Ares Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu: Türkiye ülkemizin coğrafi konumu en büyük avantajının ülkemizin coğrafi konumu olacağı kanaatindeyim

Ekonominin çarklarının sağlıklı bir şekilde işletilebilmesi için yapılan çalışmalar devam ediyor. Bu çerçevede ihracat rakamlarının ülkemiz için önemi büyük. Bu noktada gemi inşa alanında uluslararası arenada ülkemizi başarı ile temsil eden Ares Tersanesi, geçmiş dönemde gerçekleştirdiği ihracatla ülke ekonomisine önemli katkılar sağladı.

Ares Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu, süreç ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Pandemi sürecinin iş yaşamına yansımaları ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Salgının boyutları maalesef dünya çapında olduğundan öncelikle belirtmekte fayda var. Gerek müşteri tarafında, gerekse diğer proje paydaşlarında uygulanan birtakım radikal önlemler var ve bazı paydaşlarımızda maalesef kriz yönetimi mevcut. Bunun yanında tüm toplantı ve görüşmelerin iptal edilmesi, özellikle gizliliğin ve bilgi güvenliğinin ön plana çıktığı askeri gemi inşa projelerinde uzaktan erişimle bilgi paylaşımı veya internet tabanlı uygulamalar üzerinden toplantıların yürütülmesi mümkün olamayabiliyor. Bu tür faktörler de yürüyen projelerde ertelemelere, müstakbel projelerin görüşmelerinde de aksamalara neden olabiliyor. Öte yandan halen aktif olarak yürüyen veya gerçekleşmesini beklediğimiz projelerde bir iptal durumu söz konusu değil. Hatta üretimine devam ettiğimiz ARES 85 HERCULES Süratli Devriye Botları’nın ikisini daha geçtiğimiz haftalarda denize indirmiş bulunuyoruz.

İstihdamın korunması için önlemler alınmaya çalışıldığı bir dönem yaşanmaktadır. Konu ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Türkiye’de, bilhassa gemi inşa sektöründe salgın kapsamında alınması gereken tedbirlere zamanında ve doğru reaksiyon gösterildiğini gözlemliyorum. Başta ARES olmak üzere, birçok firmanın bir yandan personelini ve ailelerini korumak adına şirket içinde önlemler aldığını görürken, öte yandan mevcut üretimlerin devamı yönünde de alternatif çalışma metotları uyguladığına şahit oluyoruz. Umuyorum tüm bu önlemlerin getirisini kısa sürede alırız ve ülkemiz ekonomisi ve özellikle ihracata dayalı gemi inşa endüstrisi hasarsız veya en az hasarla bu süreci atlatırız.

Salgının dünyada birçok iş alanında olduğu gibi gemi inşa sektörüne de muhakkak olumsuz etkileri olacaktır. Zira tasarım aşaması olmasa da özellikle üretim safhası malumunuz çalışanların bir arada olduğu emek yoğun bir süreç. Dolayısıyla bu tip bulaşıcı hastalıkların özellikle fiziksel mesafenin korunamadığı durumlarda yayılma riskinin arttığı göz önüne alındığında, tüm emek yoğun sektörlerde olduğu gibi gemi inşa sektöründe de üretim takvimlerinde sarkmalara neden olabileceğini değerlendiriyoruz. Bununla birlikte vardiyalı ve fasılalı çalışmaların işçilik maliyetlerini arttırabileceğini, tedarik zincirinde yaşanan kesinti ve yavaşlamaların salgının proje takvimleri üzerindeki olumsuz etkisine maliyet faktörünü de ilave edebileceği öngörülebilir.

Bu dönemin ayrıca fırsatlarda oluşturduğunu belirttiler. Bu husustaki görüşlerinizi alabilir miyiz? 

Pazar ihtiyaçları, diğer bir deyişle talep dengeleri gözlemlendiğinde, elbette ki yolcu veya cruise gemileri, deniz taksiler gibi ticari teknelere olan maliyet hassas taleplerin kısa vadede düşebileceği öngörülebilir. Öte yandan, kısa vadede otellere olan talebin de düşeceği öngörüsüyle daha özel ve kişisel alanı koruyan yat veya düşük kapasiteli gezi teknelerine olan talebin artması beklenebilir.

Askeri ve yarı askeri gemi inşa arz talep dengelerinin (takvim ve maliyet etkileri hariç) salgından dolayı majör bir olumsuz etkiye maruz kalacağını düşünmüyoruz. Zira her ne kadar tüm ülkelerde sağlık ödeneklerinin arttırılması ve diğer bütçelerin kesintiye uğraması söz konusu olabilecekse de, bu tür kriz dönemlerinde özellikle iç güvenlik hususunun sağlıktan hemen sonraki ve hatta eşit öncelik derecesine haiz olduğunu biliyoruz.

Önümüzdeki dönem öngörüleriniz ve gelecek planlarınız ile ilgili bir değerlendirme yapar mısınız?

Muhtemel bir yeniden biçimlenmede Türkiye gemi inşa sektörünün en büyük avantajının ülkemizin coğrafi konumu olacağı kanaatindeyim. Zira Avrupa ve Amerika kıtalarında üretim yapan tersanelerin zaten yüksek olan inşa maliyetleri, salgının getirdiği olumsuzluklar ile birlikte daha da yükselmesi beklenebilir. Öte yandan kalite anlamında üstün olsak da maliyet bazında rekabet etmeye çalıştığımız uzak doğu tersanelerine olan ilgi ve talebin, uzun seyahat süreçleri ve yerel yaşam standartları göz önüne alındığında ve üzerine hastalık riski de ilave edildiğinde, azalacağı öngörülebilir. Dolayısıyla etkili bir fiyatlama stratejisi, yüksek kaliteden taviz vermeden üretim ve verimli bir satış sonrası destek politikasıyla uzak doğunun gemi inşa sektöründe domine ettiği bazı alanları Türk tersanelerinin ele geçirmesi gayet tabi mümkündür.

Öte yandan ülkemiz gemi inşa sektörünün, tedarik zincirinde yaşanabilecek kırılmalar ve üretim takvimlerine etkileri ve işçilik maliyetlerindeki olası artışlar gibi tüm dünyanın maruz kalacağı olumsuz etkilerin haricinde özel, ülkemize has bir dezavantajla karşı karşıya geleceğini öngörmüyoruz. Hatta özellikle tedarik zinciri noktasında yine ülkemizin coğrafi konumunun getirdiği göreceli avantajların da mevcut olduğunu belirtmek gerekir.

Güncel projeler ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyaçları kapsamında Savunma Sanayi Başkanlığınca yürütülmekte olan Kontrol Botu Projesi hacim ve üretim metodolojisi itibariyle bir dünya rekoruna imza atacak. Zira gemi inşada seri üretim tekniklerinin uygulanması pek karşılaşılan bir durum olmadığı gibi, ARES Tersanes’inin uygulayacağı üretim modeli de dünyada bir ilk olacak. Teslim takviminin ise başlı başına bir başarı öyküsü olacağına inancımız tam. Sahil Güvenlik Komutanlığımızın 105 adet süratli devriye botu ihtiyacına binaen imzaladığımız sözleşme Emniyet Genel Müdürlüğümüzün 17 botluk ihtiyacının ilave edilmesiyle 122 botluk hacme ulaştı. Teslim takviminde herhangi bir değişiklik mevcut değil. Projede kritik tasarım aşaması tamamlanmak üzere. Malum salgın nedeniyle toplantıların icra edilememesi nedeniyle takvim bir süre donduruldu. Dolayısıyla ilk-prototip ARES 35 FPB Kontrol Botunun denize indirilmesi 2020 yılı sonuna planlandı. Fakat prototip botun başarıyla tesliminden itibaren her iki ayda bir 6 botun Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğüne teslimine beş yıl süreyle devam edilecek.

Öte yandan Umman Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyaçları kapsamında devam eden 14 adet 26m boylu ARES 85 HERCULES Süratli Devriye Botu projemiz de hız kesmeden devam ediyor. İlk botun teslimatını 2020 yılı başında tamamlamıştık. Geçtiğimiz haftalarda iki botu daha denize indirdik ve önümüzdeki ay bu teslimatın gerçekleşmesini planlıyoruz. 2022 yılına kadar sürecek teslimatlarla Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Umman Sultanlığına gerçekleştirilen ilk askeri gemi ihracat projesini başarıyla tamamlayacağız.

İhracatın daha da önem kazandığı bir dönemden geçmekteyiz. ARES olarak ihracatta yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız? 

Satış gelirlerinin tamamına yakınını ihracat ile sağlayan ARES’in botları bugün, Türk-i Cumhuriyetler, Asya, Basra Körfezi, Umman Denizi ve Hint Okyanusu, Afrika’nın batı ve doğu kıyılarında başarıyla görev yapmaktadır. İhracat odaklı olarak bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz. Kuruluşumuzdan bugüne başarıyla teslim ettiğimiz yüzü aşkın ticari ve askeri gemiyi %90’ın üzerinde bir oranda ihraç ettik ve ülkemize döviz girdisi sağladık. 2018 yılında ulaştığımız yaklaşık 150 milyon dolar ihracat tutarı ile ülkemizin en büyük askeri gemi ihracatçısı konumuna geldik. Elbette üretimi devam eden projelerimize ilave olarak Orta Doğu, Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika kıtalarında, görülebileceği üzere dünyanın hemen her yerinde aktif olarak yürüyen ve sözleşmeye dönüşerek realize olmasını beklediğimiz potansiyel projeler mevcut. Umuyoruz ve tüm gayretlerimiz de bu yöndedir ki, bu projelerin bir veya birkaçını küresel olarak içinde bulunduğumuz bu olağan dışı şartlara rağmen 2020 yılı sonuna kadar duyurmanın gurur ve mutluluğunu yaşayacağız.

Editör: TE Bilişim