Bankalar kredi vermeye hazır

“Müşterilerimiz Türkiye’de denizcilik sektörü şuana kadar bankalardan çok önemli anlayış ve destek gördü. Bankalar kredi vermeye hazır ama firmaların da taahhüt ettiklerini yerine getirmesi lazım.” 

Finansal krizin ardından Türk tersanelerinde açığa yapılan gemilerin satılmasında büyük durgunluk yaşanıyor. Garanti Bankası Ticari Bankacılık Pazarlama Koordinatörü Recep Baştuğ’a göre bu süreçte satılan gemi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Denizcilik sektörüne 2003’ten buyana yaklaşık 4,5 milyar dolar kredi sağlayan Garanti Bankası, kriz süresince de doğru projelere finansman yaratmaya devam ediyor.

Satış amaçlı yapılan gemilerin büyük kısmının post finansmanı bulunmuyor. “Biz bu kredileri vadesi maksimum 24 aya kadar yeni inşa kredisi olarak verdik” diyen Baştuğ, firmaların kredi vadelerini uzatmaya yönelik bir davranış sergilediklerini  belirterek “Denizcilik şirketlerinden gelen bu tür taleplerin hepsini olumlu karşıladık. Bitmiş gemiler post finansman bulamayınca bunların kısa ve orta vadeli finansmanını biz sağlamaya başladık. Bitmiş gemilerde bir veya iki yıl vade tanıyoruz. Bu süre içinde gemi sahibi, gemiyi satar veya post finansman bulabilirse bizim kredimizi kapatabileceği bir imkân tanıyoruz” diye konuştu.

Denizcilik sektörünün sıkıntılı bir süreçten geçmesine rağmen, şuana kadar hiçbir müşteriyle ihtilaflı hale gelmediklerinin altını çizen Baştuğ, şöyle konuşuyor:

“Müşterilerimiz bizden kaynaklanan bir olumsuzluk yaşamadı ve yaşamayacaktır. Finansmanını sağladığımız projeleri ağırlıklı olarak kimyasal tankerler oluşturuyor ve bu tankerler, şuan ki navlunlarla iki sene içinde ancak anaparanın % 15 – 20’sini geri ödeyebilirler. Bizim beklediğimiz bir an önce gemi satılsın veya post finansman bulunsun ve bankamızdaki kredi kapatılsın. Kredi vermediğimizden dolayı duran bir proje yok. Finansmanını sağladığımız projelerden 10 tanesi durdurulmuş vaziyette.

Toplam proje maliyetinin % 10-20 lik kısmının harcandığı gemilerde yatırımcı tercihi nedeni ile bu projeler durduruldu. Bizim içinde doğru olan buydu. Çünkü piyasanın ne olacağı belli değil ve post finansman da bulamıyorlardı. İki projede de firmaların öz kaynak koymasını bekliyoruz. Banka olarak biz taahhüdümüzü sağladık ama firma öz kaynak koyamadığı için projeler bekliyor.”

Sektörün ana bankası konumunda olduklarını ve bunun gereğini de şuana kadar yaptıklarını söyleyen Baştuğ,  “Türkiye’de denizcilik sektörü şuana kadar bankalardan çok önemli anlayış ve destek gördü. Rakip bankaların da çok ciddi destek verdiğine inanıyorum. Gazetelerde bankalar kredi vermedi, gemi üretimi durdu diye haberler yapılıyor ve bu bankacıları çok rahatsız ediyor. Bankalar kredi vermeye hazır ama firmaların da taahhüt ettiklerini yerine getirmesi lazım. Sadece kızakta kalanları değil yüzen gemileri de düşünmek gerekli, bu gemilerin yüzmesinde de bankaların payının azımsanmaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Yeni projeler geliyor

Denizcilik sektöründe yeni proje getirenlerin olduğunu söyleyen Recep Baştuğ, özellikle römorkör tarafında ciddi taleplerin olduğunu belirtti. Askeri projelerde artan bir talep olduğuna dikkat çeken Baştuğ, “Bizim portföyümüzün % 15’ini askeri projeler oluşturuyor. Ayrıca alıcısı belli projelere devam ediyoruz. Römorkör ve barge projeleri de gelmeye başladı. Açığa gemi yapanlar bizim ilgi alanımızda değil. Açığa gemi yapacak olan firma artık bilançosuyla  bunu yapmak zorunda” şeklinde konuştu.  

2010 yılında da yabancı bankaların piyasada çok aktif olacağını düşünmeyen Baştuğ,

“Kuru yük navlunları geminin işletme maliyetini karşılıyor, kredisini geri ödüyor ve armatöre de biraz para bırakıyor ama bu gemiye post finansman bulamıyorsunuz. Bulabilen çok nadir firma var. Bunlar da çok köklü firmalar” diye konuşuyor.  “Eğer böyle devam ederse bizim 2009’daki sıkıntımız 2010’da da olduğu gibi devam edecek.

Onların kredi vermesi Tuzla’da inşa edilmiş gemilerin satılması demek. Yurt dışında bu para bulunmadığı sürece kimse buradan gemi alamaz” diyen Baştuğ bir başka tehlikeye de dikkat çekiyor; “Çin, Tuzla’da inşa edilen gemi tonajında, gemi inşa etmeye de başladı. Türkiye’de inşa edilenler kadar kaliteli olmasa da aynı tonajdaki gemileri belki de % 20 daha ucuza yapabilecek.”

Türk denizcilik sektöründe kurumsallaşmış şirket sayısının az olduğunu ve sektörün çoğunlukla aile şirketlerinden oluştuğunu söyleyen Baştuğ, aile şirketlerinin bazılarının krizde sahip oldukları farklı sektörlerdeki yatırım ve gayrimenkullerini satarak ana işlerine özkaynak olarak aktardıklarını ancak bu firmaların sayısının maalesef çok azınlıkta kaldığını belirtti. Baştuğ

“Bazı firmalar ise sorunun kendiliğinden geçmesini ve bu dönemi sadece banka kredisi ile atlatmayı hedeflediler. 2010 yılında da 2009’a benzer bir süreç yaşanacağı gözönüne alınırsa, sektördeki firmalar tarafından sorun ve sorunun çözümüne yönelik yapılan konuşmalarda devletten ve bankalardan beklenen desteğin yanında bahsi geçen firmaların da ilave özkaynak sağlamaları ve çözüme yönelik olarak kendi paylarına düşen katkıyı da gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Ayrıca sektörde yer alan tedarikçiler, taşeronlar, tersaneler, armatörler ve diğer firmaların da arzu edilmeyen sonuçların doğmaması için birbirlerine karşı anlayışlı ve kontrollü davranmaları gerekiyor. Sonuçta bu süreçten sektör firmaları hep birlikte geçiyorlar, karşılıklı anlayış herkesin yararına olacaktır.” dedi

“Çok yüksek fiyat beklenmemeli”

Yurtdışı bankaların 2010 yılında, alıştığımız türden bir postfinansman uygulamayacağını düşünen Recep Baştuğ, post finansman bulabilecek firma sayısının çok azalacağını belirtti.
“En büyük temennimiz bu bankaların uluslararası nitelikteki armatörlere yeterli finansman imkanı sağlaması, dolayısı ile bu kişilerinde Türk tersanelerinden gemi almalarıdır diyen Baştuğ, tersanelerin önündeki tek çözümün sahip oldukları gemilerin satılması olduğunu ifade etti. Baştuğ, “Burada önemli olan fiyatın ne doğrultuda olduğu. Maliyet, piyasa ve diğer etkenleri gözönüne alarak gemi satış fiyatını belirlemek çok önemli. Çok yüksek fiyat beklentisi içinde olmamak gerekiyor” dedi.

“Gemi inşa istihdam için çok önemli”

Sektörün istihdam yönünden kriz sonrasında geldiği rakamların çok çarpıcı olduğunu belirten Recep Baştuğ “Kriz sonrasında yapılan açıklamalara göre sektörde istihdamda % 70’lik bir daralma yaşandı. Almanya, Çin, Japonya ve Güney Kore’de tersanelere verilen destekler sektörün sorunlarının çözümüne yönelik olarak olumlu gelişmeler sağlamış ve rahat bir nefes aldırmıştır. Türkiye için ekonomik öneminin yanısıra  sektörün, istihdam açısından da dikkate alınması gerekmektedir” dedi.

Haber: LUMBUZ Dergisi-Dünya

Editör: TE Bilişim