Pupa yelken şifa dağıttılar Prof. Dr. Selim Yalçın ve Prof. Dr. Nadire Berker, yelkenli tekneleri Keyif’le dünya turuna çıktılar. Tıp doktoru olan çift, uğradıkları yerlerde yerel halkın ve denizcilerin sağlık sorunlarıyla da ilgilendi. Deniz sevdalısı tıp doktorları Prof. Dr. Selim Yalçın ve Prof. Dr. Nadire Berker, çocukluk hayalleri olan dünya seyahatini beş yılda tamamladılar. Sadun ve Oda Boro’nun 1968’deki turunun ardından dünya seyahatini gerçekleştiren 17. Türk olan çift, gittikleri yerlerde yardıma ihtiyacı olan yerel halka kucak açtı. Prof. Yalçın ve Prof. Berker çocukluklarından beri deniz sevdalısı bir çift. Mesleklerinin zirvesindeyken emekli olup çocukluk hayallerinin peşine düştüler. Hayatlarının 20 yılını sakat çocuklara ve bedensel engellilere adayan ortopedi uzmanı Prof. Yalçın ve fizik tedavi uzmanı Prof. Berker, 14 metre boyundaki yelkenli tekneleri Keyif’i Fransa’dan satın aldılar ve hiç denenmemiş bir rotayı izlediler. Keyif’in pruvasını Avrupa’nın içine çeviren ikili nehir ve kanalları kullandı. 23 Mart 2012’de Les Sables d’Olonne kasabasından yola çıkan iki profesör; nehirler, kanallar, denizler ve okyanusları aşarak 7 Mart 2017’de Karayipler’in Martinik Adası’na ulaştıklarında 35 bin deniz mili (65 bin km) yaptı. Dominika, Galapagoslar, Tahiti, Bora Bora, Maldivler, Yeni Zelanda, Madagaskar gibi 40 ada ya da deniz aşırı ülkeyi gezen çift, molalarında tarihi şehirleri gördü. Yardıma koştular Yalçın ve Berker yerel halkın ve denizcilerin sağlık sorunlarıyla da ilgilendiler. Çiftin ilk deniz aşırı hastaları Atlantik Okyanusu’nun ardından demir attıkları Karayipler’deki St. Marteen Adası’nda karşılarına çıktı. Ailesiyle teknede yaşayan 5 yaşındaki Collie’nin ateşini düşüren çift, Kolombiya’daki gözü iltihaplı fakir bir balıkçıyı, Panama yakınındaki San Blas’taki köylüleri ve eline olta iğnesi saplanan bir balıkçı çocuğu, Galapagos’ta okyanus geçişine hazırlanan bir denizciyi, Markiz Adaları’nda gut hastası bir jandarmayı, sadece iki kişinin yaşadığı Suvarov’da bekçinin eşini tedavi etti. Zonadan göz hastalıklarına kadar her konuda şikayetle karşılaşan çift, Türkiye’deki uzmanlara uydu telefonuyla ulaşarak destek aldı. Bedensel engellilerle ilgili 11 Kitap yazan çift, Endonezya’da üç gün süren bir tıp kongresi düzenlerken, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde sadece siyahların yaşadığı arka mahallelerde çocuklarla ilgilendi. Omuz, el bileği, kalça, diz, boyun ve bel ağrısı çeken hastaları tedavi eden ikili, adaların yerel dillerini az da olsa öğrendi. Denenmemiş bir rota Keyif 2012 Mart’ında Fransa’daki Sables d’Olonne’dan yola çıktı. Seine, Ren, Main ve Tuna nehirlerine girdi, Köstence Limanı’ndan Karadeniz’e kavuştu. İstanbul’u geçtikten sonra Ibiza’ya ulaştı. Cebelitarık Boğazı’ndan sonra Kanarya ve Capo Verde’ye gitti. Atlas Okyanusu’nu geçip Karayipler’de birçok adaya uğradı. Galapagoslar ve Polinezya’yı ziyaret etti. Pasifik’teki Suvarov atolündeki moladan sonra Yeni Zelanda’dan geçti. Endonezya ve Malezya’nın ardından Tayland’dan Hint Okyanusu’na açılarak Maldivler, Madagaskar üzerinden Güney Afrika Cumhuriyeti’ne vardı. Atlas Okyanusu’na kavuşan yelkenli, Karayipler’in en güneyindeki Tobago Adası’nda 36 günlük açık deniz geçişini tamamlayıp Martinik’te turunu bitirdi. “Okyanusun ritmi bambaşka” - Prof. Dr. Selim Yalçın: “Çocukluğumda yaptığım kontrplak botlarla ve babamın sandalıyla denize açılırdım. Sadun Boro’nun ‘Pupa Yelken’ kitabı ve Haluk Karamanoğlu’nun yazıları bizi etkiledi. Yelkenlilerimizle Ege ve Adriyatik’te gezdik. İstanbul’un büyülü sahillerinde başlayan deniz aşkımız bizi mutlu ediyor. Dünyayı ve insanları anlamak için evlerine kendi evimizle konuk olduk. Şifa vermeye çalışırken yaşam boyu sürecek dostluklar kurduk.” - Prof. Dr. Nadire Berker: “Yola dünya turu için değil, denizde yaşamak için çıktık. Yolumuzdaki ada ve sahillerdeki insanlarla kaynaşıyoruz. Denizde yaşamak, bizden önceki gerçek ve kahraman denizcilerin anılarının izinde özgürce var olmak için yola çıktık. Okyanusun ritmi bambaşka, uzun seyirlerden sonra gerek ruhen, gerek bedenen şehir hayatına uyum sağlamakta güçlük çekiyor insan.” Gökhan Karakaş/Milliyet