Boğaz Trafiğinde Tek Yön Tartışması
Marmaray çalışmaları nedeniyle İstanbul Boğazı'ndaki çift yönlü geçişler, tek yönlü sisteme döndü. Şimdi tartışılan bunun sürüp sürmeyeceği...

İlk olarak 14-18 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen Kılavuz Kaptanlar Haftası’nda Kaptan Cahit İstikbal’in gündeme taşıdığı ve Perşembe Rotası’nın da geniş olarak yer verdiği konvoy sistemi eleştirisi sektörün bir başka tartışma konusu oldu. Bakın konunun uzmanları ve Deniz Ticaret Odası bu konuda ne diyor?
Kaptan Tuncay Çehreli:
Tek yön, çatışma riskini önler
Hangi yönde karar alınırsa alınsın altının bilimsel verilerle doldurulması gerektiğini savunan IALA – VTS Komitesi Başkanı Kaptan Tuncay Çehreli, Boğaz’daki en büyük riskin çatışma olduğundan yola çıkarak, kişisel görüşünün tek yön olduğunu ifade ediyor.
Türk Boğazları Deniz Trafik Hizmetleri Tüzüğü’nün çift yönlü trafiğe hükmettiğini söyleyen Çehreli, Ancak, ‘gerekli şartlara bağlı olarak tek yönlü askıya alınabilir’ ifadesinin de altını çiziyor.
Boğazdaki trafik ayrım düzeninin 1995’te Dünya Denizcilik Örgütü’ne (IMO) sunularak onaylandığına dikkat çeken Kaptan Çehreli, “Marmaray çalışmaları nedeniyle geçici olarak tek yönlü askıya alınmıştı. Şimdi karar verilmesi gereken çift yön mü, tek yön mü? Çünkü, bir değişiklik olacaksa tekrar IMO’ya götürmek gerekir. A 572/14 trafik ayrım düzenlerinin oluşturulması kararında IMO’nun onayladığı bir sistem varsa, değişiklik için de yine IMO onayı ve gerekli hukuki altyapının oluşturulması lazım. Yani tek yöne dönüş, IMO onayı ile mümkün. Ya da tüzük değiştirilmeli ki, tüzük değişikliği ciddi zorluklar içeren ve zaman alabilecek işler” diyor.
Bir uzman olarak kişisel görüşünü sorduğumuz Çehreli, bizi şöyle yanıtlıyor: “Bu kadar çok insanın yaşadığı İstanbul Boğazı gibi dar bir su yolunda en büyük risk çatışmadadır. İstanbul tarihindeki en büyük kazalar da çatışma kaynaklı kazalardır. Bu kazalarda çok ciddi boyutlarda da deniz kirliliği oluştu. Independenta kazasında oluşan kirlilik, IMO kriterlerine göre dünyada bugüne değin oluşmuş 10. en büyük deniz kirliliğidir. Tek yönlü trafikte çatışma riski de ortadan kalkar. Tabi ki, son karar Türkiye Cumhuriyeti hükümetine aittir. Ulaştırma Bakanlığı, bu konuda karar verecektir. Ancak, kararın mutlak surette bilimsel verilerin gerekliliğini saklı tutarak verilmesi gerekir. 15 milyon nüfusun yaşadığı bir bölge, artan gemi boyutları, yük çeşitliliği (radyoaktif, LPG, LNG) dikkate alınarak tek yön ya da çift yön kararı verilir. Simulasyon çalışmaları, risk ve istatistiki analizler yapılması lazımdır. Yani altının çok iyi doldurulması gerekir. Çünkü, IMO’ya götürdüğünüzde tarih boyunca size karşı çıkmış ülkelere de bunu iyi anlatmak zorundasınız.”
Kaptan Cahit İstikbal
Teknik bir konu sulandırılmamalı
Seyir emniyetinin önemli olduğunu belirten IMPA Başkan Yardımcısı Kapt. Cahit İstikbal ise tartışmaların resmin bir tarafına bakılıp değerlendirilmemesinden yana.
Türk Boğazlarının kazalar nedeniyle acı günler yaşadığının altını çizen İstikbal, “1979 İndependenta kazasından sonra 1982 yılında önlem olarak ‘Talvek Hattı’ denilen soldan gidiş kalktı, sağdan gidiş geldi. Bunun da çare olmadığı 1994 Nassia kazasıyla görüldü. Bu kazadan sonra Türkiye; zaten çalışmalarını tamamlamış olduğu Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü’nü yürürlüğe soktu. Bu Tüzük’le beraber Boğazlarda ‘Trafik Ayırım Şeritleri’ de tesis edildi. Bu trafik ayırım şeritleri IMO tarafından da onaylandı. Türkiye, bu kural ve tavsiyelere dayanarak, Türk Boğazlarında trafiği ‘tankerler ve büyük gemilerin geçişi esnasında’ karşı yönden kapatmaya başladı. Sene 1994. Trafik kapatılmaya başlanınca beklemeler olmaya başladı. Bu durum petrol şirketleri başta olmak üzere çeşitli çevreleri ve bazı ülkeleri rahatsız etti. Konuyu 1996’da yeniden IMO gündemine taşıdılar. Amaçları kısmen; Türk Boğazlarındaki Trafik Ayırım Şeritlerini ve ekli kurallar ve tavsiyeleri kaldırtmaktı. Böylelikle, biraz da farkında olmadan Türkiye’ye ‘Kurallar ve Tavsiyeler’ içerisinde vermiş oldukları ‘Boğazlar’ı kapatma hakkını’ geri almak istiyorlardı. Benim de içerisinde bulunduğum delegasyonun, Boğazlarla ilgili teknik gerçekleri çok iyi ortaya koyması sayesinde bunu başaramadılar. Bugün; tek yönün büyük gemiler ve tankerlerin geçişi dışında da; tüm gemiler için sürekli kural haline getirilmesi; öncelikle Türk Boğazlarında uygulanan Trafik Ayırım Şeritlerinin iptal edilmesine; IMO’nun bu konudaki onayını geri almasına; buna bağlı olarak Türkiye’nin Boğazlarda trafiği tek yönlü olarak düzenlerken dayandığı uluslararası hukuk belgesinin ortadan kalkmasına vesile olacaktır. Boğazlar belli bir trafik yükü altındadır, bu yük göz ardı edilmemelidir. Masaya artılar ve eksiler konur değerlendirilir. Çünkü konu, futbol takımı destekler mahiyette ya da bazı kurumsal kaygılarla sulandırılıp mecrasından çıkarılacak bir konu değildir. Ciddi bir konudur, teknik bir konudur, aklı başında insanların bu konuları bilen kişilerle oturup değerlendirmesi gereken bir konudur. Karar vericiler ve özellikle İdaremiz, bu bilince ve olgunluğa sahiptir” açıklamasını yaptı.
DTO Başkanı Metin Kalkavan
Boğazda çift yöne karşıyız
Deniz Ticaret Odası’ndaki 2010 yılının ilk toplantısında geçiş konusunu gündeme getiren Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan da, armatörlerin tavrını net olarak belirledi. Yönetim kararı aldıklarını ifade eden Kalkavan, “Biz bugünkü uygulamanın ‘Marmaray’ bitse bile devamından yanayız. Çevre bilinci ve İstanbul’un bir tane olduğunu düşünerek, bugünkü uygulamanın doğru olduğunu düşünüyoruz. Buna kılavuzlarımız karşı çıkabilir. Salih Kaptan farklı şey söyleyebilir. Kim ne söylerse söylesin, saygı duyuyoruz ama biz teknik olarak yapılamaz demiyoruz. Teknik olarak yapılabilecek olsa da, güvenli olsa da tek yönlü trafik uygulamasından sonra meydana gelen kaza istatistiklerine baktığımız zaman çok fazla bir şeye rastlamadık. Dolayısıyla biz ters pozisyon alıp, ticaretten kazanacağımızdan fedakârlık edip, biraz daha beklemeyi kabul ediyoruz. Ama boğazlarda trafiğin tek yönlü olmasını Yönetim Kurulu olarak sizlere de duyuruyoruz. Bu konuda tartışmalara açığız. Kılavuz kaptanların da önerisi, mümkün olduğu kadar gemiyi getirmek olacaktır. Bu bir teknik konudur ancak, İdare’yi rahatlatmak adına biz ticareti yapanlar olarak bunun böyle devamını talep ediyoruz” diye konuştu.
Selçuk ONUR - PERŞEMBE ROTASI
İmsak | 04:22 | ||
Güneş | 06:02 | ||
Öğle | 13:15 | ||
İkindi | 17:06 | ||
Akşam | 20:18 | ||
Yatsı | 21:50 |
Ayrıca Google Erth den bu işi avrupalı nasıl yapyor görmek isteyenler,
*Antwerp
*Selvia
ve 50 ye yakın benzer kanalı inceleyebilirler,
Boğazlar günümüz trafiğini kaldıramdığı gibi 7000 tonluk gemiler için yapılan bu basit kanallar İstanbul'u renklendireceği fikrindeyim.
İstanbulun avrupa yakasında Büyük çemece gölü civarı ve anadolu yakasında İzmit körfezine açılan 2 ideal kanal altyapısı mevcut.
Ayrıca İstanbu Sel bölgelerinin ıslah etme çalışmaları bu kanallarada gönderliebilinir.
İstim arkadan geliyor
Tartışmaya açıklarmış
İstim arkadan geliyor
Önce tartış sonra karar
Önce karar akla zarar
Teknikte ticaret ne arar
İstim arkadan geliyor
Adalarin guneyinde Drifte bekleyen (Marmaradan Karadenize tek yonlu trafigin acilmasini
Bekliyor) baska bir gemiye carpti. Peki bu gemilerden biri INDEPENDENTA olsa idi,
O zaman ne olacakti !!!
Istanbulun cevre emniyeti Kizkulesinde baslayip, AnadoluKavagindami bitiyorsa, okay !!
Bugun, takribi 75 guneyden 75 kuzeyden bogaz gecis gemisi geliyor. Bu demektir ki:
Gunde 75 gemi luzumsuz yere Ahirkapiya demirletiliyor. Adam gecip gidecek ugraksiz
Ama bu sistemde illada tekyon konvoy bekleyecek, demirlemesi lazim,
Peki Ahirkapi neresi !!! Yenikapi olsun . . Bakirkoy olsun . . hadi Yesilkoy olsun . .
BUNDAN DAHA “SEHRIN GOBEGI” VARMI ??? Taksim Meydani ??
Burada luzumsuz yere, her gun 75 (hadi 50) gemiye, demire inme/demirden kalkma manevrasi yaptiriyorsun . . .
Bumudur, Istanbulu !!!, Emniyeti, Cevreyi, Dogayi dusunmek !!!
Ayni sekildede KILYOS onundede, hergun, tamamen ama tamamen luzumsuz 150 demire
İnme/demirden kalkma manevrasi (75 gemi) yaptiriyorsun.
Guneyden, Kuzeyden gunde tamamen gereksiz 300 manevra, hemde sehrin gobeginde, ucunda, bogazin tam girisinde/cikisinda
Ustelik demirden kalktikdan sonra bu gemiler tamda bogaz girisi, cikisi onunde traversde kalarak ekstra tehlike yaratiyorlar, demire iner cikarken transite gecmis gemilerin rotalarina
Girip cikiyorlar . .
Hergun bu demir yerlerinde kaza var, resmiyete aksayani var, aksamayani var, Armatorler, calisanlar, KiyiEmniyeti, VTS, Pilotlar bunlari ezbere biliyorlardir..
Bugune kadar Allah Korudu herkeside onemli bir hadise yasamadik ama sizler bu sansin
İlalebet bu sekilde devam edecegine gercekten inaniyormusunuz !!! Dogaya aykiri gunde
300 manevra, ayda 9000 manevra, senede 108,000 luzumsuz demire inme kalkma manevrasi
5 senede 500,000 luzumsuz manevrayi sehrin gobeginde ucunda, cok elzemdir diye yaptirip
Allah nezdinde sansimizi daha ne kadar zorlamayi dusunuyoruz !!!
Bakin hergun luzumsuz 300 manevra yapan 150 adet gemi varya, birbucuk senedir suren kirizin ardindan bu gemilerin en parilparil boyali olanindan bile emin olamazsin, dolayisi ile burdan beklemeden gecip gidecek olanin ustune dusmesek, benim gorusume gore bizler icin daha hayirli olabilir.
1. Trafiğin sürekli/dönüşümlü tek yönlü olmasının Montrö Sözleşmesi’ne (özellikle Madde 2’ye) aykırı düşmediği tespit (ya da sağlam verilerle, sürekli tek yön’ün güvenlik açısından gerekli olduğu ispat) edilmelidir.
2. Trafiğin sürekli tek yönlü işlemesi halinde, İstanbul Boğazı’ndan GÜVENLİK İÇİNDE fiilen geçebilecek “maksimum gemi boyu” tespit edilmeli ve bundan daha uzun gemiler Boğaza girişi yasak olmalıdır. (Aksi halde, Boğaz tek başına tek şerit haline gelip genişledi diye, bazılarının kâr hırsı dünyanın en büyük gemisini Boğazlarımıza gönderir ve sonuçlarını hep birlikte görürüz, belki de bazılarımız göremez).
3. Türkiye IMO’ya başvurarak RESOLUTION A.827(19)’da değişiklik yaptırmalı ve İstanbul Boğazı’nda trafiğin SÜREKLİ TEK YÖN olmasının (ve karşıdan gemi girmemesini sağlamanın) onayını almalıdır.
4. Türkiye kendi ulusal mevzuatı olan Boğazlar Tüzüğü’nü yukarıda belirtilenler doğrultusunda değiştirmelidir.
5. Uygulamada, trafiğin gerçekten tek yönlü işlemesi sağlanmalı ve karşıt yönden (bazı yönetilebilir özel durumlar hariç) kesinlikle gemi girmemelidir.
6. Gemi Trafik Hizmetleri Merkezinde vardiyalı kılavuz kaptanlara (fiilen Boğazda çalışanlara dönüşümlü olarak) supervisor olarak görev verilmeli ve gemilere Tüzükte yer alan güvenlik kuralları (aralarında 8 gomina mesafe bırakılması v.b.) tam uygulanmalıdır.
Kuzeyde ve guney de bır cok gemı uzun surelı bekletılıyor tek yonlu gecıs ıcın. o zaman bukadar para yatırmaya ne gerek vardı bır suru peronele tek yonlu gecıs devam edecek se ?
Burda makam teslım almıs soz sahıbı kısıler acaba kac yıl bı fııl gemıler de kaptanlık yaptılar hıc bırının 20 yıl kaptanlık yaptıgını sanmıyorum.Hava sert olunca kuzeyde pılot bıle gemıye bogaz ıcın de gelmeye zorlanırken. Karadenızın en cok kabardıgı sahıl kesımın de gemılerı demırletın sıra beklesın.o sırada bır cok gemı buyuk rıskler tasımakta
Baızılarıda karada sıcak masasın da oturmus ahkam kesıyorlar
Denızcıler karaya cık sa bıle geldıgı yerı unutma malı ordakı ınsanları dusunerek duzenleme yapmalı