İşte Ağca'dan İlk İnciler

Ağca, Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri eşliğinde araçlarla Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kompleksi'nden ayrıldı.

Kampüs çevresindeki yol üzerinde bekleyen ve Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca'nın da aralarında bulunduğu grup, konvoyun geçişi sırasında davul ve zurna eşliğinde sevinç gösterilerinde bulundu. Grup, Ağca'nın da içinde bulunduğu aracı konvoy halinde takip etti.

Gata'ya götürüldü

Mehmet Ali Ağca, cezaevinden çıktıktan sonra Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) getirildi.

Ağca'yı taşıyan polis arabasının da bulunduğu konvoy, Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kompleksi'nden çıkışının ardından çevre yolunu kullanarak GATA'ya geldi.

Yol boyunca konvoyu takip eden araçlardaki gazeteciler Ağca'nın görüntüsünü çekebilmek için yoğun çaba harcadı. Çevre yoluna çıkmadan önce basın mensuplarını taşıyan araçların önü polis ekiplerince kesilmek istendi. Konvoyda polis ve basın mensuplarını taşıyan araçların dışında bazı sivil kişilerin de bulunduğu araçlar dikkati çekti.

GATA'ya girişte gazetecilerin görüntü alması kapıdaki askerler tarafından engellenmeye çalışıldı.
Takip sırasında basın mensuplarını taşıyan araçlardan bazıları maddi hasarlı kazalar yaptı.
Yaşanan yoğunluk nedeniyle GATA'nın ana giriş kapısı araç trafiğine kapatıldı. GATA'ya girişler diğer kapılardan sağlanıyor.

Avukatını azletti

Öte yandan Mehmet Ali Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca, avukat Hacı Ali Özhan'ı ''kardeşinin can güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü'' ileri sürerek azlettiğini bildirdi.

Mehmet Ali Ağca'nın avukatı olduğunu belirten Özhan, Ankara Ceza ve İnfaz Kurumları Kompleksi önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Malatya Askerlik Şubesi'nden en yakın askerlik şubesine gitmesi yönünde kendilerine bir yazı geldiğini anımsatan Özhan, kendisinin geçtiğimiz cuma günü Milli Savunma Bakanlığına, askerlik şubesine ve cezaevi yönetimine itiraz dilekçelerini sunduğunu kaydetti.

Kendisinin cezaevine girerek Ağca'nın çıkış işlemlerinde hazır bulunacağını belirten Özhan, Ağca'ya kendisi yanında bulunmadan herhangi bir evraka imza atmaması yönünde uyarıda bulunduğunu söyledi. Özhan, şunları kaydetti:

''Milli Savunma Bakanlığından bize Ağca'nın raporunun onaylanmadığına yönelik bilgi 4 yıldan sonra cuma günü bize bildirildi. Hafta sonu olmasından dolayı gerçekten bir onaylamama işleminin olup olmadığını ve gerekçesini, rapordan sonra onaylamama işleminin olmadığı kanaatindeyim. Gerek avukatı olarak bana, kardeşine, cezaevi yönetimine böyle bir bilgi gelseydi onaylamama işlemine itiraz hakkımız olabilirdi. Bizde bu hakkımızı kullanıp kullanmamayı düşünürdür. Varsa böyle bir belgeyi gerekçelerini inceleyeceğiz, Mehmet Ali Ağca ile onları değerlendireceğiz. Ondan sonra da askerlik şubesinde yapılacak işlemleri değerlendireceğiz.''

Özhan, perşembe günü Ağca'ya mavi renkli bir kazak getirdiğini, ancak cezaevi yönetiminin ''mahkumlara mavi renkli bir giysi getirilemeyeceğini'' belirterek almadığını, bugün bir mavi kazak getirdiğini gazetecilere gösterdi.

Kardeşi Adnan Ağca'dan çıklama

Özhan'ın konuşması sırasında Mehmet Ali Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca'nın imzasının bulunduğu yazılı açıklama gazetecilere dağıtıldı. Adnan Ağca, avukat Özhan'ın dün yaptığı açıklamalarla ''kardeşinin can güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü'' ileri sürerek azlettiğini belirtti. Açıklamada, şunlar
kaydedildi:

''10 Ocak 2010 tarihinde tahliye olacak olan kardeşim ve vasisi olduğumu Mehmet Ali Ağca'nın avukat olduğunu iddia eden avukat Hacı Ali Özhan tarafımdan habersiz yaptığı basın toplantılarıyla Ağca'nın can güvenliğini tehlikeye düşürmüş olup, bugün itibariyle tarafımca azledilmiştir. Kendisine bugüne kadarki çalışmalarından dolayı teşekkür ederim. Vasisi bulunduğum Mehmet Ali Ağca'nın avukatlarının Yılmaz Aboşoğlu ve Gökay Çağlaralp Gültekin olduğunu
bildiririm.''

Özhan, açıklamayla ilgili sorulara, kendisinin Ağca'nın avukatı olduğunu öne sürdü.
Mehmet Ali Ağca'nın tahliye edilmesi dolayısıyla kardeşi Adnan Ağca'nın yanı sıra cezaevi önünde yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu bekliyor.

Ağca'dan inciler!..

Adnan Ağca, beraberinde kardeşi Mehmet Ali Ağca'nın avukatları Yılmaz Aboşoğlu ve Gökay Gültekin ile cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Kardeşi Mehmet Ali Ağca için daha önce ''askerliğe elverişli olmadığı'' yönünde rapor verildiğini ifade eden Adnan Ağca, ancak daha sonra bu raporun kabul edilmediğini söyledi.

Mehmet Ali Ağca'nın avukatı olduğunu belirten Gökay Gültekin ise müvekkilinin bugün basına açıklama yapmayacağını, Ağca'nın Ankara'da birkaç gün kalacağını, daha sonraki günlerde basının karşısına çıkacağını söyledi.

Avukat Gültekin, daha sonra gazetecilere Mehmet Ali Ağca tarafından yazıldığını söylediği İngilizce bir metni dağıttı. ''Sonsuz güç sahibi Allah'ın adıyla Tanrının ilahi mesajını ilan ediyorum'' diye başlayan metinde şu ifadeler yer aldı:

''Madde 1: Tanrı sonsuza dek tek ve benzersizdir. Tanrı sonsuza dek bütündür. Teslis (Üçleme) diye bir şey yoktur.

Maadde 2: Ben Tanrı değilim. Ben Tanrı'nın oğlu değilim. Ben ebedi Mesihim, yani ete kemiğe bürünmüş ve yeniden doğmuş aynı ilahi söz. Ben tüm evrende Tanrı'nın ebedi yüksek hizmetkarıyım. Teslis (Üçleme) diye bir şey yoktur.

Madde3: Ve Kutsal Ruh (Ruhül Kudüs) Tanrı'nın yarattığı bir melekten başka bir şey değildir. Teslis diye bir şey yoktur.

Madde 4: Dünyanın sonunun geldiğini ilan ediyorum. Tüm dünya bu yüzyıl içinde yok olacak. Her bir insan bu yüzyıl içinde ölecek.

Madde 5: İncil hata ile doludur. Mükemmel İncil'i ben yazacağım.
Ebedi Mesih Mehmet Ali Ağca''

Avukat Gökay Gültekin, ayrıca Ağca ve Papa 2. Jean Paul'un birlikte çekilmiş bir fotoğrafını kapağına taşıyan Times dergisinde çıkan bir makalenin fotokopisini de basın mensuplarına dağıttı.


Dünyada flaş haber

İtalyan haber ajansları, Mehmet Ali Ağca'nın tahliye edilmesini flaş haber olarak duyurdu. Tahliye haberi, gazetelerin internet sayfalarında da anında yer buldu.

İtalyan haber ajansı ANSA, flaş haberinde, Ağca'nın askerlik işlemleri için polis gözetiminde Sincan F tipi Cezaevi'nden alınarak GATA'ya götürüldüğünü belirtti.

Ağca'nın kapsamlı bir basın toplantısı yapmasının zayıf bir ihtimal olduğunu kaydeden ajans, Ağca'ya para karşılığında kitap yazma, özel söyleşi ya da film önerisinde bulunan şirketlerin, genel bir basın toplantısıyla uzun uzun açıklamalar yapma konusuna sıcak bakmadıkları görüşüne yer verdi.
La Repubblica gazetesi, Ağca'nın 13 Mayıs 1981'de Polonyalı Papa 2. Jean Paul'e suikast girişiminde bulunmuş olmasını ön plana çıkararak, "Ağca, Ankara'da serbest kaldı. 1981'de Wojtyla'ya suikast düzenlemişti" başlığını kullandı.

Mesihlik iddiasında bulunmaya devam eden Ağca'nın avukatları aracılığıyla bugün dağıttığı mektupta, "Bu yüzyılda tüm insanlar ölecek. Ben ebedi kurtarıcıyım" dediği belirtilen haberde, şu ifadelere de yer verildi:
"Katoliklik dinine geçen eski terörist, birçok kez Papa suikastına ilişkin yeni açıklamalar vaadinde bulundu. Bu tüyler ürpertici olayı kitaplaştırma arzusunu da dile getirmişti."

"Vatikan'a gitmek istiyorum"

La Stampa gazetesi ise Ağca'nın kendine bir İtalyan eş bulmak ve Papa 2. Jean Paul'ün kabrini ziyaret etmek istediğini anımsatarak, "Serbest kalan Ağca: Vatikan'a gitmek istiyorum" başlığını kullandı. Belçika'nın yüksek tirajlı gazetelerinden "Le Soir", gazeteci-yazar Abdi İpekçi cinayeti ve iki ayrı gasp suçundan hükümlü Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin haber ve yorumlara geniş yer verdi.
"Le Soir" gazetesi, konuya birinci sayfasında yer verirken, Papa II. Jean Paul'e suikast girişiminde bulunan Ağca'nın "esrarengiz mesih" görüntüsünü sürdürdüğünü yazdı.

Gazete, İtalya ve Türkiye'de toplam 29 yıl hapis yattıktan sonra tahliye edilen Ağca'nın, "cazip öneriler sunan bazı cömert basın organlarına" açıklamalarda bulunmasının beklendiğini yazarak, "ömrü yalan söylemekle geçen bir kişinin anlattıklarına inanmanın zor olduğu" görüşünü yansıttı.

"Dan Brown ile roman yazmak, Usame Bin Ladin'i yakalamak... "

Ağca'nın, kendi yaşam öyküsünü kaleme almak, Amerikalı yazar Dan Brown ile birlikte roman yazmak, Afganistan'a giderek Usame Bin Ladin'i yakalamak gibi projeleri olduğuna da dikkat çekildi.

Mehmet Ali Ağca'nın "gazetecileri ve emniyet birimlerini parmağında oynatan bir hilekar" veya bir "ruh hastası" olduğu konusunda tereddütlerin sürdüğüne değinen gazete, kamuoyunun ve yakın çevresinin bu kişinin sırlarını çözemediğini belirtti.

Kendisine "imparator", "mesih" gibi unvanlar veren "megaloman" Ağca'nın, "son iki yıldır Türk adaleti tarafından zayıflatılan mafya, politika ve güvenlik birimleri bağlantılı derin devlet" ile ilişkilerinden söz eden "Le Soir", bu kişinin bir "tarikat lideri" veya "karizmatik entelektüel" olmadığına dikkati çekti.
Mehmet Ali Ağca'nın yaşam öyküsünü anlatan, çelişkili açıklamalarını hatırlatan gazete, İpekçi cinayetinin ardından 1979'da yakalanan ve kısa süre sonra yüksek güvenlikli bir hapishaneden firar etmeyi başaran bu kişinin 1981'de, Roma'da Papa'yı öldürme girişimine değinirken, tahliyenin ardından bazı sırların aydınlığa kavuşabilmesi olasılığından söz etti.

Gazete Ağca'nın, "Hristiyan olmak", "gerçek İncil'i yazmak" gibi arzu ve talepleriyle bazı avukatlarını ve yandaşlarını kaybettiğini, öldürülmekten korktuğunu, ancak bunun nedenini açıklamadığını, tahliyesinden sonra bir kahraman gibi karşılanması endişesinin ağır bastığını anlattı.

Editör: TE Bilişim