Toplantıya Millet Vekili Hüsnü Çöllü, KOSGEB Başkanı  Mustafa Kaplan, Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı Bölge Müdürü Hilmi Sezer,Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu ve İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli de katıldı.

'Gemi Sanayisinde Yurtdışına Bağımlıyız'
Toplantıya GESAD Başkanı Ziya Gökalp'in konuşması ile başlandı. Gökalp, konuşmasında gemi sanai ürünlerinde % 70 'den fazlasının yurtdışından ithal edildiğini ve Türkiye'nin gemi sanayisinin yurt dışına bağımlı olduğunu dile getirdi.

Denizcilik sektöründe etkin, yenilikçi ve teknolojinin içinde olmak için uluslar arası rekabette öne çıkmak gerektiğini dile getiren Ziya Gökalp sözlerini şöyle sürdürdü: ' Bu konuda ülkemiz gemi inşa sanayinin 2023 Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünde 20 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması için, zaman geçirmeden kümeleşme yapısı olan Yalova Gemi İhtisas Organize Sanayi Bölegesi projesinin acilen tamamlanması gerekmektedir.'

'%18'lik KDV Bizi Zorluyor'
Ayrıca Gökalp, gemi inşa yan sanayicilerinin en büyük sorununun satışların büyük çoğunluğunun gemilere yapıldığı için kendilerinden KDV'nin muaf olması problemi olduğu dile getirdi ve şöyle devam etti: 'Biz şimdi % 18 lik KDV' mizi veririz, malı alırız. Bu malı satarken KDV alamayız. Ondan sonra KDV'yi geri almak için Mali Müşavir, Noter derken almamız 6  ay gibi bir vakit alır. Yurtdışı paydaşlarımızla rekabet edemiyoruz. Biz pahalı kalıyoruz.'

'Devletin Desteğine İhtiyacımız Var'
GESAD Başkanı Ziya Gökalp'in ardından konuşma yapan Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak, konuşmasında bugün gemi inşaasında söz sahibi olan bütün ülkelerde devletin bir şekilde oyuna dahil olduğunu ve bu sayade krizin hafif atlatıldığını söyledi.

Ayrıca hedeflerinin 10 Milyar dolar olduğunu dile getiren Bayrak, bu hedefin altından kalkma çabası içinde olduklarını ve bu yüzden devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.

'% 3 lük Stopaj Kesilmesin'
DTO Meclis Başkan Vekili Faruk Ürkmez ise gerçekleştirdiği konuşmada maliyenin kendileri üzerinde verdiği karardan dolayı yakındı ve sözlerini şöyle sürdürdü: 'Biz kendi tesisimizde, kendi gücümüzle imal ettiğimiz gemilerin hakkını alırken bizden % 3 lük stopaj kesiliyor. Devletin bana üret dediği yerde değil, kendi tesisimizde üretim yapıyoruz. Devletin verdiği siparişe istinaden üretim yapıyoruz. Bu stopaj kesilmesin.'

'Duyduğunuz Feryat Bundan Sonra Duyacağınıza Göre Çok Hafiftir'
Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Bayrak da konuşmasında gemilerin yapılış sisteminin bankacılığa dayandığını dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:'  Verilen kaynaklardan sonra sektör mensupları gemi yaptırmak için bankalardan çektikleri kredileri kullanarak bu gemileri yapmaktadır. Daha bu kredilerin ödeme zamanı gelmedi. Şuanda bir feryat var ama duyduğunuz feryat bundan sonra duyacağınıza göre çok hafiftir.Bu konuda destek bekliyoruz'.

'Ömürleri O kadarmış'
Ayrıca Bayrak, tersanelerde 10 yılda 130 kişinin ölümüyle ilgili, 'Ölmeleri için değil iş, aş için işe almıştık. Ancak ömürleri o kadarmış, vefat ettiler. Kasten öldürmüşüz gibi bir hava içine girildi' dedi.

Bayrak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bu konuda çeşitli olumsuzluklar yarattığını savundu.

Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak'ın taleplerinden bazılarını, 'gemi inşaat ve ihracatına verilen teşviklerin hayata geçirilmesi, ARGE desteklerinin profesyonel gemi ve yat inşaatına uygulanmasına kolaylık getirilmesi' şeklinde sıraladı.

'Biraz da Bizim Sahaya Bekliyoruz'
Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, gemi inşa, denizcilik sektörünün Sanayi Strateji Belgesi'nde yer almamasını hata olarak tanımladı.

Kalkavan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün konuk olarak katıldığı DTO Meclis Toplantısındaki konuşmasında, sektörün 2002-2008 arasında çok iyi bir dönem geçirdiğini dile getirerek, toplam bankacılıktaki portföylerinin, 350 milyon dolardan 5,5 milyar dolara çıktığını söyledi.

Libya, Tunus, Mısır'da yaşananların, en fazla orada iş yapan müteahhitleri, daha sonra kendilerini yani taşımacılık sektörünü etkilediğini belirten Kalkavan, özellikle Akdeniz, Karadeniz arasında çalışan filonun ivme kaybettiğini anlattı.

Kalkavan, Sanayi Strateji Belgesi'nde yer almamalarını eleştirerek, şunları söyledi: 'İster kabul edin ister etmeyin, Türkiye'de ağır sanayi yatırımlarında en büyük yatırımı biz yapıyoruz. Otomotiv dahil. En büyük katma değeri bu sektör üretir, yüzde 55 katma değer üretir. Sayın bakanlarımıza söylediğimizde, 'Etiniz ne, budunuz ne?' diye soruyorlar. İhracat 2 milyar 600 milyon dolar dediğimizde, 'e yüzde 2'siniz' diyorlar. Ama yüzde 100'ler, yüzde 2'lerden oluşuyor. Yan sanayimiz bu sektörde ha deseniz kapatamayacağız bir sektör. Kapatması bile uzun zaman alacak çünkü sektör yatırımlarının çoğunu tekstil gibi toprağın üstünde atölyeler kurarak değil, toprağın altına büyük demirler, çimentolar yatırarak esas toprağın içini yapıyor.'

Bakan Ergün göreve geldiğinden bu yana ilk kez bir araya geldiklerinin altını çizen Kalkavan, 'adam yerine konmayı', problemlerinin ne olduğunun sorulmasını isteklerini ifade etti ve 'Biz, koskoca bir sektör olarak sizin sanayi stratejinizde yer almıyorsak burada bir hata vardır' diye konuştu.

Kalkavan, sektöre ilgi gösterilmesini isteyerek, 'Sayın Bakanım, hep başka yerlerde top oynadınız, bizim sahaya da bekliyoruz' dedi.

'Üstüne Böyle Maliyetleri Bindirdiğinizde Bu Sektöre Nefes Aldiramiyorsunuz'
Kalkavan, iç bölgelerde sanayi yatırım yapılması için çeşitli teşvikler sağlandığına değinerek, şöyle devam etti:'Hazır araziyi bedava verdiğiniz yerler var. Bize deniz veriliyor. Doldurması bizden, içinin demirinin koyması bizden, onu kullanılır hale getirmek bizden. Her şey bizden. Kalkıp bir de 3-5 para alınmaz. Bugün tersanelerde istenen rakam, 10-20 lira arası dediğimiz, kanunda bize uygulanan yönetmelikte kenar tesislerin kullanımında Milli Emlakın tahsis ettiği, normalde emlak vergi değerlerinin yüzde 1'inden az olamaz diye bir rakam. Tuzla'ya gidin orada 500 lira. 500 lira dediğiniz zaman 5-5,1 lira geliyor. 10-20 lira nereden çıkıyor? Böyle baktığımızda hem deniz alıyoruz, hem üstünü donatıyoruz. Bazı ülkelerde, denizi alıp üstünü donatıp kullanım hakkını veriyor. Biz de hem dolduracağız, hem aldığımızda kira ödemesi başlayacak, hem onu bitirdiğimizde hediye edeceğiz, belli bir süre sonra devlete bağışlayacağız. Bu, ne 'yap-işlet-devret'e giriyor, 'yap-işlet-devret'te kira yok, ne 'yap-işlet-devamet'e giriyor. Biz sanayiciyiz, başka bir yere götürmüyoruz. Sektör çöktü, sektör zarar ediyor. Üstüne böyle maliyetleri bindirdiğinizde bu sektöre nefes aldıramıyorsunuz.'

'Önemli Olan Sürdürülebilir Bir Büyüme Tablosu Oluşturmaktir'
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Şubat ayı sanayi üretim endeksinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,9 arttığını belirterek, 'Bunlar artık Türkiye gibi büyüme potansiyeli olan bir ülke için normal karşılanması gereken gelişmeler. Önemli olan bir yıl çok yüksek oranda büyümek değil, sürdürülebilir bir büyüme tablosu oluşturmaktır' dedi.

Ergün, 2010 Mayıs'ında yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla gemi inşa ve gemi işletmeciliği alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Hazine destekli Kredi Garanti Fonu kefaletinden yararlanmaya başladığını anımsattı.

Mart sonuna kadar denizcilik sektöründe faaliyet gösteren 7 işletmenin 10 talebi için, 143 milyon lira değerinde bir kredi hacmi oluştuğunu dile getiren Ergün, bu sistemle, 2010 yılında denizcilik sektörüne sağlanan kredinin, toplam kredinin yüzde 25'ine eşit olduğunu anlattı.

Bakan Ergün, 2003 yılında 37 tersane varken, 2010 sonunda tersane sayısının 70'e ulaştığını, 56 tersanenin de inşaatının devam ettiğini söyledi.

Türkiye'nin, ekonomik olarak son derece başarılı bir dönemden geçtiğini, gelecek adına umutların her geçen gün biraz daha arttığını ifade eden Ergün, tüm dünyayı derinden etkileyen küresel krizi Türkiye'nin, dünyada en iyi yöneten ve bu krizden en az etkilenen ülkelerden biri olmayı başardığını belirtti.

Ergün, geçen hafta açıklanan büyüme rakamlarının, ekonominin dinamiklerinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek, '2010 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 8,9 oranında büyüme yaşadık ve kişi başına düşen milli gelirimizi yeniden 10 bin doların üzerine çıkardık. İlk üç çeyrekte belki baz etkisi vardı, ancak son çeyrekteki yüzde 9,2'lik büyüme, gerçekten de çok önemlidir. Son çeyrekte büyümenin üzerine büyüme geldi. Bu gerçekten dikkatle takip edilmesi gereken bir büyüme' dedi.

Bu yılın ilk aylarına ait, sanayi üretim endeksi, kapasite kullanım oranı, otomobil satışları veya ihracat gibi rakamlara bakıldığında ekonomideki canlılığın güçlü bir biçimde devam ettiğini dile getiren Ergün, şunları kaydetti: 'Mesela bugün açıklanan Şubat ayı sanayi üretim endeksine baktığımızda, endeksin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,9 oranında arttığını görüyoruz. Biz bu gelişmeleri abartılı bir sevinçle karşılama yanlısı değiliz; zira bunlar artık Türkiye gibi büyüme potansiyeli olan bir ülke için normal karşılanması gereken gelişmeler.


Türkiye artık, G-20 üyesi olan ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmayı hedefleyen bir ülkedir. Burada bir hususun da altını çizmek istiyorum: Önemli olan bir yıl çok yüksek büyümek değil, sürdürülebilir bir büyüme tablosu oluşturmaktır. Biz ekonomi politikalarını bu hedefe uygun olarak kurguluyor, güven ve istikrar ortamını korumaya büyük önem veriyoruz.'

Türkiye'nin Kredi Notu
Bakan Ergün, 2 ay sonra, Türkiye'nin geleceğini yakından ilgilendiren bir genel seçim yaşanacağını hatırlatarak, uzun yıllardan sonra, Meclis'in normal süresini doldurduktan sonra bir seçim yapıyor olmasının bile Türkiye'nin geldiği seviyeyi gösterdiğini belirtti.

Seçim dönemlerinde 'vaatlerin havada uçuştuğunu' belirten Ergün, 'Biz hükümet olarak önceki seçim dönemlerinde olduğu gibi ekonominin seçim atmosferinden zarar görmesine izin vermedik ve bundan sonra da asla izin vermeyeceğiz. Bunları yapmak için, bütçe dengelerini koruduk ve koruyacağız, geleceğe dönük sözlerimizde uçuk kaçık ve ayağı yere basmayan söylemlere girmeyeceğiz' diye konuştu.

Bakan Ergün, 'Bu seçimden sonra ben Türkiye'nin kredi notunun 'Güvenli Yatırım Yapılabilir Ülke' seviyesine ulaşacağına inanıyorum' dedi.

Denizcilik sektörünün strateji belgesinde yer almamasının daha sonra yer almayacağı anlamına gelmediğini, strateji belgesinin esnek bir yapıda bulunduğunu belirten Ergün, 2023 hedeflerine denizcilik sektörünün görmezden gelinerek ulaşılamayacağını söyledi.

Ergün, hedefler doğrultusunda yapılacak strateji çalışmasının denizcilik sektörü ile birlikte hayata geçirilebileceğini sözlerine ekledi.

Toplantı sonunda Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ve Gemi Sanayicileri Derneği (GESAD) Başkanı Ziya Gökalp, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'e plaket ve tablo hediye etti.

 

Editör: TE Bilişim