Uluslararası çevre örgütü Greenpeace'in sancak gemisi ''Rainbow Warrior (Gökkuşağı Savaşçısı)'', Akdeniz havzasındaki kirliliğe ve türler üzerindeki tehditlere dikkati çekmek amacıyla düzenlenen ''Akdeniz'i Koruyoruz'' kampanyası kapsamında çalışma yürütmek üzere Antalya'nın Kaş ilçesi açıklarına demirledi. ''Akdeniz'i Koruyoruz'' turuna 15 Haziranda İtalya'nın Cenova şehrinden başlayan ''Rainbow Warrior'', kampanya çerçevesindeki çalışmalarını Türkiye'de, İstanbul ve İzmir'in ardından Kaş'ta sürdürüyor. Türkiye kıyılarındaki çalışmalarını 1 Ağustosta Mersin'de sona erdirecek olan Greenpeace üyeleri, Yunanistan'ın Meis adasının doğusunda Beşadalar olarak bilinen Kovanlı adası yakınlarındaki Pamuk Saç Batığı Kanyonu'na dalış yaptılar. ''HAVZANIN YÜZDE 40'I DENİZ REZERVİ İLAN EDİLMELİ''Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Canan Saraç, Akdeniz havzasındaki deniz yaşamının her geçen gün artan kirlilik, yapılaşma ve aşırı avlanma nedeniyle giderek daha büyük tehdit altında olduğunu belirtti. Saraç, yürüttükleri kampanyayla hükümetleri 30 yıl önce Barcelona'da imza altına aldıkları uluslararası sözleşmede yer alan taahhütlerine sadık kalmaya davet ettiklerini söyledi. Akdeniz'deki türlerin korunması için Greenpeace olarak havzanın yüzde 40'ının acil olarak deniz rezervi olarak ilan edilmesini talep ettiklerini kaydeden Saraç, bu yapılmadığı takdirde birçok türün yok olacağını belirtti. Saraç, Akdeniz'de tehlike altındaki türlerin korunabilmesi için Türkiye kıyılarının da önem taşıdığına işaret etti. Türkiye'de kıyıların yağmalandığını ve peşkeş çekildiğini öne süren Saraç, hükümetin kıyıların yapılaşmaya açılmasına yönelik bir kanun tasarısı hazırlığında olduğunu söyledi. Saraç, Greenpeace olarak böyle bir kanun çıkartılmaması için hukuki yollara başvuracaklarını söyledi. Deniz rezervlerinin korunmasının yanı sıra denizleri ve kıyıları aşırı yapılaşma ve kirlilikten de korumak gerektiğini kaydeden Saraç, son zamanlarda Türkiye'de denizi koruma konusunda geri adımlar atıldığını savundu. ''DENETİM MEKANİZMASI YETERSİZ'' Kampanya sorumlularından Banu Dökmecibaşı da Greenpeace'in Akdeniz'de deniz rezervleri ağının kurulmasını talep ettiğini ve 3 ay sürecek ''Akdeniz'i Koruyoruz'' çalışması başlattığını söyledi. Bu kampanyanın bir ayağının da Türkiye olduğuna değinen Dökmecibaşı, aşırı avlanmanın orkinos gibi balık türlerinde yüzde 80 oranında azalmaya neden olduğunu bildirdi. Turizm kaynaklı kıyısal yapılaşma ve sanayileşmeden kaynaklanan kirlilikle yoğun deniz ticaretinin Akdeniz'e zarar verdiğini belirten Dökmecibaşı, yasaklanmış balık avlama yöntemlerinin de hala kullanıldığından yakındı. Denetim mekanizmasının yetersiz kalması nedeniyle ticari balıkların yanı sıra yunus ve balina gibi türlerin de tehlike altında olduğuna işaret eden Dökmecibaşı, şunları söyledi: ''Biyolojik çeşitliliğimizi korumak için acil eyleme geçilmeli ve açık denizlerden başlayarak, deniz rezervleri oluşturulmalıdır. Bu çalışmayla Akdeniz'in karşılaştığı tehditleri belgeleyerek, ve gelecek kuşaklar için öngördüğümüz Akdeniz'in yüzde 40'ın karşılayan gerektiği gibi uygulamaya konulmuş deniz rezervlerini öneriyoruz. Rainbow Warrior tur dahilinde İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fransa ve İspanya'da çalışmalar yapacak. Gemi Türkiye'de Ege ve Akdeniz kıyılarında güzellikleri ve çirkinlikleri belgelemek, denizimizin ve korumamız gereken deniz yaşamının karşı karşıya olduğu tehditleri göstermek için yoldadır.''BALIKÇI GEMİSİYDİGreenpeace'in Rainbow Warrier adlı Hollanda bayraklı gemisi 1957'de balıkçı gemisi olarak inşa edilmiş. Gemi, Greenpeace tarafından satın alındıktan sonra yelkenli gemiye çevrilmiş. Dünyanın çeşitli yerlerinde kampanyalarda kullanılan gemide Arjantinli kaptanın yanı sıra 30'a yakın mürettebat görev yapıyor. DenizHaber.Com