deprem üretebilme gücüne sahipler. Bilimsel çalışmalar arttırılmalıdır. Eldeki veriler yeterli değil. Bu tür incelemelerin belli periyotlarla tekrarlanması ve körfez çevresinde bulunan deprem istasyonlarının arttırılması gerekiyor. Fay çevrelerindeki gaz çıkışları hakkında bilgi sahibi olmalıyız. Çünkü gaz ve sıvı çıkışı deprem sinyalidir" diye konuştu.

KIYI BÖLGELERİ

Meydana gelebilecek bir depremde en başta dolgu ve kıyı alanlarının etkileneceğini belirten Çiftçi, uygun zemin koşullarında yapılmayan tüm binaların depremden zarar göreceğini açıkladı. Çiftçi, şöyle devam etti:

"İzmir'de hızlı bir şekilde yapı stoğunun belirlenmesi gerekiyor. Deprem olmasını beklemeyelim. Her zaman deprem sonrası araştırmalara ağırlık veriliyor. Ancak üzülmek istemiyorsak bu çalışmaları deprem öncesi yapmayı öğrenmeliyiz. Zemin yapısına uygun şekilde binalar yapılmalıdır. Zemin etüd raporlarının mutlaka hazırlanması lazım. İzmir'de bazı ilçe belediyeleri tüm ısrarlarımıza ve yasada yer almasına rağmen zemin etüd raporları ve jeofizik raporları istemiyor. Biz belediyeleri uyarıyoruz."

"Van depremi tetikler"

Çifçi, Van depreminin İzmir Körfezi'nde bulunan fayları tetikleyebileceğini belirterek, "Doğanın ne yapacağını bilemeyiz. Uzunada ve İzmir fayları Van'da meydana gelen depremlerden etkilenebilir. Anadolu plakası, Arap plakası tarafından sürekli itiliyor.

Afrika plakası ise Anadolu plakasının altına giriyor. Kuzey Anadolu fayı dünyanın en aktif fayları ile kuşatılmış durumdadır. 15 gün boyunca 12 kişilik ekiple yaptığımız incelemenin sonuçlarını bilimsel mecralarda paylaştık" diye konuştu.

İzmir'in zemini İstanbul kadar riskli!

İzmir depreme ne kadar hazır? Hangi bölgeler, risk sınırının üzerinde ? Bu soruların yanıtını arayan uzmanlar, İzmir'in ''deprem röntgeni''ni çekti. İşte o rapora yansıyanlar...

İZMİR - TÜBİTAK'ın desteğinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüğü ortaklığındaki ''İzmir Metropolü ile Aliağa ve Menemen ilçelerinde güvenli yapı tasarımı için zeminin sismik davranışlarının modellenmesi'' projesiyle İzmir'in zemini araştırıldı.

Projenin yürütücülerinden Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, projeyle olası depremlerde İzmir'in zemininin nasıl davranacağı, hangi bölgelerin kaç şiddetindeki depremden, ne kadar etkileneceğinin belirlendiğini söyledi.

BEKLENEN EN ŞİDDETLİ DEPREM 6.5 CİVARINDA

''İzmir'in deprem riski açısından İstanbul kadar riskli bir şehir olduğunu'' vurgulayan Akçığ, beklenen en şiddetli depremin 6.5 civarında olduğunu, ancak tahminlerin üzerinde de bir depremin olma ihtimali bulunduğunu ifade ederek, kentteki binaların yaklaşık yüzde 80'inin 35 yaşından büyük olduğunu, 6.5 şiddetindeki depremin, kentin zemin ve yapılaşma özelliği nedeniyle ciddi hasara yol açacağına inandığını dile getirdi.

 

Editör: TE Bilişim