Avrupa Deniz Kum ve Çakıl Birliği'ne (EMSAGG) üye olan İstanbul Anadolu Yakası Kumcular Kooperatifi ile Deniz Ticaret Odası' EMSAGG'ın seminerine ev sahipliği yaptı. 13 Mayıs 2011 Cuma günü  İMEAK Deniz Ticaret Odasında gerçekleştirilen Avrupa Deniz kum ve Çakıl Birliği Seminerinde dünyada kumun büyük oranda denizlerden sağlandığına vurgu yapılarak, deniz kumunun usulüne uygun işlenmesi halinde kara kaynaklı kumlardan daha dayanıklı bir beton yapımına imkân verdiği dile getirildi. Seminerde konunun önde gelen uluslararası uzmanları, çevreye zarar vermeden denizden kum elde etmenin yöntemlerini anlattı.

Seminerlere Florida Üniversitesi'nden (ABD) Robert Dean, Boğaziçi Üniversitesi'nden Emre Otay, Crown Estate'ten (Birleşik Krallık) Ian Selby, Deltares'ten (Hollanda) Cees Laban, Boskalis'ten (Hollanda) Fedor Meulenkamp,  DLH'tan Haluk Özmen ve Avrasya Consult'tan Zeynep Buket konuşmacı olarak katıldı.

Katılımcılar, deniz kumu ve çakılı ile ilgili jeolojik, mühendislik, çevresel ve idari konularda Avrupa ve Dünyadaki araştırma ve teknolojik uygulamalar eşliğinde bilgi ve tecrübelerini arttırma fırsatı buldu.

Deniz Ticaret Odası konferans salonundaki seminerde dünyanın önde gelen deniz yapıları uzmanları birikimlerini paylaştı. Toplantının açılış konuşmasını yapan EMSAGG Başkanı Daniel Legget, Avrupa'da karasal kumun çevresel endişe sebebiyle tercih edilmediğini belirterek, kendilerinin denizdeki kum rezervleri için endişelendiklerini dile getirdi. ABD'nin turizm faaliyetleriyle dünya çapında tanınan Florida sahillerinde çok sayıda sun'i plaj oluşturan Florida Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Robert G. Dean, yapay plajların Florida'ya büyük bir katma değer sağladığını anlattı. Dean, yapı sektöründe en fazla deniz kumu kullanan ülkenin 56 milyon tonla Japonya olduğunu dile getirdi.

1999 depremleri sonrasında deniz kumu ile ilgili olarak oluşturulan olumsuz imaja son vermek amacıyla düzenlenen seminerde yapılarda deniz kumunu dünyada en fazla tercih eden ülkenin, depreme karşı dayanıklı yapılarıyla kendini ispatlayan Japonya olduğu ifade edildi.

Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Emre Otay da, Karadeniz sahilinde yaptıkları bilimsel çalışmaları anlattı. Otay, Avrupa’da 15 m derinliğe kadar kum alındığının belirterek Türkiye’de uygulanan 20-25 m derinlikten kum alınması uygulamasının kıyı erozyonuna yol açmadan bilimsel tekniklerle yapılabileceğini vurguladı.

İstanbul Anadolu Yakası Kumcular Kooperatifi Genel Müdürü Cihangir Bora da karasal kaynaklardan elde edilen kumun yaygın kanaatin aksine, çok iyi işlenmemişse kumun içinde kalan organik maddelerin  ve milin bu malzemelerle yapılan betonun dayanıklılığına ve durabilitesine olumsuz etkilere yol açtığını belirtti. Bununla ilgili olarak İstanbul Üniversitesinin Malzeme Kürsüsünün çalışma ve deney neticelerinin var olduğunu söyledi. Beton standartlarına göre on binde 20 oranına kadar deniz tuzunun betona bir zararının olmadığını belirten Bora, Karadeniz'den çıkan kumda bu değerin çok altında olan on binde 7 oranında tuz olduğunu kaydetti. Bora, yıkılan binalarda tüm faturanın deniz kumuna kesilmek istenmesinin haksızlık olduğunu ifade etti ve bu olgudan yola çıkarak “Deniz kumunun kesinlikle kullanılmadığı Adapazarı-Düzce , Bolu’da oluşan deprem hasarlarının izahını teknik olarak nasıl yapacağız” dedi. İstanbul Anadolu Yakası Kumcular Kooperatifi Yönetim Kurulu 2. Başkanı Sadık Kalkavan ise deniz kumu sektörünün tamamen denetim altında olduğunu ifade ederek, karayoluyla İstanbul'a giren kara ve akarsu kaynaklı kumların deniz kumu kadar denetlenmediği görüşünü savundu.

GENEL BİLGİ

Avrupa Deniz Kum ve Çakıl Birliği (European Marine Sand and Gravel Group,EMSAGG) 1998 yılında Avrupa'da bu konuda çalışan kamu ve özel sektör temsilcileri tarafından kurulmuştur. Kurucular arasında sektör temsilcileri, kanun yapıcılar, ekonomistler, doğal kaynak planlayıcıları, çevre kurumları, akademisyenler ve araştırma kurumları yer almaktadır. EMSAGG bu gruplar arasında Avrupa çapında eğitim ve fikir alışverişi yapılan bir forum niteliğindedir.

EMSAGG, Avrupa'da deniz kumu ve çakılının çıkarılması ve kullanılmasıyla ilgili lisanslama, uygulama ve izleme konularında kazanılan tecrübeleri ve araştırma sonuçlarını paylaşarak, sektör içinde bilgi alışverişini sağlar.

Böylece endüstriyle doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi olan kamu kurumlarını, kanun koyucuları, ekonomistleri, çevrecileri ve son kullanıcıları bir araya getirir.

Editör: TE Bilişim