Hukukçu Önündeki Dosyaya Göre,
Tetikçi, Önündeki Kemiğe Göre….
İşlem Yapar. 


7 Temmuz 2020 Salı günü itibariyle fahri ve istişari olarak yürüttüğü Bakan Danışmanlığı görevinden affını isteyen ve bu isteği Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından kabul edilen Danıştay Emekli Üyesi, Deniz Hukukçusu ve Araştırmacı Ali Kurumahmut hakkında belli çevrelerin yıpratma ve gözden düşürme çabaları devam ediyor. 

Daha önce de çeşitli iftira kampanyaları düzenleyenler en son Ali Kurumahmut’un 2015 yılında Danıştay Sekizinci Dairesinde görevli iken alınan bir kararı dillerine doladılar. 

Yargıda temel ilke dosyaya göre karar verilmesidir. Yargının simgesi olan bir elinde kılıç, bir elinde terazi olan Adalet Tanrıçası Themis’in gözleri bağlıdır. Çünkü önüne getirilen kişinin kim olduğunun önemi yoktur. Önemli olan dosyaya göre verilen kararın adil olmasıdır. 

Bunu bilmezler mi? Biliyorlar. Ama amaç karalama, belden aşağıya vurma, haysiyet cellatlığı yapmak olunca, sonuç da böyle oluyor. 

Meselenin aslı ne?

28941 Sayılı Resmî Gazete’de 14 Mart 2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6528 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5580 Sayılı Kanun’da bazı değişiklikler yapıldı.
Bu yapılan değişiklikler Anayasa Mahkemesine götürüldü ve Anayasa Mahkemesi değişikliklerden bazılarını iptal etti.  İptal edilen maddelerle ilgili Anayasa Mahkemesi Kararı 24 Temmuz 2015 gün ve 29424 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlandı. 
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğünce 09 Temmuz 2015 gün ve 7131487 sayılı Genelgesinin 1. Maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği Kanunun ilgili maddesinin hükmünü birebir içermekte idi. 
Anayasa Mahkemesi Kararları tüm yargı organları için bağlayıcı nitelikte olduğundan. Danıştay Sekizinci Dairesi’nin önünde Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamaktan başka bir yol bulunmamaktaydı. Bu nedenle Genelgenin ilgili maddesinin Yürütmesinin Durdurulmasına “Kabul” kararı verildi. 
Nitekim, Danıştay Sekizinci Dairesinin Kararı daha henüz yazılmadan Milli, Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü yeni bir genelge yayınlayarak eski genelgeyi iptal etti. Genelge iptal edilince Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK)’ya giden dosya hakkında İDDK; “Genelge yürürlükten kalktığı için hüküm kurulmasına gerek bulunmadığı” kararını verdi. 
Ama bu kez, yeni yayınlanan Genelge için de Yürütmenin Durdurulması ve İptali istemiyle dava açıldı.
Bu dosya da Danıştay Sekizinci Dairesinin önüne geldi.
Danıştay Sekizinci Dairesi bu kez “Yürütmenin Durdurulmasına red” kararı verdi. Karar 3 e  karşı 2 oy çokluğu ile alınırken Ali Kurumahmut, Yürütmeyi durdurma isteminin reddi” yönünde oy kullandı. 
Çünkü bu kez 1. Maddenin yazımı değiştirilmişti ve AYM Kararına aykırılık ortadan kaldırılmıştı. Hukuk onu gerektiriyordu. 

Bu kez dosya İDDK ya gitti. İDDK; ilginç bir karar aldı; Danıştay Sekizinci Dairenin aldığı “Yürütmenin durdurulmasını red” kararını kaldırdı. Karar, 9-7 çoğunlukla alındı. 
Kararı alan çoğunluk görüşüne sahip Hakimler, halen Danıştay’da görev yapmaktalar. Aldıkları hukuki karar için hiç kimse kendilerine “Fetöcü” suçlaması yapmıyor, yapmamalı. Çünkü böyle bir şey ASLA TEK BAŞINA İNSANLARIN FETÖCÜ OLARAK ETİKETLENMELERİNİN GEREKÇESİ OLAMAZ.

Gözden düşürmek için yapıyorlar

Son dönemde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında özellikle kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri bakımından getirilen düzene karşı ticari çıkarlarına halel gelen kişi ve şirketleri tarafından bir savaş yürütülüyor.
Bu savaşta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın “Yönetmelik yapma yetkisinin olmadığını” ileri sürüyorlar.
Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nin yetkilerini kabul etmiyorlar. Çıkarılan 1 No. Lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bakanlıklara yetkilendirme yapılamayacağını iddia ediyorlar. 
Bunlar hukuksal argümanlardır ve anlaşılabilir şeylerdir.
Ancak anlaşılamayan konu şudur:
Bu argümanlara Bakanlık içerisinde hukuk bilgisiyle ve donanımıyla en iyi hukuksal karşılığı verebilecek olan Ali Kurumahmut’u gözden düşürerek, yaptıklarını kötüleyerek yaptıkları hukuksal mücadeleye bir de “belaltı vuruş” ekliyorlar.
Bunun için de medyadaki bir tetikçiyi kullanıyorlar. Ki onların haysiyet cellatlıkları zaten tescillidir. Tescile en son halka da bu son marifetlerinden önce eklenmiştir bir yargı kararı ile ki ayrıntısına girmenin burası yeri değil. 

Editör: TE Bilişim